Sen benim söylenmemiş sözümsün;
Üzgünüm yürek çekmecemdeki hiçbir kelimeyle izahat edemedim yüzündeki sıcak iklimleri.İtiraf ediyorum kaç kez yeltendim “ seni “ benle anlatmayı..Kaç kez sınır ihlallerinde bulundu yüreğim. Kaç kez luğatımdaki kelimeleri söktü kuyudaki Yusuf sırf kekeme yüreğimle adını bir kez bile olsun anabilmek için..Bana kazandıklarını anlatacak tek bir cümle bulamadım ebedi lahzâsı geniş dimağımda. Kızma ne olur. Seni “ sana “ benli cümlelerle anlatmaya kalkıştığım için..Sevdan miktarı susuyorum. Ketumdum senden önce ama sevdanda dilsizim..Çünkü tüm kelimelerim sana dair..
Sen benim tazeliğini yitirmemiş gülümsün;
Dört mevsim sağanak halinde gözlerime dolan gülüşlerimsin. Sen gülerken yüzümü “ yüzüne “ kapattım. Kirli aynalardan söktüm gözlerimi. Boğuluyorum yüreğimin iç denizlerinde. Gözlerindeki gökkuşakları lazım bana. Çocukluğumdan bakiye uykusuzluğuma ört gözlerini..Üzerime giydir zamansızlığı. Dudaklarıma sür sonsuzluğu..İç ceplerimde biriktirdiğim onlarca gün var..Serp yüzündeki tükenmez güneşi gün doğumuna aç karanlık odama..Yıllarda aynı yeri dolandığım gölgelere bırak nefesini. Yitirilmişlikleri bıraktım. Aynalarıma doğur gözbebeklerini..Bitsin.Sona ersin bayram sabahı yetimliğim..Yüzünü, güneşi ser yüzüme..Kapat günümü, ömrümü mevsimlerinle..Varsın ölüm senin göğüs kafesinde soluklanırken yakalasın beni. İhbar ediyorum. Benden “ beni “ göç eyledim. Kepengini indirdim ömür sahifesini. Senden başka her yer gurbettir bana. Bendeki “ ben “ bile sıladır bu cana..Kapatıyorum. Adın kadar yer kaplıyorum dudaklarında. Hüviyetsizdim senden önce. Şimdi sükutta tüm çığlıklarım. Yüzümü kapattım yüzüne. Senin gözlerinden başka doğrulan her yön haramdır bana. Gayri ben “ bana “ yabancı..Bendeki “ beni “ kaybettim. Hükümsüzdür benliğim. Çünkü bendeki “ ben “ sana ait…
Sen bilmediğim,
Sen görmediğim bir coğrafyanın ceylanıydın..
Şimdi ise bana yeniden öğreten kadın..
Senden önce yitirdiğim nice müsvedde gecelere yanıyorum. Sen karanlığa yıldız asmaya uğraştığın saatlerde ben geceyi eliyordum erbain düşlerde..Üzgünüm heba oldu senden önceki ben..Şimdi senin varlığındaki her saate bir gülüş ekliyorum. Her gece bir dua..Uzuvlarımdan sızan kanamalı bir hüznün sınırdayım. Bir nevi kendimden firar. Senin göğüs kafesinde ölmek sunulmadan iflah olmaz bu bıçkın yürek..Aynı zaman diliminde geçmemiş çocukluğumuza inat ölümümüz aynı mevsime denk gelsin..Beni senin olmadın hiçbir ölüm avutmaz sevgili. Ya bıçak olursun deşersin yaramı ya da şerbet olup ölümle müjdelersin ünlemi bol canımı..
Bendeki beni kaybettim..Zayi düşülsün adım italik tadındaki küçük puntolara ..Sanadır ilticam. Sanadır göçüm. Yadırgansa da benliğimin uluorta kendinden vazgeçişi, benim yürüyüşüm sana. Kavuşmalarım sana. Yüzünü sür yüzüme. Damarlarımda inkişaf etsin umut sağanağı taze baharların. Kirli yüzümü arındır beyaza boyandığım yangınlarınla..İlmek ilmek ör beni sana. Gayri adım çıksa da meczuba, gayri sonumdur kavuşmam sana…
Kabul et beni sevgili. Sana geldim. Kapındayım. Bana istinad edilecek su-i zan’lara ya da ruhuma giydirilecek tüm sıfatlara dünden razıyım. Yeter ki solgun benzim senin yüzünde can bulsun. Bak hüviyetimde adım yok. Senden ötesi hiçlik..Senden öncesi karanlık..Sensizlik ise tanımsız..Kendimden tek bir kelime alıntı yapmadan çöktüm gül yüzlü divanına. Sevdandan öte üryanım. Kimliğine al beni. Sesine kat suskunluğumu..Yüreğinin sevda örtüsüyle ört çıplak cümlelerimi.Sür yüzünü yüzüme..
Hadi unuttum ezberimdeki tüm replikleri.
Acele et..Güneş doğuyor kirpiklerinin bir adım ötesinden..
Eğildim yüreğinin baş ucuna..
Hayatın en gerçek suflesini ver dudaklarıma…
Fısılda misk-i amber kokulu mutlulukları kulağıma
Gayri ben SEN’İM…
Gayri ben sana AİT’İM…
Düştüm bendeki “benden” …
Şimdilerde bende varolamayan “ beni “
Bundan böyle sende yaşat gayri..
Nasıl, hangi şekilde diye sorma
Adım kadar yalın..
Ve bir o kadar alıntısız..
Hiçliğimin paragraf başında
Hüviyetim SENİNLEDİR…
Yüreğindeki sevda ağırlığınca susuyorum..
Kapatıyorum tüm sol anahtarlarını..
Verdiğim zayilere aldanma sen…
Bendeki “ ben “ bundan sona “ bensiz…
Gayri bendeki “ ben “ SENSİN..
Bundan sonraki mevcudiyetim;
Adının kapladığı yer kadar..
Yüzümü “ yüzüne “ kapattım..
Dilsizim..
Ve bir o kadar SEN....
Son...
alıntı
Üzgünüm yürek çekmecemdeki hiçbir kelimeyle izahat edemedim yüzündeki sıcak iklimleri.İtiraf ediyorum kaç kez yeltendim “ seni “ benle anlatmayı..Kaç kez sınır ihlallerinde bulundu yüreğim. Kaç kez luğatımdaki kelimeleri söktü kuyudaki Yusuf sırf kekeme yüreğimle adını bir kez bile olsun anabilmek için..Bana kazandıklarını anlatacak tek bir cümle bulamadım ebedi lahzâsı geniş dimağımda. Kızma ne olur. Seni “ sana “ benli cümlelerle anlatmaya kalkıştığım için..Sevdan miktarı susuyorum. Ketumdum senden önce ama sevdanda dilsizim..Çünkü tüm kelimelerim sana dair..
Sen benim tazeliğini yitirmemiş gülümsün;
Dört mevsim sağanak halinde gözlerime dolan gülüşlerimsin. Sen gülerken yüzümü “ yüzüne “ kapattım. Kirli aynalardan söktüm gözlerimi. Boğuluyorum yüreğimin iç denizlerinde. Gözlerindeki gökkuşakları lazım bana. Çocukluğumdan bakiye uykusuzluğuma ört gözlerini..Üzerime giydir zamansızlığı. Dudaklarıma sür sonsuzluğu..İç ceplerimde biriktirdiğim onlarca gün var..Serp yüzündeki tükenmez güneşi gün doğumuna aç karanlık odama..Yıllarda aynı yeri dolandığım gölgelere bırak nefesini. Yitirilmişlikleri bıraktım. Aynalarıma doğur gözbebeklerini..Bitsin.Sona ersin bayram sabahı yetimliğim..Yüzünü, güneşi ser yüzüme..Kapat günümü, ömrümü mevsimlerinle..Varsın ölüm senin göğüs kafesinde soluklanırken yakalasın beni. İhbar ediyorum. Benden “ beni “ göç eyledim. Kepengini indirdim ömür sahifesini. Senden başka her yer gurbettir bana. Bendeki “ ben “ bile sıladır bu cana..Kapatıyorum. Adın kadar yer kaplıyorum dudaklarında. Hüviyetsizdim senden önce. Şimdi sükutta tüm çığlıklarım. Yüzümü kapattım yüzüne. Senin gözlerinden başka doğrulan her yön haramdır bana. Gayri ben “ bana “ yabancı..Bendeki “ beni “ kaybettim. Hükümsüzdür benliğim. Çünkü bendeki “ ben “ sana ait…
Sen bilmediğim,
Sen görmediğim bir coğrafyanın ceylanıydın..
Şimdi ise bana yeniden öğreten kadın..
Senden önce yitirdiğim nice müsvedde gecelere yanıyorum. Sen karanlığa yıldız asmaya uğraştığın saatlerde ben geceyi eliyordum erbain düşlerde..Üzgünüm heba oldu senden önceki ben..Şimdi senin varlığındaki her saate bir gülüş ekliyorum. Her gece bir dua..Uzuvlarımdan sızan kanamalı bir hüznün sınırdayım. Bir nevi kendimden firar. Senin göğüs kafesinde ölmek sunulmadan iflah olmaz bu bıçkın yürek..Aynı zaman diliminde geçmemiş çocukluğumuza inat ölümümüz aynı mevsime denk gelsin..Beni senin olmadın hiçbir ölüm avutmaz sevgili. Ya bıçak olursun deşersin yaramı ya da şerbet olup ölümle müjdelersin ünlemi bol canımı..
Bendeki beni kaybettim..Zayi düşülsün adım italik tadındaki küçük puntolara ..Sanadır ilticam. Sanadır göçüm. Yadırgansa da benliğimin uluorta kendinden vazgeçişi, benim yürüyüşüm sana. Kavuşmalarım sana. Yüzünü sür yüzüme. Damarlarımda inkişaf etsin umut sağanağı taze baharların. Kirli yüzümü arındır beyaza boyandığım yangınlarınla..İlmek ilmek ör beni sana. Gayri adım çıksa da meczuba, gayri sonumdur kavuşmam sana…
Kabul et beni sevgili. Sana geldim. Kapındayım. Bana istinad edilecek su-i zan’lara ya da ruhuma giydirilecek tüm sıfatlara dünden razıyım. Yeter ki solgun benzim senin yüzünde can bulsun. Bak hüviyetimde adım yok. Senden ötesi hiçlik..Senden öncesi karanlık..Sensizlik ise tanımsız..Kendimden tek bir kelime alıntı yapmadan çöktüm gül yüzlü divanına. Sevdandan öte üryanım. Kimliğine al beni. Sesine kat suskunluğumu..Yüreğinin sevda örtüsüyle ört çıplak cümlelerimi.Sür yüzünü yüzüme..
Hadi unuttum ezberimdeki tüm replikleri.
Acele et..Güneş doğuyor kirpiklerinin bir adım ötesinden..
Eğildim yüreğinin baş ucuna..
Hayatın en gerçek suflesini ver dudaklarıma…
Fısılda misk-i amber kokulu mutlulukları kulağıma
Gayri ben SEN’İM…
Gayri ben sana AİT’İM…
Düştüm bendeki “benden” …
Şimdilerde bende varolamayan “ beni “
Bundan böyle sende yaşat gayri..
Nasıl, hangi şekilde diye sorma
Adım kadar yalın..
Ve bir o kadar alıntısız..
Hiçliğimin paragraf başında
Hüviyetim SENİNLEDİR…
Yüreğindeki sevda ağırlığınca susuyorum..
Kapatıyorum tüm sol anahtarlarını..
Verdiğim zayilere aldanma sen…
Bendeki “ ben “ bundan sona “ bensiz…
Gayri bendeki “ ben “ SENSİN..
Bundan sonraki mevcudiyetim;
Adının kapladığı yer kadar..
Yüzümü “ yüzüne “ kapattım..
Dilsizim..
Ve bir o kadar SEN....
Son...
alıntı