HER ZAMAN AŞK
Aşk anlık bir şey. Herkes herkese aşık olabilir. Önlenemeyen sarsıntıdır aşk. Zaten önlenemiyorsa aşktır en çok. Engellenemiyorsa... kaçamıyorsan... kendini tamamen unutabşliyorsan...
Aşk anlık bir şey...Bir an,insanın içindeki o dev duvardaki,kritik bir taşın hareketi...Yıkılması aslında çok güç ve hatta neredeyse olanaksız o duvar,titremeye,zaman zaman tüm ağırlığını hissettirerek sallanmaya başlar.
Bunun ürettiği korkuya bağlı bir duyarlık...
Aşk işte...
Bunun ürettiği korkuya bağlı bir duyarlık...
Aşk işte...
Bu yüzden aslında herkes herkese aşık olabilir...Giderek,belki de aslında herkes herkese aşıktır da,bunu bilmez...
O taşın hareketidir bunu anımsatan...
Bu yüzden bitti denen aşklarda bile en acılı duygu anımsayışlardır...
Aşk anımsamaktır
Ve elbette fark etmek.
Neyi mi?
Tam o an,oduvarı sarsan neyse;bir bakış,bir duruş,bir söz,susuş...
O taşın hareketidir bunu anımsatan...
Bu yüzden bitti denen aşklarda bile en acılı duygu anımsayışlardır...
Aşk anımsamaktır
Ve elbette fark etmek.
Neyi mi?
Tam o an,oduvarı sarsan neyse;bir bakış,bir duruş,bir söz,susuş...
Her şeyi anınsayanlarınve yaşadıklarını hissederek yaşayanların çektiği nevrotik sancının sebebi,çokca bu değil mi?
Çünkü ilk neden ,özünde önemsizdir.
Çünkü;"neden"herşey olabilir...
Her şey...
Çünkü ilk neden ,özünde önemsizdir.
Çünkü;"neden"herşey olabilir...
Her şey...
Nedenlerin genellikle önemsiz olması,hayatımızı oluşyoran süreçte,aşk dışında şeyler için de elbette geçerli...
İşte bu nedensizlik yada önemsiz nedenlerin başlattığı o önlenemeyen sarsıntıdır aşk...
Zaten önlenemiyorsa aşktır en çok...
Engellenemiyorsa
Kaşamıyorsan...
Ve ferk ettiysen...
Bilinmeyen bir duruma dair saptama yapmak anlamlımı bilmiyorum...
Ama o fark vardır...
O kadın artık bütün diğer kadınlardan,o adam diğer bütün adamlardan farklıdır.
O an "hep"tir...
Olan bitan "hep",o anda olup biter...
Cinayetler,aldatış yada kaçışlar,hep o an ve hep o an içindir.
O anı sonsuz kılmak çabasımı,unutamayacak olmanın yarattığı bir cinnet mi?
Ne fark eder?
Öyledir ve artık hep öyle kalacaktır.
Farkların giderek artması,ölçüsü tutulamayan ve hızla derinleşen bir tutkı ve önceden dünyaya yansıttığın acımasızlığın bir yansıması olarak,kendine ve aşık olunana kişiye dönüşür.
Her şey ona dönüşür...
O,her şeydir...
O zaman aşktır ve mutluluk veren acı çektiren ve acı çeken,özlenen ve özleyen,giderek söylenen ve söyleyen,birbirine karışır:
Bir olur...
İşte bu nedensizlik yada önemsiz nedenlerin başlattığı o önlenemeyen sarsıntıdır aşk...
Zaten önlenemiyorsa aşktır en çok...
Engellenemiyorsa
Kaşamıyorsan...
Ve ferk ettiysen...
Bilinmeyen bir duruma dair saptama yapmak anlamlımı bilmiyorum...
Ama o fark vardır...
O kadın artık bütün diğer kadınlardan,o adam diğer bütün adamlardan farklıdır.
O an "hep"tir...
Olan bitan "hep",o anda olup biter...
Cinayetler,aldatış yada kaçışlar,hep o an ve hep o an içindir.
O anı sonsuz kılmak çabasımı,unutamayacak olmanın yarattığı bir cinnet mi?
Ne fark eder?
Öyledir ve artık hep öyle kalacaktır.
Farkların giderek artması,ölçüsü tutulamayan ve hızla derinleşen bir tutkı ve önceden dünyaya yansıttığın acımasızlığın bir yansıması olarak,kendine ve aşık olunana kişiye dönüşür.
Her şey ona dönüşür...
O,her şeydir...
O zaman aşktır ve mutluluk veren acı çektiren ve acı çeken,özlenen ve özleyen,giderek söylenen ve söyleyen,birbirine karışır:
Bir olur...
Kendini aynada görmesen ve kendi sesini duymasan,eskiden bir "kendin" olduğunu bile anımsayabilirsin...
Unutabilirsin...
Ve unutmak...
Elbette aşkı yok sayabilmek için gereken en büyük,en gerekli yalandır.
"Unuttum" yalanı olmasa varoluşun tehlikeye girer...
Unutuğuna inanmak zorundasın.
Ve tüm inançlar gibi,kendisi için ne gerekiyorsa doğrusu odur...
Unutmak;ilaçtır.
"Bir aşkı;ancak,bir başka aşkla yok edebilirsin" demişti birileri.
Tabutuna çaktığın yeni bir çividir her aşk...
Elbette mezarının görkemi,çivilerin çokluğuyla değil,hala o tabutu parçalamaktan korumalarıyla güçlenecek...
Aşk...Mümkündür...
Ve ben aşığım...
Ötekileri unuttum...
Unutabilirsin...
Ve unutmak...
Elbette aşkı yok sayabilmek için gereken en büyük,en gerekli yalandır.
"Unuttum" yalanı olmasa varoluşun tehlikeye girer...
Unutuğuna inanmak zorundasın.
Ve tüm inançlar gibi,kendisi için ne gerekiyorsa doğrusu odur...
Unutmak;ilaçtır.
"Bir aşkı;ancak,bir başka aşkla yok edebilirsin" demişti birileri.
Tabutuna çaktığın yeni bir çividir her aşk...
Elbette mezarının görkemi,çivilerin çokluğuyla değil,hala o tabutu parçalamaktan korumalarıyla güçlenecek...
Aşk...Mümkündür...
Ve ben aşığım...
Ötekileri unuttum...