konuşulanlar konuşuldu..
yazılanlar çoktan yazıldı....
bitirilecek olan ne kaldıysa....
bir kez olsun....
ayrılık bana hiç geç kalmadı....
kurtulamıyorum!
zamanın durmayan yörüngesine takıldık artık sevgili...
şimdi saatler sensizliği geçecek hergün...
sen ise, beni sileceksin geçen her saniyede ömründen...
bir kez olsun...
ayrılık vazgeçmedi gözlerimde ki nemlerden...
ve sen her saat başı...
vazgeçmeyeceksin içinde ki beni yoketmekten...
parçalanıyorum!
zaman aleyhime işliyor sevgili....
ellerin evet ellerin...
yabancılaşıyorsun uzaklaştıkça benden...
gözlerin evet gözlerin...
eski bir maziyemi gömecek şimdi beni hiç düşünmeden...
tam da 'dur gitme' lere takılmışken.....
şimdi gitmelerin miktarı adımlarım gidiyor senden....
ahh bu giden benmiyim?
benden...
bizden...
gitgide uzaklaşıyorum(z) sevgimizden....
'bu terkeden benmiyim allahım' lar dolanıyor dillerime....
meğer ne kadar da çok gitmişsin benden....
şimdi yalnızlığımla aldatırken seni...
'hadi uzat elini' demek geçiyor içimden...
ama demiyorum-diyemiyorum!...
sanmaki istemediğimden...
yani;uzattığında bırakacak olduğunu adım gibi bildiğimden...
(d)üşüyorum!
susuyorum!..
belki giderken söylenecek herşeyi söylediğimden...
belki..
asıl söylenecek olanları susup tükettiğimden...
belki de yorulduğumdandır ne dersin?..
seni bulduğum heryerde kaybetmekten...
belki de ben çoktan geç kalmıştım sana
daha yüreğine varamamışken....
zamana yayarak acımı, anladım son 'bitti' deyişinden....
şimdi kaybedişleri dolduruyorum içi sen dolu bavullara...
söz geldi ayrılığa dayandı sonunda....
özümü vurdum adı 'sen' olan son kurşunla....
özüme doldurmuştum ya tüm benliğini...
bilirsin...
kurtulunmuyor kendini yok etmeden ikinci şahıstan....
kurşunlanıyorum!....
ruhum çığlık çığlığa!...
bilemedin...
sana kolay gelen gitmelerin, nasıl zor geldiğini adımlarıma...
ama yinede gidiyorum!..
başka bir seçenek bıraktın mı giderken hatırlasana!..
payıma bıraktığın 'sus' lar, yalnızlıklar ve gitmelerden başka...
nasıl derin bir çizik atıpta gittin sol yanıma..
gittin gideli kanayan..
kanadıkça sızlatan..
sızladıkça acıtan....
ama bunları duymakta zor gelir oldu artık sana...
acılarım bile fazla gelir oldu..
bir zamanlar 'aşkım' dediğin aşka...
unutuluyorum!
sen beni defalarca 'bitti'lerinle vurmuşken
vurulacak bir gitme bile kalmadı bak ardında...
son demindeyim duygularımın...
son çayını yudumluyorum yaşanmışlıkların....
son bahşişide bırakıp garsonun masasına...
üstü kalsın bu aşkın!...
cebimde ki son paramıda
şimdi yatırıyorum aşk'ın ayrılık hesabına!....
gidiyorum!....
sanıyorum....
yazılanlar çoktan yazıldı....
bitirilecek olan ne kaldıysa....
bir kez olsun....
ayrılık bana hiç geç kalmadı....
kurtulamıyorum!
zamanın durmayan yörüngesine takıldık artık sevgili...
şimdi saatler sensizliği geçecek hergün...
sen ise, beni sileceksin geçen her saniyede ömründen...
bir kez olsun...
ayrılık vazgeçmedi gözlerimde ki nemlerden...
ve sen her saat başı...
vazgeçmeyeceksin içinde ki beni yoketmekten...
parçalanıyorum!
zaman aleyhime işliyor sevgili....
ellerin evet ellerin...
yabancılaşıyorsun uzaklaştıkça benden...
gözlerin evet gözlerin...
eski bir maziyemi gömecek şimdi beni hiç düşünmeden...
tam da 'dur gitme' lere takılmışken.....
şimdi gitmelerin miktarı adımlarım gidiyor senden....
ahh bu giden benmiyim?
benden...
bizden...
gitgide uzaklaşıyorum(z) sevgimizden....
'bu terkeden benmiyim allahım' lar dolanıyor dillerime....
meğer ne kadar da çok gitmişsin benden....
şimdi yalnızlığımla aldatırken seni...
'hadi uzat elini' demek geçiyor içimden...
ama demiyorum-diyemiyorum!...
sanmaki istemediğimden...
yani;uzattığında bırakacak olduğunu adım gibi bildiğimden...
(d)üşüyorum!
susuyorum!..
belki giderken söylenecek herşeyi söylediğimden...
belki..
asıl söylenecek olanları susup tükettiğimden...
belki de yorulduğumdandır ne dersin?..
seni bulduğum heryerde kaybetmekten...
belki de ben çoktan geç kalmıştım sana
daha yüreğine varamamışken....
zamana yayarak acımı, anladım son 'bitti' deyişinden....
şimdi kaybedişleri dolduruyorum içi sen dolu bavullara...
söz geldi ayrılığa dayandı sonunda....
özümü vurdum adı 'sen' olan son kurşunla....
özüme doldurmuştum ya tüm benliğini...
bilirsin...
kurtulunmuyor kendini yok etmeden ikinci şahıstan....
kurşunlanıyorum!....
ruhum çığlık çığlığa!...
bilemedin...
sana kolay gelen gitmelerin, nasıl zor geldiğini adımlarıma...
ama yinede gidiyorum!..
başka bir seçenek bıraktın mı giderken hatırlasana!..
payıma bıraktığın 'sus' lar, yalnızlıklar ve gitmelerden başka...
nasıl derin bir çizik atıpta gittin sol yanıma..
gittin gideli kanayan..
kanadıkça sızlatan..
sızladıkça acıtan....
ama bunları duymakta zor gelir oldu artık sana...
acılarım bile fazla gelir oldu..
bir zamanlar 'aşkım' dediğin aşka...
unutuluyorum!
sen beni defalarca 'bitti'lerinle vurmuşken
vurulacak bir gitme bile kalmadı bak ardında...
son demindeyim duygularımın...
son çayını yudumluyorum yaşanmışlıkların....
son bahşişide bırakıp garsonun masasına...
üstü kalsın bu aşkın!...
cebimde ki son paramıda
şimdi yatırıyorum aşk'ın ayrılık hesabına!....
gidiyorum!....
sanıyorum....