Yağmur yağıyor! Hem de sağanak halinde! ..
“-utangaç suların sırdaşı oldum/ yüreğim üşüyor, ömrüm firari-” Ama sen yoksun! ..
Belki de insanların en duygusal olduğu, yalan söylemediği, sevdâlı gözlerin sislenip birer cigara yaktığı, sevginin; kitaplar arasındaki kurutulmuş güllerden kurtulup sessiz bir ceylan gibi yüreklere girdiği ve yalnızlıkların ilk karanfil yaprağında büyüdüğü, çoğu kez de hüzünle birlikte sessizlik içinde yaşanan bir andır bu...
Fakat kimsecikler farkına varmaz bile... Olsa olsa ancak şairler hatırlar yağmur kokan bir sabaha karşı camlarını açtıklarını.
Havada asılı kalmış bir bulutu, bir kuşun titreyerek uçtuğunu, gül yaprakları üzerinde tomur tomur gülümseyen şebnemleri, yalan yeminlerin şÃ¢hidi papatyaların göz yaşlarıyla ıslandığını ancak şÃ¢irler hisseder...
“Ve bütün bunlar; aşkın güzelliğiyledir! ” derler! ..
Yağmur yağıyor! Hem de sağanak hâlinde! ..
“-utangaç suların sırdaşı oldum/ yüreğim üşüyor,ömrüm firâri-” Yağıyor işte;
korkarak, yavaş sesle... Hatta bazen cesaretleniyor benim gibi, ve hışımla vuruyor camlara...
Sonra yine ürkek! İhanet edercesine... Offf serçeeee! ...
Yağmur yağıyor! Fısıltıyla, nazla... Bir eski hikayenin sonunu getirircesine... İnsanlar bilmiyor bu hikâyeyi, gökyüzü dilsiz! ..
Hava da anlaşılamamanın verdiği kahrolası hüzün... Ah şu esrik bulutlarda geçmese gözlerimden, derken...
Yağmur yağıyor işte “ömrüm firârî” makamında... “Yüreğim üşüyor..! ” Ve ben bu gecenin 25.saatlerinde “utangaç sırların sırdaşı” oluyorum cân! ..
Yağmur yağıyor diyorum, duymuyor musun? ! .. Ve sen yoksun! .. Yağmur