Öyle bir çığlıkla attı ki kendini Âdem uykusundan
gerçekte çığlık atıp atmadığını bile bilmedi.
Ama iki uyku arasında rüyasının bölündüğü gün gibi gerçekti.
Ve başına bir şey gelmiş gibiydi.
O zamansızlık zamanında cennet ırmağının kıyısında Âdem onunla göz göze geldi.
Kuşları tüyleri ürkütmekten korkarcasına elini uzattı yavaşça.
Parmaklarının ucundan dökülen yaseminleri gösterdi.
İçine dolan ses ve ışığa sevince sarmaşığa usulca sen kimsin dedi.
Bildiğini bir kez daha bilmek kelimesini bir de ondan duymak istedi.
Ben kadınım dedi Havva ama bu benim sıfatım. Adımı henüz bilmiyorum.
Sonra döndü Âdem'e
aklına bir şey gelmişti.
Sesi bengisular gibiydi.
Bana dedi bir isim ver varlığım olsun.
Durdu aklından yeni bir şey geçti.
Bana dedi sen isim ver varlığım senin olsun.
Bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun.
Seni anan beni de ansın.
Seni hatırlayan beni hatırlamadan olmasın.
Bir "ile" koy aramıza bizi
birbirimize bağlasın.
gerçekte çığlık atıp atmadığını bile bilmedi.
Ama iki uyku arasında rüyasının bölündüğü gün gibi gerçekti.
Ve başına bir şey gelmiş gibiydi.
O zamansızlık zamanında cennet ırmağının kıyısında Âdem onunla göz göze geldi.
Kuşları tüyleri ürkütmekten korkarcasına elini uzattı yavaşça.
Parmaklarının ucundan dökülen yaseminleri gösterdi.
İçine dolan ses ve ışığa sevince sarmaşığa usulca sen kimsin dedi.
Bildiğini bir kez daha bilmek kelimesini bir de ondan duymak istedi.
Ben kadınım dedi Havva ama bu benim sıfatım. Adımı henüz bilmiyorum.
Sonra döndü Âdem'e
aklına bir şey gelmişti.
Sesi bengisular gibiydi.
Bana dedi bir isim ver varlığım olsun.
Durdu aklından yeni bir şey geçti.
Bana dedi sen isim ver varlığım senin olsun.
Bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun.
Seni anan beni de ansın.
Seni hatırlayan beni hatırlamadan olmasın.
Bir "ile" koy aramıza bizi
birbirimize bağlasın.