:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Suyun Mesajı =)
soyle
#1
[b]Suyun Gizli Mesajı[/b], uluslararası üne sahip Japon araştırmacı Masaru Emoto’nun bütün dünyada büyük yankı uyandıran su kristalleri fotoğraflarını içeren sıra dışı kitabı.

Suyun Kulağı Var


Japon bilim adamı Emoto’nun araştırmasına göre sevgi sözcükleri ve klasik müzik, su kristallerini güzelleştiriyor. Kötü sözler ve sesler kristalin yapısını bozuyor.

msuro.jpg

Masaru Emoto adlı Japon bir araştırmacı, insan vücudunun ve yaşamış olduğumuz yer kürenin yüzde 70′inden fazlasını kaplamakta olan suyun moleküler yapısının insanların düşüncelerinden, sözcüklerinden ve dinlemiş olduğu müzikten etkilendiğini belirledi.


Tokyo’da bulunan HADO Enstitüsü’nün internet sitesinde yeralan çalışma ve habere göre, insanların yaşam kalitesinin, vücutlarındaki ve yerküredeki suyun kalitesiyle bağlantılı olduğunu savunan Emoto, yaşama geçirilen pozitif düşünceler sayesinde insanın vücudunda yeralan suyun, kişiyi mutlu ve esen kılabileceğini bildirdi.
Araştırmaya göre, müzik terapisinin son zamanlarda popüler olmasıyla birlikte Emoto müziğin suyun yapısı üzerindeki etkilerini görmeye karar verdi ve iki müzik hoparlörü arasına birkaç saatliğine distile su koyarak suyun donduktan sonraki kristal formlarını fotoğrafladı.
Aynı tip su kristallerine önce Bethoven’ın pastoral müziğini dinleten Emoto, su kristalinin çok güzel şekillendiğini, Bach’ın “Air For The G String” parçası dinletilen su kristallerinin nispeten düzgün olduğunu, Heavy Metal müzik dinletilen su kristalinin ise tamamen şekilsiz ve dağınık olduğunu fotoğraflarla tespit etti.
Bu çalışmayla, düşüncelerin ve kelimelerin su kristallerinin formasyonları üzerindeki etkisini tespit eden Emoto, bazı sevgi ve nefret kelimelerini kasete kaydederek cam şişelere gece boyunca dinletti.
Bu deneyde ise sevgi, takdir ve teşekkür sözcükleri dinletilen şişelerdeki su kristallerinin çok simetrik ve güzel olduğunu, kin ve nefret sesleri dinletilen kristallerin ise tanınamayacak kadar dağınık olduğunu belgeledi.
Japon bilim adamı Masaru Emoto, sitesinde yaptığı açıklamada, “Kelimeler doğanın titreşimidir, böylece güzel kelimeler güzel doğa, çirkin kelimeler çirkin doğa yaratır, bu da kainatın köküdür” dedi.
Buna benzer bir olayı Japonlar pirinç üzerinde şöyle deniyor.İki pirinç kutusundan birine bir ay boyunca iyi diğerine ise kötü şeyler söylüyorlar ve sonuç.Kötü sözler söylenen pirinçler kötü kokmaya başlıyorlar.


Bu yüzden çiçeklerle konuşanları yadırgamayın …

kristal.jpg

Su moleküllerin düşüncelerimizden, duygularımızdan ve kullandığımız kelimelerden etkilendiğini bulgulayan Dr. Emoto, suyun, söylenen sözlere, hissedilen duygulara, gösterilen görüntülere ve dinletilen müziğe göre nasıl bir değişim gösterdiğini birbirinden muhteşem su kristali fotoğraflarıyla gözler önüne seriyor. Hem dünyamız hem de bizler büyük ölçüde sudan oluştuğumuz için suyun mesajı hepimizin bireysel sağlığı, doğanın yenilenmesi ve dünya barışı açısından muazzam bir önem taşıyor.

Depremden hemen önce ve hemen sonra yeraltı sularından aldığı numunelerdeki kristal oluşumlarını inceleyen Dr. Emoto, bu verilerin biriktirilmesi durumunda, su kristali teknolojisinin depremleri önceden tespit etmekte kullanılabileceğini de ortaya koyuyor.

“Yüzyıllar boyunca, insanlık, yeryüzünden sürekli çaldı ve her seferinde geride çok daha kirli bir dünya bıraktı. Ama şimdi su bizimle konuşuyor; su kristalleri aracılığıyla, bilmemiz gerekenleri bize söylüyor. Bugünden itibaren yepyeni bir tarih biçimlendirmeliyiz. Su, kendimize nasıl bir yön belirlediğimizi büyük bir dikkatle izliyor ve kayda geçiriyor. Benim tek arzum, suyun bütün insanlığa verdiği mesajın herkesçe duyulması ve özümsenmesi.”
Masaru Emoto suyun moleküler yapısı ile ilgili bir araştırma yapmış bu araştırma içinde su bidonlarının altına çeşitli yazılar yazmış. Daha sonra bu suların resimlerini özel bir sistemle fotoğraflamış. Su galonlarının altına yazılan yazılar :
Seni seviyorum
Teşekkürler,
Seni öldüreceğim
Öfke ve kızgınlık yazıları vs…
Teşekkürler ve seni seviyorum sözleriyle 24 saat bekletilmiş olan su muhteşem bir kristal halinde resimlenmiş…

Bedenimizin %65-70 inin su olduğunu düşünürsek kendimizi sevmenin sevgi sözcüklerinin aslında bize nasıl etki yapabileceğini görebilirsiniz.
Sevgi Güç’tür.
Sevgi Güven’dir.
Sevgi Neşe dir
Sevgi Mutluluk’tur.
Sevgi mükemmellik ve tamlılıktır.
Sevgi bütün kapıları açacak olan en büyük anahtardır.

__________________________________________________ ______________________________

Masaru Emoto'nun Suyun Gizli Mesajı adlı kitabından bir bölüm..

... Japonyada tanıtımını yaptığım ilk titreşim-tespit aleti çevremize yaydığımız benzersiz titreşimleri ölçebiliyor ve titreşimlerin suretini suya çıkarıyordu. Birbirinden farklı çok sayıda insanın yaydığı çeşitli titreşimleri bu aletle ölçüp suyun hafızasına kaydedebiliyordum. Ölçümler sırasında çeşitli elementlerin yaydığı titreşimlere de negatif titreşimler yayarak karşılık verdiğimizi(insan kastediliyor) farkettim.
Mesela, sinirliliğin yarattığı titreşim, cıvanın titreşimine eş değerdi ; öfke kızgınlık kurşun elementine, üzüntü keder ise aliminyum titreşimlerini yayıyordu. Belirsizlik titreşimleri kadmiyuma, umutsuzluk titreşimleri çeliğe, stress titreşimleri çinkoya denk düşüyordu. vs..
Geçmiş yıllarda aliminyum tencere kap kacak kullanımının Alzheimer hastalığının etkilerinden kaynaklanabileceği ortaya konmuştu.Şayet bulgu doğru ise bu hastalığı tetiklemesinin sebebi aliminyumun keder ve üzüntüyle aynı titreşim frekansına sahip olması olabilir. Ola ki, ileri yaşlarda hissedilern keder ve üzüntü gibi duygular bedende aliminyumun açığa çıkmasını sağlıyor ve nihayetinde Alzheimer hastalığına yol açıyordur.
Önceki bölümde adı geçen su bilimcisi Joan Davis konuyla ilişkili olarak şu ilginç açıklamayı yapıyordu :
Bir fizikçi, gezegenlerin konumunun suyu nasıl etkilediğini ortaya koymak üzere deneyler yürütmektedir. Çeşitli mineraller içeren suları kullanarak,gezegenler belirli konumlardayken kağıdın ne kolaylıkla su emdiğini test etmiştir.
Bu deneylerin sonucunda,Satürn'ün Dünya'yı büyük ölçüde etkilediği konumlarda,kurşunlu suyun kağıt tarafından çok kolay emildiğini;buna karşılık bakır, gümüş ve çelik gibi elementler içeren suların ya çok az emildiğini ya da hiç emilmediğini bulgulamıştır.
Bu deneyden, Satürn'le kurşun elementi arasında kayda değer bir bağ olduğu sonucunu çıkarmak mümkündür.Metaller insanın ruh hali ve duyguları ile rezonans halindedir ; o halde başka mantıklı çıkarsama da Satürn'ün öfke duygusu ile yakından ilintili olduğudur.
Burçlarla kişilikler arasında astrologların yüzlerce yıldır kurageldiği ilişkinin aslında metallerle doğrudan bir alakası olması da mümkündür.
Doğrusu bu varsayım bana çok şey ifade ediyordu ; özellikle de budist doktrinde geçen 108 dünyevi arzuyla elementler arasında bir ilişki olduğuna dair fikrimi desteklemesi açısından belki de bir gün periyodik cetveli kullanarak hangi gezegenin hangi elementlere denk geldiğini tespit edebiliriz.
.....
Peki ama bertaraf edilmesi böylesine imkansız görünen bu negatif duygulanımlarla nasıl baş edeceğiz? Negatif hislerle nasıl baş edeceğimizin bilgisi, yaşamla uyum halinde olma ihtiyacımızın bilgisidir. O halde, zihnimizin öfke, intikam, kıskançlık gibi negatif düşüncelerin hücumuna uğradığını fark ettiğimizde ne yapmalıyız?
Öncelikle anlamamız gereken , kendimizi duygulardan arındırmamızın mümkün ya da gerekli olmadığıdır. Negatif düşüncelerden tümüyle arınmış tek bir kişi dahi yoktur. Hepimiz , çok uzak bir geçmişten , şuurlu insan türünün ortaya çıkışından beri atalarımızın hafızasını içimizde barındırıyoruz. Ve onların olumsuzluklarının bir kısmını bir tür miras gibi taşıyoruz.
Bununla birlikte ruhumuzu kasıp kavuran ,beynimizi yiyip bitiren sürgit negatif duygu ve düşüncelerden kurtulmayı becerememek gerçektende huzursuz edici ve acı vericidir. Peki yalnızca bir dakikalığına bile olsa bu olumsuzluklarından kurtulmamız nasıl mümkün olabilir.?
Titreşim ilkelerinin ışığında, bu sorunun son derece sarih bir cevabı vardır. Yapmamız gereken negatif duygunun tam ters zıddı olan duyguyu devreye sokmaktır. İki zıt dalganın kombine edilmesi ile negatif duygu yok olur.
Birkaç yıl önce Japon üniversitelerinden birisi sesi ses ile silme yöntemini geliştirdi.Üniversite araştırmacılarının yaptığı, istenmeyen gürültüyü ortadan kalrdırmaya yarayan bir gürültü oluşturmaktı ; böylece (örneğin telefonda) sessiz bir alan oluşuyordu. İstenmeyen gürültünün dalga boyunu tanımlayarak,tam zıddı dalga boyunda bir gürültü yayıyor ve bunu hoperlörden vererek gürültüyü spesifik bir alan içerisinde tamamen silip temizleyebiliyorlardı.
Aynı yöntem halihazırda otomobil mühendisliğinde arabaların yarattığı gürültüyü yok etmek için kullanılmaktadır.
Bu ilkeyle insan duygulanımı arasında paralellikler mevcuttur. Her negatif duyguya karşılık gelen,o duygunun tam zıddı bir pozitif duygu vardır.
Nefret Sevgi
Öfke İyilik
Korku Cesaret
Endişe Sükunet
Gerginlik Rahatlık
gibi.
...
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
  Tarih: 12-04-2024, 09:50 PM