*Yeni bir yıl…
* İyisi, kötüsü ile 2010 bitti yaşasın 2011…
*Her Türk erkeğinin yaptığını yaptım alışverişe çıkarak geceye başladım… “Herkes den farklı bir alışveriş yaptım” demek isterdim ama standartların dışına çıkamadım: çerez, kola, cips, kestane, meyve…
*Bu yılbaşı büyük bir yenilik yaptım her yıl yılbaşı yemeğinde tavuk ve pilav yerken bu sene pizza ile yeni yıla girmek istedim, pizzayı yedikten sonra da kendimi kutlayarak harikasın diyerek kendimle övündüm!
*Saat 8’de büyük bir heyecanla televizyon karşısındaydım, kanaldan kanala geçtim ama nerdeyse hiçbirinde doğru dürüst bir program bulamadım aslında büyük beklentim yoktu tanınmış birkaç şarkıcıdan sevdiğim birkaç şarkıyı dinlemek ama bunun yerine her zaman izlediğimiz dizilere yılbaşı özel diye başlık koyup yayınlandığını gördüm Çocuklar Duymasın, Geniş Aile… Normal zamanda bile izlemediğim bu dizileri yılbaşında izlemek eziyet olacağı için hızla geçtim. Biraz TRT’ye takıldım Kadir ÇÖPDEMİR’in kötü esprilerine gülmeye çalıştım…
*Her yıl yaptığım gibi bu yılda bir bilet almıştım. Umutsuzdum ama umutsuzluğun içinde umut vardı… Klasik ya çıkarsa hayallerine daldım aileme parayı paylaştırdım, ev aldım, yazlık aldım araba aldım.(Her yıl parayı bilete değil de bu hayalleri kurmak için veriyorum galiba)
*Yılbaşı dizileri, programları öyle sıkıcı geldi ki bir ara kendimi Flash Tv’deki haberleri izlerken buldum şaka maka bayağıda takıldım.
*Gece 00:00 otuz beş milyon çekilişi ile hayallerime son noktayı koydum.
*Saat 00:30 gözlerim kapanmaya başladı nerde o eski yılbaşılar diyerek yattım.
*Sabah 11:00 kalktım hafif bir kahvaltıdan sonra Carrefour’a gitmeye karar verdim “kötü geceden sonra iyi gelir” diyerek… Marketin her yılbaşı ertesi 14:00 açtığını bildiğim halde 13:00’da evden çıktım, yavaş tempolu bir yürüyüşten sonra 13:30 da marketteydim. 50-60 kişi açılmasını beklemekteydi yanımdaki “kaçta açılacak” diye sorduğunda 14:00 dedim, sonra kendi kendime “bunlar bilmiyor da gelmiş sana ne oluyor” diye sormadım da değil…
*Saat 14:00 içeri girdim girişe asılmış “hiçbir şey çıkmayan biletinize değeri kadar indirim” afişiyle sevindim ama altındaki küçük yazıları okuyunca 8 TL indirim için 80 lira alışveriş yapmam gerektiğini anladım, hüzün kapladı içimi! İçeri girince 35 Milyon dışında bir şeyleri kazanabileceğim aklıma geldi ilk bulduğum gazetenin Milli Piyango ekine baktım son iki rakamı tutturmuştum, 8 liraya aldığım biletten 16 lira kazandığıma tuhaf bir şekilde sevindim.
*Dün yapmadığımı yaptım kazandığım parayla kocaman bir pasta alarak eve döndüm.
*Yılbaşı ertesi yazdığım bu yazıyı neden 13 gün tutup şimdi yayınladın demeyin, bende bilmiyorumJ
* İyisi, kötüsü ile 2010 bitti yaşasın 2011…
*Her Türk erkeğinin yaptığını yaptım alışverişe çıkarak geceye başladım… “Herkes den farklı bir alışveriş yaptım” demek isterdim ama standartların dışına çıkamadım: çerez, kola, cips, kestane, meyve…
*Bu yılbaşı büyük bir yenilik yaptım her yıl yılbaşı yemeğinde tavuk ve pilav yerken bu sene pizza ile yeni yıla girmek istedim, pizzayı yedikten sonra da kendimi kutlayarak harikasın diyerek kendimle övündüm!
*Saat 8’de büyük bir heyecanla televizyon karşısındaydım, kanaldan kanala geçtim ama nerdeyse hiçbirinde doğru dürüst bir program bulamadım aslında büyük beklentim yoktu tanınmış birkaç şarkıcıdan sevdiğim birkaç şarkıyı dinlemek ama bunun yerine her zaman izlediğimiz dizilere yılbaşı özel diye başlık koyup yayınlandığını gördüm Çocuklar Duymasın, Geniş Aile… Normal zamanda bile izlemediğim bu dizileri yılbaşında izlemek eziyet olacağı için hızla geçtim. Biraz TRT’ye takıldım Kadir ÇÖPDEMİR’in kötü esprilerine gülmeye çalıştım…
*Her yıl yaptığım gibi bu yılda bir bilet almıştım. Umutsuzdum ama umutsuzluğun içinde umut vardı… Klasik ya çıkarsa hayallerine daldım aileme parayı paylaştırdım, ev aldım, yazlık aldım araba aldım.(Her yıl parayı bilete değil de bu hayalleri kurmak için veriyorum galiba)
*Yılbaşı dizileri, programları öyle sıkıcı geldi ki bir ara kendimi Flash Tv’deki haberleri izlerken buldum şaka maka bayağıda takıldım.
*Gece 00:00 otuz beş milyon çekilişi ile hayallerime son noktayı koydum.
*Saat 00:30 gözlerim kapanmaya başladı nerde o eski yılbaşılar diyerek yattım.
*Sabah 11:00 kalktım hafif bir kahvaltıdan sonra Carrefour’a gitmeye karar verdim “kötü geceden sonra iyi gelir” diyerek… Marketin her yılbaşı ertesi 14:00 açtığını bildiğim halde 13:00’da evden çıktım, yavaş tempolu bir yürüyüşten sonra 13:30 da marketteydim. 50-60 kişi açılmasını beklemekteydi yanımdaki “kaçta açılacak” diye sorduğunda 14:00 dedim, sonra kendi kendime “bunlar bilmiyor da gelmiş sana ne oluyor” diye sormadım da değil…
*Saat 14:00 içeri girdim girişe asılmış “hiçbir şey çıkmayan biletinize değeri kadar indirim” afişiyle sevindim ama altındaki küçük yazıları okuyunca 8 TL indirim için 80 lira alışveriş yapmam gerektiğini anladım, hüzün kapladı içimi! İçeri girince 35 Milyon dışında bir şeyleri kazanabileceğim aklıma geldi ilk bulduğum gazetenin Milli Piyango ekine baktım son iki rakamı tutturmuştum, 8 liraya aldığım biletten 16 lira kazandığıma tuhaf bir şekilde sevindim.
*Dün yapmadığımı yaptım kazandığım parayla kocaman bir pasta alarak eve döndüm.
*Yılbaşı ertesi yazdığım bu yazıyı neden 13 gün tutup şimdi yayınladın demeyin, bende bilmiyorumJ
güzeldi