Gece
köpüren dalgaları gibi denizin
kendi sessiz çığlığında çalkalanırken
yalnızlığın hüznü vurur kalemime
Bir mektup
bir resim bırakmadan ardında
Öylece
nasıl geldiysen bu iskeleye
yine öylece gittin
Yağmur yağıyordu
Geceyi
bu kadar ürküten dolunay mıdır
yoksa ayın tam kalbine gömdüğüm
yitirilmiş duygularım mı
Ya telgrafın tellerine
konmayı unuttu kuşlar
Ya gidenlerin dönmediği
yolu yokuş bir uzak kente düştü yolun
Ne bir ses
ne bir koku senden
Gecenin
iç karartan sessizliğinde
yağmalanmış ömrüm ve yalnızlığımdır
tam karşımda gölge gibi
bir duvardan diğerine düşen
Senden sonra
bunca kuraklığıma inat
bir damla yağmur düşmedi
ne geceye ne gündüze
Oysa yağmurlara kuruyordum saatleri
ve takvimleri kırlangıç fırtınasına
Geceye
celladın yağlı ipi dokunurken
yalnızlığın kanları damlar kalemimden
şarap rengi şafak, ne kadar da uzak
Sen gittin
ben öylece kaldım
kıpırdamadan
köpüren dalgaları gibi denizin
kendi sessiz çığlığında çalkalanırken
yalnızlığın hüznü vurur kalemime
Bir mektup
bir resim bırakmadan ardında
Öylece
nasıl geldiysen bu iskeleye
yine öylece gittin
Yağmur yağıyordu
Geceyi
bu kadar ürküten dolunay mıdır
yoksa ayın tam kalbine gömdüğüm
yitirilmiş duygularım mı
Ya telgrafın tellerine
konmayı unuttu kuşlar
Ya gidenlerin dönmediği
yolu yokuş bir uzak kente düştü yolun
Ne bir ses
ne bir koku senden
Gecenin
iç karartan sessizliğinde
yağmalanmış ömrüm ve yalnızlığımdır
tam karşımda gölge gibi
bir duvardan diğerine düşen
Senden sonra
bunca kuraklığıma inat
bir damla yağmur düşmedi
ne geceye ne gündüze
Oysa yağmurlara kuruyordum saatleri
ve takvimleri kırlangıç fırtınasına
Geceye
celladın yağlı ipi dokunurken
yalnızlığın kanları damlar kalemimden
şarap rengi şafak, ne kadar da uzak
Sen gittin
ben öylece kaldım
kıpırdamadan
Atila Işık