Bitiyor zaman
Tüm saatler kum saatinin içinde birbiri üstüne yığılıyor Sahte mutluluklar giyiniyor sözcükler Sen-ben savaşında imtiyazsız
yarınlara bugünden açıyorum gözlerimi Savaşacak kadar bile yakın olmayışımızı bilirim Bilirim acı verişindir bu kadar sözcük dizdiren
Ömrümü ömrünün ardında sürüyen
Aynaları kırıldı mutluluğumun Söz dinlemeyen yanımı artık çok iyi tanıyorum Ayağım takılıyor bir acıya ve yokluğunun üstüne düşüyorum
Hala üşüyorum
İğne deliğinden geçiriyorum sevdayı Sen oluyor nakışımın adı Bir an sen oluyorum anlayışsız vurdumduymaz Sonra bana dönüyorum Bak hala ağlıyorum Harf harf işlerken kelimelerimi şimdiden yerleştiriyorum acılarımı parmaklarımın ucuna Son düşen cemreyi de ayırıyorum payıma
Kapatıyorum gözlerimi Hadi git yâr geldiğin gibi Acıttığın yerden tüm acılarımı da topla git hadi
Anlamadım yâr
Sen mi yâr olmadın yoksa ben mi yarenlikten uzaktım? Hangi kıyıya vurmuştu aramızdaki eksik o taş? Hangi şarkı sözlerida yarım kalmıştı notamız? Hangi satır içine sığdırabilmişti de seni; sen bulunmazım olmuştun?
Ah yâr sana bağlamazsam sözcüklerimi hep anlamsızlık oluyor yüreğimin dili Sana bağlandığında da gözyaşına paralel oluyor Yok mu önümde senden gayri gidecek bir yol?
İçim yine aynı mısra´ları tekrarlıyor
Yamaçlarımda senli güzel düşerim var
Ama düşlerime damlayan zehir de sensin yâr
Bulamadım yâr
Seni bu kadar ararken kendime bir mutluluğu da bulamadım Zamandan bir bir çalıp saatleri sızlayan yanlarıma kattım Ben acıyı aşka yama yaptım Hafife almadım duyguları Kuytu köşelerde ölümüne besledim sevdayı
Acıydı bildiğim aşkın ön adı
Hiçbir şehre sığmadı yüreğim
İstanbul sen de yüreğimi ayaklarına doladın
Ve sen düştün ben kanadım
Ezildim yarama yine koskoca bir kenti bastım
Büyük bir uykudan ibaret sandım satırlarda yaşamayı Kelimeleri vurdum kumsallara Canımı ağrıttım ardında Ve bir taş daha attım içimin karanlık dehlizine Hüzün meskenine kilitli aşk hangi makamı kabul ediyordu ki sözlerine? Hangi yaram düşlerimi sana vurduğumda acı damlatmıyordu?
Tüm saatler kum saatinin içinde birbiri üstüne yığılıyor Sahte mutluluklar giyiniyor sözcükler Sen-ben savaşında imtiyazsız
yarınlara bugünden açıyorum gözlerimi Savaşacak kadar bile yakın olmayışımızı bilirim Bilirim acı verişindir bu kadar sözcük dizdiren
Ömrümü ömrünün ardında sürüyen
Aynaları kırıldı mutluluğumun Söz dinlemeyen yanımı artık çok iyi tanıyorum Ayağım takılıyor bir acıya ve yokluğunun üstüne düşüyorum
Hala üşüyorum
İğne deliğinden geçiriyorum sevdayı Sen oluyor nakışımın adı Bir an sen oluyorum anlayışsız vurdumduymaz Sonra bana dönüyorum Bak hala ağlıyorum Harf harf işlerken kelimelerimi şimdiden yerleştiriyorum acılarımı parmaklarımın ucuna Son düşen cemreyi de ayırıyorum payıma
Kapatıyorum gözlerimi Hadi git yâr geldiğin gibi Acıttığın yerden tüm acılarımı da topla git hadi
Anlamadım yâr
Sen mi yâr olmadın yoksa ben mi yarenlikten uzaktım? Hangi kıyıya vurmuştu aramızdaki eksik o taş? Hangi şarkı sözlerida yarım kalmıştı notamız? Hangi satır içine sığdırabilmişti de seni; sen bulunmazım olmuştun?
Ah yâr sana bağlamazsam sözcüklerimi hep anlamsızlık oluyor yüreğimin dili Sana bağlandığında da gözyaşına paralel oluyor Yok mu önümde senden gayri gidecek bir yol?
İçim yine aynı mısra´ları tekrarlıyor
Yamaçlarımda senli güzel düşerim var
Ama düşlerime damlayan zehir de sensin yâr
Bulamadım yâr
Seni bu kadar ararken kendime bir mutluluğu da bulamadım Zamandan bir bir çalıp saatleri sızlayan yanlarıma kattım Ben acıyı aşka yama yaptım Hafife almadım duyguları Kuytu köşelerde ölümüne besledim sevdayı
Acıydı bildiğim aşkın ön adı
Hiçbir şehre sığmadı yüreğim
İstanbul sen de yüreğimi ayaklarına doladın
Ve sen düştün ben kanadım
Ezildim yarama yine koskoca bir kenti bastım
Büyük bir uykudan ibaret sandım satırlarda yaşamayı Kelimeleri vurdum kumsallara Canımı ağrıttım ardında Ve bir taş daha attım içimin karanlık dehlizine Hüzün meskenine kilitli aşk hangi makamı kabul ediyordu ki sözlerine? Hangi yaram düşlerimi sana vurduğumda acı damlatmıyordu?
[SIZE=5]Gerçeğimde olmayan yâr gönlümden git!
Hadi git!
Ben sarsılan bir şehrin enkazı olmaya razıyım
Ben yine kâbuslar saklarım yatak başlarımda
Ve sana şiirler biriktirmekten vazgeçerim
Sessizliğimin sesini dinlerim bir sonbahar sabahında
Bazen sonucu ne olursa olsun çekip gitmek gerekir
Bazen aşk için aşkından vazgeçmek gerekir[/SIZE]
Hadi git!
Ben sarsılan bir şehrin enkazı olmaya razıyım
Ben yine kâbuslar saklarım yatak başlarımda
Ve sana şiirler biriktirmekten vazgeçerim
Sessizliğimin sesini dinlerim bir sonbahar sabahında
Bazen sonucu ne olursa olsun çekip gitmek gerekir
Bazen aşk için aşkından vazgeçmek gerekir[/SIZE]