Kayboluşlarının beklemelerinde,
Suskularının cezalarındayım…
Bir duvara yasladım kendimi
Soğuk nemli bir geceye…
Dudağımda maviden bozma bir ıslık
Zihnimde karmakarışık hatıra bozguları
Ve olanca gayretiyle yaklaşan
Aslında yakamı hiç bırakmayan yalnızlığım…
Gittikçe dibe çöküyorum…
Mum ışığına hasret gölge oyunu gibi her şey;
Ne kadar yaklaşırsam bir o kadar puslu…
Anlaşılması güç hayaller koydum yanıbaşıma
Mısra tortusu umutlar…
Ve dalıp gittim öylece.
Üzerime yıkılacağını bile bile
Sarıldım gecenin siyahına.
Asi değildim hırçın değildim
Asaldım sadece…
Ya kendime bölünecektim
Ya da kendine bölecektim geceyi…
[b][i][SIZE=4]Yüreğime kefen diktim kağıtlardan…
Kalemi yatırıp yüzükoyun
Alnımı bıraktım avuçlarıma…
Duyumsamak istedim varlığını
Hissetmek istedim…
Ve ne yazık ki
Sessizlik bile dilsiz değildi senin kadar.
Şimdi karalanmaya çalışılan her satır
Geçmişi anımsatmaktan öte değil…
Ve zamana bırakılan her cümle
Paslanmaya mahkum bir demir parçası gibi soğuktur bilirim.
Bilirim ama;
Ben hala kayboluşlarının beklemelerinde
Suskularının cezalarındayım…
[/SIZE][/i][/b]Kalemi yatırıp yüzükoyun
Alnımı bıraktım avuçlarıma…
Duyumsamak istedim varlığını
Hissetmek istedim…
Ve ne yazık ki
Sessizlik bile dilsiz değildi senin kadar.
Şimdi karalanmaya çalışılan her satır
Geçmişi anımsatmaktan öte değil…
Ve zamana bırakılan her cümle
Paslanmaya mahkum bir demir parçası gibi soğuktur bilirim.
Bilirim ama;
Ben hala kayboluşlarının beklemelerinde
Suskularının cezalarındayım…