SEVGİLİYE YAZILAN GÜZEL BİR MEKTUP 16/02/2004 pazartesi
Şimdi yoksun seni dilediğim gibi düşünebilirim artık. Tutar ellerimi dilediğim gibi öperim artık uzun uzun. Kimseler ayıplayamaz beni, yokluğunda seni nasıl sevdiğimi anlayamazlar. İşte gözlerin, işte dudakların senin olan ne varsa karşımda duruyor. Senin dilediğim yere götürebilirim artık, sevdiğim şarkıları söyletebilirim artık dudaklarına ve hasret ellerimle okşayabilirim yanaklarını.
Bütün resimler sana benziyor hayret.!
Bütün aynalarda sen varsın,biryere gitsem peşimden sen geliyorsun.
Biraz sonra beyaz bir kağıt ve içtiğim demli çayım olacaksın. Kimse yokluğunda bu denli sevilmedi.
Her şey daha güzel ama ayrılın adı kötüye çıkmış. Yoksa bin yıl daha yaşamak isterdim ve seni bin yıl daha ayrılıklar içinde sevmek.
Ama biliyorsun bende insanım.Umutsuzluğa düştüğüm günler oluyor ve hiç gelmeyeceksin sanıyorum. O zaman kurşun gibi bir korku saplanıyor kalbime. Büyük bir yalnızlık sarıyor içimi, yalnızlığımdan utanıyorum. Ben sevmesem ölürdüm, beni sevmesen bir çakıl taşıydım şimdi, bir duvar gibi sağırdım, ölümden acıydım. Dünyayı bütün insanlara zindan ederdim. Beni bunca saracak ne vardı, kanıma girecek, gözbebeklerime oturacak bir şarkı gibi kulaklarımdan eksilmeyecek ne vardı...
Hiç karşıma çıkmasaydın bu kahrolası görmeseydi seni ne vardı..? Belki karşımda değilsin yanılıyorum, bu gözler senin gözlerin değil aldatıyorlar beni.. Karanlığın gözleri olmalı bunlar bana böylesine keder veren gülmeyi,yaşamayı haram eden bir karanlığın gözleri olmalı, öyleyse sen hiçbir yerde yoksun, sana hiçbir zaman yaklaşamayacağım. Yalan bu geçici sevinç bu nur bu ışık, karanlığın ortasında yanan bu gözler.
Ne dedimse inanma seni değil kendimi aldatıyorum.
Sen istediğin kadar varlığın taa kendisi ol, ölümsüzlüğün ta kendisi ben günden güne yok olmaktayım. Bütün ışıkları attım bir kenara anlamıyor musun.
GÖKYÜZÜ GÜNEŞ OLSADA SENSİZ YİNE KARANLITAYIM
Şimdi yoksun seni dilediğim gibi düşünebilirim artık. Tutar ellerimi dilediğim gibi öperim artık uzun uzun. Kimseler ayıplayamaz beni, yokluğunda seni nasıl sevdiğimi anlayamazlar. İşte gözlerin, işte dudakların senin olan ne varsa karşımda duruyor. Senin dilediğim yere götürebilirim artık, sevdiğim şarkıları söyletebilirim artık dudaklarına ve hasret ellerimle okşayabilirim yanaklarını.
Bütün resimler sana benziyor hayret.!
Bütün aynalarda sen varsın,biryere gitsem peşimden sen geliyorsun.
Biraz sonra beyaz bir kağıt ve içtiğim demli çayım olacaksın. Kimse yokluğunda bu denli sevilmedi.
Her şey daha güzel ama ayrılın adı kötüye çıkmış. Yoksa bin yıl daha yaşamak isterdim ve seni bin yıl daha ayrılıklar içinde sevmek.
Ama biliyorsun bende insanım.Umutsuzluğa düştüğüm günler oluyor ve hiç gelmeyeceksin sanıyorum. O zaman kurşun gibi bir korku saplanıyor kalbime. Büyük bir yalnızlık sarıyor içimi, yalnızlığımdan utanıyorum. Ben sevmesem ölürdüm, beni sevmesen bir çakıl taşıydım şimdi, bir duvar gibi sağırdım, ölümden acıydım. Dünyayı bütün insanlara zindan ederdim. Beni bunca saracak ne vardı, kanıma girecek, gözbebeklerime oturacak bir şarkı gibi kulaklarımdan eksilmeyecek ne vardı...
Hiç karşıma çıkmasaydın bu kahrolası görmeseydi seni ne vardı..? Belki karşımda değilsin yanılıyorum, bu gözler senin gözlerin değil aldatıyorlar beni.. Karanlığın gözleri olmalı bunlar bana böylesine keder veren gülmeyi,yaşamayı haram eden bir karanlığın gözleri olmalı, öyleyse sen hiçbir yerde yoksun, sana hiçbir zaman yaklaşamayacağım. Yalan bu geçici sevinç bu nur bu ışık, karanlığın ortasında yanan bu gözler.
Ne dedimse inanma seni değil kendimi aldatıyorum.
Sen istediğin kadar varlığın taa kendisi ol, ölümsüzlüğün ta kendisi ben günden güne yok olmaktayım. Bütün ışıkları attım bir kenara anlamıyor musun.
GÖKYÜZÜ GÜNEŞ OLSADA SENSİZ YİNE KARANLITAYIM