uzun zaman oldu
sana dair yazmayalı
yazacak ne kaldı ki hem
belki de;
çok şey var kağıda dökülecek
ama;
yüreğimde anlamsızlaşıyor artık
herbir kelime
ne söylenir ne yazılır ki
gidişinin ardından
gittin işte....
hayallerim umutlarım herşeyden önemlisi
gülüşün
en çok gülüşünü severdim
bi de gözlerini
bunları da götürdün giderken
yarımyaralanmış bir ben kaldım
geriye
bide iki damla gözyaşı...
Geç kalınmış bir hayatı teğet geçerken yüreğim söylenmemiş kelimeleride alıp sol üst cebime gidiyorum...
Yetişirim belki son trene arkamdan mendil sallayanım olmasada gözlerim nemlenir biliyorumkendimi tanıyorum o yüzden ki birkaç mendil birden aldım yanıma sıkıştırdım çantama...
Ajandama sıkıştırdığım şiirlerim kadar silemesede gözyaşlarımı mendillerde ihtiyaç artık tren yolculuklarımda...
Bu gidişlerimde geride bıraktıklarımın sızılarınıda alıyorum yanıma istemesemde yoldaşlık ediyorlar bana...
Cama yaslanmış başım camın öte yanına takılan gözlerim buruk yüreğim takılıp kalır sevdamın son durağına ...
Bir senaryonun hiç tanışmamış iki karakteriyiz artık...
Seni özlemeyi bile özleyeceğim ve
Susuyorum...
Bir susmayı bir de susanları anlayabilmek için
Susuyorum...
Çığlık çığlığa ses dilediğim yakarışlarıma cümle kelimeleri yataklık ettiğim asi eylemlerimin yenilgiye düşmüş eylemsizliği ile susuyorum...
Belki izlerin içinde bir de benim izime rastlar kendimin sessiz kentini de keşfederim umuduyla susanlara susla teşekkür sunmak için susuyorum
SUSUYORUM HEMDE
ÇOK UZUN S.U.S.U.Y.O.R.U.M