Bir annenin araba gelirken çocuğunu kaldırıma doğru itme refleksi gibisin bende.Bir sevgilinin ardından yapılan komik dedikodular gibi.â€Bu ne şimdi ya?â€der gibi bakan bir şeyler çözmeye çalışan ama her saniye çözümsüzlüğün içinde kaybolmak gibisin.Bir kentin gündüz aydınlığı ve bu aydınlığın yoksulluğu hatırlatan gölgeleri gibi hayalin.
Kimsesiz bir parkın çalınmışkopmuş oyuncakları gibi bende yüreğin.Bir yere yetişmeye çalışankoşarcasına yürüyen ama sanki yetişmeyeyim der gibi ikilemde kalmış bir adamın ayak sesleri gibi sesin.Yaşlı birinin soluklanmaya çalıştığı durduğu yerdeymiş gibisin.Ve terk edilmiş bir genç kızın gözyaşları kadar ıslak tenin.Tenin kızgın dalgaların köpükleri kadar beyaz.Masum bir kedinin mırıltı türküsü gibi yarım kalmış gölerin.Gözlerin kalabalık bir yerde kaybolmuş bir çocuğun annesini arama telaşı gibi.Sonbaharda çıplak kalmış ağaçlar gibi bedenin.Bedenin titrekbedenin üşümüş bir yavru köpeğin açyoksul bakışları gibi...
Heycandan kekeleyerek konuşan ama bir türlü ne anlatacağını bilmeyen bir çocuğun masumiyeti gibi dudakların.Dudakların pamuk gibidudakların yeni doğmuş bir bebeğin buruşmuş hali gibi...
Bir yoldan hiç durmadan hızlıca geçen arabalar gibisin bende.Bu hızlılığın içinde yürümeye çalışan insanlar gibi bedenin.Soluğun bir çiçeğin fotosenaaai gibi.Ya da susuz kalmış ve solmaya başlamış güller gibi.
Hiç öpülmemiş bir kızın dudakları gibi tenin.Tenin soğuk rüzgarların uğultusu gibi ürkütücü.Bölünmüş yollara benzetiyorum bazende seni.Çıkmaz sokaklar gibi düşkırıklığı yaşatabiliyor bazen hayalin.Hayalin bir kuşun tüyleri kadar gerçek ya da uçması kadar sahici.Sen bende hiç bitmeyen umut gibisin.Yokluğunsonu hiç belli olmayan rüyalar gibi aldatıcı.Aldatıyor her uyandığımda beni.Sanki hiç bitmiyecekmiş gibi.Ağaçların dalları kadar sağlamsın bendeonlar ne kadar sağlam olmayı beceriyorlarsa işte!
Gündüzün nasıl geceye bağlandığı gibi bağlıyım sana.Nasıl aydınlığın karanlığa dönüşmesi mümkünsebu mümkünlükte bekliyorum seni...
Ellerinse güneşin batımına yakın uzaktaki bir evin camına vurduğu kadar parlak.Ayna gibi...Evlerin çatılarında ki antenler kadar çoksun bende.Bulutların ansızın şehirleri ıslattığı kadar yalın.Ve bu ıslaklık kadar temizsin.
Kimsesiz bir parkın çalınmışkopmuş oyuncakları gibi bende yüreğin.Bir yere yetişmeye çalışankoşarcasına yürüyen ama sanki yetişmeyeyim der gibi ikilemde kalmış bir adamın ayak sesleri gibi sesin.Yaşlı birinin soluklanmaya çalıştığı durduğu yerdeymiş gibisin.Ve terk edilmiş bir genç kızın gözyaşları kadar ıslak tenin.Tenin kızgın dalgaların köpükleri kadar beyaz.Masum bir kedinin mırıltı türküsü gibi yarım kalmış gölerin.Gözlerin kalabalık bir yerde kaybolmuş bir çocuğun annesini arama telaşı gibi.Sonbaharda çıplak kalmış ağaçlar gibi bedenin.Bedenin titrekbedenin üşümüş bir yavru köpeğin açyoksul bakışları gibi...
Heycandan kekeleyerek konuşan ama bir türlü ne anlatacağını bilmeyen bir çocuğun masumiyeti gibi dudakların.Dudakların pamuk gibidudakların yeni doğmuş bir bebeğin buruşmuş hali gibi...
Bir yoldan hiç durmadan hızlıca geçen arabalar gibisin bende.Bu hızlılığın içinde yürümeye çalışan insanlar gibi bedenin.Soluğun bir çiçeğin fotosenaaai gibi.Ya da susuz kalmış ve solmaya başlamış güller gibi.
Hiç öpülmemiş bir kızın dudakları gibi tenin.Tenin soğuk rüzgarların uğultusu gibi ürkütücü.Bölünmüş yollara benzetiyorum bazende seni.Çıkmaz sokaklar gibi düşkırıklığı yaşatabiliyor bazen hayalin.Hayalin bir kuşun tüyleri kadar gerçek ya da uçması kadar sahici.Sen bende hiç bitmeyen umut gibisin.Yokluğunsonu hiç belli olmayan rüyalar gibi aldatıcı.Aldatıyor her uyandığımda beni.Sanki hiç bitmiyecekmiş gibi.Ağaçların dalları kadar sağlamsın bendeonlar ne kadar sağlam olmayı beceriyorlarsa işte!
Gündüzün nasıl geceye bağlandığı gibi bağlıyım sana.Nasıl aydınlığın karanlığa dönüşmesi mümkünsebu mümkünlükte bekliyorum seni...
Ellerinse güneşin batımına yakın uzaktaki bir evin camına vurduğu kadar parlak.Ayna gibi...Evlerin çatılarında ki antenler kadar çoksun bende.Bulutların ansızın şehirleri ıslattığı kadar yalın.Ve bu ıslaklık kadar temizsin.
Ve ruhum ne kadar bedenimse sende o kadar benimsin!