Bir başınayım ve bir başıma yaşamaya çalışıyorum bir başına yalnızlıkları; ...sen gibi!
Bir başınasın ve bir başınalığın benim bir başınalığımla benzeşiyor!
Birer kişilik hayatlar; birer çivi gibi çakılmış dünyanın kalın tahtasına; hayattan mezun olduğun gün, yerin yüzünden sökülmek üzere!
Paslı bir çivi gibiyim, çatının kolon direğinde...
Bir ceket asılı bende: Hani, ani yolculuklar için; üstüne al ve çık!.. Bir de omuz çantası: Hani, içinde, hesabın tutulmuş defter; alacak verecekler!.. Bir de tesbih: Hani, ipe bile çekseler “son arzun” derler belki. Hem sabırdır tesbih ve pişmanlık, tövbedir...
Ey, bir başına’m; bir başını alıp gelsen ya yanı başıma!..
Sıfır, başlama noktasıdır; dertlenme!.. Yer ile gök arasında, var ile yok arasında, az ile çok arasında gel bana; yani, sıfır noktasında gel ve yanımda dur!.. Gel ve senden başlayayım!..
Hoş geldin!..
Peki hangi yanıma geldin? Çünkü bir yanım sensizlik, bir yanım sonsuzluk!.. Ve çünkü ne olmaman gereken yönümde olmaya çalışmanın zararı; ne de olmanı istediğim tarafımda durmanın kârı bir ve “bir” değildir bizim için, aynı değildir...
Sıfır olduğunu hissettiğin zaman gelsen ve ben sadece bir’ken; ne ikimiz ayrı birer yarım oluruz, ne de birer, bir oluruz?
Biliyor musun, işte bunların cevabı “neremde” durduğunda!
Bir’sem, bir yanımda duruşun; bir’in onda birine düşürür beni...
Fakat diğer yanımda durman; ben bir’ken, on yapar bizi...
Ağlayabilirsin de, gülebilirsin de buna. Fakat tercihin doğru olmalı: Bir yanım bir’in onda biri, diğer yanımsa on misli!..
Bir başınasın ve bir başınalığın benim bir başınalığımla benzeşiyor!
Birer kişilik hayatlar; birer çivi gibi çakılmış dünyanın kalın tahtasına; hayattan mezun olduğun gün, yerin yüzünden sökülmek üzere!
Paslı bir çivi gibiyim, çatının kolon direğinde...
Bir ceket asılı bende: Hani, ani yolculuklar için; üstüne al ve çık!.. Bir de omuz çantası: Hani, içinde, hesabın tutulmuş defter; alacak verecekler!.. Bir de tesbih: Hani, ipe bile çekseler “son arzun” derler belki. Hem sabırdır tesbih ve pişmanlık, tövbedir...
Ey, bir başına’m; bir başını alıp gelsen ya yanı başıma!..
Sıfır, başlama noktasıdır; dertlenme!.. Yer ile gök arasında, var ile yok arasında, az ile çok arasında gel bana; yani, sıfır noktasında gel ve yanımda dur!.. Gel ve senden başlayayım!..
Hoş geldin!..
Peki hangi yanıma geldin? Çünkü bir yanım sensizlik, bir yanım sonsuzluk!.. Ve çünkü ne olmaman gereken yönümde olmaya çalışmanın zararı; ne de olmanı istediğim tarafımda durmanın kârı bir ve “bir” değildir bizim için, aynı değildir...
Sıfır olduğunu hissettiğin zaman gelsen ve ben sadece bir’ken; ne ikimiz ayrı birer yarım oluruz, ne de birer, bir oluruz?
Biliyor musun, işte bunların cevabı “neremde” durduğunda!
Bir’sem, bir yanımda duruşun; bir’in onda birine düşürür beni...
Fakat diğer yanımda durman; ben bir’ken, on yapar bizi...
Ağlayabilirsin de, gülebilirsin de buna. Fakat tercihin doğru olmalı: Bir yanım bir’in onda biri, diğer yanımsa on misli!..