Ben sadece sevmiştim seni,hiç hesapsız,hiç karşılıksız.önceleri senin de beni sevdiğine inanmıştım,çünkü inandırmıştın beni.Her şey seninle anlamlıydı bana.Herşey seninle güzeldi.Öyle sevdimki seni,incitmemek kırmamak için elimden gelen herşeyi yaptım.Hatta öyle çok kırdığın oldu ki beni ,yine de ben "sen mutlu ol diye "hiç ses çıkarmadım.Aradan yıllar geçti,gün geçtikçe uzaklaştın benden.Ne yaptımsa olmadı.Uzun ,uzun konuştuk yine de başaramadık birlikte olmayı.
Beraber bir yola çıkmıştık,birlikte yürüyemedik ,tökezledik.Bu kadar zor muydu bu yol arkadaşlığında ,birbirini taşıyabilmek.Sen arkana bakmadan yürüdün gittin.Yıllar önce bıraktın elimi.Bense yetişemedim ardından.
Şimdi iki yabancıyız. Daha da zor olanı,hala evlilik oyununu sürdürüyoruz.Hem de birbirimizin yüzüne dahi bakmadan.Tam 4 bayram geçti .Ne bayramlaşma ne de tek kelime etmeden.Herşey anlamını yitirdi artık.Bütün kelimeler bitti.Sözler tükendi.Sadece çocuklar birkaçyıl daha büyüsün diye ...Değer mi bilmiyorum.Ömürler tükeniyor.Yaşanması gereken en güzel yıllar uçup gidiyor.
Katıksız sevgimin kıymetini bilemedin.Ben sadece, başımı huzurla göğsüne yaslayabilmek istemiştim .Başka da hiç ama hiç birşey istememiştim.Sen se gösterişli dünyanın içinde kaybolup gittin.Şimdi mutlumusun?Gördüğüm kadarıyla değilsin.Hatta geçen gün sana mail attım.Mutlu olmak için ne istiyosan onu yap , ben herşeye hazırlıklıyım diye.
Yıllardır , her gün eve gelişinde sen zili çalardın(anahtarın olsa bile mutlaka)ben de kapıyı açıp boynuna sarılırdım.Sen geldiğinde mutlaka ben açardım kapıyı çocuklar değil.ve hep güleryüzle karşılardım.Senin geliş saatlerinde hazırlık yapardım evde ,kendime de çeki düzen verirdim.Her telefon edişinde heyecenla açardım.
Artık ne evin zili çalıyor, ne de telefonum...Sesssizce içeri girip,kendine ayırdığın odana geçiyorsun.Beni de görmek istemiyorsun.Artık benimle yapamazmışsın.Doğru etrafında okadar albenisi olan insan var ki beni ne yapacaksın.Yeni insanlar yeni heyecanlar..Tamam o zaman yapman gerekeni yap deyince de çocuklar biraz daha büyüsün diyorsun.Ya ben ne olucam bu arada.Artık kesin kararlar alma zamanı geldi de geçti bile...
Beraber bir yola çıkmıştık,birlikte yürüyemedik ,tökezledik.Bu kadar zor muydu bu yol arkadaşlığında ,birbirini taşıyabilmek.Sen arkana bakmadan yürüdün gittin.Yıllar önce bıraktın elimi.Bense yetişemedim ardından.
Şimdi iki yabancıyız. Daha da zor olanı,hala evlilik oyununu sürdürüyoruz.Hem de birbirimizin yüzüne dahi bakmadan.Tam 4 bayram geçti .Ne bayramlaşma ne de tek kelime etmeden.Herşey anlamını yitirdi artık.Bütün kelimeler bitti.Sözler tükendi.Sadece çocuklar birkaçyıl daha büyüsün diye ...Değer mi bilmiyorum.Ömürler tükeniyor.Yaşanması gereken en güzel yıllar uçup gidiyor.
Katıksız sevgimin kıymetini bilemedin.Ben sadece, başımı huzurla göğsüne yaslayabilmek istemiştim .Başka da hiç ama hiç birşey istememiştim.Sen se gösterişli dünyanın içinde kaybolup gittin.Şimdi mutlumusun?Gördüğüm kadarıyla değilsin.Hatta geçen gün sana mail attım.Mutlu olmak için ne istiyosan onu yap , ben herşeye hazırlıklıyım diye.
Yıllardır , her gün eve gelişinde sen zili çalardın(anahtarın olsa bile mutlaka)ben de kapıyı açıp boynuna sarılırdım.Sen geldiğinde mutlaka ben açardım kapıyı çocuklar değil.ve hep güleryüzle karşılardım.Senin geliş saatlerinde hazırlık yapardım evde ,kendime de çeki düzen verirdim.Her telefon edişinde heyecenla açardım.
Artık ne evin zili çalıyor, ne de telefonum...Sesssizce içeri girip,kendine ayırdığın odana geçiyorsun.Beni de görmek istemiyorsun.Artık benimle yapamazmışsın.Doğru etrafında okadar albenisi olan insan var ki beni ne yapacaksın.Yeni insanlar yeni heyecanlar..Tamam o zaman yapman gerekeni yap deyince de çocuklar biraz daha büyüsün diyorsun.Ya ben ne olucam bu arada.Artık kesin kararlar alma zamanı geldi de geçti bile...