Bana çok sık sorulan bir soruya cevap vermek istiyorum. Yazdıklarını yaşıyor musun? ya da yaşadıklarını anlatıyor musun?
Yazdığım yazılarım hepsinde gerçeklik payı var bu yüzde 1 ile yüzde 100 arasında değişiyor, daha fazla açmak gerekirse bazen yaşadıklarımı tüm çıplaklığıyla yazarken bazen de o veya bu sebeple yaşayamadıklarımı “yaşasaydım” diyerek yazıyorum Bazen bir noktadan kocaman bir yazı oluştururken hayal gücümle, bazen de yaşadıklarım kitaplar dolduracak olsa bile anlatamıyorum. Bu noktada şunu da belirtmem gerekir ki yazdıklarım süren devam eden şeyler değil yani bugün yaşayıp yarın anlatmıyorum zamandan sıyrılmış olaylar ve geçmişten geliyor çoğu zaman… Şimdi sakin bir yaşam sürsem de geçmişte doğru ilişkiler yaşadığım gibi yanlış ilişkilerde yaşadım bunları yazılarımla anlatmamın birinci nedeni yazmayı, paylaşmayı sevmem ikinci olarak da hikayelerimde anlattığım kişilerle aynı durumdaki arkadaşlara, yaşadıklarına başka bir gözle bakmasını sağlamak. Ama çoğu zaman kendi beğenim ile siz okuyucuların beğenisi uyuşmuyor. Benim 2-3 gün uğraşarak oluşturduğum ve gerçekten çok içime sinen yazılarım çok az okunuyor ve çok az yorum alıyor(Örnek: Varken Yok Olmak) bazen de hiç düşünmeden televizyondan, yaşadığım anlık bir olay gibi saniyelik şeyler sonucu yazıp en fazla 1 saat ayırdığım yazılarım çok okunuyor. ( Eurovision 2009 Norveç Birinciliği Hakketti mi? 20000 kişi okumuştu).
Yazı tarihime gelince, yazı yazmaya mizah yazılarıyla başladım( Ah şu cep telefonları) ilk yazılar aslında fazla sevilmez yanlışı çoktur ama o yazım benim için hala özel yerini koruyor) Daha sonra Ah şu Otobüsler ve Ah Biz Erkekler gibi mizah yazıları yazsam da bir noktadan sonra bu türün benim türüm olmadığını anladım yazıları yazarken zorlanıyor v zevk almıyordum çünkü. Sonra siyasi yazılar yazmaya başladım: “Başbakan Neden İstanbul’u Kaybetmek İstemez?”, “Bush Amcam Öyle İstedi”,” Kemal KILIÇDAROÄžLU Kazanamaz Çünkü” gibi çok yorum alan yazılar yazsam da bu türün beni çok yorduğunu ve okuyanları kırmaya başladığım için bu türden de vazgeçtim. Son olarak aşk konulu yazılar yazmaya başladım. Bu türde zevkle yazmaya devam ediyorum. Aşk konulu yazılarıma gelen yorumlarında nerdeyse tamamı olumlu…. Okuyanlarla bir noktada buluşmak çok güzel. Okumanızı tavsiye edebileceğim yazılarıma gelince:
En sevdiğim üç yazım:
1-Varken Yok Olmak
2-Yarım Kalan Aşklar
3-Bazen Kelimeler Kifayetsiz Kalmaz
Deneme türünde yazılardan hoşlanıyorsanız:
1-Beşinci Boyut
2-Olmayan Camlar
3-Aslanım Toki
Mizahtan hoşlanıyorsanız:
1-Ah Şu Cep Telefonları
2-Ah Şu Otobüsler
3-Ah Biz Erkekler
Müzik ile ilgili yazılar ilginizi çekiyorsa:
1-Tatile Giderken Dinlenecek 10 Şarkı
2- Eurovision 2009: Norveç Birinciliği Hakketti mi?
3- Michael Jackson ve Tarkan
Aşk öyküleri ilgimi çekiyor diyorsanız:
1-Meleğim
2-Ömürden Bir Zerre ki Ömre Bedel
3-Utangaçlık Üzerine Aşk
Burada adı geçen yazılarımın bir kısmını bu sitede bulabilirsiniz. Yazılarımın tamamını kendi sitem olan www.ictengelen.blogspot.com dan da okuyabilirsiniz.
Hoşçakalın…
Yazdığım yazılarım hepsinde gerçeklik payı var bu yüzde 1 ile yüzde 100 arasında değişiyor, daha fazla açmak gerekirse bazen yaşadıklarımı tüm çıplaklığıyla yazarken bazen de o veya bu sebeple yaşayamadıklarımı “yaşasaydım” diyerek yazıyorum Bazen bir noktadan kocaman bir yazı oluştururken hayal gücümle, bazen de yaşadıklarım kitaplar dolduracak olsa bile anlatamıyorum. Bu noktada şunu da belirtmem gerekir ki yazdıklarım süren devam eden şeyler değil yani bugün yaşayıp yarın anlatmıyorum zamandan sıyrılmış olaylar ve geçmişten geliyor çoğu zaman… Şimdi sakin bir yaşam sürsem de geçmişte doğru ilişkiler yaşadığım gibi yanlış ilişkilerde yaşadım bunları yazılarımla anlatmamın birinci nedeni yazmayı, paylaşmayı sevmem ikinci olarak da hikayelerimde anlattığım kişilerle aynı durumdaki arkadaşlara, yaşadıklarına başka bir gözle bakmasını sağlamak. Ama çoğu zaman kendi beğenim ile siz okuyucuların beğenisi uyuşmuyor. Benim 2-3 gün uğraşarak oluşturduğum ve gerçekten çok içime sinen yazılarım çok az okunuyor ve çok az yorum alıyor(Örnek: Varken Yok Olmak) bazen de hiç düşünmeden televizyondan, yaşadığım anlık bir olay gibi saniyelik şeyler sonucu yazıp en fazla 1 saat ayırdığım yazılarım çok okunuyor. ( Eurovision 2009 Norveç Birinciliği Hakketti mi? 20000 kişi okumuştu).
Yazı tarihime gelince, yazı yazmaya mizah yazılarıyla başladım( Ah şu cep telefonları) ilk yazılar aslında fazla sevilmez yanlışı çoktur ama o yazım benim için hala özel yerini koruyor) Daha sonra Ah şu Otobüsler ve Ah Biz Erkekler gibi mizah yazıları yazsam da bir noktadan sonra bu türün benim türüm olmadığını anladım yazıları yazarken zorlanıyor v zevk almıyordum çünkü. Sonra siyasi yazılar yazmaya başladım: “Başbakan Neden İstanbul’u Kaybetmek İstemez?”, “Bush Amcam Öyle İstedi”,” Kemal KILIÇDAROÄžLU Kazanamaz Çünkü” gibi çok yorum alan yazılar yazsam da bu türün beni çok yorduğunu ve okuyanları kırmaya başladığım için bu türden de vazgeçtim. Son olarak aşk konulu yazılar yazmaya başladım. Bu türde zevkle yazmaya devam ediyorum. Aşk konulu yazılarıma gelen yorumlarında nerdeyse tamamı olumlu…. Okuyanlarla bir noktada buluşmak çok güzel. Okumanızı tavsiye edebileceğim yazılarıma gelince:
En sevdiğim üç yazım:
1-Varken Yok Olmak
2-Yarım Kalan Aşklar
3-Bazen Kelimeler Kifayetsiz Kalmaz
Deneme türünde yazılardan hoşlanıyorsanız:
1-Beşinci Boyut
2-Olmayan Camlar
3-Aslanım Toki
Mizahtan hoşlanıyorsanız:
1-Ah Şu Cep Telefonları
2-Ah Şu Otobüsler
3-Ah Biz Erkekler
Müzik ile ilgili yazılar ilginizi çekiyorsa:
1-Tatile Giderken Dinlenecek 10 Şarkı
2- Eurovision 2009: Norveç Birinciliği Hakketti mi?
3- Michael Jackson ve Tarkan
Aşk öyküleri ilgimi çekiyor diyorsanız:
1-Meleğim
2-Ömürden Bir Zerre ki Ömre Bedel
3-Utangaçlık Üzerine Aşk
Burada adı geçen yazılarımın bir kısmını bu sitede bulabilirsiniz. Yazılarımın tamamını kendi sitem olan www.ictengelen.blogspot.com dan da okuyabilirsiniz.
Hoşçakalın…