[yt]zwTBiwqb3Hk[/yt]
Gökyüzünü seyrediyordum. Kimbilir kaçıncı kez başımı ona doğru kaldırıp, bir şeyler düşünüyordum. Uçsuz bucaksız maviliğin sadece kendi bulunduğum yerle sınırlı olan derinliğinde düşünüyor ve düşündükçe geride bıraktığımız sessiz saatlerimizi belleğime iyice kazıyordum..
Zamanın bir önemi var mıydı? Ya da zamanın bir önemi olmalı mıydı? Neden hep yaralarımızı onunla örtmek zorundaydık ki!
Kahrolası zorunluluklar...
İşte yeniden karşıma çıkmışlardı. Bu kadar muhtaç bir hayatımız mı vardı? Belki önemliydi ama neden şimdi?
Kulağımda inceden inceye yükselen sesiyle bir şarkı Hiç bu kadar kahve içtiğimi hatırlamıyordum hayatımda. Sanki hala buradaydın ve yanıbaşımda beni dinliyordun. Bense sen gitme diye fincan fincan kahve içiyordum. Oysa sen varlığınla özdeşleştirdiğin karanlıklara doğru çoktan yola çıkmıştın.
Kimbilir hangi durakta buğulanmış camlara bakıyor, kanayan damlalarda beni hatırlıyordun.
Sahi hatırlıyor musun?
Kahrolası zorunluluklar...
İşte yeniden karşıma çıkmışlardı. Bu kadar muhtaç bir hayatımız mı vardı? Belki önemliydi ama neden şimdi?
Kulağımda inceden inceye yükselen sesiyle bir şarkı Hiç bu kadar kahve içtiğimi hatırlamıyordum hayatımda. Sanki hala buradaydın ve yanıbaşımda beni dinliyordun. Bense sen gitme diye fincan fincan kahve içiyordum. Oysa sen varlığınla özdeşleştirdiğin karanlıklara doğru çoktan yola çıkmıştın.
Kimbilir hangi durakta buğulanmış camlara bakıyor, kanayan damlalarda beni hatırlıyordun.
Sahi hatırlıyor musun?
Dün gece belki sen odama konuk olursun diye kullanmaya kıyamadığım mumlardan bir tanesini bizim için yaktım. Rüzgara karışıp giden her kıvılcımda ben de birkez daha titredim. İçimde bir yerlerdeydin. Seni aradım. Seninle konuştum. Biliyorum bu yazılar da gidişin de hep aynı. Ama ben tüm bunlara rağmen seninle varolduğum yerde paslaşmayı seviyorum.
Senin olduğun yerlerde tüketmeyi değil; yaratmayı seviyorum. Senin çizdiğin yollarda ağlamayı değil; mutlu olmayı seçiyorum. Senin karanlığında ışık olmayı; sessizliğinde ses olmayı tercih ediyorum. Demiştim ya birgün sana:
"Sen istemesen bile küçük ışıklar çok uzakta da olsa görünür."
Ben o ışıkları görüyorum; sen dünyanı karartsan da!
Odam duman dolu..Mum hala yanmaya devam ediyor. Ateşi bir söndürüp bir yakıyorum. Simsiyah dumanlar çıkıyor. Dumanlar arasında ben, dumanlar arasında sen...
İkimiz de yalnızız.
Senin olduğun yerlerde tüketmeyi değil; yaratmayı seviyorum. Senin çizdiğin yollarda ağlamayı değil; mutlu olmayı seçiyorum. Senin karanlığında ışık olmayı; sessizliğinde ses olmayı tercih ediyorum. Demiştim ya birgün sana:
"Sen istemesen bile küçük ışıklar çok uzakta da olsa görünür."
Ben o ışıkları görüyorum; sen dünyanı karartsan da!
Odam duman dolu..Mum hala yanmaya devam ediyor. Ateşi bir söndürüp bir yakıyorum. Simsiyah dumanlar çıkıyor. Dumanlar arasında ben, dumanlar arasında sen...
İkimiz de yalnızız.
Birazdan mum bitecek ve ben yine odamla başbaşa kalacağım.
Bekledim belki gelirsin diye; ama gelmedin..
Olsun, ikimiz de yalnız kaldık. Hiç değilse bunu becerebildik. Fakat yine de seni aramaya devam ediyorum içimde. Belki de yine o, zaman, seni bulmama engel oldu. Yakında ondan da bir şekilde kurtulmanın yolunu bulacağım. Bakalım o zaman da yine beni yalnız bırakabilecek misin?
Bekledim belki gelirsin diye; ama gelmedin..
Olsun, ikimiz de yalnız kaldık. Hiç değilse bunu becerebildik. Fakat yine de seni aramaya devam ediyorum içimde. Belki de yine o, zaman, seni bulmama engel oldu. Yakında ondan da bir şekilde kurtulmanın yolunu bulacağım. Bakalım o zaman da yine beni yalnız bırakabilecek misin?
CEYDA HANDE KESİM