Kaybol..
Çık git artık yüreğimden hüzün. Verdiğin yorgunluk bitiriyor beni. Tüketiyor ağır ağır. Garip bir ölüm sarıyor bedenimi; ruhumu kaplıyor karanlık..
Korkuyorum... Evet korkutuyorsun... Hep korkutuyordun...
Titremelerden alamıyorum ruhumu.. Çık git yüreğimden artık.. Çık git hüzün...
Bir kerecik olsun yalnız bırak beni.. Ne olursun git...
Göz yaşlarımı arama boşuna yanaklarımda, kurudu onlar çoktan... Yüreğimi akan kanlar sardı bedenimin her tarafını da onu bile umursamaz oldu benliğim..
Git.. Ne olursun bir kez olsun, bırak beni bir başıma.
Ya da...
Yada, bırak beni, ben gideyim çarpıp kapıyı...
Dışarıda kar var umurumda değil...
Belki tipi çıkar kaybolurum karda izini sürerken sıcak bir gülümseyişin...
Belki tipi çıkar kaybolurum izini sürerken sessiz...
Hem dışarısı soğuk.. İzin verirsen ve gidersem eğer; buzdan evim daha güçlenir de yüreğimin orta yerinde, bir daha bu kadar yorulmaz bedenim.
Tamam...
Kabul...
Yastık altında sakladığım son umut kırıntılarımda sana kalsın ey hüzün...
Evet..
Evet al, onlar da sana kalsın, ne yazar?
Ama alırken zorla yapıştırdığın maskemi de çıkar yüzümden...
Bazen beni bile kandıran bu maskeyi istemiyorum artık anla... Kanımı emiyor ve ben engel olamıyorum canımı yakmasına.. Lütfen almışken yüzüme yapıştırdığın bu maskeyi de al...
Bırak.. Bırak izin ver gideyim artık...
Dışarıda kar var hem, belki tipi çıkar...
Tipi çıkar da kaybolurum ...
Kaybolur da kurtulurum..