Öğrenmenin tersi olan bir bellek işlevidir. Yani öğrenilenlerin zihinde yeniden canlandırılamamasıdır. Unutmayla ilgili çeşitli kuramlar ileri sürülmüştür. Unutmanın tanımlanması ve türleri kuramların bu konudaki görüşlerine göre belirlenir.
Fizyolojik temellere dayanan kuramlara göre unutma öğrenilenlerin ya da anıların beyindeki izlerinin zamanla aşınıp silinmesi sonucu olur.
Koşullanma yoluyla öğrenme kur..... göre; pekiştirilmeyen ödüllendirilmeyen tekrarlar; uyaranlarla tepkiler arasındaki bağı zayıflatır unutma ya da diğer bir deyişle sönme olur.
Bir çok öğrenilen şey ve anılar bellekte saklı olmalarına karşın unutulmuş gibi görünebilir. Freud ve diğer psikanalistler bunu baskı kavramıyla açıklarlar. Onlara göre kişiye acı veren anılar bilinçten uzaklaştırılarak bilinç dışına atılır.
Daha önce de belirtildiği gibi öğrenilen malzemenin ne derece öğrenildiği öğrenilen malzemenin anlamlılığı öğrenmeyi yapan kişinin öğrenmeye ne ölçüde güdülendiği öğrenmeden sonraki etkenler de öğrenilenin belekte tutulmasını saklanmasını ve hatırlanmasını etkiler.
Deneysel ruh bilimi araştırmalarında denekler herhangi bir öğrenme malzemesini hatasız olarak tekrarlayana dek öğrenmeyi sürdürürler. Araştırmacı olabilecek en iyi hatırlamayı araştırıyorsa deneklere tam öğrenme yaptırır. Yapılan araştırmalarda tam öğrenmenin hatırda tutmayı kolaylaştırdığı unutmanın daha az olduğu görülmüştür.
Öğrenilen malzeme anlamlıysa anlamsız malzemeye kıyasla daha kolay hatırlanır. H. Ebbinghaus 1885'te yaptığı çalışmalarda anlamsıza heceleri ( örneğin; TIC PUV GIB vb. ) öğrenme malzemesi olarak kulanmış ve öğrenilen malzemenin anlamsız olmasının öğrenmeyi zorlaştırdığını saptamıştır. Araştırmada anlamsız hecelerden oluşan bir liste kusursuz bir şekilde iki kez tekrarlandığında yani tam öğrenme olduğu belirlendikten sonra bir zaman aralığı konmuştur. Kusursuz hatırlama için ilk denemede 1000 saniye kullanılmışken ikinci denemede 600 saniye kullanılmış 400 saniye tasarruf edilmiştir. Bu süre bellekte tutulan malzemenin miktarının bir göstergesidir. Bu yönden tam bir öğrenme için çok elverişlidir. Daha önceden bir malzemeyi gören öğrenen kişi ikinci kez aynı malzemeyi öğrenmesi gerektiğinde daha kısa sürede yeniden öğrenebilmektedir. Ebbinghaus öğrenme ve yeniden öğrenme arasında yirmi dakikadan otuz bir güne kadar değişen çeşitli zaman aralıklarını kullanarak araştırmalarını sürdürmüştür. Ebbinghaus bu araştırmaları sırasında bir unutma eğrisi oluşturmuştur .
Şekilde de görüldüğü gibi başlangıçta unutma çok hızlıdır. Sonra yavaşlamakta en sonunda da aynı düzeyde sürmektedir. Başka bir deyişle öğrenmenin hemen ardından hızlı bir unutma olur daha sonra unutma azalır ve belirli bir düzeyde sabit kalır
Hatırlama ve Unutma İlişkisi
Unutmada önemli olan bir diğer etken bir öğrenmeyi yapmaya kişinin ne ölçüde güdülendiğidir. Kişi için belirli bir öğrenmeyi yapmak önemliyse bunu yapmak için istekliyse daha bir öğrenme gerçekleştirir ve bunun sonucunda unutma daha az hatırlama daha çok olur.
Öğrenme sırasında öğrenme işlemi yarıda kesildiğinde tamamlanan öğrenmelere kıyasla daha fazla hatırlama olur. Buna " Zeigarnik olgusu" denir. Bu konuyla ilgili deneysel araştırmalarda deneklere bir dizi öğrenme görevi verilmiştir. Bunların bazısı deneyci tarafından yarıda kesilmiş bir bölümü de tamamlatılmıştır. Aradan zaman geçtiğinde yarıda kesilen öğrenmelerin tamamlananlardan daha iyi hatırlandığı görülmüştür. Zeigarnik deneyin yarıda kesilmeyi başarısızlık olarak yorumlandığını bunun denekte gerginlik yarattığını bir öğrenmeden başka bir öğrenmeye geçince bu gerginliğin sürdüğünü ve unutmayı azalttığını ileri sürmüştür. Bir lokantada yapılan bir araştırmada garsonların hesabı henüz ödenmeyen yemek siparişlerinin hepsini hatırladıkları hesapları ödenen siparişleri hatırlamadıkları saptanmıştır.
Genellikle doğrulanan Zeigarnik olgusu öğrenme durumunda kişilerin kişilik özelliklerine göre bazen doğrulanmayabilir. Örneğin; kendini her zaman başarılı olmaya güdüleyen kusursuzluğu kendine amaç edinen bir kişi öğrenimin yarıda kesilmesini başarısızlık olarak yorumladığında unutması da fazlalaşabilir. Ayrıca eğer tamamlanmayan iş çok zorsa ya da kişiyi çok fazla tedirgin ediyorsa kişi bilinçsiz olarak unutma eğiliminde olabilir.
Öğrenmeyle hatırlama arasındaki geçen zaman aralığında kişinin neler yaptığı hatırlama miktarını etkiler. Örneğin; bir öğrenme malzemesi %100 öğrenildikten sonra kişinin uyuması ya da başka işlerle uğraşması hatırlanan miktarı değişir. Kişi uyanık kaldığında hiç bir işle uğraşmasa bile etrafında olup bitenler onu etkiler. Bu da hatırlama anında olumsuz etki yaratır. Bu konuda yapılan çalışmalarda öğrenmeden sonra uyuyan kişilerin uyumayanlara göre daha çok hatırladıkları görülmüştür.
Fizyolojik temellere dayanan kuramlara göre unutma öğrenilenlerin ya da anıların beyindeki izlerinin zamanla aşınıp silinmesi sonucu olur.
Koşullanma yoluyla öğrenme kur..... göre; pekiştirilmeyen ödüllendirilmeyen tekrarlar; uyaranlarla tepkiler arasındaki bağı zayıflatır unutma ya da diğer bir deyişle sönme olur.
Bir çok öğrenilen şey ve anılar bellekte saklı olmalarına karşın unutulmuş gibi görünebilir. Freud ve diğer psikanalistler bunu baskı kavramıyla açıklarlar. Onlara göre kişiye acı veren anılar bilinçten uzaklaştırılarak bilinç dışına atılır.
Daha önce de belirtildiği gibi öğrenilen malzemenin ne derece öğrenildiği öğrenilen malzemenin anlamlılığı öğrenmeyi yapan kişinin öğrenmeye ne ölçüde güdülendiği öğrenmeden sonraki etkenler de öğrenilenin belekte tutulmasını saklanmasını ve hatırlanmasını etkiler.
Deneysel ruh bilimi araştırmalarında denekler herhangi bir öğrenme malzemesini hatasız olarak tekrarlayana dek öğrenmeyi sürdürürler. Araştırmacı olabilecek en iyi hatırlamayı araştırıyorsa deneklere tam öğrenme yaptırır. Yapılan araştırmalarda tam öğrenmenin hatırda tutmayı kolaylaştırdığı unutmanın daha az olduğu görülmüştür.
Öğrenilen malzeme anlamlıysa anlamsız malzemeye kıyasla daha kolay hatırlanır. H. Ebbinghaus 1885'te yaptığı çalışmalarda anlamsıza heceleri ( örneğin; TIC PUV GIB vb. ) öğrenme malzemesi olarak kulanmış ve öğrenilen malzemenin anlamsız olmasının öğrenmeyi zorlaştırdığını saptamıştır. Araştırmada anlamsız hecelerden oluşan bir liste kusursuz bir şekilde iki kez tekrarlandığında yani tam öğrenme olduğu belirlendikten sonra bir zaman aralığı konmuştur. Kusursuz hatırlama için ilk denemede 1000 saniye kullanılmışken ikinci denemede 600 saniye kullanılmış 400 saniye tasarruf edilmiştir. Bu süre bellekte tutulan malzemenin miktarının bir göstergesidir. Bu yönden tam bir öğrenme için çok elverişlidir. Daha önceden bir malzemeyi gören öğrenen kişi ikinci kez aynı malzemeyi öğrenmesi gerektiğinde daha kısa sürede yeniden öğrenebilmektedir. Ebbinghaus öğrenme ve yeniden öğrenme arasında yirmi dakikadan otuz bir güne kadar değişen çeşitli zaman aralıklarını kullanarak araştırmalarını sürdürmüştür. Ebbinghaus bu araştırmaları sırasında bir unutma eğrisi oluşturmuştur .
Şekilde de görüldüğü gibi başlangıçta unutma çok hızlıdır. Sonra yavaşlamakta en sonunda da aynı düzeyde sürmektedir. Başka bir deyişle öğrenmenin hemen ardından hızlı bir unutma olur daha sonra unutma azalır ve belirli bir düzeyde sabit kalır
Hatırlama ve Unutma İlişkisi
Unutmada önemli olan bir diğer etken bir öğrenmeyi yapmaya kişinin ne ölçüde güdülendiğidir. Kişi için belirli bir öğrenmeyi yapmak önemliyse bunu yapmak için istekliyse daha bir öğrenme gerçekleştirir ve bunun sonucunda unutma daha az hatırlama daha çok olur.
Öğrenme sırasında öğrenme işlemi yarıda kesildiğinde tamamlanan öğrenmelere kıyasla daha fazla hatırlama olur. Buna " Zeigarnik olgusu" denir. Bu konuyla ilgili deneysel araştırmalarda deneklere bir dizi öğrenme görevi verilmiştir. Bunların bazısı deneyci tarafından yarıda kesilmiş bir bölümü de tamamlatılmıştır. Aradan zaman geçtiğinde yarıda kesilen öğrenmelerin tamamlananlardan daha iyi hatırlandığı görülmüştür. Zeigarnik deneyin yarıda kesilmeyi başarısızlık olarak yorumlandığını bunun denekte gerginlik yarattığını bir öğrenmeden başka bir öğrenmeye geçince bu gerginliğin sürdüğünü ve unutmayı azalttığını ileri sürmüştür. Bir lokantada yapılan bir araştırmada garsonların hesabı henüz ödenmeyen yemek siparişlerinin hepsini hatırladıkları hesapları ödenen siparişleri hatırlamadıkları saptanmıştır.
Genellikle doğrulanan Zeigarnik olgusu öğrenme durumunda kişilerin kişilik özelliklerine göre bazen doğrulanmayabilir. Örneğin; kendini her zaman başarılı olmaya güdüleyen kusursuzluğu kendine amaç edinen bir kişi öğrenimin yarıda kesilmesini başarısızlık olarak yorumladığında unutması da fazlalaşabilir. Ayrıca eğer tamamlanmayan iş çok zorsa ya da kişiyi çok fazla tedirgin ediyorsa kişi bilinçsiz olarak unutma eğiliminde olabilir.
Öğrenmeyle hatırlama arasındaki geçen zaman aralığında kişinin neler yaptığı hatırlama miktarını etkiler. Örneğin; bir öğrenme malzemesi %100 öğrenildikten sonra kişinin uyuması ya da başka işlerle uğraşması hatırlanan miktarı değişir. Kişi uyanık kaldığında hiç bir işle uğraşmasa bile etrafında olup bitenler onu etkiler. Bu da hatırlama anında olumsuz etki yaratır. Bu konuda yapılan çalışmalarda öğrenmeden sonra uyuyan kişilerin uyumayanlara göre daha çok hatırladıkları görülmüştür.