Artık neyin özlemini çekeceğimi ben de bilmiyorum. Alışıla gelmiş
oyunlargibi bu hayat oyununda da sürekli bir yerlere savrulmaktan
çok sıkıldım. Hep yarını beklemekten, gecenin karanlığından korkmaktan
ve yarının bana getireceği sürprizleri beklemeden kaçıp gitmek…
gözlerin bir an olsun bakmadan arkaya, kimse duymadan usulca
sokulmak başka bir hayatın kollarına.
Bunu yapabilir miyim? Gerçekten bunu yapabilir miyim acaba?
Sevinci, üzüntüyü, aşkı, acıyı, sevgiyi, öfkeyi, korkuyu ve yalnızlığı
bir anda silip atabilir miyim? Bunlarda sıyrılıp yeniden,
yeniden sevebilir miyim? İçim cız etmez mi?
Gözlerim dolu dolu olmaz mı?canım yanmaz mı elimi kaldırıp
sallamaya çalışırken son bir kez daha? Öksüz çocukların masum
yüzleri gibi benim de bir parçacık masumlaşmaz mı yüzüm?
Sonra hıçkırıklara boğulmaz mıyım?
Düğüm düğüm düğümlenmez mi boğazıma unutamadığım insanlar?
Bir ömür boyu ıstırap çektirmez mi kalbimin kulaklarımdan hiç
gitmeyen o buğulu sesi? Yoo…!
Hayır, ben bunu yapamam.
Ne olursa olsun hayattan, yaşamaktan, bu kadar
kolay pes edemem.
Yarını bir ömür boyu beklerim. Ama bana sırf aydınlık bir
günün sabahını getirmesi için.
Evet, sırf bunun için. Onu bir ömür boyu beklerim..