Bu sefer korkuyorum! Seni bir başkasında aramak beni korkutuyor… Bir başkasında seni aramak istemiyorum… Zor olacak, güç olacak ama olacak biliyorum! Amutları düşmüş bir sevginin yükünü taşıyorum beynimde, kalbimde… Sana zor gelen benim kolayımdı… Beni mutlu eden ise senin zorun… Aynı yöne bakmıyorduk, aynı şeyleri söylemiyorduk… Senin doğrun benim yanlışım… Bazen doğruyu bilsen bile yanlışı yapabilirsin… Biz seninle gece ile gündüz gibiydik… Düşünüyorum da bu denli zor olmamalıydı mutlu anlarımızı çoğaltmak… Sen haykırarak sevdiğini söylüyorsun, bense sadece gürültü kalabalığından ibaret görüyorum bu haykırışı… Yani içini dolduramıyorsun bile… Seni unutma çabasına girmiyorum, zira boşa kürek çekmek daha çok yoracak beni… İyisini bulursam seni unuturum, haddi zatında aramayacağım bile... Herkes parmak izleri gibi kendisini farklı görüyor, öyle de! Vücudum tepki veriyor, hüznümü anlamak için akıllı olmak gerekmiyor… Hayallerimiz diyorsun… Hayallerimiz yıkıma uğradı! Telef oldu… Mahvoldu…
Şimdi kim uykuya dalana kadar masallar anlatacak bana?! Kim karanlık olacak yanlışlarıma? Kim sebepli sebepsiz susacak bağırışlarıma… Hiç kimse… Seni unutana kadar kimse giremeyecek hayatıma… Yoksa aynı yanlışlar tekrarlanacak.. Öyle ya soluk almazsan aynını ararsın onda… Araya bir nefes girmesi gerek… Nefes, soluk… Seni kaybetmek istedim ve gittim… Seni azlettim… Eğreti duran sevgi(li)mi senden geri aldım, adını aşk olarak koyduğum ilişkinin sana fazla geldiğini düşündüm… Affını istedim… Pişmanlık duymayacak kadar bilerek ve isteyerek yaşadım her şeyi… Daha en başında sen söyledin bana, eğer seveceksen nefret edemezsin… Nefret yok! Eğer başlayacaksan, yapacaksan pişman olamazsın… Pişmanlık yok… Sen hem şarabı içmek istedin, hem sarhoş olmamak… Denizde yaşayan balık unutmaz suyu… Kırmadan, dökmeden gitmek istedim… İzin vermedin… Daha ben kapıdan çıkmadan “ama” diye başlayan bir sürü itirazlı cümleler kurdun… Hiçbiri kalmama sebep olamadı… Hastalıklı bir ilişkiyi iyileştirmek istemedim… Bu imkânsız… Yazılmış dolu bir kâğıda bir şeyler karalamaya çalışmaktansa boş temiz bir sayfaya yeniden yazmak daha doğru olur şimdi…
Madem sen bir değersin, ben bırakıyorum seni… Pes ettim… Başkaları uğraşsın senin için… Hakkını da teslim ettim… Vicdanımla ilgili tek bir sorunum kalmadı…
Bu sefer korkuyorum! Seni bir başkasında aramak beni korkutuyor… Bir başkasında seni aramak istemiyorum… Zor olacak, güç olacak ama olacak biliyorum! Amutları düşmüş bir sevginin yükünü taşıyorum beynimde, kalbimde… Azat ettim seni, men ettim… Kurulacak tek bir cümle kalmadığında gittim… Şimdi başını yastığa koyduğunda acıyı tamda içinde hissediyorsan eğer… Hayatın güzelliklerini yaşayamıyorsan… Faydalanamıyorsan… Ve elbette yaşatamıyorsan… Eksiklerini göremiyor, tamamlayamıyorsan… Hep aynı hikâyeyi bir diğerine anlatmaktan bıkmıyorsan… Basmakalıp düşüncelerini satmaya çalışıyorsan… Dünya senin etrafında dönüyor sanıyorsan… Kifayetsizliğini kabullenemiyorsan… Azı verip bunu da inayet biliyorsan…
Azat ettim seni! Men ettim kendime! Kendimden kurtardım seni
Şimdi kim uykuya dalana kadar masallar anlatacak bana?! Kim karanlık olacak yanlışlarıma? Kim sebepli sebepsiz susacak bağırışlarıma… Hiç kimse… Seni unutana kadar kimse giremeyecek hayatıma… Yoksa aynı yanlışlar tekrarlanacak.. Öyle ya soluk almazsan aynını ararsın onda… Araya bir nefes girmesi gerek… Nefes, soluk… Seni kaybetmek istedim ve gittim… Seni azlettim… Eğreti duran sevgi(li)mi senden geri aldım, adını aşk olarak koyduğum ilişkinin sana fazla geldiğini düşündüm… Affını istedim… Pişmanlık duymayacak kadar bilerek ve isteyerek yaşadım her şeyi… Daha en başında sen söyledin bana, eğer seveceksen nefret edemezsin… Nefret yok! Eğer başlayacaksan, yapacaksan pişman olamazsın… Pişmanlık yok… Sen hem şarabı içmek istedin, hem sarhoş olmamak… Denizde yaşayan balık unutmaz suyu… Kırmadan, dökmeden gitmek istedim… İzin vermedin… Daha ben kapıdan çıkmadan “ama” diye başlayan bir sürü itirazlı cümleler kurdun… Hiçbiri kalmama sebep olamadı… Hastalıklı bir ilişkiyi iyileştirmek istemedim… Bu imkânsız… Yazılmış dolu bir kâğıda bir şeyler karalamaya çalışmaktansa boş temiz bir sayfaya yeniden yazmak daha doğru olur şimdi…
Madem sen bir değersin, ben bırakıyorum seni… Pes ettim… Başkaları uğraşsın senin için… Hakkını da teslim ettim… Vicdanımla ilgili tek bir sorunum kalmadı…
Bu sefer korkuyorum! Seni bir başkasında aramak beni korkutuyor… Bir başkasında seni aramak istemiyorum… Zor olacak, güç olacak ama olacak biliyorum! Amutları düşmüş bir sevginin yükünü taşıyorum beynimde, kalbimde… Azat ettim seni, men ettim… Kurulacak tek bir cümle kalmadığında gittim… Şimdi başını yastığa koyduğunda acıyı tamda içinde hissediyorsan eğer… Hayatın güzelliklerini yaşayamıyorsan… Faydalanamıyorsan… Ve elbette yaşatamıyorsan… Eksiklerini göremiyor, tamamlayamıyorsan… Hep aynı hikâyeyi bir diğerine anlatmaktan bıkmıyorsan… Basmakalıp düşüncelerini satmaya çalışıyorsan… Dünya senin etrafında dönüyor sanıyorsan… Kifayetsizliğini kabullenemiyorsan… Azı verip bunu da inayet biliyorsan…
Azat ettim seni! Men ettim kendime! Kendimden kurtardım seni