bir yemin sözüm vardı sana
geçmişimle geleceğim arasında ki işte o liman da
saati gelmiş vapuru kaçırma telaşı olmadan içimde
bekleyecektim / güvercin inişini avluma..
sana uyanışlarımın çapaklı gözleri / açılmadan
boşa sarılan kollarımın huysuzluğu / dinmeden
sol yanımda ki soğuk yastığıma akıttığın göz yaşı lekesi
silinmeden..
bir yemin borcum vardı / ellerim ellerine değmeden..
dağ gibi üzerime devrik yalnızlığımın koyaklarında / efsunlu
tiz sesinin ötüşünü sakladığın kuş kanadında / özgür
suskun / mütevekkil / yorgun bedenimin şahdamarında
yeryüzüne depremler düşürecek..
boynumun vebali bir yemin borcum..
biz bu sevdayı..
henüz koklanmamış
tomurcuklarında yedi renk filize durmuş
faydasız yılların bağ bozumu arifesinde
ağır bedellerin beyazı şakaklarımızda büyüttük..
biz bu sevdayı..
kaçak gecelerin küf kokan sokaklarında
nankör mermilerin bağrımıza hunharca gömüldüğü
kelepçeli ellerimizde sabırla / inatla / hırsla..
çat diye çatlayacak iki yüreğin tam ortasında yeşerttik..
şimdi bir mevsim ki / hazan..
dallar çıplaklığına ağlarken sessizce
karıncaların yaz boyu koşuşturmaları meyvesini vermişken
hırçın kartalların kanatlarında sıcak iklimlere göçe durmuşken umutlar
tüm takvim yapraklarını yakarcasına..
eylül sarısına nispet / yeşile boyuyorum zamanı..
bir yemin borcum vardı sana..
yalnızlığının dipsiz kuyularına atıyorum kendimi
ses veriyorum gecene
eteklerimdeki tüm taşları hasretine mesafe çeken yollarıma ekerek
uzak iklimlerden bulutlara yükleyip göz yaşlarımı
sözümü tutuyorum../ adam gibi..
leke sürmediğim sevdanı avuçlarımda nefesimle ısıtıp
saçlarına yağıyorum / kaldır başını gözüm
borcumu ödüyorum..
seni seviyorum.........
geçmişimle geleceğim arasında ki işte o liman da
saati gelmiş vapuru kaçırma telaşı olmadan içimde
bekleyecektim / güvercin inişini avluma..
sana uyanışlarımın çapaklı gözleri / açılmadan
boşa sarılan kollarımın huysuzluğu / dinmeden
sol yanımda ki soğuk yastığıma akıttığın göz yaşı lekesi
silinmeden..
bir yemin borcum vardı / ellerim ellerine değmeden..
dağ gibi üzerime devrik yalnızlığımın koyaklarında / efsunlu
tiz sesinin ötüşünü sakladığın kuş kanadında / özgür
suskun / mütevekkil / yorgun bedenimin şahdamarında
yeryüzüne depremler düşürecek..
boynumun vebali bir yemin borcum..
biz bu sevdayı..
henüz koklanmamış
tomurcuklarında yedi renk filize durmuş
faydasız yılların bağ bozumu arifesinde
ağır bedellerin beyazı şakaklarımızda büyüttük..
biz bu sevdayı..
kaçak gecelerin küf kokan sokaklarında
nankör mermilerin bağrımıza hunharca gömüldüğü
kelepçeli ellerimizde sabırla / inatla / hırsla..
çat diye çatlayacak iki yüreğin tam ortasında yeşerttik..
şimdi bir mevsim ki / hazan..
dallar çıplaklığına ağlarken sessizce
karıncaların yaz boyu koşuşturmaları meyvesini vermişken
hırçın kartalların kanatlarında sıcak iklimlere göçe durmuşken umutlar
tüm takvim yapraklarını yakarcasına..
eylül sarısına nispet / yeşile boyuyorum zamanı..
bir yemin borcum vardı sana..
yalnızlığının dipsiz kuyularına atıyorum kendimi
ses veriyorum gecene
eteklerimdeki tüm taşları hasretine mesafe çeken yollarıma ekerek
uzak iklimlerden bulutlara yükleyip göz yaşlarımı
sözümü tutuyorum../ adam gibi..
leke sürmediğim sevdanı avuçlarımda nefesimle ısıtıp
saçlarına yağıyorum / kaldır başını gözüm
borcumu ödüyorum..
seni seviyorum.........