Adam Olmak Adına... Nice Ayrılıklara…
Bir gün daha çaldım sensizlikten. Zor da olsa vurdu saat gece on ikiyi… Şimdi önümde yeni bir sensizlik var. İçinde, beni neyin beklediğini bilmediğim yirmi dört saat daha var… Sonra o da geçecek… İşte böyle kovalayacak birbirini yarınlar. Derken unutacağım seni, unuttuğumun farkında bile olmadan. Doğrusu da bu zaten, aksi halde hatırlamış olur insan. “onu unuttum” demek bile hatırlamaktır. Bu cümleyi aklıma getirmeyecek derecede unutmalıyım seni. İzin kalmamalı… Başkasını ararken yanlışlıkla senin numaranı çevirmemeliyim, kendimle dalga geçeceksem; bu başka bir şey için olmalı… Adam olmak adına... Nice ayrılıklara... ana dair hiçbir fikir kırıntısı kalmamalı beynimde. Zaman aşımına uğramalı tüm tasalar. Hiç sevilmemiş, hiç yaşanmamış gibi yabancılaşmalısın. Tesadüfen bir yerde adın geçtiğinde, irkilmemeliyim. Hakkında sorulan her soru cevapsız kalmalı. Çok seven insan aynı ölçüde unutmalı…
Seni bir gün hatırlanmamak üzere sileceğim. Ama şimdi değil, çünkü ardında bıraktıklarından öğrenmem gereken çok şey var daha. Eğer gerçekten dendiği gibi ayrılıklar-acılar insanı adam ediyorsa; ben kızmamalıyım gidenlere. Ben senin ve senin gibiler sayesinde bir gün adam olacağım. Ama şimdi değil. Çünkü dersini çıkarmam gereken çok ayrılığım var benim. “Adam olmak adına, nice ayrılıklara…” Bak gördün mü böyle dalga geçmeli insan kendisiyle. Yanlışlıkla o numarayı tuşladığında değil…
Ben, bugün bunları yazmak için gelmemiştim buraya.. Gel gör şimdi unutmak üzereyim. Pek sevimli değil bu… - bir insanı unutmak? ? ? - Anlamı olmalıydı oysa geride kalanların… Biz şimdi onca zamanı unutmak için mi yaşadık? ! Geriye birkaç şey kalmalıydı hatırlanmaya değer… Akla geldiğinde insanın içini titreten, anlatıldığında dinleyen kişiyi düşündüren, en azından bir sigara yaktıracak kadar burukluk veren bazı anılar kalmalıydı geriye…. Demek ki biz unutmak zorunda kaldığımız tüm zamanları biraz boşa haracamışız. Şu an benim aklıma gelen zamanlar’ın çoğu zorlama… belki ilerde bir anlamı olur ümüdiyle, adettendir diye yaşanmış, klişeleşmiş şeyler…
Galiba zamanı geldi de geçiyor. Eğer yapacak bir şey kalmadıysa en doğrusu bu, unutmak!
Göreceksin; seni hiç bir şey olmamış gibi…. Adını hiç duymamış, ellerinden hiç tutmamış gibi….. Hiçbir anı, hiçbir geceyi-gecelerin sabahlarını-hiçbir mutluluğu ve hiçbir acıyı yaşamamış gibi unutucağım….. Sonra bu yazının karşısına geçip, yine hiçbir şey olmamış gibi okuyacağım senden kalan kırıntıları…
Üzgünüm, yapacak hiçbir şey yok artık..
Biliyorum inanmıyorsun bu okuduklarına inanma zaten çünkü hepsi yalan hala seviyorum deliler gibi seni sn her ne kadar senin sevginde yalan aşkında desende işte diyorum bende
Yalan istiyorsan asıl yalan bu yazanlar başka yalan yok benim aşkımda SeNdeN BaşKaaa......
Bir gün daha çaldım sensizlikten. Zor da olsa vurdu saat gece on ikiyi… Şimdi önümde yeni bir sensizlik var. İçinde, beni neyin beklediğini bilmediğim yirmi dört saat daha var… Sonra o da geçecek… İşte böyle kovalayacak birbirini yarınlar. Derken unutacağım seni, unuttuğumun farkında bile olmadan. Doğrusu da bu zaten, aksi halde hatırlamış olur insan. “onu unuttum” demek bile hatırlamaktır. Bu cümleyi aklıma getirmeyecek derecede unutmalıyım seni. İzin kalmamalı… Başkasını ararken yanlışlıkla senin numaranı çevirmemeliyim, kendimle dalga geçeceksem; bu başka bir şey için olmalı… Adam olmak adına... Nice ayrılıklara... ana dair hiçbir fikir kırıntısı kalmamalı beynimde. Zaman aşımına uğramalı tüm tasalar. Hiç sevilmemiş, hiç yaşanmamış gibi yabancılaşmalısın. Tesadüfen bir yerde adın geçtiğinde, irkilmemeliyim. Hakkında sorulan her soru cevapsız kalmalı. Çok seven insan aynı ölçüde unutmalı…
Seni bir gün hatırlanmamak üzere sileceğim. Ama şimdi değil, çünkü ardında bıraktıklarından öğrenmem gereken çok şey var daha. Eğer gerçekten dendiği gibi ayrılıklar-acılar insanı adam ediyorsa; ben kızmamalıyım gidenlere. Ben senin ve senin gibiler sayesinde bir gün adam olacağım. Ama şimdi değil. Çünkü dersini çıkarmam gereken çok ayrılığım var benim. “Adam olmak adına, nice ayrılıklara…” Bak gördün mü böyle dalga geçmeli insan kendisiyle. Yanlışlıkla o numarayı tuşladığında değil…
Ben, bugün bunları yazmak için gelmemiştim buraya.. Gel gör şimdi unutmak üzereyim. Pek sevimli değil bu… - bir insanı unutmak? ? ? - Anlamı olmalıydı oysa geride kalanların… Biz şimdi onca zamanı unutmak için mi yaşadık? ! Geriye birkaç şey kalmalıydı hatırlanmaya değer… Akla geldiğinde insanın içini titreten, anlatıldığında dinleyen kişiyi düşündüren, en azından bir sigara yaktıracak kadar burukluk veren bazı anılar kalmalıydı geriye…. Demek ki biz unutmak zorunda kaldığımız tüm zamanları biraz boşa haracamışız. Şu an benim aklıma gelen zamanlar’ın çoğu zorlama… belki ilerde bir anlamı olur ümüdiyle, adettendir diye yaşanmış, klişeleşmiş şeyler…
Galiba zamanı geldi de geçiyor. Eğer yapacak bir şey kalmadıysa en doğrusu bu, unutmak!
Göreceksin; seni hiç bir şey olmamış gibi…. Adını hiç duymamış, ellerinden hiç tutmamış gibi….. Hiçbir anı, hiçbir geceyi-gecelerin sabahlarını-hiçbir mutluluğu ve hiçbir acıyı yaşamamış gibi unutucağım….. Sonra bu yazının karşısına geçip, yine hiçbir şey olmamış gibi okuyacağım senden kalan kırıntıları…
Üzgünüm, yapacak hiçbir şey yok artık..
Biliyorum inanmıyorsun bu okuduklarına inanma zaten çünkü hepsi yalan hala seviyorum deliler gibi seni sn her ne kadar senin sevginde yalan aşkında desende işte diyorum bende
Yalan istiyorsan asıl yalan bu yazanlar başka yalan yok benim aşkımda SeNdeN BaşKaaa......