Var mısın? diyorsun bana Henüz son savaşımızın enkazlarını toplayamamışken. "Benimle yeniden başlamaya var mısın" Yeni bir savaşa yetecek kadar ne mataramda su kaldı sevgili ne de güç.Birimizden biri tükenmeden bitmeyecek değil mi bu savaş.Yeterince incitmedik mi birbirimizi yeterince yaralamadık mı ve her seferinde yaraların kapanması daha uzun zaman almadı mı.Daha ne kadar kanlı gözyaşı dökmemiz gerekiyor sevgili daha ne kadar.
Böyle olmamalıydı.Bu cümlenin ardından "keşke" diyeceğimi sanıyorsun değil mi?Demeyeceğim işte o kelime girmeyecek bir daha hayatıma.En azından bu ilişki keşkelerin ardında saklı kalmayacak. Seni ilk gördüğüm zaman yüzümde saklayamadığım gülümsemeyle.İşte bu dediğimi anımsıyorum. "İşte bu ömrümü geçireceğim insan". Ömür sandığımız kadar uzun değil mi yoksa.sevgili.Bir düş kadar belki.Doğru ya bir düşü yaşadık seninle ama bir düşle ne kadar yaşanabilirdi ki belki bu yüzden bir kedi yavrusu gibi ensemden tutup gerçeğin içine bıraktın beni.Sende bilirsin düşle gerçek sevmez birbirini.Düş ne kadar pembeye boyasa da gökyüzünügerçeğin bir damla siyahı griye dönüştürmeye yeter her yeri.
Güzel bir düş olarak kalabilseydin sevgili...
Cezmi Ersöz'ün yazısını okumuştum ayrılık cümlelerinin havalarda uçuşmasından hemen sonra .Sanki sana söylemek istediğim tüm cümleleri anlatmışım o kaleme almış tuhaf bir benzerlik.
Sana kızmıyorum seni anlıyorumbu bana çoK acı verse de Sana kızmıyorum benim öfkem hayata Nasıl bir hayat ki bu öfke sevginle güvenini birbirinden böyle acımasızca ayırmış? Nasıl bir hayat ki bu deliler gibi sevdiğin birine çoK isteyip de bir türlü güvenemiyorsun?Onu ne kadar sevsen de bir gün seni hiç beklemediğin bir anda bırakıpçekip gidecek diye korkuyorsun.Bu korkubu güvensizlik yüzünden güçsüzlüğünüzaaflarınısuların altında yıllardır gizlenmiş duran halini gizliyorsun ondan.O orada öylece dursun istiyorsun;suların altındaüzerinde can çekişen düşleriüşümüş kenetlenmiş elleriylekapalı gözlerio soluksuz kalmış yüzüyle dursun orada yıllardır kimsesiz bıraktığınbir kez olsun yanına uğramadığın o halini en sevdiğin insandan saklayıp duruyorsun.Çünkü kimi sevsen çekip gitmişkimi sevsen hayat geçmiş önüne.Yıllar sevgini alamamış sendenama güvenmek güvenip biriyle her şeyini paylaşmak işte hayat bunu almış elinden.Sevgin bu yüzden hep tek kanatlı bir kuş gibi kalmış.Güvenmeden de olursevince her şey olur sanmışuçmak istemiş ama uçamamış.
Belki bu sevmiştin ama güvenmemiştin.suyun altındaki yüzünü bir düş kadar kısa bir süre göstermiş ve tekrar suyun altına gömmüştün.Kendini saklarken sevgilerini de saklamıştın Nilüfer'in şarkı sözlerisındaki gibi "Hatalarımla sev günahlarımla sev beni olduğum gibi sev "diyordun durmaksızın.Oysa sevdiğim beni bir mucize olduğuna inandıran halini korunaksız savunmasız olmamak adına derinlere gömmüştün.Bir tek sen uyurken gizlice açığa çıkıyor bana gülümsüyordu.geceler boyu uykusuzluk çekişim seni izleyişim o haline özlem duyuşumdan.Uyurken maskesini çıkarıyor insan kimsenin görmeyeceğini umarak.Belki bu yüzdendi sen uyurken defalarca gitmekten vazgeçişim.
Böyle olmamalıydı.Bu cümlenin ardından "keşke" diyeceğimi sanıyorsun değil mi?Demeyeceğim işte o kelime girmeyecek bir daha hayatıma.En azından bu ilişki keşkelerin ardında saklı kalmayacak. Seni ilk gördüğüm zaman yüzümde saklayamadığım gülümsemeyle.İşte bu dediğimi anımsıyorum. "İşte bu ömrümü geçireceğim insan". Ömür sandığımız kadar uzun değil mi yoksa.sevgili.Bir düş kadar belki.Doğru ya bir düşü yaşadık seninle ama bir düşle ne kadar yaşanabilirdi ki belki bu yüzden bir kedi yavrusu gibi ensemden tutup gerçeğin içine bıraktın beni.Sende bilirsin düşle gerçek sevmez birbirini.Düş ne kadar pembeye boyasa da gökyüzünügerçeğin bir damla siyahı griye dönüştürmeye yeter her yeri.
Güzel bir düş olarak kalabilseydin sevgili...
Cezmi Ersöz'ün yazısını okumuştum ayrılık cümlelerinin havalarda uçuşmasından hemen sonra .Sanki sana söylemek istediğim tüm cümleleri anlatmışım o kaleme almış tuhaf bir benzerlik.
Sana kızmıyorum seni anlıyorumbu bana çoK acı verse de Sana kızmıyorum benim öfkem hayata Nasıl bir hayat ki bu öfke sevginle güvenini birbirinden böyle acımasızca ayırmış? Nasıl bir hayat ki bu deliler gibi sevdiğin birine çoK isteyip de bir türlü güvenemiyorsun?Onu ne kadar sevsen de bir gün seni hiç beklemediğin bir anda bırakıpçekip gidecek diye korkuyorsun.Bu korkubu güvensizlik yüzünden güçsüzlüğünüzaaflarınısuların altında yıllardır gizlenmiş duran halini gizliyorsun ondan.O orada öylece dursun istiyorsun;suların altındaüzerinde can çekişen düşleriüşümüş kenetlenmiş elleriylekapalı gözlerio soluksuz kalmış yüzüyle dursun orada yıllardır kimsesiz bıraktığınbir kez olsun yanına uğramadığın o halini en sevdiğin insandan saklayıp duruyorsun.Çünkü kimi sevsen çekip gitmişkimi sevsen hayat geçmiş önüne.Yıllar sevgini alamamış sendenama güvenmek güvenip biriyle her şeyini paylaşmak işte hayat bunu almış elinden.Sevgin bu yüzden hep tek kanatlı bir kuş gibi kalmış.Güvenmeden de olursevince her şey olur sanmışuçmak istemiş ama uçamamış.
Belki bu sevmiştin ama güvenmemiştin.suyun altındaki yüzünü bir düş kadar kısa bir süre göstermiş ve tekrar suyun altına gömmüştün.Kendini saklarken sevgilerini de saklamıştın Nilüfer'in şarkı sözlerisındaki gibi "Hatalarımla sev günahlarımla sev beni olduğum gibi sev "diyordun durmaksızın.Oysa sevdiğim beni bir mucize olduğuna inandıran halini korunaksız savunmasız olmamak adına derinlere gömmüştün.Bir tek sen uyurken gizlice açığa çıkıyor bana gülümsüyordu.geceler boyu uykusuzluk çekişim seni izleyişim o haline özlem duyuşumdan.Uyurken maskesini çıkarıyor insan kimsenin görmeyeceğini umarak.Belki bu yüzdendi sen uyurken defalarca gitmekten vazgeçişim.
"Tren istasyonlarında dönmeyeceksen arkana bakmayacaksınperonlarda arkana bakarsan eğer ardındakine hep umut verirsin" derler.Peronlarda ardına bakmayı adet edindin bana da beklemek düştü döneceğin anı beklemek.Ben bekliyordum sen geliyordun.Şaşkınlığım belki bu yüzden bana ardıma bakmamayı öğrettiler giderken bakmadım ne son kez görmek için ne umut vermek adına bakmadım.Yaşadığımız her anı bir bavula sıkıştırıp sana bıraktım.Anlamadın
Şimdi bana yeniden var mısın diyorsun sevgilibelediye enkaz halindeki bu aşka oturma izni vermiyorken sana güvenip yeniden yerleşmemi istiyorsun.Üzgünüm sevgili ben yokum ne şimdi ne daha sonra içimdeki çocukların susacağı güvensizlik denizinde boğulacağım yaşamında yokum.
Anladım ki ben sana çokum
Anladım ki ben sana çokum