Kulaklarım çınlıyor, sanki bir boşlukta yalnızım, ve zifiri karanlıktan gelen ses ve beynim buna dayanamaz hale geliyor. Başlıyorum ağlamaya, gözyaşlarım bir hançer gibi süzülüyor yanaklarımdan. Yere düşen damlaları sayıyorum düşüncelere dalarak. Ardından, bağırmak, haykırmak ve ölmek istiyorum. Her şeyden uzaklaşmak, insanlardan uzklaşmak ve kendimden uzaklaşmak bir bir özgürlük gibi geliyor bana. Ve tekrar ağlıyorum düşündüklerime. Sanki, biri itiyor beni boşluğa. Yavaş yavaş süzülüyorum, kör boşluğun içinde. Belki boşluktan çıkarım ümidi ile çırpınıyorum uçmak için. Kanatlarımı kırıyorlar acımasızca. Birileri yapıyor bunu ama kim! Bulamıyorum, bulamadıkça isyanım başlıyor. Belki de bendim diye düşünüyorum kendimi boşluğa iten. Ve eski paslı bir hançeri, zaten çırpınan kalbime saplıyorum. Sanki isyanım, çaresizliğim akıyor hançerin ucundan ve gözlerim kapanıyor. Ulaşıyorum sessizliğe ve bir ferahlık sarıyor içimi, sonsuzluğa kadar.
__________________
__________________