Yalnızlık uğulduyor penceremde…
Sessizlik yırtıyor sensizliği…
Haykırıyor ‘aşk’ suretime...
Düşmüyor ne bir çığlık ne de bir damla yüreğimden!
Lakin ağlıyorum yalnızlığın koynunda…
GeCe ler kuytu.
Ürkek.
Saklı.
Hüzün.
GeCe ler ‘sen’…
Ve uykular ‘sen’ gibi acımasız düşlerime…!
Yine de ben,
Her GeCe ye yağmur misali düşürüyorum seni…
Çağırıyorum hüznü mabedime…
Ve içiyorum seni, yokluğunda susamışken kadehler…
Doluyorsun yavaş yavaş ömrüme…
Oysa bu GeCe de düşüyor gözümden…!
Ve,
Çırpınıyor nefesim boğazımda…
Soluğum iki kelime arası tıkandı…
Düşmüyor ne bir elveda ne de bir merhaba dilimden!
Lakin ölüyorum yalnızlığın koynunda…
Sessizlik yırtıyor sensizliği…
Haykırıyor ‘aşk’ suretime...
Düşmüyor ne bir çığlık ne de bir damla yüreğimden!
Lakin ağlıyorum yalnızlığın koynunda…
GeCe ler kuytu.
Ürkek.
Saklı.
Hüzün.
GeCe ler ‘sen’…
Ve uykular ‘sen’ gibi acımasız düşlerime…!
Yine de ben,
Her GeCe ye yağmur misali düşürüyorum seni…
Çağırıyorum hüznü mabedime…
Ve içiyorum seni, yokluğunda susamışken kadehler…
Doluyorsun yavaş yavaş ömrüme…
Oysa bu GeCe de düşüyor gözümden…!
Ve,
Çırpınıyor nefesim boğazımda…
Soluğum iki kelime arası tıkandı…
Düşmüyor ne bir elveda ne de bir merhaba dilimden!
Lakin ölüyorum yalnızlığın koynunda…