Hayatı sorgulamaktan bıkmıştık... Bilmiyorum zaten, daha kaç defa düşebilirdik bu yalnızlığa?
Zaman bizi unutabiliyordu ama aynı sadakatsizliği biz ona yapamıyorduk…
Kim bilir belki başka bir zamanda… Unuttuğumuzu sandığımız başka bir aralıkta… Yalancı yine yeni bir baharda tekrar bir birimizi dinleyip anlamayabiliriz…
Yine sadece ses tonlarımızla hem birbirimizi sevip hem terk etmek için yeni yalanlar yaratabiliriz...
Ne çok severdik bu cümleyi “ne seninle oluyor nede sensiz!” Yaşayamıyor olmanın tek cümlelik tasviri bu...
Farkındaydık hayatın sorgulayamasakta… kendini bir türlü sevdiremesede… farkındaydık bize yasattıklarının…bu yüksek atesin sebebi birbirimizi yükseltmemiz degilmiydi..çok büyütmedikmi ikimizde ayrı ayrı içimizdeki sevgiliyi…acının bile güzel geldiğini sanmadık mı aylarca…yüceltmedik mi utanmamak için özlemeyi..yaptık ama tekrar düşüremedik…
Bu yüzden beklentiler hep yüksek oldu gerçekleşememe ile birlikte hüzünler düşlerimizin refakatçisi kaldı… ne garip şey benimle birlikte aynı hataları yapman…benzemeye başlamamız..benim sevdiklerimin senin sevdiklerin olması…senin sevmediklerinin benim hep sevmediklerim kalması…son bölümlerimiz kadar zor değilmiş birbirimizi değiştiriyor olmamız O zamanlar…
Biliyorum yine benimle aynı şeyleri düşünüyor aynı an'ları yasıyorsun…bir boşluk anında duyduğun bir şarkıda okuduğun bir kitapta “bir anımsama anı”” ve yüzünün fark edemediğin bir “gülümsemeye” dönüşmesi…ve sonrası aynı…
Bir anda siyah cümleler… gölgeli yaşanmışlıklar..kendine gel ile başlayan yoğun bir mantık-duygu savaşı…”hayııır! Bitti artık bu sefer kesin bitti olmuyor işte yapabileceğimiz hiçbir şey yok [SIZE=4]kötü seyler düşün kötü şeyler düşün hem neler yapmıştı bana… neler soylemişti… evet evet onunla ilgili kötü şeyleri düşün düşünki sana acı vermesin bu yoksunluk… Onun olmaması için kendine haklı sebepler bul yada yarat ve sakın arama sakın sorma… zaman yardım edecek sana sakın!!! geçecek her şey bitecek bu cehennem sadece sabretmeliyim…”
Biz zamana karsı maalesef hep dürüst kaldık… Belki olmasını istediklerimiz bu değildi ama maalesef hayat bize bu evresinde sessizliği öğretmişti ve bu yüzden bunlar artık olması gerekenlerdi…
Somutlaşmış gözle görülebilen doğruları yanlışları yalanları görebiliyoruz belki ama “gerçek”? işte o aramızda her zaman gizemini fazlasıyla korudu…
Ne kadar bir olsakta en azından öyle hissetsekte birbirimizi. ikimizinde bu hayatla farklı mücadele etme yöntemleri vardı… düşnmeye ihtiyaçlı..zamana virani..bu şehri melekler terk etti...
işte Benim bu zaman aralığında pek fazla seçeneğim yoktu, geleneklerime sahip çıkmaktan başka… vaz geçtiklerimden vaz geçmeye devam ederek… vaz geçemediklerimden ise kendimi vaz geçirterek yeni bir oyun yazıldı, roller belirlendi, oyuncular seçildi ve yeni hayatlarımız başladı…
Belki de gerçeği bulamıyorsak hepimizin sandıklarımıza inanması en iyisi… Gözle görünen kararsızlıkları değil içimizde olan ve içinden çıkmadığımız anlamları…
Bulamıyorsak birbirimizi birbirimizde…
Vazgeçtim senden diyemiyorsak bende vazgeçtim senden diyenlere teşekkür ederek vaz geçirtirim seni benden…
Söylediğim gibi gerçeklerim yok… doğrularım var kendime göre yanlış sayılabilecek… bunlar onlar…artık farkında olsanda yine yarım kalmayacak bu asla bitmeyecek oyun…
Belki yine bir şeylere hep sen karar veriyorsun yine senin istediğin oluyor diyeceksin ama yine isyanında haklı olacaksın fakat ben senin tayin ettiğin yanlışları yapmaya devam ederek sen her zaman bir parça doğru kalacaksın…bırakta benim fedakarlık yapma biçimim de böyle olsun seni kendimi ve hayatı kandırarak…
Anlayacağın… Yanlışlığım, oyun devam ediyor
Gerçeksizliğim, susarak çare arıyor
Doğrularım, HALA SENİ SEVİYOR!!!
Duyabileceğin cümleler yazarak… [/SIZE]
Zaman bizi unutabiliyordu ama aynı sadakatsizliği biz ona yapamıyorduk…
Kim bilir belki başka bir zamanda… Unuttuğumuzu sandığımız başka bir aralıkta… Yalancı yine yeni bir baharda tekrar bir birimizi dinleyip anlamayabiliriz…
Yine sadece ses tonlarımızla hem birbirimizi sevip hem terk etmek için yeni yalanlar yaratabiliriz...
Ne çok severdik bu cümleyi “ne seninle oluyor nede sensiz!” Yaşayamıyor olmanın tek cümlelik tasviri bu...
Farkındaydık hayatın sorgulayamasakta… kendini bir türlü sevdiremesede… farkındaydık bize yasattıklarının…bu yüksek atesin sebebi birbirimizi yükseltmemiz degilmiydi..çok büyütmedikmi ikimizde ayrı ayrı içimizdeki sevgiliyi…acının bile güzel geldiğini sanmadık mı aylarca…yüceltmedik mi utanmamak için özlemeyi..yaptık ama tekrar düşüremedik…
Bu yüzden beklentiler hep yüksek oldu gerçekleşememe ile birlikte hüzünler düşlerimizin refakatçisi kaldı… ne garip şey benimle birlikte aynı hataları yapman…benzemeye başlamamız..benim sevdiklerimin senin sevdiklerin olması…senin sevmediklerinin benim hep sevmediklerim kalması…son bölümlerimiz kadar zor değilmiş birbirimizi değiştiriyor olmamız O zamanlar…
Biliyorum yine benimle aynı şeyleri düşünüyor aynı an'ları yasıyorsun…bir boşluk anında duyduğun bir şarkıda okuduğun bir kitapta “bir anımsama anı”” ve yüzünün fark edemediğin bir “gülümsemeye” dönüşmesi…ve sonrası aynı…
Bir anda siyah cümleler… gölgeli yaşanmışlıklar..kendine gel ile başlayan yoğun bir mantık-duygu savaşı…”hayııır! Bitti artık bu sefer kesin bitti olmuyor işte yapabileceğimiz hiçbir şey yok [SIZE=4]kötü seyler düşün kötü şeyler düşün hem neler yapmıştı bana… neler soylemişti… evet evet onunla ilgili kötü şeyleri düşün düşünki sana acı vermesin bu yoksunluk… Onun olmaması için kendine haklı sebepler bul yada yarat ve sakın arama sakın sorma… zaman yardım edecek sana sakın!!! geçecek her şey bitecek bu cehennem sadece sabretmeliyim…”
Biz zamana karsı maalesef hep dürüst kaldık… Belki olmasını istediklerimiz bu değildi ama maalesef hayat bize bu evresinde sessizliği öğretmişti ve bu yüzden bunlar artık olması gerekenlerdi…
Somutlaşmış gözle görülebilen doğruları yanlışları yalanları görebiliyoruz belki ama “gerçek”? işte o aramızda her zaman gizemini fazlasıyla korudu…
Ne kadar bir olsakta en azından öyle hissetsekte birbirimizi. ikimizinde bu hayatla farklı mücadele etme yöntemleri vardı… düşnmeye ihtiyaçlı..zamana virani..bu şehri melekler terk etti...
işte Benim bu zaman aralığında pek fazla seçeneğim yoktu, geleneklerime sahip çıkmaktan başka… vaz geçtiklerimden vaz geçmeye devam ederek… vaz geçemediklerimden ise kendimi vaz geçirterek yeni bir oyun yazıldı, roller belirlendi, oyuncular seçildi ve yeni hayatlarımız başladı…
Belki de gerçeği bulamıyorsak hepimizin sandıklarımıza inanması en iyisi… Gözle görünen kararsızlıkları değil içimizde olan ve içinden çıkmadığımız anlamları…
Bulamıyorsak birbirimizi birbirimizde…
Vazgeçtim senden diyemiyorsak bende vazgeçtim senden diyenlere teşekkür ederek vaz geçirtirim seni benden…
Söylediğim gibi gerçeklerim yok… doğrularım var kendime göre yanlış sayılabilecek… bunlar onlar…artık farkında olsanda yine yarım kalmayacak bu asla bitmeyecek oyun…
Belki yine bir şeylere hep sen karar veriyorsun yine senin istediğin oluyor diyeceksin ama yine isyanında haklı olacaksın fakat ben senin tayin ettiğin yanlışları yapmaya devam ederek sen her zaman bir parça doğru kalacaksın…bırakta benim fedakarlık yapma biçimim de böyle olsun seni kendimi ve hayatı kandırarak…
Anlayacağın… Yanlışlığım, oyun devam ediyor
Gerçeksizliğim, susarak çare arıyor
Doğrularım, HALA SENİ SEVİYOR!!!
Duyabileceğin cümleler yazarak… [/SIZE]