bu şehirde
binmediğim bir otobüs
mevsimini tatmadığım bir minübüs
ya da havasını solumadığım bir vapur kalmadı...
binmediğim bir otobüs
mevsimini tatmadığım bir minübüs
ya da havasını solumadığım bir vapur kalmadı...
bu şehirde
sesini dinlemediğim bir deniz
güzelliklerini göremediğim bir mehtap
ya da uğrunda içmediğim bir sahil kalmadı...
sesini dinlemediğim bir deniz
güzelliklerini göremediğim bir mehtap
ya da uğrunda içmediğim bir sahil kalmadı...
bu şehirde
koklamadığım bir çiçek
ıslanmadığım bir yağmur
görmediğim gökyüzü kalmadı...
koklamadığım bir çiçek
ıslanmadığım bir yağmur
görmediğim gökyüzü kalmadı...
bu şehirde
asılmadığım bir ip
aydınlatmadığım bir yol
ve seni sevmediğim bir köşe kalmadı...
asılmadığım bir ip
aydınlatmadığım bir yol
ve seni sevmediğim bir köşe kalmadı...
artık
terkediyorum bu şehri
neden içeyim ki bir daha
artık
sevmiyorum bu şehri
neden seveyim ki seni bir daha
artık
yalanlarına kanmak istemiyorum...
terkediyorum bu şehri
neden içeyim ki bir daha
artık
sevmiyorum bu şehri
neden seveyim ki seni bir daha
artık
yalanlarına kanmak istemiyorum...
bu şehirde
uğruna içilecek bir aşk kaldı mı ki
ağlamadığım bir sokak
yanmadığım bir aşk
koklamadığım bir çiçek
ve soluk alamadığım bir istanbul kaldı mı ki...
uğruna içilecek bir aşk kaldı mı ki
ağlamadığım bir sokak
yanmadığım bir aşk
koklamadığım bir çiçek
ve soluk alamadığım bir istanbul kaldı mı ki...