BEN bir yeni yetimim...
Kaç yaşına gelirseniz gelin, babanız yaşadığı sürece, asla büyüyemezsiniz.
Ama bir gün onu kaybettiğinizde... "Baba" diye seslendiğinizde yanıt alamayacağınızı anladığınızda... Bir mezarlıktan çıkarken artık yalnız olduğunuzu hissettiğinizde... Bundan böyle danışacak kimseniz olmadığını bildiğinizde... Babanıza sorulması gereken soruları gelip size sorduklarında...
Ve kim bilir kaç gün el ayak çekildiğinde... Aidiyet duygusunu kaybetmiş, merkezini yitirmiş...
Sessiz sessiz ağladığınızda...
Demek ki büyüdünüz...
Kaç yaşına gelirseniz gelin, babanız yaşadığı sürece, asla büyüyemezsiniz.
Ama bir gün onu kaybettiğinizde... "Baba" diye seslendiğinizde yanıt alamayacağınızı anladığınızda... Bir mezarlıktan çıkarken artık yalnız olduğunuzu hissettiğinizde... Bundan böyle danışacak kimseniz olmadığını bildiğinizde... Babanıza sorulması gereken soruları gelip size sorduklarında...
Ve kim bilir kaç gün el ayak çekildiğinde... Aidiyet duygusunu kaybetmiş, merkezini yitirmiş...
Sessiz sessiz ağladığınızda...
Demek ki büyüdünüz...
*
Bu ülkenin babaları, yeryüzünün en şanssız babalarıdır bence...
Ekonomik açıdan diyelim...
Evin başköşesindeki televizyonlar, çocukları tüketimin en çılgınına davet ederken... Yetersiz aylıkların, güvensiz işlerin, belirsiz yarınların, zar zor sağlanmış küçük birikimlerin, ayın sonuna doğru tükenen harçlıkların kahrı içinde bocalar...
Sessizleşir...
Söylemek ister, asla söyleyemez...
İstemek ile yapamamak arasında ezilir baba...
Ekonomik açıdan diyelim...
Evin başköşesindeki televizyonlar, çocukları tüketimin en çılgınına davet ederken... Yetersiz aylıkların, güvensiz işlerin, belirsiz yarınların, zar zor sağlanmış küçük birikimlerin, ayın sonuna doğru tükenen harçlıkların kahrı içinde bocalar...
Sessizleşir...
Söylemek ister, asla söyleyemez...
İstemek ile yapamamak arasında ezilir baba...
*
Ya da; sosyal yaşamda...
Çocuklarına "iyi insan" olmayı öğretmek gibi en kutsal görevi ile yüz yüze geldiğinde...
Bir yandakimlikli-kişilikli-onurlu-yürekli-özgür bir birey yetiştirme arzusu... Öte yanda o minik bireyi, kaypaklığın-kimliksizliğin-onursuzluğun-ikiyüzlülüğün hüküm sürdüğü bir dünyaya hazırlamanın kaçınılmazlığı...
Ezilir...
Anlatmak istese anlatamaz...
Baba susar...
Çocuklarına "iyi insan" olmayı öğretmek gibi en kutsal görevi ile yüz yüze geldiğinde...
Bir yandakimlikli-kişilikli-onurlu-yürekli-özgür bir birey yetiştirme arzusu... Öte yanda o minik bireyi, kaypaklığın-kimliksizliğin-onursuzluğun-ikiyüzlülüğün hüküm sürdüğü bir dünyaya hazırlamanın kaçınılmazlığı...
Ezilir...
Anlatmak istese anlatamaz...
Baba susar...
*
Yarın Babalar Günü...
Boyunlarına sarılın...
Koklayarak öpün babalarınızı...
Boyunlarına sarılın...
Koklayarak öpün babalarınızı...
Onları anlarsınız nasıl olsa, er geç bir gün
büyüdüğünüzde...