umutları yarına erteleyip
sana çiziyorum yollarımı...
tutup tutup,
matkaplara vuruyorum bağrımı;
döküm döküm etlerim...bak!
geceye sarıyorum yaralarımı,
ağlayarak...
yıldızlar bilir ençok,
birde düşlerim,
birde taş yatak...
oysa sen!
kırktabir gelirsin,
kırkta bir uzanırsın yanıma,nazlanarak...
ve yağmurlar,
ve hüzünler,
ve seni taşlarına dizdiğim yollar,
ve hasret!...
ebabil kuşlarının dönüşü gibi,
durup durup kıvrılırım sana...
göçün sancılarını yazıyorum şiirlerime
oku ve anlat!...
gökte nasıl üçgen çizerse turnalar,
yüreğimi çizdim sana!
çizgisi metrelerce kanat...
geliyorum işte kapına
maviliğinde uçarak..
umutları yarına erteleyip,
sana çizdim yollarımı...
tutup tutup,
derinliğine vuruyorum kendimi karanlığın...
yılanlar kayıyor dağlardan ovalarıma,
ben burgaçlarında solungaç!..
korkuyorum sevdiceğim,elimde değil!..
dağlara kaçıyorum yeniden
seni de yanıma alarak...
ve emeğm,
ve ekmeğim,
ve bebekliğim,masumluğum,
ve gençliğim,
ve beş para etmez geçmişim, ömrüm...
ve de yalnızlığımı yaşayan köyüm,
ağlıyor arkamdan el sallayarak...
sen doruklardasın ya,
sen çağrısındasın ya sevdanın;
işte yollardayım,
işte yokuşlardayım,yalınayak...
işte turnalarda,
işte ebabil kuşlarıyla bulutlarda
işte yanındayım,
ve ellerim koynumda,aç bak!..
sımsıcak...
umutları yarına erteleyip,
sana çizdim yollarımı...
usulcacık,
ama usulcacık sevdiceğim!...
hayaline dalıyorum...
ısınıyor taş yatak..
gece yorgan,
kollarım yastık,
desem ki sırtım kan revan,
desem ki sırtım delik deşik,
desem ki yılanlar çöreklenmiş bağrıma,
desem ki korkuyorum,yalnızım...
desem ki ellerini istiyorum...
desem ki leylim vaktini bekliyorum,
gel artık!...
sana çiziyorum yollarımı...
tutup tutup,
matkaplara vuruyorum bağrımı;
döküm döküm etlerim...bak!
geceye sarıyorum yaralarımı,
ağlayarak...
yıldızlar bilir ençok,
birde düşlerim,
birde taş yatak...
oysa sen!
kırktabir gelirsin,
kırkta bir uzanırsın yanıma,nazlanarak...
ve yağmurlar,
ve hüzünler,
ve seni taşlarına dizdiğim yollar,
ve hasret!...
ebabil kuşlarının dönüşü gibi,
durup durup kıvrılırım sana...
göçün sancılarını yazıyorum şiirlerime
oku ve anlat!...
gökte nasıl üçgen çizerse turnalar,
yüreğimi çizdim sana!
çizgisi metrelerce kanat...
geliyorum işte kapına
maviliğinde uçarak..
umutları yarına erteleyip,
sana çizdim yollarımı...
tutup tutup,
derinliğine vuruyorum kendimi karanlığın...
yılanlar kayıyor dağlardan ovalarıma,
ben burgaçlarında solungaç!..
korkuyorum sevdiceğim,elimde değil!..
dağlara kaçıyorum yeniden
seni de yanıma alarak...
ve emeğm,
ve ekmeğim,
ve bebekliğim,masumluğum,
ve gençliğim,
ve beş para etmez geçmişim, ömrüm...
ve de yalnızlığımı yaşayan köyüm,
ağlıyor arkamdan el sallayarak...
sen doruklardasın ya,
sen çağrısındasın ya sevdanın;
işte yollardayım,
işte yokuşlardayım,yalınayak...
işte turnalarda,
işte ebabil kuşlarıyla bulutlarda
işte yanındayım,
ve ellerim koynumda,aç bak!..
sımsıcak...
umutları yarına erteleyip,
sana çizdim yollarımı...
usulcacık,
ama usulcacık sevdiceğim!...
hayaline dalıyorum...
ısınıyor taş yatak..
gece yorgan,
kollarım yastık,
desem ki sırtım kan revan,
desem ki sırtım delik deşik,
desem ki yılanlar çöreklenmiş bağrıma,
desem ki korkuyorum,yalnızım...
desem ki ellerini istiyorum...
desem ki leylim vaktini bekliyorum,
gel artık!...