Eski zaman minyatürlerinden çıkıp gelirsin yüreğime. Bir İstanbul efsanesi olur gözlerin. Değer yüreğime kirpiklerin titrerim.
Bazen bir Nedim gazelinde tebessüm edersin. An gelir Itri’nin tellerinde nağme nağme inlersin. Güzellik seni ihtiva ettiği için mesrur özetisin sümbülünlâlenin…
Tadısın Emirgan’da çayımdaki şekerin.Damağımdaki kekrelikle içime işlersin. Güzellik katar nefesinbuğusuna semaverin. Sen İstanbul'u seyre dalarsın ben ellerini…
Bardaklarımız bakışırken birbirine biz havadan sudan
konuşuruz.
Egoztik iklimleri yansıtır nemli gözlerin. Ucuna tutunuruz ince hayallerin. Çayımızı değil aklımızı karıştırır kaşık…
Gizemli naif bir tablo albenisi ellerinde. Sen birden başını öne eğersin. Derin bir sessizlik…
Benim aklım hâlâ gözlerinde…
İnceden bir yağmur başlar. Zamana hükmümüz geçmez. Artık kalksak dersin…
Üşür yarım kalan çaylarımız….
Bazen bir Nedim gazelinde tebessüm edersin. An gelir Itri’nin tellerinde nağme nağme inlersin. Güzellik seni ihtiva ettiği için mesrur özetisin sümbülünlâlenin…
Tadısın Emirgan’da çayımdaki şekerin.Damağımdaki kekrelikle içime işlersin. Güzellik katar nefesinbuğusuna semaverin. Sen İstanbul'u seyre dalarsın ben ellerini…
Bardaklarımız bakışırken birbirine biz havadan sudan
konuşuruz.
Egoztik iklimleri yansıtır nemli gözlerin. Ucuna tutunuruz ince hayallerin. Çayımızı değil aklımızı karıştırır kaşık…
Gizemli naif bir tablo albenisi ellerinde. Sen birden başını öne eğersin. Derin bir sessizlik…
Benim aklım hâlâ gözlerinde…
İnceden bir yağmur başlar. Zamana hükmümüz geçmez. Artık kalksak dersin…
Üşür yarım kalan çaylarımız….