08-16-2006, Saat: 04:51 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
1,140
-
Konuları:
84
-
Kayıt Tarihi:
Jul 2006
-
Rep Puanı:
Sana ilk rastlad???mda vapura yeti?meye ?al???yordun. Tela?l? ad?mlar at?yordun, aceleci ve k?vrak. Bir ?ubat ak?am?yd?, hafif bir r?zgar esiyordu. Bir elin savrulan sa?lar?ndayd?, di?er elinle kitaplar?n? tutuyordun. B?t?n halatlar?ndan kurtulmu?tu vapur, sen iskelede dudaklar?n? ?s?r?yordun.
Bir sinema ??k???nda rastlad?m tekrar sana. Yan?nda birka? arkada??n vard?. Merdivende sigara i?iyordunuz. Biz bo?alt?yorduk salonu, siz girmeye haz?rlan?yordunuz.
?iir Cafe’de kar??la?t?k sonra. Ben ?iirimi okumu? yerime d?n?yordum. G?z g?ze geldik seninle, g?zlerinle bana g?l?ms?yordun. Bir tek g?l vard? masadaki vazoda ve bir de mum. Gizemli ?iirler okunurken gitar e?li?inde, sen g?l? kokluyordun.
?orbac?ya gittik ?iirler bitince. Grupta sen de vard?n. A??r a??r inerken merdivenlerden, ?iirimi be?endi?ini s?yl?yordun.
Sabaha kadar birlikteydik o gece, g?zlerimi her kapay???mda sen geliyordun...
Art?k d??lerimde sen vard?n. Hayallerimde, ?iirlerimde... Seni g?r?yordum bakt???m her yerde. Seni anlat?yordum yazd???m hikayelerde.
Rastlant?lar bitmi?ti, bulu?malar? biz ayarl?yorduk. Yeni ?iirlerle geliyordum yan?na, ele?tirileri birlikte yap?yorduk.
Bir ilkyaz g?n?yd?. Kar??yaka sahilinde y?r?yorduk Bir ?ocuk yakla?m??t? yan?m?za “Sevdi?inin baa?? i?in abi” diye elindeki demetten bir g?l uzatt? bana. “Sevdi?ime”diyerek vermi?tim o g?l?, y?re?imde kabaran sevdalarla sana.
Deniz sakindi, g?r?lt?c? mart?lar yoktu. Bir vapur yalpalayarak ilerliyordu Konak’a do?ru, yakamozlar? y?rtarak. Do?ru s?zc?kleri bulam?yorduk belki ama, g?zlerin her ?eyi anlat?yordu. Elinde bir tek g?l duruyordu.
?nce mevsimler birbirini kovalamaya ba?lad?. Sana adand? ya?ad???m t?m zamanlar. Engelli bir ko?uya benzese de hayat, yana??nda a??lan k?rm?z? bir g?l oldu y?llar.
?ki tomurcu?umuz oldu, iki mutlulu?umuz. Birincisi arslan bir y?rek ta??yordu g??s?nde, di?eri nazl? bir ser?e.
Sevin?lerimiz de oldu, ?z?nt?lerimiz de. Ac?lar?m?z da oldu, mutlulu?umuz da. G?n geldi uzak ?ehirlerden d??ledim seni, uzak ?ehirlerde. G?n geldi yan yana iki u?urtma olduk g?ky?z?nde, g?l?msedik d?nyaya birlikte.
?imdi uyuyorsun, yast???na bir g?l koyuyorum...
irfan mutluer
08-16-2006, Saat: 04:53 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
1,140
-
Konuları:
84
-
Kayıt Tarihi:
Jul 2006
-
Rep Puanı:
Saat; iki otuz. Biraz daha durursam balkonda, donacağım. İçeriye giriyorum. Bilmem kaçıncı kez bırakıp tekrar başladığım sigaramdan, bir tane daha yakıyorum. Odada geziniyorum, oturmak öyle zor ki... Gözümde uykunun zerresi bile yok. Tekrar balkona çıkıyorum.
O’nu arıyorum, O’nu çağırıyorum. Neden geciktin bu gece, çıldırıyorum. Belki de tam zamanı, geleceksen bir an önce gel, ama gel, mutlaka gel. Ne olursun gel. Gel...
Tam karşımızdaki apartmanın üçüncü katının mutfak ışıkları yanıyor. Susadın mı Cavit amca? Bir bardak daha iç, istersen bir daha... Başka türlü düşmez o taş. Hatırlıyor musun? Dört beş yıl kadar önceydi. Bidonlarımızı koyup arabanın bagajına, bir dağ köyüne su almaya çıkmıştık. Sıcak bir Temmuz günüydü. Yanımızda mangalımız da vardı. Dağın serinliğinin, ormanın yeşiliyle buluştuğu yerde mola verip mangalımızı yakmak istemiştik. Nasıl da hemen bitivermişti ormancılar. Nasıl da atışmıştık onlarla. “Her ateş, yangın değildir” demiştin, hatırlıyor musun? Ormancılar yumuşamış, bize kendi kamplarını önermişlerdi. Tekrar binip arabaya, yola koyulmuştuk. Akşam olmak üzereydi, yol kenarında çalışan bir aileye sormuştuk orman kampını. Onlar da bizi bahçelerine çağırmışlardı. Mangalımızı orada yakmıştık. Biralarımızı birlikte içtik, kurbağaların senfonisi eşliğinde... Sonra bizi köydeki evlerine götürdüler. Evi bize bırakıp, kendileri bağ evine dönmüşlerdi. Belki de ilk kez, bir Temmuz gecesinde yorgana sıkı sıkı sarılmıştım. Birkaç saatlik uyku nasıl da yetmişti bize...
Üçü çeyrek geçiyor... Kül tablasını boşaltıyorum. Bardağı alıp çeşmeyi açıyorum. Suyun sesi nasıl da benziyor Zap nehrine. Çılgın akar Zap, gürül gürüldür. Hele karlar eriyince, delirdikçe delirir. Alır götürür ne varsa, acımaz. Ve ben, her bahar bir kardelen atarım Zap’a Hakkari yamaçlarından. Elimden kayıveren Mehmet’in anısına, sularda kaybolan, kurtaramadığım arkadaşımın anısına... Kardelenden önce düşer gözyaşlarım aşağıya, eğilip bakamam.
Nerede kaldın, geciktin bu gece. Gel artık, saat dört. Osman da horladıkça horluyor. İyi ki aynı evi paylaşmıyoruz. Uzaklardan silah sesleri geliyor. Gene canına kıydılar birkaç hayvanın. Bu kabanı da iyi ki giymişim. Soğudukça soğuyor hava. Sokak lambalarını hafif bir sis kaplıyor. Belki de kar yağacak. “Kar izi örter” biliyor musun? Nuri’yi eşiyle birlikte bayrak direğine asıp, kurşunlayanlardan, yaralı ele geçenin son sözüydü bu “kar izi örter”. Osman da horlamayı kesti...
“Cevizin yaprağı narindir, narin. İçerim yanıyor, dışarım serin.” Bir türkü tutturuyorum. Çaydanlığı ocağa koyuyorum. Minarelerden ezan sesleri yükseliyor. O’nu bekliyorum. Sokaktan birkaç kişi geçiyor, bakıyorum. O gelmiyor. Sis biraz daha arttı.
İyi ki demlemişim çayı, içim ısındı birazcık. Öfkem yavaş yavaş duruldu, sinirlerim gevşedi. Yazdığım aşk şiirlerini anımsıyorum. Alacakaranlığa mırıldanıyorum onları, sevdiğime bir kez daha gönderiyorum. Yaşlı bir kamyon geçiyor caddeden, gürültüsünden anlıyorum. İçeriye giriyorum, pencerenin buğusuna adını yazıyorum.
Lavaboya gidip yüzümü yıkıyorum, tıraş oluyorum. Birazdan güneş doğacak, giyiniyorum. Sen tüm güzelliğinle uyuyorsun, eğilip yanağından usulcacık öpüyorum. Saçlarımı tararken, aynada O’nu görüyorum.
“Merhaba” diyorum. “Geciktin” diyorum. Bir bardak çay daha koyuyorum. Balkona birlikte çıkıyoruz, “Yorgun değilim” diyorum, “Geçmişi anımsadım seni beklerken” diyorum. Bana dağların üzerinde kızaran güneşi gösteriyor. Bakıyorum, gülümsüyor...
Sen kışın sıcaklığı,
Sen yazın serinliği,
Sen sonbaharın hüznü,
İlkyazın sevincisin.
Sen gecelerimde ışık,
Gündüzümde dost,
Sen yaşam kaynağım,
Aşkımsın.
“Bir kaç satır da olsa yeter” diyorum. Bazen çok şey anlatır birkaç kelime. Saat yediye geliyor. Çalar saati çalmadan kapatıyorum...
irfan mutluer
08-16-2006, Saat: 05:09 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
98
-
Konuları:
11
-
Kayıt Tarihi:
Aug 2006
-
Rep Puanı:
?ok g?zel payla??mlar te?...
Firari Fırtına
08-20-2006, Saat: 03:32 AM <
Gece gece efkar bastı yine beeeee ...
Saol canımsın teşekkürler...
08-20-2006, Saat: 12:41 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
1,443
-
Konuları:
26
-
Kayıt Tarihi:
Jul 2006
-
Rep Puanı:
paylaşımın için saol arkadaşımm çok güzel olmuş (etkileyici)
08-20-2006, Saat: 04:16 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
266
-
Konuları:
70
-
Kayıt Tarihi:
Jul 2006
-
Rep Puanı:
bende de ayni hikaye.......aski yasamak guzel sey...ve yasayamamak iskence!kustum ben aska,istemiyorum artik!!!sizlerin yuregine saglik,tsk
Firari Fırtına
08-20-2006, Saat: 05:44 PM <
Yapıcı düşünceler yer veriniz yüreğinizde ... İstemiyorum olmaz ....O sizi bulur ...
08-20-2006, Saat: 11:12 PM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
1,140
-
Konuları:
84
-
Kayıt Tarihi:
Jul 2006
-
Rep Puanı:
Firari Fırtına
08-20-2006, Saat: 11:16 PM <
08-21-2006, Saat: 12:18 AM <
Yeni Üye
Çevrimdışı
-
Yorumları:
1,140
-
Konuları:
84
-
Kayıt Tarihi:
Jul 2006
-
Rep Puanı:
Körlerin Hikayesi
Dere tepe, dag tas dolasmayi cok seven tek gozlu bi adam
varmış. Yürür yürür gider, gider gider yürürmüs.
Birgun uzaklarda renkleri karmakarışık bi koy
gormus; alacali bulacali garip bi koy.
Yaklasmis koye dogru. Yollari bir tuhaf,
evleri bir tuhaf,
insanlari bir tuhafmis koyun.
Köyün icine girince anlamis
meseleyi. Körler köyüymüs burasi.
Kadinlarin, erkeklerin, cocuklarin velhasil
herkesin sımsıkı kapaliymis gozleri.
Gezgin tek gozlu adam karar vermis burda yasamaya.
"hic degilse benim tek gozum var" diyormus.
"korler ulkesinde şaşılar kral olur derler.
Ben de bunlarin basina gecer yasarim"
Körlerin gozleri yokmus ama elleri, kulaklari,
burunlari cok hassasmis.
Kendilerine gore kurduklari bir duzen icinde
yuvarlanip gidiyolarmis. Adam saskin
hallerine bakiyomus onlarin. Yurumeleri,
konusmalari dogrusu baska turluymus.
Birgun korlerden biri otekilerden birinin malını
çalmış. Sadece tek gozlu adam gormus bunu.
Bagirarak ilan etmis "filanca
falancanin malını çaldııı"
Korler; nerden biliyosun ki demisler, o kadar
uzaktan duyamazsin ki?
Ben duymadim, gordum demis adam. Gozum var benim,
goruyorum...
Korler goz diye, gormek diye birsey bilmiyolarmis.
Uzun zaman icinde coktan unutmuslar bu hissi.
Ne demek gormek, demisler. Nasil goruyosun yani,
duyulmayacak mesafeden
anlayabiliyo musun ne olup bittigini?
Anliyorum tabi demis adam.
İnanmayiz, imtihan edecegiz seni demisler.
Adami almis uzakta bi yere dikmisler.
Tecrubeleriyle eminlermis ki o
uzakliktan hicbisey duyulamaz. Anlat bakalim
demisler, biz simdi ne yapiyoruz?
Adam anlatmis:
oturuyorsunuz, kalkiyosunuz, kosuyosunuz, yemek
yiyosunuz, su sunu yapti, bu bunu yapti falan...
Derken korler bi evin icine girmislar, bagirmislar.
"hadi anlatsana..."iceri girdiniz,
goremiyorum ki demis adam.
ne olmus yani iceri girdiysek, elli santim fark
var, anlat hadi anlat demisler.
Arada duvar var ama demis adam, goremiyorum...
Korler, sen atiyosun demisler. Deminki tesaduftu,
bak simdi bilemiyosun...
-Çıkın disari soliyim demis adam.
Bu kadar mesafeden duyduktan sonra ha icerisi ha
disarisi demis korler.
"Ama ben duymuyorum, ben goruyorum " diyormus adam.
Oyle sey olmaz demisler. Sende bi sorun var.
Sacmaliyosun, acayip seyler
sölüyosun. Hekime muayene ettirecegiz seni.
Adami yaka paca hekime getirmisler.Hekim de kor
tabi. Elleriyle yoklamaya baslamis.
Adamin açık olan gozunu kastederek
"Buldum" demis, sorun burda...
Sacmalamasi bundan dolayi diyormus, simdi
duzeltirim ben onu...
Korler ulkesinde kral olmak isteyen gezgin zor
kurtarmis kendini onlarin elinden.
Sözün Özü:
KÖRLER GÖRENLERİ ANLAYAMAZLAR.
SAÇMALIYOR SANIRLAR VE ONU DA DÜZELTİP
KENDİLERİNE BENZETMEK İÇİN
GÖZLERİNİ ÇIKARMAYA UĞRAŞIRLAR.
Dogan Cuceloglu "icimizdeki biz" kitabindan...
__________________
Annem her fırsatta çocuklarına
güneşe doğru zıplamalarını öğütlerdi.
Güneşe ulaşamazdık ama
hiç olmazsa ayaklarımız yerden kesilirdi."
Z.N. Hurston
|