
Hani düşünmez olursun gerçekleri...
Anılar yakar seni
 anlamsız düşünceler sarar
 anlamsız düşünceler sarar bedenin fırtına misali
 savrulursun
 savrulursun yorulursun...
 yorulursun...Acır yüreğin hiç acımadığı kadar...
Dalar gider bakışların yağmur damlalarına...
Suskun dudakların kilitlenir
 konuşamaz...
 konuşamaz... Bilir konuşursa yaşlar saracak yanaklarını...
Damlalar akamaz gözlerinden
 tutarsın kendini
 tutarsın kendini 
 yalancı bir tebessüm gelir yerleşir dudaklarına...
Yağmur bile utanır yağmaya
 uzanamaz avuçladığın topraklara...
 uzanamaz avuçladığın topraklara... Bağırmak istersin ansızın
 isyan edersin...
 isyan edersin... Bomboş caddelerde elinde içi yalnızlık dolu bir bavulla...
Yürürsün karanlık sokaklarda
 gölgen bile terketmiştir seni...
 gölgen bile terketmiştir seni...Bir şarkı gezinir dudaklarında ağlamaklı
 hatıraların hapsolduğu...
 hatıraların hapsolduğu...Bakışlar susmuştur
 bir veda bile çok gelmiştir kanayan yüreğine...
 bir veda bile çok gelmiştir kanayan yüreğine...Kaçıp gitmek istersin yüreğine acılar dolduran bu şehirden.
Yumarsın gözlerini
 gerçekleri görmekten kaçarsın
 gerçekleri görmekten kaçarsın 
 bir damla yaş süzülür yalnızca gözlerinden
 alev alev yanar için
 alev alev yanar için 
 duymak isteyipte duyamadığı sözcükler bulandırır beynini...
Kurtulamazsın sevdandan
 yapışmıştır yakana bir kez
 yapışmıştır yakana bir kez ayrılık vakti gelir dayanır kapına
 kurtulamazsın
 kurtulamazsın ayrılık denen amansız
 hoyrat rüzgar...
 hoyrat rüzgar...Savurur seni yaşadığın rüyanın dışına...
Gelincik gibi bir başına rüzgara direnmeye çalışırsın
 
 ince ve savunmasız bedenin de kabullenir yüreğin gibi bu gidişi...
Ne gündüzün nede gecen vardır artık...
Yaşadığın her saniye çekilmez olur...
Bitsin dersin
 bitsin istersin bu işkence...
 bitsin istersin bu işkence...Gitmeler bu kadar çok açıtmamalıdır yüreğini...
Kaçmak istersin her köşesi acı dolu bu şehirden.
Ama bütün yollar seni getirir terkeder tekrar kaçtığın bu şehre...
İsyan edersin geceye...
Bağırmak
 haykırmak istersin yıldızlar alsın götürsün bedenini diye...
 haykırmak istersin yıldızlar alsın götürsün bedenini diye...Onlar da duymaz olur yakarışını...
Yalnızlıktır bu gelir yerleşir yüreğinin en kuytu köşesine...
Kenetlenir kalır orda...
Daha çok sıkar damarlarını her anıda
 kan dolaşmaz oluncaya kadar...
 kan dolaşmaz oluncaya kadar...Bir şiir gibi yaşayıp bitmek istersin bu hayatta...
Sokak lambaları da söner bir bir umutların misali...
Yalnızlık sarar sımsıkı
 kaçmalar fayda etmez yüreğine...
 kaçmalar fayda etmez yüreğine...Tükenirsin yavaş yavaş
 acı ağır gelmiştir
 acı ağır gelmiştir 
 dayanamamıştır yüreğin vedasız gidişlere...
Gücün bitmiştir
 umutların tükenmiştir artık
 umutların tükenmiştir artık 
 yumarsın gözlerini yarın doğacak güneeşe kadar...
Bulut olur
 yağmur olursun
 yağmur olursun yalnızlık olup yağarsın geceye...
 yalnızlık olup yağarsın geceye...Senden geriye rutubet kokusu sinmiş boş bir oda
Bir de içi yalnızlık dolu bir bavul kalır
 acıyla sönen hayata hatıra..
 acıyla sönen hayata hatıra.. 
 
	