Gel, ‘ben’ bildiğim…
Zaman, sensizlik…
Saat; yalnızlığı ‘sen’ geçiyor…
Saat; yalnızlığı ‘sen’ geçiyor…
Her hecesi ‘sen’ kokan, özlemler biriktiriyorum içimde…
Ve gözlerime sığınmış, yüreğimde saklanmış sessizliğin…
Ve gözlerime sığınmış, yüreğimde saklanmış sessizliğin…
Yalnızlık değil çığlığım, yokluğun sebebim…
Oysa ben, varlığının sesiyim…
Yokluğunun hüznüyüm…
Ve sana adanmış özlemlerin en kuytusuyum…
Yokluğunun hüznüyüm…
Ve sana adanmış özlemlerin en kuytusuyum…
Ah bu uzaklar…
Sana beni, bana seni uzak eyleyen yollar…
Tükenmiyor bu yokluklar…
Sana beni, bana seni uzak eyleyen yollar…
Tükenmiyor bu yokluklar…
Ben ki,
Yanındayken bile sana özlem dolu…
Yüreğine tutsağım..
Yanındayken bile sana özlem dolu…
Yüreğine tutsağım..
Gel, ‘aşk-ı yar’ eylediğim…
Sensizliğe alışmak yerine sen’li zamanda kaybolmayı istiyorum…
Şimdiki zamana uyarlamak istiyorum ‘seni’…
Ve özlemin, varlığında anlam olsun istiyorum,
Seni yaşayan benliğime…
Şimdiki zamana uyarlamak istiyorum ‘seni’…
Ve özlemin, varlığında anlam olsun istiyorum,
Seni yaşayan benliğime…
Ve şimdi;
Zaman, sensizlik…
Saat yalnızlığı ‘sen’ geçiyor…
Zaman, sensizlik…
Saat yalnızlığı ‘sen’ geçiyor…
Lakin,
Yüreğine uzak düşen yüreğim, seni yazıyor zamana…
Zaman ki; sensiz bir asır, seninle bir an ‘bana’…
Yüreğine uzak düşen yüreğim, seni yazıyor zamana…
Zaman ki; sensiz bir asır, seninle bir an ‘bana’…
Ve ben yine;
Özledim, çok özledim…
Özledim, çok özledim…
Gel, ömrüme ‘şans’ dediğim…
Özleminin içinde boğuluyorum ......