Dostum ;
Gece renkli saçını, ay yanığı tenini ve sol koluna doğmuş beni unutmamalıyım. Sen ise Farabi`yi, içmediğim sigaranı ve ünlü yunan filozofunu unutmalısın...
...
Kahretsin, gecemde bir gariplik var arkadaş, oturduğum yerden yıldızları dünkü gibi göremiyorum. Ölüm bir şahdamarı gibi vururken yalnızlığımda, içimde bir buruklukla üşüyorum. Karanlık içimde öldürmeye çalıştığım insana hayat verirken ellerimle, tenimle titriyorum. Hani insan çok kötü bir haber aldığında boğazı düğümlenir, ağlayamaz, konuşamaz ya, o halde bir bedenle geceliyorum, içimi dökemiyorum, kalemim boğazım gibi düğüm-düğüm, kahretsin yazamıyorum.
Yaşamımda bir gariplik var arkadaş, iyi insanları hep üzüyorum, bir telefon ahizesinden çok acı sözler ediyor, kalpler kırıyorum. Kulaklarımda kahretsin küpe olurken, gözlerimde bir başka titreklik; kirpiklerimde, yanağımda o nadir duyduğum ıslaklığın bıraktığı tuhaf sıcaklık var, bu gece müjganla ağlaşıyorum, nedense bu garip şehre yağıyorum. Farabi yanımda olsa “Ağlama evlat ! ” derdi ama ağlamasam üşüyorum.
Ben ayrılıktan,
Sen benden dolayı, bazıları da her ikisinden pişman. Bir dipnot kısalığındaki arkadaşlığımızda nedendir bilmiyorum ama seninle hep kavga etmek, seni kızdırmak istiyordum. Belki seni daha iyi tanımak, belki gülen yüzünde değişiklik yapmak için, nedendir gerçekten bilmiyorum. Ama bildiğim şu ki; sana gülmekte yakışıyor, sinirlenmekte...
Sen dünyadan,
Dünya senden, bazıları da her ikisinden çok çekiyor. Haykıramadığın duygular, dağıtamadığın şarap olmayı bekler şıra misali sıkıntılar ve içindeki müebbet hisler(sırlar), ellerimde titreyen sigarama keder olarak yansısa da, iraden birinin yanında ağlamana müsaade etmeyecektir. Gülmelerin, susmamacasına yaptığın sohbetlerin altında hüzünlü, gizli, sırlı dünyan Kristof Kolomb`unu bulmalıdır. Hiç ayak basılmamış, bilmediğim garip bir şehir gibisin. Yıllardır yaşadığım ve tanıyamadığım İstanbul gibi garip. Ama şunu bilmelisin ki sana bu sırlı duruş ta yakışıyor, garip olmakta...
Kendinde taviz vermemede ısrar etmen, hayatın, kaderin alnına bıraktığı manevi çiziklere karşı gösterdiğin Ferhat azmi ve sabrı bendeki sende unutulmayacaklardandır. Tabi bunun yanında gece renkli saçını, ay yanığı tenini ve sol kolunda doğmuş beni de unutmamalıyım. Sen ise Farabi`yi, içmediğim sigaranı ve ünlü yunan filozofunu unutmalısın.
Sen hayattan,
Hayat senden, ben ise her ikisinden çok şey başarmasını bekliyorum. Ve bir de seninleyken karşılıklı susabilmeyi başarmak. Ellerini bilmiyorum ama yüreğinin sıcaklığıyla çok şeyler başaracağını zannediyorum. Zannettiğim bir şey daha var ki çok konuşmanın sana yakıştığı gibi susmanın da yakışacağıdır.
...
Kendini beğenmiş bir insana aldırmadan yaşaman, bedenine yakışan kendinde ısrar etmen arzusundayım.
Unutmadan şunu da yazmalıyım. Sana şu dünyada bir çok şey yakışsa da yalnızlık sende hiç hoş durmasa gerek.
Hayat boyu yalnız kalmaman dileğiyle... Dostun...