Seni düşündüm
Gözlerimin uykuya
Yenik düştüğü saatlerde...Yine
Gözlerin yağmur
Islaklıgında avuç
İçlerimde nefes alıyordu.
Dudaklarımda soluyan
Çicekleri saçlarına bırakma telaşındayım.
Gece, siyaha çalan
Peçesini güneşe
Kaldırmadan ben
Sana ulaşmalıyım..
Bir kelebeğin,
Yüregine ciceklerin
Gülüşlerini işlemesi gibi
Titrek ve heyecanlıydı adımlarım...
Soluk soluğa şehrimin
Kaldırımlarını eziyorum.
Zaman çeşmesinden kum saati,
Bir nehir gibi akıyor yüzümün derinliklerine..
Biliyorum sana gelirken,
Ay ile yıldızlar uykuda..
Yakamozlara uzanmış
Geceyi uyandırıp
Gözlerindeki baharları
Görmesinler diye
Sessiz ve derinden ilerlemeliyim...
Dağlar çıkıyor önüme..
Yorgunluğumu farketsem bir an,
Alnımın terini siliyor rüzgar..
Susasam, kan ter içindeki
Dudaklarıma sebillerden hayallerini içiriyorum...
Duvar gibi taşlar dizili önümde..
Saçlarımdan köprüler kurdum puslu uçurumlara..
Gözlerim bir an zifiri karanlığa yenilecek olsa,
Gökyüzünün karanlığını kibrit aydınlığıyla aşıyorum..
Baharın koynunda açan gelincikler gibi,
Vuslat kokan toprakta
Hasretini filizlendirip sana geliyorum..
Gözlerine yağmur ıslaklıgında düşecegim birazdan..
Pencerene düşüp
Ay ile yıldızların kıskandığı
Gülüşlerine yaslanacağım
Gecenin karanlığa yaslandığı gibi...
Bahara küskün güllerin kıskandığı
Gözyaşlarından bir damla alıp
Kurak topraklarıma yüregini sereceğim..
Gelsem de yanına, ne olur yanlış anlama...
Ne sabahı senin teninde karşılamak istiyorum
Ne de kirpiklerinde yanında uyumayı..
Sadece saçlarının rahatca uyuması için
Kücük ve sıcak bir avuç oluyor yüreğim...
Kırılacak saçlarını avuç içlerimde biriktirip
Güldesenli ciceklere bırakmak için sana geliyorum..
Biliyorum geldiğimde hafiften rüzgar esecek saçlarına..
Uyanır gibi olacaksın, o uykuya dalmış gözlerini cizecegim
Yüregimin başkentine..
Yüzünün karanlığa inat
Aydınlığa bakan cizgilernii işleyeceğim kirpiklerime..
Yanına geldiğimde, kaç kez yüreğim saçlarını koklamak
İçin eğileyecek başucuna.
Yarım kalacak..
Düşten öte hiçbir şey yaşanmayacak çünkü..
Ellerim suskunlugunu bozup saçlarını dokunmak isteyecek..
Saçlarına dokunursam bu düşten uyanacağım biliyorum..
Usulca ellerimi çekiyorum saçlarından.
Tokalarına bakakalıyor gözlerim..
Yüregim ise hala baharımsı kokunda...
Birazdan şafaklar düşecek bulutların arasından...
Kirpiklerinin ucuna güneş usulca eğilip sıcaklığını bırakacaklar dudaklarına..
Gitmeliyim yüreğim...
Biliyorum benim geldiğimi bir bilsen, uyur muydun geceye uzanıp ?
Kıyamadım ki o tatlı uykuna..
Kaldırıp seni, düşlerinden alıkoymaya kıyamadım işte..
Öyle tatlı gülümsüyordu ki;
Gözbebeklerine dalıp, hayallerimin Cennetinde seninle gezindim Delicesine..
Kıyısında hiçbir zaman kavuşamacağımız
" vuslat denizinde " dalgaları ezdik yüreklerimizle..
Kıyamadım seninle gezerken yüreğini düşlerinden uyandırmayı...
Gitmeliyim hasretim- birazdan güneş gölgeleri ısıtacak..
Birazdan perdeyi araladığında kirpiklerini umuda çevir..
Ellerini rüzgara uzat, parmak uçlarına en nadide ciceklerin tomurcuklarını Serecekler..
Kirpiklerini ise bulutlara çevir, uyku mahmuru yüzünü
Islak yağmurların sıcak damlaları yıkayacak...
Ve yüregini ise güneşe çevir gül yüzlüm;
Benim yerine güneş, seni yüreğinden öpecek...