:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Kuran'ı Kerim Türkçe Meali....
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6
İNSİRAH

Bismillahirrahmanirrahim


1- Biz senin için (mutlulugun) gögsünü açmadik mi?

2- Senden yükünü indirmedik mi?

3- O senin sirtini ezen yükü.

4- Senin sanini yüceltmedik mi?

5- Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylik vardir.

6- Evet, zorlukla beraber bir kolaylik vardir.

7- O halde bos kaldin mi, yine kalk (baska bir is ve ibadetle) yorul.

8-Ancak Rabbine yönel.



İSRA



Bismillahirrahmanirrahim

1- Kulu Muhammed'i geceleyin, Mescid-i Haram'dan kendisine bazi âyetlerimizi göstermek için, etrafini mübarek kildigimiz Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah, her türlü noksan sifatlardan münezzehtir. Süphesiz ki her seyi hakkiyla isiten, hakkiyla gören O'dur.

2- Musa'ya da kitap verdik ve beni birakip baskasini vekil edinmeyiniz diye onu Israil ogullari için bir hidayet rehberi kildik.

3- Ey Nuh'la beraber gemiye tasiyarak kurtardigimiz kimselerin soyundan olanlar! Dogrusu o çok sükredici bir kuldu.

4- Biz Israilogullari'na Tevrat'ta su hükmü verdik: "Muhakkak siz, yeryüzünde iki defa fesat çikaracaksiniz ve muhakkak büyük bir yükselisle yükseleceksiniz."

5- Birincisinin zamani gelince,üzerinize güçlü kuvvetli kullarimizi gönderdik. Onlar, evlerin aralarina girip arastirdilar. Bu yerine getirilmesi gereken bir vaad idi.

6- Sonra sizi tekrar o istilacilar üzerine galip kildik ve size mallarla ve ogullarla yardim ettik. Ve toplum olarak sizin sayinizi artirdik.

7- Eger iyilik ederseniz, kendinize iyilik etmis olursunuz ve eger kötülük ederseniz yine kendinizedir. Artik diger fesadinizin zamani gelince, yüzlerinizi üzüntüye sokmalari, kötülük yapmalari ve ilk kez girdikleri gibi yine Beyt-i Makdis'e girmeleri, ele geçirdikleri yerleri mahvetmeleri için onlari tekrar gönderecegiz.

8- Olur ki Rabbiniz size merhamet eder. Ama siz tekrar dönerseniz biz de döneriz. Cehennemi, kâfirler için kusatici bir zindan yaptik.

9- Süphesiz ki bu Kur'ân, insanlari en dogru ve en saglam yola iletir ve salih amel isleyen müminlere büyük bir ecir oldugunu müjdeler.

10- Ahirete inanmayanlara da can yakici bir azab hazirlamisizdir.

11- Insan, hayrin gelmesine dua ettigi gibi kötülügün gelmesine de dua eder. Insan pek acelecidir.

12- Biz geceyi ve gündüzü varligimiza delalet eden birer delil kildik. Sonra Rabbinizden bir lütuf aramaniz, yillarin sayisini ve hesabini bilmeniz için gecenin karanligini silip (yerine) esyayi aydinlatan gündüzün aydinligini getirdik. Iste biz her seyi uzun uzadiya anlattik.

13- Her insanin amel defterini boynuna doladik, kiyamet günü açilmis bulacagi kitabi önüne çikaririz.

14- "Kitabini oku! Bugün hesap görücü olarak sana nefsin yeter!" deriz.

15- Kim dogru yola gelirse sirf kendi iyiligi için gelir. Kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapar. Hiçbir günahkar baskasinin günah yükünü çekmez. Biz bir Peygamber göndermedikçe, hiç kimseye azab edecek degiliz.

16- Biz bir ülkeyi yok etmek istedigimiz zaman, simarik varliklilarina emrederiz, onlar itaat etmeyip orada kötülük islerler. Böylece, o ülke helaka müstahak olur, biz de onu yerle bir ederiz.

17- Hem Nuh'tan sonra nice nesilleri helak ettik. Kullarinin günahlarini bilmek ve görmekte Rabbin yeter.

18- Her kim pesin isterse, dünyada ona, istedigimiz kimseye, diledigimiz kadarini pesin veririz. Sonra ona cehennemi hazirlariz; kinanmis ve (rahmetimizden) kovulmus olarak oraya girer.

19- Kim de ahireti isterse ve mümin olarak kendine yarasir bir çaba ile onun için çalisirsa, öylelerinin çalismalarinin karsiligi verilir.

20- Hepsine; (dünyayi isteyenlere de, ahireti isteyenlere de) Rabbinin ihsanindan veririz. Rabbinin ihsani kisitlanmis degildir.

21- Bak! Onlarin bir kismini digerine nasil üstün kildik! Elbette ahiret, hem dereceler bakimindan daha büyüktür, hem de üstünlük bakimindan daha büyüktür.

22- Allah ile birlikte baska bir ilâh edinme! Yoksa kinanmis ve yalniz basina birakilmis olarak oturup kalirsin.

23- Rabbin kesin olarak sunlari emretti: Ancak kendisine ibadet edin, anne ve babaya iyilik edin. Onlardan biri veya her ikisi senin yaninda yaslanirsa, sakin onlara "öf" bile deme ve onlari azarlama. Ikisine de tatli ve güzel söz söyle.

24- Ikisine de aciyarak tevazu kanatlarini indir. Ve söyle de: "Ey Rabbim! Onlarin beni küçükten terbiye edip yetistirdikleri gibi, sen de kendilerine merhamet et."

25- Rabbiniz içinizden geçenleri çok iyi bilir. Eger iyi kimseler olursaniz elbette Allah çok tevbe edenleri bagislayicidir.

26- Akrabaya, yoksula ve yolda kalmisa hakkini ver. Bununla beraber malini saçip savurma.

27- Çünkü (malini) saçip savuranlar, seytanlarin kardesleridir. Seytan ise Rabbine karsi çok nankördür.

28- Eger Rabbinden bekledigin bir rahmet (rizik) için, onlardan yüz çevirmek mecburiyetinde kalirsan, o vakit de onlara yumusak ve tatli bir söz söyle.

29- Elini boynuna asip baglama (cimri olma), hem de onu büsbütün açip saçma (israf etme); aksi halde kinanmis olursun ve eli bos açikta kalirsin.

30- Gerçekten senin Rabbin, kullarindan dilediginin rizkini genisletir ve diledigini kisar. Süphesiz ki Allah, kullarinin durumlarindan haberdardir, her seyi görendir.

31- Bir de geçim korkusuyla çocuklarinizi öldürmeyin, onlara da, size de rizki biz veririz. Süphesiz ki onlari öldürmek, çok büyük bir suçtur.

32- Zinaya da yaklasmayin, çünkü o pek çirkindir ve kötü bir yoldur.

33- Hakli bir sebep olmadikça, Allah'in öldürülmesini haram kildigi cani öldürmeyin. Kim haksiz yere öldürülürse, biz onun velisine bir yetki verdik. O da öldürmede asiri gitmesin. Çünkü ona (dinin kendisine verdigi yetki ile) yardim olunmustur.

34- Yetimin malina da yaklasmayin. Ancak rüsdüne erinceye kadar en güzel bir sekilde yaklasabilirsiniz. Ahdi de yerine getirin. Çünkü verilen sözde elbette sorumluluk bulunuyor.

35- Ölçtügünüz zaman tam ölçün ve dogru terazi ile tartin. Bu hem daha hayirlidir ve sonuç itibariyle de daha güzeldir.

36- Bir de hiç bilmedigin bir seyin ardina düsme! Çünkü kulak, göz, gönül, bunlarin her biri yaptiklarindan sorumludurlar.

37- Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme! Çünkü sen asla yeri yaramazsin ve boyca da daglara erisemezsin.

38- Kötü olan bütün bu yasaklar, Rabbinizin sevmedigi seylerdir.

39- Iste bunlar, Rabbinin sana vahyettigi hikmetlerdendir. Sakin Allah'la beraber baska bir ilâh uydurma. Aksi halde kötülenmis ve Allah'-in rahmetinden uzaklastirilmis olarak cehenneme atilirsin.

40- Rabbiniz, size ogullari tahsis etti de, kendisi meleklerden disiler mi edindi? Gerçekten siz çok büyük bir söz söylüyorsunuz.

41- Biz, bu Kur'ân'da akillarini baslarina almalari için türlü sekillerde (ikaz ve ihtari) açikladik. Fakat bu açiklamalar ancak onlarin nefretini artirmistir.

42- (Ey Muhammed!) De ki: "Eger dedikleri gibi Allah ile birlikte ilâhlar olsaydi, o zaman bu ilâhlar Ars'in sahibine bir yol ararlardi."

43- Allah, onlarin dediklerinden çok münezzeh ve çok yüksek, hem pek büyük bir yükseklikle yücedir.

44- Yedi gök, yer ve bunlarin içinde bulunanlar, Allah'i tesbih ederler. O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlik yoktur. Fakat siz, onlarin tesbihlerini iyi anlamazsiniz. Süphesiz O, halimdir çok bagislayandir.

45- Sen Kur'ân'i okudugun zaman biz, seninle ahirete inanmayanlarin arasina görünmez bir perde çekeriz.

46- Ve kalblerinin üzerine, Kur'ân'i anlamalarina engel perdeler geçiririz ve kulaklarina bir agirlik veririz. Rabbini Kur'ân'da bir tek olarak andigin zaman da ürkerek arkalarina döner kaçarlar.

47- Biz onlarin, seni dinlerken nasil dinlediklerini çok iyi biliriz. Birbiriyle fisildasirlarken de o zalimlerin: "Siz büyülenmis bir adamdan baskasina uymuyorsunuz!" dediklerini biz çok iyi biliriz.

48- Bak senin için nasil misaller verdiler de bu yüzden nasil sapikliga düstüler! Artik hak yolu bulmaya güçleri yetmez.

49- Bir de onlar dediler ki: "Biz, bir kemik yigini oldugumuz ve ufalanip toz oldugumuz vakit mi, gerçekten biz mi, yeni bir yaratilisla diriltilecegiz?

50- De ki: "Ister tas olun, ister demir..."

51- "Isterse gönlünüzde büyüyen baska bir yaratik olun, (Muhakkak öldürülecek ve diriltileceksiniz.) "Onlar: "Bizi kim tekrar diriltecek?" diyecekler. De ki: "Sizi ilk defa yaratmis olan o kudret sahibi." Sana baslarini sallayarak: "Ne zamandir bu." diyecekler. De ki: "Yakin olmasi gerekir!".

52- (Allah) sizi çagiracagi gün, tam bir hürmetle onun emrine kosacaksiniz ve zannedeceksiniz ki, kabirlerinizde pek az bir müddet kaldiniz.

53- Mümin kullarima söyle de (kâfirlere) en güzel olan sözü söylesinler. Çünkü seytan aralarina fesat sokar. Süphesiz seytan, insan için apaçik bir düsmandir.

54- Rabbiniz sizi çok daha iyi bilir. Dilerse tevbeniz sebebiyle size merhamet eder, dilerse azab eder. Seni de onlarin üzerine vekil göndermedik.

55- Rabbin göklerde ve yerde olan kimselerin hepsini en iyi bilendir.

Andolsun ki biz, peygamberlerin kimini kimine üstün kildik. Davud'a da Zebur'u verdik.

56- De ki: "Allah'tan baska, ilâh oldugunu sandiginiz seyleri çagirin, size yardim etsinler. Onlar, ne sizden sikintiyi kaldirabilirler, ne de degistirebilirler.

57- Onlarin yalvardiklari da, Rablerine daha yakin olmak için vesile ararlar. Ve O'nun merhametini umarlar, azabindan korkarlar. Çünkü Rabbinin azabi korkunçtur.

58- Hiç bir sehir (halki) yoktur ki, kiyamet gününden önce biz onu helak etmeyelim, yahut siddetli bir azab ile azablandirmayalim. Bu, Kitap'ta (Levh-i Mahfuzda) yazilidir.

59- Bizi, âyetler (mucizeler) ve peygamber göndermekten alikoyan sey, ancak öncekilerin onlari yalanlamis olmalaridir. Semûd'a, açik bir mucize olarak o disi deveyi vermistik de ona zulmetmislerdi (deveyi bogazlayarak kendilerine yazik etmislerdi). Oysa biz, o mucizeleri ancak korkutmak için göndeririz.

60- Vaktiyle sana söyle vahyettigimizi hatirla: "Süphesiz Rabbin insanlari kusatmistir." (Isrâ gecesi) sana açikça gösterdigimiz o temâsâyi ve

Kur'ân'da lanet edilen agaci da, yalniz insanlara bir imtihan için yapmisizdir. Biz onlari, korkutuyoruz, fakat bu onlara ancak büyük bir taskinliktan baska bir sonuç vermiyor.

61- (Yine unutma ki) Bir vakit meleklere: "Âdem'e secde edin" demistik. Iblis'ten baska hepsi secde ettiler. O ise: "Ben bir çamurdan yarattigin kimseye mi secde ederim?" demisti.

62- (Yine Iblis) dedi ki: "Su benden üstün kildigini gördün mü? Yemin ederim ki, eger beni kiyamet gününe kadar ertelersen, pek azi hariç, onun zürriyetini kendi buyrugum altina alacagim."

63- Allah buyurdu ki: "Haydi git! Onlardan kim sana uyarsa, süphesiz ki, cezaniz cehennemdir, hem de mükemmel bir ceza. "

64- "Onlardan gücünün yettigini yerinden oynat. Atlilarin ve yayalarinla onlarin üzerine yaygarayi bas! Mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol! Ve onlara vaadlerde bulun." Fakat seytan onlara aldatmadan baska bir sey vaad etmez.

65- Dogrusu benim (ihlasli) kullarim üzerinde senin hiçbir hakimiyetin yoktur. Vekil olarak Rabbin yeter.

66- Rabbiniz, lütfundan nasib arayasiniz diye, sizin için denizde gemileri yürüten kudret sahibidir. Süphesiz O, size çok merhametlidir.

67- Denizde basiniza bir felaket geldigi zaman, Allah'tan baska yalvardiginiz bütün putlar kaybolur. Allah sizi tehlikeden kurtarip karaya çikarinca da yüz çevirirsiniz. Zaten insan çok nankördür.

68- (Denizden karaya çiktiginizda) O'nun sizi karada yerin dibine geçirmeyeceginden, yahut üzerinize tas yagdiran bir kasirga gördermeyeceginden emin misiniz? Sonra kendinize bir vekil de bulamazsiniz.

69- Yoksa sizi tekrar denize döndürüp de üzerinize kasirgalar göndermeyeceginden ve böylece ettiginiz nankörlük sebebiyle sizi bogmayacagindan emin misiniz? Sonra bu yaptigimiza karsi, bizim aleyhimize size yardim edecek bir koruyucu bulamazsiniz.

70- Andolsun ki biz, insanoglunu san ve seref sahibi kildik. Karada ve denizde tasitlara yükledik ve temiz yiyeceklerden onlari riziklandirdik. Onlari yarattiklarimizin birçogundan üstün kildik.

71- Kiyamet günü bütün insanlari önderleriyle çagiracagiz. O gün, kimin amel defteri sag eline verilirse, iste onlar kitaplarini okuyacaklar ve en küçük bir haksizliga ugratilmayacaklar.

72- Her kim bu dünyada (manen) kör ise ahirette de kördür. Ve gidisçe daha saskindir.

73- (Ey Muhammed!) Az kalsin seni bile, sana vahyettigimizden baskasini bize karsi iftira edesin diye, fitneye düsüreceklerdi ve o takdirde seni dost edineceklerdi.

74- Eger biz sana sebat vermemis olsaydik, nerdeyse sen onlara birazcik meyledecektin.

75- O takdirde, muhakkak hayatin da, ölümün de azabini sana kat kat tattirirdik. Sonra bize karsi kendin için hiçbir yardimci bulamazdin.

76- (Ey Muhammed!) Yakinda seni yurdundan çikarmak için, muhakkak ki rahatsiz edecekler ve o takdirde onlar da senin ardindan pek az kalacaklardir.

77- Bu, senden önce gönderdigimiz bütün peygamberlerimiz hakkindaki sünnetimizdir. Bizim sünnetimizde herhangi bir degisme göremezsin.

78- Günesin batiya kaymasindan, gecenin karanligina kadar (belirli vakitlerde) geregi üzere namazi kil, bir de sabah namazini kil. Çünkü sabah namazinda, gece ve gündüz melekleri hazir bulunur.

79- Gecenin bir kisminda da sadece sana mahsus bir nafile olmak üzere uykudan kalk, Kur'ân ile teheccüd namazi kil, Rabbinin seni bir makam-i mahmuda (sefaat makamina) göndermesi kesindir.

80- (Ey Muhammed!) De ki: "Rabbim! Beni, takdir ettigin yere gönül rahatligi ve huzur içinde koy ve çikacagim yerden de dürüstlükle ve selametle çikmami sagla. Bana katindan yardim edici bir kuvvet ver."

81- (Ey Muhammed!) De ki: "Hak geldi, batil yok oldu. Elbette batil yok olmaya mahkumdur."

82- Biz Kur'ân'dan, iman edenler için bir sifa ve rahmet kaynagi olan âyetler indiriyoruz. Zalimlerin de ancak zararini artirir.

83- Biz insana nimet verdigimiz zaman, Allah'i anmaktan yüz çevirip uzaklasir. Ona fenalik dokununca da ümitsizlige kapilir.

84- De ki: "Herkes bulundugu hal ve niyetine göre is yapar. Bu durumda kimin en dogru yolda oldugunu Rabbiniz daha iyi bilir."

85- Ey Muhammed! Sana ruhtan soruyorlar. De ki: "Ruh Rabbimin bildigi bir istir ve size ilimden ancak az bir sey verilmistir."

86- Yemin olsun ki, dilersek sana vahyettigimizi ortadan kaldiririz; sonra bize karsi kendine bir vekil (koruyucu) bulamazsin.

87- Fakat Rabbinden bir rahmet olarak (biz bunu yapmadik). Gerçekten O'nun senin üzerindeki lütfu çok büyüktür.

88- Ey Muhammed! De ki: "Yemin olsun, eger insanlar ve cinler bu Kur'ân'in benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine yardimci olsalar bile, yine onun bir benzerini meydana getiremeyeceklerdir."

89- Yemin olsun ki biz bu Kur'ân'da insanlar için çesitli misaller vermisizdir. Yine de insanlarin çogu inkârlarinda israr ederler.

90- Kâfirler söyle dediler: "Sen, bizim için yerden suyu kesilmeyen bir kaynak fiskirtmadikça sana asla inanmayacagiz."

91- "Veyahut hurmaliklardan ve üzümlüklerden senin bir bahçen olsun da ortasindan saril saril irmaklar akitmalisin."

92- "Yahut söyleyip zannettigin gibi, gögü basimiza parça parça düsüresin veya Allah'i ve melekleri söyledigine sahit getiresin. "

93- "Yahut altindan bir evin olsun, ya da göge çikmalisin. Ona çiktigina da asla inanmayiz. Ta ki bize, okuyacagimiz bir kitap indiresin." De ki: "Rabbimi tenzih ederim. Nihayet ben de, peygamber olan bir insandan baska bir sey degilim."

94- Kendilerine dogru yolu gösteren peygamber gelince, insanlarin iman etmelerine engel olan sebep sadece: "Allah bir insani mi Peygamber gönderdi?" demeleridir.

95- (Ey Muhammed! Mekkelilere) söyle de: "Eger yeryüzünde huzur

içinde yürüyüp duran melekler olsaydi, elbette onlara gökten peygamber olarak bir melek indirirdik."

96- De ki: "Benimle sizin aranizda sahit olarak Allah yeter. Çünkü O, kullarinin yaptigindan haberdardir, yaptiklarini çok iyi görendir."

97- Allah kime hidayet verirse, o dogru yoldadir. Kimi de hidayetten uzak tutarsa, artik bunlar için Allah'tan baska hiçbir yardimci bulamazsin. Ve biz, o kâfirleri kiyamet günü kör, dilsiz ve sagir olduklari halde, yüzleri üstü sürünerek hasredecegiz. Varacaklari yer cehennemdir; atesi dindikçe onun atesini artiririz.

98- Bu onlarin cezasidir! Çünkü onlar, âyetlerimizi inkâr etmisler ve: "Sahi bizler, bir yigin kemik ve ufalanmis toz oldugumuz zaman mi, yeni bir yaratilisla diriltilmis olacagiz?" demislerdir.

99- Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah'in, kendilerinin ayni olan insanlari yaratmaya da kadir oldugunu görüp bilmediler mi? Allah onlar için süphe edilmeyen bir vâde takdir etmistir. Fakat zalimler, inkârlarinda yine de israr ederler.

100- (Ey Muhammed!) De ki: "Eger siz Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydiniz, fakirlik korkusunu yine de elden birakmazdiniz." Dogrusu insan çok cimridir.

101- Andolsun biz Musa'ya apaçik dokuz mucize verdik. (Ey Peygamber!) Israilogullarina sor, Musa kendilerine geldiginde Firavun ona: "Ey Musa! Ben senin büyülenmis oldugunu saniyorum" demisti.

102- Musa dedi ki: "Ey Firavun! Pekâlâ bilirsin ki, bu mucizeleri, birer ibret olmak üzere, ancak göklerin ve yerin Rabbi indirdi. Ey Firavun! Ben de seni helak olmus zannediyorum."

103- Derken Firavun, Musa'yi ve Israilogullarini Misir'dan sürmek istedi. Biz de onu ve beraberindekilerin hepsini suda bogduk.

104- Arkasindan Israilogullarina söyle dedik: "Firavun"un sizi çikarmak istedigi arazide siz oturun! Sonra ahiret vaadi (kiyamet) geldigi vakit, hepinizi toplayip bir araya getirecegiz."

105- Biz bu Kur'an'i hak olarak indirdik, O, bütün hakikatleri içinde toplayarak indi. Ey Peygamber! Biz seni ancak müjdeci ve uyarici olarak gönderdik.

106- Sana Kur'ân'i verdik ve onu insanlara sindire sindire okuyasin diye (kisimlara) ayirdik ve biz onu yavas yavas indirdik.

107- Ey Muhammed! De ki: Ister ona (Kur'ân'a) inanin, ister inanmayin; o daha önce kendilerine ilim verilenlere okundugunda onlar, yüzleri üstü secdeye kapanirlar.

108- Ve derler ki: Rabbimizi tenzih ederiz. Süphesiz ki Rabbimizin vaadi gerçeklesir.

109- Ve aglayarak yüzleri üstü secdeye kapanirlar. Hem de bu Kur'ân'i isitmek onlarin Allah'a teslimiyetlerini daha da artirir.

110- (Sen onlara) de ki: Ister "Allah" deyin, ister "Rahmân" deyin, nasil çagirirsaniz çagirin. En güzel isimler O'nundur. Namazinda sesini pek yükseltme, çok da gizli okuma, orta yolu seç.

111- Ve söyle de: Hamd o Allah'a ki, hiçbir çocuk edinmedi, mülkte ortagi yoktur, aciz olmayip bir yardimciya da ihtiyaci yoktur. Tekbir getirerek O'nu noksanliklardan yücelt de yücelt.
KADİR

Bismillahirrahmanirrahim


1- Biz o (Kur'ân)nu Kadir gecesinde indirdik.
2- Kadir gecesinin ne oldugunu sen nereden bileceksin?
3- Kadir gecesi bin aydan daha hayirlidir.
4- Melekler ve Ruh (Cebrail veya Ruh adindaki melek) o gece Rablerinin izniyle, her is için inerler.
5-O gece, tanyeri agarincaya kadar süren bir selâmettir.


KAF


Bismillahirrahmanirrahim

1- Kâf. Sanli ve serefli Kur'an'a andolsun ki,
2- Dogrusu kâfirler kendi içlerinden uyarici bir peygamber geldigine sasirdilar da dediler ki: "Bu sasilacak bir seydir!
3- Öldügümüz ve bir toprak oldugumuz vakit mi (tekrar) dirilecegiz? bu dönüs çok uzaktir."
4- Fakat biz topragin onlardan neyi eksilttigini elbette biliyoruz. Yanimizda herseyi kaydedip muhafaza eden bir kitap vardir.
5- Dogrusu hak kendilerine geldigi zaman yalanladilar da simdi karmakarisik bir iztirap içindeler.
6- Artik üstlerindeki göge bakmazlar mi ki, onu nasil bina etmis ve süslemisiz, onun hiç bir çatlagi yoktur.
7- Yeri de nasil uzatmis, üzerine sabit daglar oturtmusuz. Orada görünüsü güzel her çesit bitkiden çiftler yetistirdik.
8- Bunlar, Allah'a yönelen her kula gönül gözünü açmak ve ona ibret vermek içindir.
9- Bir de gökten bereketli bir su indirip de onunla baglar, bahçeler ve biçilecek taneler bitirmekteyiz.
10- Tomurcuklari birbiri üzerine dizilmis uzun boylu hurma agaçlari yetistirdik.
11- Bunlari kullara rizik olmasi için (yetistirmekteyiz). O su ile ölü bir topraga can verdik, iste hayata çikis da böyledir.
12- Onlardan önce Nuh'un kavmi, Ress halki ve Semûd da yalanlamisti.
13- Âd, Firavun, Lût'un kardesleri de (yalanladilar).
14- Eyke halki ve Tübbâ kavmi de, bunlarin hepsi peygamberleri yalanladilar da (onlara) azabim hak oldu.
15- Biz ilk yaratmada acizlik mi gösterdik? Dogrusu, onlar yeni bir yaratilistan süphe içindedirler.
16- Andolsun insani biz yarattik ve nefsinin kendisine fisildadiklarini biliriz. Ve biz ona sah damarindan daha yakiniz.
17- Onun saginda ve solunda oturmus iki melek zabit tutarken,
18- Insan hiçbir söz söylemez ki yaninda (onu) gözetleyen, dediklerini zapteden bir melek hazir bulunmasin.
19- Ölüm sarhoslugu gerçekten geldiginde, "Ey insan! Iste bu senin öteden beri kaçtigin seydir." denir.
20- Sur'a üfürülür, iste bu, tehdid(in gerçeklesme) günüdür.
21- Her can, kendisiyle beraber bir sevk memuru ve bir sahid bulundugu halde gelir.
22- (Allah ona) "Andolsun sen bundan gaflet içinde idin. Simdi senden gaflet perdesini kaldirdik. Bugün artik gözün keskindir." der.
23- Beraberindeki melek "iste yanimdaki hazir" der.
24- (Allah iki melege buyurur ki003.gif "Haydi ikiniz, atin cehenneme her inatçi nankörü!
25- Iyiliklere (sürekli) engel olan, saldirgan, süpheciyi.
26- O ki Allah'in yaninda baska ilâh edinmistir. Haydi ikiniz birlikte onu siddetli azaba atin."
27- Yanindaki arkadasi (seytan) der ki: "Rabbimiz! Ben onu azdirmadim. Fakat kendisi derin bir sapiklik içindeydi".
28- Allah buyurur ki: "Huzurumda çekismeyin! Ben size daha önce uyarici göndermistim."
29- Benim huzurumda söz degistirilmez. Ve ben kullara asla zulmedici degilim.
30- Biz O gün cehenneme: "Doldun mu?" diyecegiz. O da: "Daha fazla var mi?" diyecektir.
31- Cennet de kötülükten sakinanlara yaklastirilir. Zaten uzak degildir.
32-33- Onlara denir ki: "Iste size vaad edilen bu cennet, Allah'a yönelen, O'nun emirlerine riayet eden, görmedigi halde Rahman olan Allah'tan korkan ve O'na yönelen bir kalple gelenlere mahsustur.
34- "Simdi selam ve selametle oraya girin. Iste sonsuzluk günü budur."
35- Orada onlara ne isterlerse vardir. Katimizda daha fazlasi da vardir.
36- Ey Muhammed! Biz onlardan önce kendilerinden daha kuvvetli olan ve beldeleri delik desik eden nice nesilleri helak ettik, hiç kurtulus var mi?
37- Süphesiz ki bunda kalbi olan ve hazir bulunup kulak veren kimse için elbette bir ögüt vardir.
38- Andolsun ki biz gökleri, yeri ve ikisi arasindakileri alti günde yarattik, Bize hiçbir yorgunluk da dokunmadi.
39- Ey Muhammed! Onlarin söylediklerine karsi sabret. Günesin dogusundan önce (sabah namazini) ve batisindan önce de (ögle ve ikindi namazalarini kilarak) Rabbini Hamd ile tesbih et.
40- Geceleyin (aksam ve yatsi namazlarini kilarak), namazlardan sonra da (vitir ve nafile kilarak) O'nu tesbih et.
41- Bir münadinin yakin bir yerden seslenecegi güne kulak ver.
42- O gün insanlar, o çagriyi gerçek olarak duyarlar. Iste bugün, kabirlerden çikis günüdür.
43- Gerçekten biz hem yasatiriz, hem öldürürüz. Sonunda dönüs yalniz bizedir.
44- O gün yer yarilir, insanlar kabirlerinden çabucak çikarlar. Iste bu, sadece bize göre kolay bir toplanmadir.
45-Biz onlarin söylediklerini daha iyi biliriz. Sen onlara karsi zor kullanacak degilsin. O halde sen, benim tehdidimden korkanlara bu Kur'ân ile ögüt ver.

KAFİRUN

Bismillahirrahmanirrahim

1- De ki: Ey kâfirler
2- Sizin taptiklariniza ben tapmam.
3- Siz de benim taptigima tapicilar degilsiniz.
4- Ben asla sizin taptiklariniza tapacak degilim.
5- Siz de benim taptigima tapacak degilsiniz.
6-Sizin dininiz size, benim dinim banadir

KALEM

Bismillahirrahmanirrahim

1- Nûn, Kaleme ve yazdiklarina andolsun.
2- Sen Rabbinin nimetiyle mecnun degilsin.
3- Kuskusuz senin için tükenmez bir ecir var.
4- Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.
5- Sen de göreceksin, onlar da görecek.
6- Hanginizde imis o fitne ve cinnet.
7- Dogrusu Rabbin, yolundan sapani en iyi bilendir. Hidayete ereni de en iyi bilen O'dur.
8- O halde, yalanlayicilara itaat etme.
9- Onlar istediler ki yumusak davranasin da onlar da sana yumusak davransinlar.
10- Sunlarin hiçbirine boyun egme: Yemin edip duran asagilik,
11- Daima kusur arayip kinayan, hep lâf götürüp getiren,
12- Hayra engel olan, saldirgan, günahkâr,
13- Kaba ve hasin, sonra da kötülükle damgali,
14- Mal ve ogullari var diye (böyle davranir).
15- Kendisine âyetlerimiz okundugunda: "Eskilerin masallari" der.
16- Yakinda biz onu hortumunun (burnunun) üzerinden damgalayacagiz.
17- Biz onlara da belâ verdik, bahçe sahiplerine verdigimiz gibi. Hani onlar sabah olunca bahçeyi mutlaka devsireceklerine yemin etmislerdi.
18- Istisna da etmiyorlardi ("insaallah" demiyorlardi).
19- Fakat onlar uyurken dolasici bir belâ onu sardi da,
20- Bahçe simsiyah kesiliverdi.
21- Derken sabahleyin birbirlerine seslendiler:
22- "Haydi, devsirecekseniz erkenden ekininize gidin" diye.
23- Derken firladilar, aralarinda fisildasiyorlardi.
24- "Sakin bugün hiçbir yoksul bahçeye girip yaniniza sokulmasin" diyorlardi.
25- (Zanlarinca yoksullari) engellemeye güçleri yeterek erkenden gittiler.
26- Fakat bahçeyi gördüklerinde: "Biz herhalde yanlis gelmisiz" dediler .
27- "Yok, biz mahrum edilmisiz." (dediler).
28- Içlerinde en makul olani söyle dedi: "Ben size Rabbinizi tesbih etsenize dememis miydim?"
29- "Rabbimizi tesbih ederiz, dogrusu biz zalimler imisiz." (dediler).
30- Ardindan suçu birbirlerine yüklemeye basladilar.
31- Yaziklar olsun bize, dediler, biz azginlarmisiz.
32- Ola ki Rabbimiz bize onun yerine daha hayirlisini verir. Biz Rabbimize yönelir, ondan umariz.
33- Iste azap böyledir. Elbette ahiret azabi daha büyüktür. Fakat bilselerdi.
34- Kuskusuz korunanlar için de, Rableri katinda nimetleri bol bahçeler vardir.
35- Öyle ya, teslimiyet gösterenleri suçlular gibi tutar miyiz hiç?
36- Neyiniz var, nasil hüküm veriyorsunuz?
37- Yoksa size ait bir kitap var da onda mi okuyorsunuz?
38- O kitapta, "begendiginiz her sey sizindir" diye mi yazili?
39- Yoksa, "ne hükmederseniz mutlaka sizindir" diye sizin lehinize olarak tarafimizdan verilmis, kiyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?
40- Sor bakalim onlara, içlerinden ona kefil hangisi?
41- Yoksa ortaklari mi var onlarin? Dogru iseler ortaklarini getirsinler.
42- O gün isler zorlasir ve secdeye davet edilirler. Fakat güç yetiremezler.
43- Gözleri düsük bir halde kendilerini bir zillet kaplar. Oysa onlar sapasaglam iken de secdeye davet ediliyorlardi.
44- Bu sözü yalanlayani bana birak. Onlari bilmedikleri yönden derece derece azaba yaklastiracagiz.
45- Onlara mühlet veriyorum. Dogrusu benim tuzagim saglamdir.
46- Yoksa onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar agir bir borç altinda mi kaliyorlar?
47- Yoksa gayb onlarin yanlarinda da onlar mi yaziyorlar?
48- Rabbinin hükmüne sabret, balik sahibi gibi olma. Hani o öfkeye bogulmus da nida etmisti.
49- Rabbinden bir nimet yetismis olmasaydi, elbette kinanacak bir halde issiz bir diyara atilacakti.
50- Fakat Rabbi onu seçti de iyilerden kildi.
51- O kafirler Kur'ân'i isittikleri zaman neredeyse seni gözleri ile devireceklerdi. Bir de durmuslar "o bir deli" diyorlar.
52-Halbuki o âlemler için bir ögüttür.

KAMER

Bismillahirrahmanirrahim

1. Kiyamet saati yaklasti, Ay yarildi.
2. Bir mucize görseler hemen yüz çevirirler ve "süregelen bir büyüdür" derler.
3. Yalanladilar, nefislerinin arzularina uydular. Halbuki her is yerini bulacaktir.
4. Andolsun ki onlara (kötülükten) vazgeçirecek nice önemli haberler gelmistir.
5. Bunlar üstün bir hikmettir fakat uyarilar fayda vermiyor.
6. Sen de onlardan yüz çevir ki, o gün çagirici, görülmedik müthis bir seye çagirir.
7. Gözleri düskün düskün (zelil ve hakir) kabirlerinden çikarlar, sanki yayilan çekirgeler gibidirler.
8. O çagirana kosarak, kâfirler: "Bu çetin bir gündür." derler.
9. Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanlamisti. Kulumuzu yalanladilar ve: "Cinlenmistir." dediler. Ve (Nuh davetten vazgeçmeye) zorlandi.
10- Bunun üzerine Rabbine: "Ben yenik düstüm, bana yardim et!" diyerek yalvardi.
11. Biz de bosalan bir su ile gögün kapilarini açtik.
12. Yeri de kaynaklar halinde fiskirttik, derken sular takdir edilmis bir is için birlesti.
13. Nuh'u da tahtalardan yapilmis, çivilerle (çakilmis gemi) üzerinde tasidik.
14. Nankörlük edilen (kulumuz)e bir mükafat olmak üzere (gemi), gözlerimizin önünde akip gidiyordu.
15. Bunu bir ibret olarak biraktik, ibret alan yok mudur?
16. Benim azabim ve uyarilarim nasilmis (görsünler)
17. Andolsun biz Kur'ân'i ögüt almak için kolaylastirdik. Ögüt alan yok mudur?
18. Âd (kavmi) da yalanladi, azabim ve uyarilarim nasil oldu?
19. Biz onlarin üstüne, ugursuzlugu devam eden bir günde dondurucu bir rüzgar gönderdik.
20. (O rüzgar) insanlari, sökülmüs hurma kütükleri gibi yere seriyordu.
21. Nasilmis benim azabim ve uyarim?
22. Andolsun biz Kur'ân'i ögüt almak için kolaylastirdik. Ögüt alan yok mudur?
23. Semûd da o uyarilari yalanladilar.
24. "Bizden bir insana mi uyacagiz? O takdirde biz apaçik bir sapiklik ve çilginlik içine düsmüs oluruz." dediler.
25. "Zikir, aramizdan ona mi birakildi? Hayir o, yalanci, küstahin biridir" (dediler).
26. Yarin onlar, yalanci, küstahin kim oldugunu bilecekler.
27. Biz onlara, kendilerini imtihan etmek için disi deveyi gönderecegiz. Onun için sen onlari gözet ve sabirli ol.
28. Onlara suyun aralarinda paylastirilacagini haber ver; her içene düsen miktar, hazir kilinmistir.
29. Bunun üzerine arkadaslarina bagirdilar. O da (biçagi) çekerek (deveyi) kesti.
30. Ama azabim ve uyarilarim nasil oldu.
31. Biz onlarin üzerine tek sayha (korkunç bir ses) gönderdik; agilcinin topladigi çali çirpi kirintilari gibi kirilip dökülüverdiler.
32. Andolsun biz Kur'ân'i ögüt almak için kolaylastirdik. Ögüt alan yok mudur?
33. Lût kavmi de uyarilari yalanladi.
34. Biz de onlarin üzerlerine (taslar savuran) bir firtina gönderdik. Yalniz Lût ailesini seher vakti kurtardik,
35. Katimizdan bir nimet olarak. Biz sükredeni böyle mükafatlandiririz.
36. (Lût), onlari bizim yakalamamiza karsi uyarmisti. Fakat ikazlara karsi kusku duydular,
37. Onun konuklarindan murad almaya kalkistilar. Biz de gözlerini siliverdik. "Haydi azabimi ve uyarilarimi tadin!" (dedik).
38. Sabah erken, onlari kararli bir azab yakaladi.
39. "Azabimi ve uyarilarimi tadin!" (dedik).
40. Andolsun biz Kur'ân'i ögüt almak için kolaylastirdik. Ögüt alan yok mudur?
41. Süphesiz Firavun ailesine de uyarici peygamberler geldi.
42. Lakin onlar bütün âyetlerimizi yalanladilar. Biz de onlari çok kuvvetli ve kudretli bir yakalayisla yakaladik.
Bu kissalardan hisseye gelince;
43. Simdi sizin kâfirleriniz, onlardan hayirli mi? Yoksa kitaplarda sizin için bir beraet mi var?
44. Yoksa "Biz birbirimize yardim eden bir topluluguz." mu diyorlar?
45. Her halde o topluluk bozulacak ve geriye dönüp kaçacaklardir.
46. Bilakis kiyamet onlara vaad edilen asil saattir. Saat cidden çok feci ve acidir.
47. Muhakkak ki suçlular sapiklik ve çilginlik içindedirler.
48. O gün yüzleri üstü ateste sürüklenecekler, "Cehennemin dokunusunu tadin!" (denilecek).
49. Haberiniz olsun ki, biz her seyi bir kadere göre yarattik.
50. Buyrugumuz yalniz bir tekdir, göz açip yumma gibidir.
51. Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helak ettik. Ögüt alan yok mudur?
52. Isledikleri her sey, kitaplarda mevcuttur.
53. Küçük, büyük hepsi satir satir yazilmistir.
54. Takva sahipleri cennetlerde, nur içindedirler.
55-Güçlü padisahin huzurunda dogruluk koltuklarindadirlar.
KARİA

Bismillahirrahmanirrahim


1,2,3- Kâria! (Çarpacak kiyamet) Nedir o kâria? Kârianin ne oldugunu sen bilir misin?
4- O gün insanlar yayilmis pervaneler gibi olurlar.
5- Daglar atilmis renkli yünler gibi olur.
6,7- O gün kimin tartilari agir basarsa o, hosnut olacagi bir hayat içindedir.
8,9- Kimin tartilari hafif gelirse, onun anasi da (varacagi yer, siginacagi duragi) hâviye (uçurum)dir.
10- O uçurumun ne oldugunu sen nereden bileceksin?
11-O, kizgin bir atestir.

KASAS

Bismillahirrahmanirrahim

1- Tâ, Sîn, Mîm.
2- Bunlar, apaçik kitabin âyetleridir.
3- Iman edecek bir kavim için Musa ile Firavun'un haberlerinden bir
kismini sana dosdogru okuyacagiz.
4- Çünkü Firavun, (Misir) topraginda gerçekten azmis, halkini parça parça etmisti. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunlarin ogullarini bogazliyor, kizlarini ise sag birakiyordu. Belli ki o bozgunculardandi.
5- Biz ise istiyorduk ki, o yerde güçsüz düsürülenlere lütufta bulunalim, onlari önderler yapalim, onlara (ötekilerin) yerini aldiralim.
6- Ve o yerde onlari hakim kilalim, Firavun ile Hâmân ve ordularina, onlardan çekinmekte olduklari seyi gösterelim.
7- O esnada Musa'nin anasina "Onu emzir, kendisine zarar geleceginden kaygilandiginda onu denize (Nil nehrine) birakiver, hiç korkup kaygilanma, çünkü biz onu tekrar sana verecegiz ve onu peygamberlerden biri yapacagiz" diye bildirdik.
8- Nihayet Firavun ailesi onu yitik olarak aldi. Çünkü o, sonunda kendileri için bir düsman ve bir tasa olacakti. Süphesiz Firavun ile Hâmân ve askerleri yaniliyorlardi.
9- Firavun'un karisi (sepetin içinden çocuk çikinca kocasina), "Ikimizin de gözü aydin! Onu öldürmeyin, belki bize faydasi dokunur, ya da onu evlad ediniriz" dedi. Halbuki onlar isin sonunu sezemiyorlardi.
10- Musa'nin anasinin yüregi (tasadan) bombos kaliverdi. Eger biz, (vaadimize) inananlardan olmasi için onun kalbini pekistirmemis olsaydik, neredeyse isi meydana çikaracakti.
11- Annesi Musa'nin ablasina, "Onun izini takip et" dedi. O da, onlar farkina varmadan uzaktan kardesini gözetledi.
12- Biz (annesine geri vermezden) daha önce, onun süt analarinin sütünü kabulüne müsade etmedik. Bunun üzerine ablasi, "Size, onun bakimini sizin naminiza üstlenecek, hem de ona iyi davranacak bir aile göstereyim mi?" dedi.
13- Böylelikle biz onu, gözü aydin olsun, gam çekmesin ve Allah'in vaadinin gerçek oldugunu bilsin, diye anasina geri verdik. Fakat yine de pek çogu (bunu) bilmezler.
14- Musa yigitlik çagina girip olgunlasinca, biz ona hikmet ve ilim verdik. Iste güzel davrananlari biz böyle mükafatlandiririz.
15- Musa, halkinin habersiz oldugu bir sirada sehre girdi. Orada, biri kendi tarafindan digeri düsman tarafindan olan iki adami birbirleriyle dögüsür buldu. Kendi tarafi olan, düsmana karsi ondan yardim diledi. Musa da ötekine bir yumruk indirip onun ölümüne sebep oldu. "Bu, seytan isidir. O, gerçekten saptirici, apaçik bir düsmandir" dedi.
16- Musa, "Rabbim! Dogrusu kendimi ziyana ugrattim. Beni bagisla!" dedi; Allah da, onu bagisladi. Çünkü, çok bagislayici, çok merhamet edici olan ancak O'dur.
17- Musa, "Rabbim! Bana lutfettigin nimetlere andolsun ki, artik suçlulara asla arka olmayacagim" dedi.
18- Sehirde korku içinde, (etrafi) gözetleyerek sabahladi. Bir de ne görsün, dün kendisinden yardim isteyen kimse feryad ederek yine ondan imdat istiyor. Musa ona dedi ki: "Dogrusu sen, besbelli bir azginsin!"
19- Musa, ikisinin de düsmani olan adami yakalamak isteyince, o adam dedi ki: "Ey Musa! Dün bir cana kiydigin gibi, bana da mi kiymak istiyorsun? Demek arabuluculardan olmak istemiyor da, bu yerde ille yaman bir
zorba olmayi arzuluyorsun sen!"
20- Sehrin öbür ucundan bir adam geldi ve dedi ki: "Ey Musa! Ileri gelenler seni öldürmek için hakkinda müzakere ediyorlar. Derhal (buradan) çik! Inan ki ben senin iyiligini isteyenlerdenim."
21- Musa korka korka, (etrafi) gözetleyerek oradan çikti. "Rabbim! Beni zalimler güruhundan kurtar" dedi.
22- Medyen'e dogru yöneldiginde: "Umarim Rabbim beni dogru yola iletir." dedi.
23- Musa, Medyen suyuna varinca, orada (hayvanlarini) sulayan bir çok insan buldu. Onlarin gerisinde de (hayvanlarini suyun oldugu yerden) geri çeken iki kadin gördü. Onlara "Derdiniz nedir?" dedi. Söyle cevap verdiler: "Çobanlar sulayip çekilmeden biz (onlarin içine sokulup hayvanlarimizi) sulamayiz; babamiz da çok yaslidir. "
24- Bunun üzerine Musa, onlarin davarlarini suladi. Sonra gölgeye çekildi ve "Rabbim! Dogrusu bana indirecegin her hayra muhtacim" dedi.
25- Derken, o iki kadindan biri utana utana yürüyerek ona geldi. "Babam, dedi, bizim yerimize (hayvanlari) sulamanin karsiligini ödemek için seni çagiriyor." Musa, ona (Hz. Suayb'a) gelip basindan geçeni anlatinca o, "korkma, o zalim kavimden kurtuldun" dedi.
26- (Suayb'in) iki kizindan biri: "Babacigim! Onu ücretle (çoban) tut. Çünkü ücretle istihdam edecegin en iyi kimse, bu güçlü ve güvenilir adamdir" dedi.
27- (Suayb) Dedi ki: "Bana sekiz yil çalismana karsilik su iki kizimdan birini sana nikahlamak istiyorum. Eger on yila tamamlarsan artik o kendinden; yoksa sana agirlik vermek istemem. Insaallah beni iyi kimselerden bulacaksin."
28- Musa söyle cevap verdi: "Bu seninle benim aramdadir. Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayim demek ki, bana karsi husumet yok. Söylediklerimize Allah vekildir."
29- Artik Musa süreyi doldurup ailesiyle yola çikinca, Tûr tarafindan bir ates gördü. Ailesine: "Siz (burada) bekleyin; ben bir ates gördüm, belki oradan size bir haber, yahut isinmaniz için o atesten bir parça getiririm" dedi.
30- Oraya gelince, o mübarek yerdeki vâdinin sag kiyisindan, (oradaki) agaç tarafindan kendisine söyle seslenildi: "Ey Musa! Bil ki ben, bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'im."
31- Ve "Asâni at!" denildi. Musa (attigi) asâyi yilan gibi debrenir görünce, dönüp arkasina bakmadan kaçti. "Ey Musa! Beri gel, korkma. Çünkü sen emniyette olanlardansin." (buyuruldu.)
32- "Elini koynuna sok, kusursuz bembeyaz çikacaktir. Korkudan (açilan) kollarini kendine çek. Iste bu ikisi Firavun ve onun adamlarina karsi Rabbin tarafindan i in delildir. Çünkü onlar, yoldan çikan bir kavim olmuslardir." (diye seslenildi)
33- Musa dedi ki: "Rabbim! Ben onlardan birini öldürmüstüm, beni öldürmelerinden korkuyorum."
34- "Kardesim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da beni dogrulayan bir yardimci olarak benimle birlikte gönder. Zira bana yalancilik ithaminda bulunmalarindan endise ediyorum."
35- Allah buyurdu: "Seni kardesinle destekliyecegiz ve size öyle bir kudret verecegiz ki, âyetlerimiz sayesinde onlar size erisemeyecekler. Siz ve size tabi olanlar üstün geleceksiniz."
36- Musa onlara apaçik âyetlerimizi getirince, "Bu, olsa olsa uydurulmus bir sihirdir. Biz önceki atalarimizdan böylesini isitmemistik" dediler.
37- Musa söyle dedi: "Rabbim, kendi katindan kimin hidayet rehberi getirdigini ve hayirli akibetin kime nasip olacagini en iyi bilendir. Muhakkak ki zalimler, kurtulusa eremezler."
38 - Firavun: "Ey ileri gelenler! Sizin için benden baska bir ilâh tanimiyorum. Ey Hâmân, haydi benim için çamur üzerine ates yak (ve tugla imal et), bana bir kule yap ki, Musa'nin ilâhina çikayim; ama saniyorum, o mutlaka yalan söyleyenlerdendir." dedi.
39- O ve askerleri, yeryüzünde haksiz yere büyüklük tasladilar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandilar.
40- Biz de onu ve askerlerini yakalayip denize ativerdik. Bir bak, zalimlerin sonu nice oldu!
41- Onlari atese çagiran öncüler kildik. Kiyamet günü onlar yardim görmeyeceklerdir.
42- Bu dünyada arkalarina lanet taktik. Onlar, kiyamet gününde de kötülenmisler arasindadir.
43- Andolsun ki biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa'ya olur ki düsünür, ögüt alirlar diye, insanlar için apaçik deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitab'i (Tevrat'i) vermisizdir.
44- (Resulüm!) Musa'ya emrimizi vahyettigimiz sirada sen bati yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden degildin.
45- Bilakis biz (o zamandan senin zamanina kadar) nice nesiller var ettik de, onlarin üzerinden uzun zamanlar geçti. Sen onlara âyetlerimizi okuyarak, Medyen halki arasinda bulunanlardan da degildin; aksine biz (baska) peygamber göndermistik.
46- (Musa'ya) seslendigimiz zaman da, Tûr'un yaninda degildin. Bilakis senden önce kendilerine uyarici (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik), ola ki onlar düsünüp ögüt alirlar.
47- Bizzat kendi yaptiklarindan dolayi baslarina bir musibet geldiginde, "Rabbimiz! Ne olurdu bize bir peygamber gönderseydin de, âyetlerine uysak ve müminlerden olsaydik" diyecek olmasalardi (seni göndermezdik).
48- Fakat onlara tarafimizdan o hak (peygamber) gelince, "Musa'ya verilen (mucizeler) gibi ona da verilmeli degil miydi?" dediler. Peki daha önce Musa'ya verileni de inkâr etmemisler miydi? "Birbirini destekleyen iki sihir" demisler ve sunu söylemislerdi: "Dogrusu biz hiçbirine inanmiyoruz."
49- (Resulüm!) De ki: "Eger dogru sözlüler iseniz, Allah katindan bu ikisinden (bana ve Musa'ya inen kitaplardan) daha dogru bir kitap getirin de ben ona uyayim!"
50- Eger sana cevap vermezlerse, bil ki onlar, sirf heveslerine uymaktadirlar. Allah'tan bir yol gösterici olmaksizin kendi hevesine uyandan daha sapik kim olabilir? Elbette Allah zalim kavmi dogru yola iletmez.
51- Andolsun ki biz, düsünüp ögüt alsinlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardinca ulamisizdir.
52- Ondan (Kur'ân'dan) önce kendilerine kitap verdiklerimiz, ona da iman ederler.
53- Onlara (Kur'ân) okundugu zaman "O'na iman ettik. Çünkü o, Rabbimizden gelmis hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik" derler.
54- Iste onlara, sabretmelerinden ötürü mükafatlari iki defa verilecektir. Bunlar kötülügü iyilikle savarlar, kendilerine verdigimiz riziktan da Allah rizasi için harcarlar.
55- Onlar, bos söz isittikleri zaman, ondan yüz çevirirler ve "Bizim islerimiz bize, sizin isleriniz size. Size selam olsun. Biz kendini bilmezleri istemeyiz" derler.
56- (Resulüm!) Sen sevdigini hidayete eristiremezsin; bilakis, Allah diledigine hidayet verir ve hidayete girecek olanlari en iyi O bilir.
57- "Biz seninle beraber dogru yola uyarsak, yurdumuzdan atiliriz" dediler. Biz onlari, kendi katimizdan bir rizik olarak her seyin ürünlerinin toplanip getirildigi, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke-i Mükerreme'ye) yerlestirmedik mi? Fakat onlarin çogu bilmezler.
58- Biz, maisetleriyle simarmis nice memleketi helak etmisizdir. Iste yerleri! Kendilerinden sonra oralarda pek az oturulabilmistir. Onlara biz varis olmusuzdur.
59- Rabbin, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir peygamberi memleketlerin ana merkezlerine göndermedikçe, memleketleri helâk edici degildir. Zaten biz, ancak halki zalim olan memleketleri helâk etmisizdir.
60- Size verilen seyler, dünya hayatinin geçim vasitasi ve debdebesidir. Allah katinda olanlar ise, daha hayirli ve daha kalicidir. Hâlâ buna akliniz ermeyecek mi?
61- Su halde, kendisine güzel bir vaadde bulundugumuz, ardindan ona kavusan kimse, (sirf) dünya hayatinin geçici zevkini yasattigimiz ve sonra kiyamet gününde (azab için) huzurumuza getirilenler arasinda bulunan kimse gibi midir?
62- O gün Allah onlari çagirarak, "Benim ortaklarim olduklarini iddia ettikleriniz, hani nerede?" diyecektir.
63- (O gün) haklarinda azaba itilme, hükmü gerçeklesen kimseler, "Rabbimiz! Biz nasil azmissak, iste bu azmislari da öylece azdirdik. (Onlarin suçlarindan) beri oldugumuzu sana arzederiz. Zaten onlar aslinda bizlere tapmiyorlardi." derler.
64- "(Allah'a kostugunuz) ortaklarinizi çagirin!" denir, onlar da çagirirlar; fakat kendilerine cevap vermezler ve (karsilarinda) azabi görürler. Ne olurdu (dünyada iken) dogru yola girselerdi!
65- O gün Allah onlari çagirip "Peygamberlere ne cevap verdiniz?" diyecektir.
66- Iste o gün onlara bütün haberler kapkaranlik olmustur; onlar birbirlerine de soramayacaklardir.
67- Fakat tevbe ederek, iman edip iyi isler yapan kimseye gelince, o, kurtulusa erenler arasinda olmayi umabilir.
68- Rabbin, diledigini yaratir ve seçer. Onlarin seçim hakki yoktur. Allah, onlarin ortak kostuklarindan münezzehtir ve sani yücedir.
69- Rabbin, onlarin, sinelerinde gizlediklerini de, açiga vurduklarini da bilir.
70- Iste O, Allah'tir. O'ndan baska tanri yoktur. Önünde de, sonunda da hamd O'nundur, hüküm O'nundur. Ve ancak O'na döndürüleceksiniz.
71- (Resulüm!) De ki: "Düsündünüz mü hiç, eger Allah üzerinizde geceyi tâ kiyamet gününe kadar araliksiz devam ettirse, Allah'tan baska size isik getirecek tanri kimdir? Hâlâ isitmeyecek misiniz?"
72- De ki: "Haber verin bakayim, eger Allah üzerinizde gündüzü ta kiyamet gününe kadar araliksiz devam ettirse, Allah'tan baska, istirahat edeceginiz geceyi size getirecek tanri kimdir? Hâlâ görmeyecek misiniz?"
73- Rahmetinden dolayi, Allah, geceyi ve gündüzü yaratti ki geceleyin dinlenesiniz (gündüzün) ise O'nun lütuf ve kereminden (rizkinizi) arayasiniz. Umulur ki sükredersiniz.
74- Ve hele o gün Allah onlari çagirarak: "Benim ortaklarim olduklarini iddia ettikleriniz hani, nerede?" diyecektir.
75- (O gün) her ümmetten bir sahit çikarir, "Haydin, kesin delilinizi getirin!" deriz. O zaman bilirler ki, hakikat Allah'a aittir ve uydurageldikleri seyler (putlar) de kendilerinden ayrilip kaybolmuslardir.
76- Karun, Musa'nin kavminden idi de, onlara karsi azginlik etmisti. Biz ona öyle hazineler vermistik ki, anahtarlarini güçlü kuvvetli bir topluluk zor tasirdi. Kavmi ona demisti ki: "Simarma! Bil ki Allah simariklari sevmez."
77- "Allah'in sana verdiginden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret
yurdunu gözet, ama dünyadan da nasibini unutma! Allah'in sana ihsan ettigi gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculugu arzulama. Süphesiz ki Allah, bozgunculari sevmez."
77- "Allah'in sana verdiginden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret
yurdunu gözet, ama dünyadan da nasibini unutma! Allah'in sana ihsan ettigi gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculugu arzulama. Süphesiz ki Allah, bozgunculari sevmez."
78- Karun ise: "O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi." demistir. Bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftari olan kimseleri helak etmisti. Günahkarlardan günahlari sorulmaz (Allah onlarin hepsini bilir).
79- Derken Karun, ihtisam içinde kavminin karsisina çikti. Dünya hayatini arzulayanlar, "Keske Karun'a verilenin benzeri bizim de olsaydi. Hakikat su ki o, çok büyük devlet sahibidir" dediler.
80- Kendilerine ilim verilmis olanlar ise, söyle dediler: "Yaziklar olsun size! Iman edip iyi isler yapanlara göre Allah'in mükafati daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavusabilir."
81- Derken biz onu da, sarayini da yerin dibine geçirdik. Artik Allah'a karsi kendisine yardim edecek taraftarlari olmadigi gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de degildi.
82- Daha dün onun yerinde olmayi isteyenler de: "Demek ki Allah kullarindan diledigine rizki çok da, az da verir. Sayet Allah bize lütufta bulunmus olmasaydi, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki inkârcilar iflah olmazmis" demeye basladilar.
83- Iste ahiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculugu arzulamayan kimselere veririz. (En güzel) akibet, takva sahiplerinindir.
84- Kim bir iyilik getirirse ona ondan daha üstün karsilik vardir. Kim bir kötülük getirirse, o kötülükleri isleyenler, ancak yaptiklari kadar ceza görürler.
85- (Resulüm!) Kur'ân'i (okumayi, teblig etmeyi ve ona uymayi) sana farz kilan Allah, elbette seni (yine) dönülecek yere döndürecektir. De ki: "Rabbim, kimin hidayetle geldigini ve kimin apaçik bir sapiklik içinde oldugunu en iyi bilendir."
86- Sen, bu kitabin sana vahyolunacagini ummuyordun. Bu ancak Rabbinden bir rahmettir. O halde sakin kâfirlere arka çikma!
87- Allah'in âyetleri sana indirildikten sonra, artik sakin onlar seni bu âyetlerden alikoymasinlar. Rabbine davet et. Asla müsriklerden olma!
88- Allah ile birlikte baska bir tanriya tapip yalvarma! O'ndan baska tanri yoktur. O'nun zatindan baska her sey helak olacaktir. Hüküm O'nundur ve siz ancak O'na döndürüleceksiniz.
KEHF

Bismillahirrahmanirrahim


1- Hamd, o Allah'a mahsustur ki kulu (Muhammed'e) kitabi indirdi ve ona hiçbir egrilik koymadi.
2- Onu dosdogru (bir kitap) olarak (indirdi) ki katindan gelecek siddetli azaba karsi (insanlari) uyarsin ve yararli isler yapan müminlere kendileri için güzel bir mükafat bulundugunu müjdelesin.
3- Onlar orada sürekli kalacaklardir.
4- Ve "Allah çocuk edindi" diyenleri de uyarsin.
5- Bu hususta ne kendilerinin, ne de atalarinin hiçbir bilgisi yoktur. Agizlarindan çikan söz ne büyük bir iftiradir. Onlar, yalandan baska bir sey söylemiyorlar.
6- (Ey Muhammed!) Demek onlar, bu söze (kitaba) inanmazlarsa, onlarin pesinde üzüle üzüle kendini helak edeceksin!
7- Biz yeryüzündeki seyleri kendisine süs olsun diye yarattik ki, insanlarin hangisinin daha güzel amel edecegini deneyelim.
8- Süphesiz biz, yeryüzünde olanlari kupkuru bir toprak yapacagiz.
9- Yoksa sen Ashab-i Kehf'i ve Rakim'i (isimlerinin yazili bulundugu tas kitabeyi) sasilacak âyetlerimizden mi sandin?
10- O gençler magaraya sigininca söyle dediler: "Rabbimiz! Bize katindan bir rahmet ver ve bizim için su isimizden bir kurtulus yolu hazirla."
11- Bunun üzerine biz de kulaklarini tikayarak magarada onlari yillarca uyuttuk.
12- Sonra da iki gruptan hangisinin, onlarin magarada kaldiklari süreyi daha iyi hesapladigini anlamak için, onlari tekrar uyandirdik.
13- Biz sana onlarin kissalarini gerçek olarak anlatacagiz. Hakikaten onlar, Rablerine iman eden birkaç genç idi. Biz de onlarin hidayetlerini artirdik.
14- (Oranin hükümdari karsisinda) ayaga kalkarak dediler ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan baskasina ilâh deyip tapmayiz, yoksa saçma sapan konusmus oluruz.
15- Su bizim kavmimiz, Allah'tan baska ilâh edindiler. Onlarin ilâh olduguna dair açik bir delil getirselerdi ya! Allah'a karsi yalan uydurandan daha zalim kim olabilir?
16- (Içlerinden biri söyle demisti003.gif "Mademki siz, onlardan ve Allah'tan baska taptiklari putlardan ayrildiniz, o halde magaraya siginin ki, Rabbiniz rahmetinden size genislik versin ve isinizi rast getirip kolaylastirsin."
17- Ey Muhammed! Baksaydin günesin dogdugu zaman magaranin sag tarafina yöneldigini, batarken de sol taraftan onlari makaslayip geçtigini görürdün. Onlar, magaranin genis bir yerinde idiler. Iste bu Allah'in mucizelerindendir. Allah kime hidayet ederse, iste o, hakka ulasmistir; kimi de hidayetten mahrum ederse, artik ona dogru yolu gösterecek bir dost bulamazsin.
18- Bir de onlari magarada görseydin uyanik sanirdin. Halbuki onlar uykudadirlar. Biz onlari saga sola çevirirdik. Köpekleri de giriste ön ayaklarini
ileri dogru uzatmisti. Eger onlari görseydin, arkana bakmadan kaçardin ve için korku ile dolardi.
19- Onlari bir mucize olarak uyuttugumuz gibi, birbirlerine sorsunlar diye kendilerini uyandirdik da içlerinden bir sözcü söyle dedi: "Ne kadar durup kaldiniz?" (Kimi) "Bir gün ya da günün bir parçasi kadar kaldik" dediler. (Kimi de) söyle dediler: "Ne kadar durdugunuzu, Rabbiniz daha iyi bilir. Simdi siz birinizi, bu gümüs paranizla sehre gönderin de baksin, hangi yiyecek daha temiz ise, ondan size azik getirsin. Hem çok dikkatli davransin ve sizi kimseye sezdirmesin."
20- "Çünkü sehir halki, sizi ellerine geçirirlerse muhakkak sizi taslayarak öldürürler veya kendi dinlerine çevirirler ki, o zaman siz dünyada da ahirette de asla kurtulusa eremezsiniz."
21- Böylece insanlari onlardan haberdar kildik ki, öldükten sonra dirilmenin hak oldugunu ve kiyamet gününden süphe edilemeyecegini bildirmek için, öylece sehir halkina buldurduk. Onlari magarada bulanlar, aralarinda durumlarini tartisiyorlardi. Dediler ki: "Üstlerine bir bina (kilise) yapin. Bununla beraber Rableri, onlari daha iyi bilir." Sözlerinde üstün gelen müminler: "Üzerlerine muhakkak bir mescid yapacagiz." dediler.
22- Ashab-i Kehf'in sayilarinda ihtilaf edenlerden bazilari: Onlar, üç kisidir, dördüncüleri köpekleridir" diyecekler. Diger bazilari da "Onlar, bes kisidir, altincilari köpekleridir " diyecekler. Her ikisi de bilinmeyen hakkinda tahmin yürütmektir. (kimileri de003.gif "Onlar, yedi kisidir; sekizincisi köpekleridir" derler. De ki: "Onlarin sayilarini Rabbim daha iyi bilir." Onlari ancak pek azi bilir, Bu sebeple onlar hakkinda bu bildirilenler disinda bir münakasaya girisme ve bunlar hakkinda hiç kimseye de bir sey sorma!
23- Hiçbir sey için, Allah'in dilemesi disinda: "Ben yarin onu yapacagim deme"
24- Ancak Allah dilerse (yapacagim de). Ve unuttugun vakit Allah'i an ve "Umarim Rabbim beni, dogruya daha yakin olana eristirir." de.
25- Onlar, magaralarinda üçyüz yil kadar kaldilar ve dokuz yil da buna ilave etmislerdir.
26- De ki: "Onlarin ne kadar kaldiklarini Allah daha iyi bilir." Göklerin ve yerin gaybi O'na aittir. O ne güzel görendir! O ne mükemmel isitendir! Onlarin, O'ndan baska bir yardimcisi yoktur. O, kendi hükümranligina kimseyi ortak etmez.
27- Rabbinin kitabindan sana vahyolunani oku! Onun sözlerini degistirecek kimse yoktur. Ve O'ndan baska bir siginilacak da bulamazsin.
28- Nefsince de, sabah aksam rizasini isteyerek Rablerine yalvaranlarla beraber candan sabret. Sen dünya hayatinin süsünü isteyerek onlardan gözlerini ayirma. Kalbini, bizi anmaktan gafil kildigimiz, nefsinin kötü arzusuna uymus ve isi hep asirilik olan kimseye uyma.
29- Ve de ki: O hak Rabbimizdendir. Artik dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Çünkü biz zalimler için öyle bir ates hazirlamisiz ki, duvarlari, çepeçevre onlari içine alacaktir. Eger feryad edip yardim isteseler, erimis maden gibi yüzleri haslayan bir su ile cevap verilir. O ne kötü bir içecek ve ne kötü bir dayanma yeri!
30- Iman edip de güzel davranislarda bulunanlar var ya, süphe yok ki biz öyle güzel isler yapanlarin mükafatini zayi etmeyiz.
31- Iste onlara Adn cennetleri vardir; altlarindan irmaklar akar, orada altin bileziklerle süslenecekler, ince ve kalin ipekliden yesil elbiseler giyerek koltuklar üzerine dayanip kurulacaklar. O ne güzel karsilik ve ne güzel kalma yeri!
32- Onlara, su iki adami misal olarak anlat: Biz bunlardan birine her türlü üzümden iki bag vermisiz, her ikisinin etrafini hurmalarla donatmisiz, aralarinda da bir ekinlik yapmisiz.
33- Iki bagin ikisi de yemislerini vermis, hiçbir sey noksan birakmamis, ikisinin ortasindan bir de nehir akitmisiz.
34- Iki bagin sahibinin ayrica baska geliri vardi. Bundan dolayi bu adam arkadasiyla münakasa ederken: "Ben malca senden daha zengin ve insan sayisi bakimindan da senden daha güçlü ve üstünüm" dedi.
35- Adam, bu sekilde kendine zulmederek bagina girdi ve söyle dedi: "Bunun hiç yok olacagini sanmiyorum"
36- "Kiyametin kopacagini da zannetmem. Sayet Rabbimin huzuruna götürürlürsem, muhakkak orada bundan daha hayirli bir sonuç bulurum".
37- Bunun üzerine kendisiyle münakasa eden arkadasi da ona söyle dedi: "Seni topraktan, sonra seni bir damla sudan yaratan, daha sonra da seni insan haline getireni mi inkar ediyorsun?
38- "Fakat ben iman ederek diyorum ki: O Allah, benim Rabbimdir, ben Rabbime kimseyi ortak kosmam."
39- "Kendi bagina girdigin zaman: "Bu Allah'dandir, benim kuvvetimle degil, Allah'in kuvveti ile olmustur, deseydin ya! Her ne kadar beni, malca ve evlatça kendinden az görüyorsan da."
40- Belki Rabbim, bana, senin bagindan daha hayirlisini verir; senin bagina ise gökten yildirimlar gönderir de, bagin yalçin bir toprak haline gelir."
41- "Yahut, baginin suyu yerin dibine çekilir de bir daha suyunu çikarip bagini sulayamazsin."
42- Derken serveti yok edildi. Bunun üzerine bagina yaptigi masraflara karsi ellerini ogusturmaya basladi. Bag, çardaklari üzerine yikilmis kalmisti, "Ah Keske Rabbime hiçbir seyi ortak kosmasaydim" diyordu.
43- Onun Allah'tan baska yardim edecek adamlari yoktur ve Allah'a karsi kendi nefsini de kurtaramadi.
44- Iste burada yardim, yalniz hak olan Allah'a aittir. O'nun verdigi mükâfat da daha hayirlidir, netice de daha hayirlidir.
45- Ey Muhammed! Sen onlara dünya hayatinin misalini ver. Dünya hayati, gökten indirdigimiz bir su gibidir ki, bu su sayesinde yeryüzünün bitkileri (her renk ve çiçekten) birbirine karismis, nihayet bir çöp kirintisi olmustur. Rüzgarlar onu savurur gider. Allah her seye muktedirdir.
46- Mal ve ogullar, dünya hayatinin süsüdür. Bakî kalacak olan iyi ameller ise, Rabbinin katinda, sevabca da hayirlidir, ümid yönünden de daha hayirlidir.
47- O kiyamet gününü hatirla ki, daglari yürütecegiz ve yeryüzünü çirilçiplak göreceksin. Bütün insanlari, mahserde toplayacagiz hiçbir kimseyi birakmayacagiz.
48- Onlar, saf halinde Rabbine arz edilmislerdir. Allah, onlara söyle diyecektir: "Süphesiz sizi ilk önce yarattigimiz gibi bize geldiniz. Fakat, size kiyamet için yaptigimiz vaadi yerine getirmeyecegimizi sanmistiniz, degil mi?
49- O gün herkesin amel defteri ortaya konulmustur. Ey Muhammed! Günahkârlarin, amel defterlerinden korkarak: "Eyvah bize! Bu nasil deftermis ki, büyük küçük hiçbir sey birakmadan hepsini saymis dökmüs" dediklerini görürsün. Onlar, bütün yaptiklarini hazir bulmuslardir. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.
50- Yine o vakti hatirla ki biz, meleklere: "Âdem'e secde edin!" demistik. Iblis hariç olmak üzere onlar hemen secde ettiler. Iblis cinlerdendi, Rabbinin emrinden disari çikti. Simdi siz beni birakip da Iblis'i ve soyunu dostlar mi ediniyorsunuz? Halbuki onlar sizin düsmaninizdir. Zalimler için bu ne kötü bir degismedir.
51- Ben, onlari (Iblis ve soyunu) ne göklerin ve yerin yaratilisinda, ne de kendilerinin yaratilisinda sahit tutmadim ve hiçbir zaman dogru yoldan çikanlari yardimci edinmis degilim.
52- Ve o (kiyamet) günü Allah kâfirlere söyle buyuracak: "Ortaklarim ve sefaatçilariniz diye zannettiginiz putlarinizi çagirin." Müsrikler onlari çagirirlar, fakat kendilerine cevap vermezler. Biz, kâfirlerle ilâhlari arasina atesten bir engel koymusuzdur.
53- Günahkârlar atesi görmüsler de artik ona düseceklerini anlamislardir. Fakat ondan kaçip siginacak bir yer bulamazlar.
54- Süphesiz biz, bu Kur'ân'da insanlara çesitli mânâlari türlü misallerle açik olarak verdik. Insan ise, her seyden çok mücadelecidir.
55- Kendilerine dogru yolu gösteren peygamber geldiginde insanlari, iman etmekten ve Rabblerinden günahlarinin magfiretini istemekten alikoyan sey sadece geçmis milletlerin baslarina gelen felaketlerin kendilerine
de gelmesini veya ahiret azabinin ansizin göz göre göre gelip çatmasini beklemek olmustur.
56- Halbuki biz peygamberleri ancak müjdeciler ve uyaricilar olarak göndeririz. Kâfir olanlar ise hakki, batilla ortadan kaldirmak için mücadele ediyorlar. Onlar, âyetlerimizi ve korkutulduklari azabi da alaya almislardir.
57- Rabbinin âyetleriyle nasihat edilip de onlardan yüz çeviren ve daha önce isledigi günahlari unutandan daha zalim kim olabilir? Biz onlarin kalbleri üzerine (Kur'ân'i) anlamalarina engel olan bir agirlik, kulaklarina da sagirlik verdik. Ey Muhammed! Sen onlari dogru yola çagirsan da onlar asla hidayete ermezler.
58- Bununla beraber rahmet sahibi olan Rabbin çok bagislayicidir, tevbe eden kullarina rahmeti boldur. Eger Allah, isledikleri günahlar yüzünden onlari hemen cezalandiracak olsaydi, onlara hemen azab ederdi. Fakat onlara vaad edilen bir zaman vardir ki, o geldiginde Allah'in azabindan bir kurtulus yeri bulamazlar.
59- Iste zulmettikleri için helak ettigimiz sehirler! Biz onlarin helâkleri için de belirli bir zaman tayin etmistik.
60- Ey Muhammed! Bir vakit Musa genç adamina demisti ki: "Iki denizin birlestigi yere ulasincaya kadar gidecegim, yahut senelerce gidecegim."
61- Bunun üzerine ikisi de iki denizin birlestigi yere vardiklarinda baliklarini unuttular. Bu arada balik, denizde yolunu bulup kaybolmustu.
62- Iki denizin birlestigi yeri geçtikleri zaman, Musa genç arkadasina: "Kusluk yemegimizi getir. Gerçekten biz bu yolculugumuzda epey yorulduk" dedi.
63- Adam: "Gördün mü! dedi. Kayaya sigindigimiz vakit dogrusu ben baligi unutmusum. Onu hatirlamami, muhakkak seytan bana unutturdu. O denizde garip bir yol tutup gitmisti."
64- Musa da demisti ki: "Iste aradigimiz o idi." Bunun üzerine izlerine dönüp gerisin geri gittiler.
65- Nihayet kullarimizdan bir kul buldular ki, biz ona katimizdan bir rahmet vermis ve tarafimizdan bir ilim ögretmistik.
66- Musa ona: "Allah'in sana ögrettigi ilim ve hikmetten bana da ögretmen için sana tabi olabilir miyim?" dedi.
67- (Hizir) dedi ki: "Dogrusu sen benimle asla sabredemezsin.
68- "Içyüzünü kavrayamadigin seye nasil sabredeceksin?"
69- Musa: "Insaallah beni sabirli bulacaksin ve senin hiçbir isine karsi gelmeyecegim" dedi.
70- (Hizir) dedi ki: "O halde bana tabi olacaksin; ben sana sirrini anlatmadikça, hiçbir sey hakkinda bana soru sorma!"
71- Bunun üzerine ikisi beraber yürüdüler. Nihayet gemiye bindikleri zaman, o kul (Hizir) gemiyi deldi. Musa, ona söyle dedi: "Geminin içindekileri bogmak için mi deldin? Dogrusu çok kötü bir is yaptin."
72- (Hizir003.gif "Sen benimle asla sabredemezsin, demedim mi?" dedi.
73- Musa dedi ki: "Unuttugum seyden dolayi beni suçlama ve bu isimden dolayi bana bir güçlük çikarma."
74- Yine gittiler. Nihayet bir erkek çocuga rastladiklarinda Hizir hemen onu öldürdü. Musa: "Kisas olmadan masum bir cana nasil kiyarsin? Dogrusu sen çok fena bir sey yaptin" dedi.
75- Hizir dedi ki: "Dogrusu sen benimle asla sabredemezsin demedim mi sana?"
76- (Musa) dedi ki: "Eger bundan sonra sana bir sey sorarsam bana arkadas olma! Hakikaten benim tarafimdan ileri sürülebilecek son mazerete ulastin.
77- Bunun üzerine yine yürüdüler. Nihayet bir köy halkina varip onlardan yemek istediler. Ancak köy halki onlari misafir etmekten kaçindilar. Derken orada yikilmak üzere olan bir duvar buldular. Hizir hemen onu dogrulttu. Musa: "Isteseydin elbet buna karsi bir ücret alirdin" dedi.
78- Hizir dedi ki: "Iste bu, seninle benim aramizin ayrilmasidir. Simdi sana o sabredemedigin seylerin içyüzünü haber verecegim."
79- "Gemi, denizde çalisan bir kaç yoksula aitti. Onu kusurlu kilmak istedim, çünkü onlarin ilerisinde her saglam gemiye zorla el koyan bir hükümdar vardi."
80- "Oglana gelince, onun ana-babasi mümin kimselerdi. Çocugun onlari azginlik ve inkâra sürüklemesinden korktuk."
81- "Istedik ki Rabbleri onun yerine kendilerine ondan temizlikçe daha hayirli ve daha çok merhamet eden birini versin."
82- "Duvar ise, o sehirde iki yetim oglana ait idi. Duvarin altinda onlarin bir hazinesi vardi. Babalari da iyi bir kimse idi. Onun için Rabbin istedi ki o iki çocuk erginlik çaglarina ersinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çikarsinlar. Ve ben bunlarin hiçbirini kendiligimden yapmadim. Iste senin sabredemedigin seylerin içyüzleri budur."
83- Bir de sana Zülkarneyn'den soruyorlar. De ki: Size ondan bir hatira okuyacagim.
84- Gerçekten biz onu (Zülkarneyn'i) yeryüzünde iktidar sahibi yaptik ve ona ulasmak istedigi her seyi elde etmesinin bir yolunu verdik.
85- Derken o da bu yollardan birini tutup gitti.
86- Nihayet günesin battigi yere vardigi zaman, günesi, (sanki) kara bir balçikta batiyor buldu. Bir de bunun yaninda bir kavim buldu. Biz ona dedik ki: "Ey Zülkarneyn! Onlari ya cezalandirirsin veya onlarin hakkinda iyi davranirsin."
87- O da demisti ki: "Kim haksizlik ederse muhakkak ona azab edecegiz; Sonra Rabbine geri döndürülecek, O da onu görülmemis bir azabla cezalandirir."
88- "Amma her kim de iman edip iyi bir is yaparsa, buna da en güzel mükâfat vardir. Biz ona dünyada kolaylik gösterir zor islere kosmayiz."
89- Sonra Zülkarneyn yine bir yol tuttu.
91- Iste Zülkarneyn'in kudret ve saltanati böyleydi. Ve biz onun yaninda olan her seyi bilgimizle kusatmistik.
92- Sonra yine bir yol tuttu.
93- Nihayet iki dag arasina ulastiginda onlarin önünde, hemen hiç söz anlamayan bir kavim bulmustu.
94- Dediler ki: "Ey Zülkarneyn! Ye'cuc ve Me'cuc bu yerde fesat çikariyorlar. Onun için, bizimle onlar arasinda bir sed yapman sartiyla sana bir vergi versek olur mu?"
95- Dedi ki: "Rabbimin bana vermis oldugu servet ve saltanat, sizin vereceginiz seyden daha hayirlidir. Bana maddî yardimda bulunun da sizinle onlarin arasina en saglam seddi yapayim.
96- "Bana, demir kütleleri getirin." Nihayet dagin iki ucunu denklestirdigi vakit: "Ates yakip körükleyin" dedi. Demiri bir ates koru haline getirince. "Bana erimis bakir getirin üzerine dökeyim" dedi.
97- Artik Ye'cuc ve Me'cuc bu seti ne asabildiler ne de delebildiler.
98- Zülkarneyn dedi ki: "Bu Rabbimin bir lütfudur. Rabbimin vaadi geldigi vakit de onu dümdüz yapacaktir. Rabbimin vaadi de haktir.
99- Biz o gün (kiyamet günü) onlari birakivermisizdir. Dalgalar halinde birbirlerine girerler, Sûr'a da üfürülmüstür. Böylece onlarin hepsini bir araya toplamisizdir.
100- Ve cehennemi o gün kâfirlere öyle bir gösterecegiz ki!
101- Onlar ki, beni hatirlatan âyetlerimden gözleri bir örtü içindeydi. Isitmeye de tahammül edemiyorlardi.
102- O kâfirler, beni birakip da kullarimi dostlar edineceklerini mi sandilar? Dogrusu biz cehennemi o kâfirlere bir konukluk olarak hazirladik.
103- De ki: Amelleri en çok bosa gidenleri size bildirelim mi?
104- Onlarin dünya hayatinda çalismalari bosa gitmistir. Oysa onlar güzel isler yaptiklarini saniyorlardi.
105- Iste onlar, Rabblerinin âyetlerini ve O'nun huzuruna çikacaklarini inkâr etmislerdir de bu yüzden iyilik altinda yaptiklari bütün amelleri bosa gitmistir. Artik kiyamet günü onlar için hiçbir ölçü tutturmayiz.
106- Iste böyle, onlarin cezalari cehennemdir. Çünkü inkâr etmisler ve benim âyetlerimi, peygamberlerimi alaya almislardir.
107- Iman edip salih ameller isleyenlere gelince, onlar için Firdevs cennetleri konak olmustur.
108- Içlerinde ebedî olarak kalacaklar, oradan hiç ayrilmak istemeyeceklerdir.
Bu hatirlatma ve uyarmayi yeterli görmeyip de daha fazla açiklama isteyenlere karsi ey Muhammed!
109- Deki: "Eger Rabbimin sözlerini yazmak için deniz mürekkep olsa, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, deniz muhakkak tükenecekti, bir mislini daha yardimci getirsek bile."
110- De ki: "Ben de sizin gibi ancak bir beserim. Ne var ki, bana ilâhinizin ancak bir ilâh oldugu vahyolunuyor. Onun için her kim Rabbine kavusmayi arzu ederse iyi amel islesin ve Rabbine yaptigi ibadete hiç kimseyi ortak etmesin."

KEVSER

Bismillahirrahmanirrahim


1- Muhakkak biz sana Kevser'i verdik.
2- Öyleyse Rabb'in için namaz kil ve kurban kes.
3-Muhakkak ki sonu kesik olan, sana bugzedendir.

KIYAMET

Bismillahirrahmanirrahim

1- Hayir, yemin ederim o kiyamet gününe.
2- Yine hayir, yemin ederim o sürekli kendini kinayan nefse.
3- Insan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacagimizi mi saniyor?
4- Evet, bizim onun parmak uçlarini bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.
5- Fakat insan günahi devam ettirmek ister.
6- O kiyamet günü ne zaman? diye sorar.
7- Ne zaman ki o göz simsek çakar,
8- Ay tutulur,
9- Günes ve ay toplanir,
10- Iste o gün insan, "kaçacak yer neresi?" der.
11- Hayir, hayir, yok bir siper.
12- O gün varilip durulacak yer, ancak Rabbinin huzurudur.
13- O gün insana, yapip öne sürdügü ve geri biraktigi ne varsa bildirilir.
14- Dogrusu insan kendi nefsini görür,
15- Bir takim özürler ortaya atsa da.
16- Onu hemen okumak için dilini depretme.
17- Kuskusuz onu toplamak ve okumak bize aittir.
18- O halde biz onu okudugumuz zaman sen onun okunusunu takip et.
19- Sonra onu açiklamak da bize aittir.
20- Hayir, siz pesin olani (dünyayi) seviyorsunuz da
21- Ahireti birakiyorsunuz.
22- Yüzler var ki o gün isil isil parlar.
23- Rabbine bakar.
24- Yüzler de var ki o gün asiktir.
25- Anlar ki kendisine belkiran (bel kemiklerini kiran belali bir is) yapilir.
26- Hayir hayir, ne zaman ki can köprücük kemiklerine dayanir,
27- "Tedavi edebilecek kimdir?" denilir.
28- Can çekisen bunun o ayrilik ani oldugunu anlar.
29- Bacak bacaga dolasir..
30- Iste o gün sevk, ancak Rabbinedir.
31. Fakat o, ne sadaka verdi, ne namaz kildi.
32. Fakat yalanladi ve döndü.
33. Sonra da çalim sata sata ailesine gitti.
34. Gerektir o bela sana, gerek.
35. Evet, gerektir o bela sana gerek.
36. Insan basibos birakilacagini mi sanir?
37. O, dökülen erlik suyundan bir damla (sperm) degil miydi?
38. Sonra bir aleka (embriyon) oldu da Rabbi onu biçime koydu, sonra sekil verdi.
39. Ondan da iki cinsi; erkek ve disiyi var etti.
40-Peki, bunu yapanin ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?

KUREYS

Bismillahirrahmanirrahim

1- Kureys'in ilâfi (güven ve baris andlasmalarindan faydalanmalarini saglamak) için.
2- Kis ve yaz seferlerinde (faydalandiklari andlasmalarin) kadrini bilmis olmalari için.
3- Bu Beyt (Kâbe)nin Rabbine kulluk etsinler.
4-O, kendilerini açliktan kurtararak beslemistir ve her tehlikeye karsi onlara emniyet vermistir.
MAİDE



Bismillahirrahmanirrahim


1 - Ey iman edenler! Sözlesmeleri yerine getirin. Ihramli iken avlanmayi helal saymamaniz sartiyla, çesitli hayvanlar size helal kilindi. Ancak haram olduklari size okunacak olanlar müstesna. Süphesiz Allah diledigi hükmü verir.

2 - Ey iman edenler! Allah'in alâmetlerine, haram aya, kurbanlik hediyelere, gerdanliklarina ve Rablerinden lutuf ve riza bekleyerek Kabe'ye yönelenlere sakin saygisizlik etmeyin. Ihramdan çiktiginiz zaman avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan çevirdiklerinden dolayi bir topluma karsi olan kininiz, sizi saldiriya sevk etmesin. Iyilik ve takva üzerinde yardimlasin, günah ve düsmanlik üzerinde yardimlasmayin. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'in azabi çetindir.

3 - Les, kan, domuz eti, Allah'tan baskasinin adi anilarak kesilen; bogulmus, vurulmus, yukardan düsmüs, boynuzlanmis, canavar yirtmis olup da canli iken kesmedikleriniz; dikili taslar (putlar) üzerine bogazlanan hayvanlar ve fal oklariyla kismet (sans) aramaniz size haram kilindi. Bunlarin hepsi dogru yoldan çikmaktir. Bugün kâfirler, dininize karsi ümitsizlige düsmüslerdir. Onlardan korkmayin, benden korkun. Bugün dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladim. Size din olarak Islâmi begendim. Kim açliktan daralir, günaha istekle yönelmeden bunlardan yemek zorunda kalirsa, ona günah yoktur. Çünkü Allah bagislayan, merhamet edendir.

4- Sana, kendilerine neyin helal kilindigini soruyorlar. De ki: "Size iyi ve temiz seyler helal kilindi." Allah'in size ögrettiginden ögreterek yetistirdiginiz avci hayvanlarin sizin için tuttuklarini yiyin ve üzerine Allah'in adini anin (besmele çekin), Allah'tan korkun. Muhakkak Allah, hesabi çabuk görendir.

5- Bugün size iyi ve temiz seyler helal kilindi. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helal oldugu gibi, sizin yiyeceginiz de onlara helâldir. Ve müminlerden iffetli hür kadinlar ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden namuslu hür kadinlar, zina etmeksizin, gizli dost tutmaksizin, namuslu bir sekilde mehirlerini ödediginiz takdirde, size helâldir. Her kim imani inkâr ederse, ameli bosa gitmis olur ve o, ahirette zarara ugrayanlardandir.

6 - Ey iman edenler! Namaz kilmaya kalktiginiz zaman, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yikayin. Baslarinizi meshedin, iki topuga kadar da ayaklarinizi yikayin. Eger cünüp iseniz temizlenin. Hasta iseniz, yahut yolculukta iseniz, yahut biriniz abdest bozmaktan gelmisse yahut kadinlara dokunmussaniz, su da bulamamissaniz, temiz bir topraga teyemmüm edin. Bunun için de yüzlerinizi ve ellerinizi o toprakla meshedin. Allah size bir güçlük çikarmak istemiyor, fakat sizi temizlemek ve sükredesiniz diye de üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor.

7- Allah'in, üzerinizdeki nimetini ve "Isittik, itaat ettik" dediginizde sizden aldigi ve kendisiyle sizi bagladigi ahdini hatirlayin. Allah'tan korkun, çünkü Allah gögüslerin özünü çok iyi bilir.

8- Ey iman edenler, Allah için hakki ayakta tutanlar ve adaletle sahitlik yapanlar olunuz. Bir kavme olan kininiz, sizi adaletsizlige sevketmesin. Adaletli olun, çünkü o, takvaya daha yakindir. Allah'tan korkun. Süphesiz Allah, yaptiklarinizdan haberdardir.

9- Allah, iman edenlere ve salih amel isleyenlere söyle vaad etmistir: Onlar için magfiret ve büyük bir mükafat vardir.

10- Inkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, iste onlar, cehennemliktirler.

11 - Ey iman edenler! Allah'in size olan nimetini hatirlayin. Hani bir topluluk size el uzatmaya (tecavüze) yeltenmisti de, O (Allah) onlarin ellerini sizden çekmisti. Allah'tan korkun. Müminler yalniz Allah'a dayansinlar.

12 - Allah, Israilogularindan söz almisti. Içlerinden on iki müfettis göndermistik... Allah söyle demisti: " Ben, muhakkak sizinle beraberim. Namazi dosdogru kildiginiz, zekati verdiginiz, peygamberlerime iman ettiginiz

ve onlara yardimda bulundugunuz, (mallarinizi) Allah yolunda güzelce sarfettiginiz takdirde, günahlarinizi mutlaka örter ve sizi altindan irmaklar akan cennetlere korum. Fakat sizden her kim de, bundan sonra küfrederse, dosdogru yoldan sapmis olur.

13- Sözlerini bozduklari için onlari lanetledik ve kalblerini katilastirdik. Kelimeleri yerlerinden degistiriyorlar. Uyarildiklari seyden pay almayi unuttular. Içlerinden pek azi hariç, daima onlardan hainlik görürsün. Yine de onlari affet, aldirma. Çünkü Allah güzel davrananlari sever.

14- "Biz hiristiyaniz" diyenlerden de söz almistik. Onlar da kendilerine hatirlatilan seylerin çogunu unutmuslardi. Biz de onlarin arasina, kiyamete kadar sürecek kin ve düsmanlik soktuk. Allah, ne yapmis olduklarini onlara - elbette haber verecektir.

15 - Ey kitap ehli! Kitaptan gizlemis oldugunuz seylerin çogunu açiklayan, çogundan da vazgeçen peygamberimiz size geldi. Ayrica size, Allah'tan bir nur ve apacik bir kitap da gelmistir.

16 - Allah o kitabla rizasina uygun hareket edenleri selamet yollarina iletir. Onlari izniyle karanliklardan aydinliga çikarir ve onlari dosdogru yola sevk eder.

17- Muhakkak ki, "Allah, ancak Meryemoglu Isa Mesih'tir" diyenler kâfir olmuslardir. (Onlara) de ki: " Allah, Meryemoglu Isa Mesih'i, anasini ve bütün yeryüzündekileri helak etmek istese O'na kim engel olabilir? " Göklerin, yerin ve ikisi arasindakilerin mülkiyeti sadece Allah'a aittir. O, diledigini yaratir. Allah, her seye kadirdir.

18- Yahudiler ve hiristiyanlar, "Biz Allah'in ogullari ve sevgilileriyiz" dediler. De ki: " O halde niçin günahlarinizdan ötürü (Allah ) size azab ediyor?" Hayir, siz de O'nun yaratiklarindan birer insansiniz. O diledigini bagislar, diledigine azab eder. Göklerin, yerin ve ikisi arasinda bulunan her seyin mülkü Allah'indir. Nihayet dönüs de O'nadir.

19- Ey kitap ehli! Peygamberlerin arasinin kesildigi bir sirada size Resulümüz geldi, gerçekleri açikliyor ki, (yarin kiyamet gününde): "Bize bir müjdeleyici ve uyarici gelmedi" demeyiniz. Iste müjdeleyici ve uyarici geldi. Allah, her seye kadirdir.

20- Musa kavmine söyle demisti: "Ey kavmim! Allah'in üzerinizdeki nimetini hatirlayin. O, içinizden peygamberler çikardi. Sizi hükümdarlar yapti. Ve âlemlerde hiçbir kimseye vermedigini size verdi."

21- "Ey kavmim, Allah'in size yazdigi kutsal topraga girin, geriye dönmeyin, yoksa kayba ugrarsiniz."

22- Onlar da: "Ey Musa! Orada zorba bir kavim var. Onlar oradan çikmadikça biz oraya asla giremeyiz. Eger oradan çikarlarsa, süphesiz biz de gireriz" dediler.

23- Allah'tan korkan ve Allah'in kendilerine nimet verdigi iki adam söyle dedi: "Onlarin üzerlerine kapidan girin. Oradan girerseniz muhakkak galip gelirsiniz. Eger layikiyla inaniyorsaniz yalniz Allah'a dayanin.

24- Kavmi Musa'ya: "Ey Musa! Onlar orada oldugu sürece biz oraya asla girmeyiz. Sen ve Rabb'in gidin savasin. Biz burada oturacagiz" dediler.

25- Musa: "Ey Rabbim! Ben, kendimle kardesimden baskasina söz geçiremiyorum, artik bizimle bu fâsik kavmin arasini ayir" dedi.

26- Allah Musa'ya söyle dedi: "Kirk sene o mukaddes yer onlara haram kilinmistir. Yeryüzünde saskin saskin dolasacaklar. O fâsik kavim için üzülme!".

27- Onlara Âdem'in iki ogluyla ilgili haberi hakkiyle oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuslardi, birinden kabul edilmis, digerinden kabul edilmemisti. (Kurbani kabul edilmeyen, ötekine):" Seni öldürecegim" demisti. Digeri ise söyle demisti: "Allah, yalniz kendisinden korkanlardan kabul eder".

28- "Allah'a yemin ederim ki, sen beni öldürmek için bana el uzatsan da, ben seni öldürmek için sana el uzatacak degilim, ben âlemlerin Rabb'i olan Allah'tan korkarim.

29- "Ben isterim ki sen, benim günahimi da, kendi günahini da yüklenip ates halkindan olasin! Zalimlerin cezasi budur".

30- Bunun üzerine kurbani kabul edilmeyenin nefsi kendisini, kardesini öldürmeye tesvik etti ve onu öldürdü. Böylece zarara ugrayanlardan oldu.

31- Derken Allah bir karga gönderdi, ona kardesinin cesedini nasil gömecegini göstermek için topragi eseliyordu. "Yaziklar olsun bana, su karga kadar olup da kardesimin cesedini gömmekten âciz miyim ben?" dedi ve pisman olanlardan oldu.

32- Bunun içindir ki, Isrâilogullari'na: "Kim, bir cana kiymayan veya yeryüzünde bozgunculuk çikarmayan bir nefsi öldürürse, bütün insanlari öldürmüs gibi olur. Kim de bir nefsin yasamasina sebep olursa, bütün insanlari yasatmis gibi olur" hükmünü yazdik (farz kildik). Süphesiz ki onlara peygamberlerimiz açik delillerle geldiler. Yine de bundan sonra onlarin birçogu yeryüzünde asiri gitmektedirler.

33- Allah ve Resulüne karsi savasan ve yeryüzünde fesat çikarmaya çalisanlarin cezasi, ancak öldürülmeleri veya asilmalari yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da yeryüzünde baska bir yere sürgün edilmeleridir. Bu, dünyada onlar için bir zillettir. Ahirette ise onlar için büyük bir azab vardir.

34- Ancak kendilerini yakalamanizdan önce tevbe edenler baska. Bilin ki Allah, çok bagislayan ve çok merhamet edendir.

35- Ey inananlar, Allah'tan korkun, O'na yaklasmaya yol arayin ve O'nun yolunda cihad edin ki, kurtulusa eresiniz.

36- Bütün yeryüzündekiler ve bir o kadari daha inkâr edenlerin olsa, bunlar kiyamet gününün azabindan kurtulmak için hepsini fidye olarak verseler yine onlardan kabul edilmez. Onlar için can yakici bir azap vardir.

37- Cehennem atesinden çikmak isterler. Ama oradan çikacak degillerdir. Onlar için devamli bir azap vardir.

38- Hirsizlik eden erkek ve kadinin, yaptiklarina karsilik Allah'dan bir ceza olarak ellerini kesin. Allah daima üstündür, hikmet sahibidir.

39- Kim yaptigi haksizliktan sonra tevbe eder, halini düzeltirse, süphesiz Allah, onun tevbesini kabul eder. Çünkü Allah bagislayan, merhamet edendir.

40- Göklerin ve yerin mülkünün Allah'a ait oldugunu, diledigine azap edip diledigini de bagisladigini bilmedin mi? Allah herseye kâdirdir.

41- Ey peygamber, agizlariyla "inandik" deyip, kalbleriyle inanmamis olanlardan ve yahudilerden küfürde yaris edenler seni üzmesin. Onlar yalana kulak verirler, sana gelmeyen diger bir topluluga kulak verirler, kelimeleri yerlerinden degistirirler, "eger size bu verilirse alin, bu verilmezse sakinin" derler. Allah birini sasirtmak isterse, sen onun için Allah'a karsi hiçbir sey yapamazsin. Onlar öyle kimselerdir ki, Allah, onlarin kalblerini temizlemek istememistir. Onlar için dünyada rezillik var ve yine onlar için ahirette de büyük bir azab vardir.

42- Onlar, yalana çok kulak verirler ve çok haram yerler. Eger sana gelirlerse, ister aralarinda hükmet, ister onlardan yüz çevir. Eger onlardan yüz çevirirsen, sana hiçbir zarar veremezler. Eger aralarinda hükmedersen adaletle hükmet. Süphesiz Allah, adaletli davrananlari sever.

43- Içinde Allah'in hükmü bulunan Tevrat yanlarinda dururken seni nasil hakem yapiyorlar da ondan sonra da dönüveriyorlar? Onlar inanici degillerdir.

44- Içinde hidayet ve nûr bulunan Tevrat'i, elbette biz indirdik. Müslüman olan peygamberler, yahudiler hakkinda hükmederler, kendilerini Tanriya adamis zâhitler, âlimler de, Allah'in kitabini korumakla görevlendirildiklerinden (onunla hüküm verirler) ve onun Allah'in kitabi olduguna sahitlik ederlerdi. Insanlardan korkmayin, benden korkun, âyetlerimi az bir paraya satmayin. Kim Allah'in indirdigiyle hükmetmezse, iste onlar kâfirlerin ta kendileridir.

45- Biz Tevrat'ta onlara, cana can, göze göz, buruna burun, kulaga kulak, dise dis ve yaralara karsilikli kisas (ödesme) yazdik. Bununla beraber kim kisas hakkini bagislarsa, bu kendi günahlarina keffaret olur. Ve kim Allah'in indirdigiyle hükmetmezse, iste onlar zalimlerin ta kendileridir.

46- O peygamberlerin ardindan, yanlarindaki Tevrat'i dogrulayici olarak Meryemoglu Isa'yi gönderdik ve ona içinde hidayet ve nur olan, kendinden önceki Tevrat'i tasdik eden ve Allah'dan korkanlar için bir hidayet rehberi ve bir ögüt olan Incil'i verdik.

47- Incil ehli de Allah'in ona indirdikleriyle hükmetsinler. Kim, Allah'in indirdigi ile hükmetmezse, iste onlar fâsiklarin ta kendileridir.

48- Sana da (ey Muhammed) geçmis kitaplari tasdik eden ve onlari kollayip koruyan Kitab (Kur'ân)i hak ile indirdik. Onlarin aralarinda Allah'in indirdigi ile hükmet. Onlarin arzu ve heveslerine uyarak, sana gelen haktan sapma. Biz, herbiriniz için bir seriat ve yol belirledik. Eger Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardi, fakat size verdiklerinde sizi denemek istedi. Öyleyse iyiliklere kosun. Hepinizin dönüsü Allah'adir. O, ihtilafa düstügünüz seyleri size haber verir.

49- Aralarinda Allah'in indirdigiyle hükmet. Onlarin keyiflerine uyma. Allah'in sana indirdiginin bir kismindan seni saptirmalarindan sakin. Eger Allah'in hükmünden yüzçevirirlerse, bil ki Allah, bir kisim günahlari sebebiyle onlari musibete ugratmak istiyor. Muhakkak ki insanlarin çogu yoldan çikanlardir.

50- Yoksa cahiliyye hükmünü mü ariyorlar? kesinlikle bilen bir toplum için Allah'tan daha güzel hüküm veren kim olabilir?

51- Ey iman edenler! Yahudileri ve hiristiyanlari dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlari dost edinirse, süphesiz o onlardan olur. Süphesiz Allah, zalim kavmi dogru yola iletmez.

52- Kalblerinde hastalik bulunanlarin :" Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz" diyerek, onlarin arasina kosustuklarini görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih ihsan eder veya katindan bir emir (is) getirir de içlerinde gizlediklerine pisman olurlar.

53- Iman edenler: "Sizinle beraber olduklarina dair, Allah'a bütün güçleriyle yemin edenler bunlar mi?" derler. Onlarin bütün amelleri bosa gitmistir ve kaybedenlerden olmuslardir.

54- Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakinda öyle bir toplum getirir ki, Allah onlari sever, onlar da Allah'i severler; müminlere karsi yumusak, kâfirlere karsi da onurlu ve siddetlidirler; Allah yolunda mücahede eder, hiçbir kinayicinin kinamasindan da korkmazlar. Bu, Allah'in bir lütfudur, onu diledigine verir. Allah, genis ihsan sahibidir, her seyi çok iyi bilendir.

55- Sizin asil dostunuz Allah'tir, O'nun Resulüdür ve namazlarini kilan zekatlarini veren ve rükû eden müminlerdir.

56- Kim Allah'i, O'nun Resulünü ve müminleri dost edinirse, (iyi bilsin ki) Allah'in taraftarlari galip geleceklerdir.

57- Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilmis olanlardan ve kâfirlerden, dininizi alay ve eglence konusu yapanlari dost edinmeyin. Eger (gerçekten) iman ediyorsaniz, Allah'dan geregince korkun.

58- Namaza çagirdiginiz zaman, onu alay ve eglence konusu yaparlar. Bu onlarin, akillarini kullanmayan bir toplum olmalarindan dolayidir.

59- De ki: "Ey kitap ehli! Sadece Allah'a, bize indirilene ve bizden önce indirilene inandigimiz için mi bizden hoslanmiyorsunuz? Oysa çogunuz yoldan çikmislarsiniz".

60- De ki: "Allah katinda cezaya çarptirilma bakimindan bunlardan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah, kimlere lanet etmis ve gazabina ugratmissa; kimlerden maymunlar, domuzlar ve seytana tapanlar yapmissa, iste bunlarin makami daha kötüdür ve onlar düz yoldan daha çok sapmislardir".

61- Onlar, size geldikleri zaman, "iman ettik" dediler. Oysa yaniniza kâfir olarak girip, kâfir olarak çikmislardir. Allah, onlarin gizlediklerini çok iyi bilir.

62- Onlardan çogunu, günah islemede, düsmanlikta ve haram yemede yaris ederken görürsün. Bu yaptiklari seyler ne kötüdür!

63- Gerçek dindarlarin ve din bilginlerinin, onlari günah olan bir söz söylemekten ve haram yemekten men etmeleri gerekmez miydi? Yaptiklari sey ne kötüdür!

64- Yahudiler, "Allah'in eli çok sikidir" dediler. Söyledikleri söz sebebiyle onlarin elleri baglansin ve lanete ugrasinlar! Aksine Allah'in elleri açiktir, diledigi gibi verir. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlarin çogunun azginligini ve küfrünü azdiriyor. Biz, onlarin aralarina tâ kiyamete kadar düsmanlik ve kin atmisizdir. Ne zaman savas için bir ates yakmislarsa, Allah onu söndürmüstür. Onlar yeryüzünde bozgunculuga kosarlar. Süphesiz Allah bozgunculari sevmez.

65 - Eger kitap ehli iman etmis ve layikiyla korunmus olsalardi, onlarin kötülüklerini örter, nimeti bol olan cennetlere koyardik.

66- Eger onlar, Tevrat'i, Incil'i ve kendilerine indirileni geregince uygulasalardi, hem üstlerindeki, hem de ayaklarinin altindaki (nimetlerden bol bol) yerlerdi. Onlarin arasinda ilimli bir grup da vardi. Böyle olmakla beraber onlarin çogunun yaptiklari ne kadar kötüdür!

67- Ey sanli Resul! Rabbinden sana indirileni teblig et! Eger bunu yapmazsan O'nun peygamberlik görevini yapmamis olursun. Allah seni insanlardan korur. Dogrusu Allah, kâfirler toplumunu dogru yola iletmez.

68- De ki: "Ey kitap ehli! Tevrat'i, Incil'i ve Rabbinizden size indirileni uygulamadikça bir esas üzerinde degilsiniz. Süphesiz ki, Rabbinden sana indirilenler, onlarin çogunun azginligini ve inkârini artiracaktir. Su halde kâfir olan bir toplum için üzülme!

69- Muhakkak ki inananlar, yahudiler, sabiiler ve hiristiyanlardan kim Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve güzel amel islerse, onlar için bir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardir.

70 - Andolsun biz, Israilogullari'ndan söz aldik ve onlara peygamberler gönderdik. Fakat ne zaman onlara bir peygamber nefislerinin hoslanmadigi bir sey getirmisse, bunlardan bir kismini yalanlamislar, bir kismini da öldürmüslerdir.

71 - Onlar, bir fitne kopmayacak sandilar, kör ve sagir kesildiler. Sonra Allah onlarin tevbesini kabul etti. Sonra yine onlarin çogu kör, sagir kesildiler. Allah, onlarin yaptiklarini görüyor.

72- Andolsun, "Allah, Meryem'in oglu Mesih'tir" diyenler elbette kâfir olmuslardir. Oysa Mesih onlara: "Ey Israilogullari, hem benim, hem de sizin Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin. Kim Allah'a ortak kosarsa, süphesiz Allah ona cenneti haram kilmistir ve onun varacagi yer cehenemdir. Zalimlerin yardimcilari da yoktur" demisti.

73- "Allah, üçün üçüncüsüdür" diyenler elbette kâfir olmuslardir. Oysa tek ilâhtan baska ilâh yoktur. Eger söylediklerinden vazgeçmezlerse, elbette onlardan inkâr edenlere aci bir azap dokunacaktir.

74- Hâlâ Allah'a tevbe edip O'ndan af dilemiyorlar mi? Allah çok bagislayandir, çok merhamet edendir.

75- Meryem'in oglu Mesih (Isa), sadece bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmistir. Anasi da dosdogru bir kadindir. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak onlara âyetleri nasil açikliyoruz. Sonra yine bak nasil yüz çeviriyorlar!

76- De ki: "Allah'i birakip da size ne zarar, ne de fayda vermeye gücü yetmeyen seylere mi tapiyorsunuz? Oysa Allah isitendir, bilendir".

77- De ki: "Ey kitap ehli! Dininizde haksiz yere asiri gitmeyin. Daha önce sapmis, birçoklarini da saptirmis ve böylece dogru yolu kaybetmis bir kavmin keyiflerine uymayin".

78- Israilogullari'ndan küfredenler, Davud ve Meryem'in oglu Isa diliyle lanetlenmislerdir. Bu, onlarin isyan etmeleri ve asiri gitmeleri yüzündendi.

79- Onlar, yaptiklari kötülüklerden vazgeçmiyorlardi. Yaptiklari sey ne kötü idi.

80- Onlardan birçogunun kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendilerine sundugu sey ne kadar kötüdür! Allah onlara gazabetmistir. Onlar ebedî olarak azap içinde kalacaklardir.

81- Eger onlar, Allah'a, Peygamber'e ve ona indirilen Kur'ân'a inanmis olsalardi, kâfirleri dost tutmazlardi. Fakat onlarin çogu yoldan çikmis kimselerdir.

82- Iman edenlere karsi düsmanlik yönünden insanlarin en siddetlisi olarak yahudileri ve Allah'a ortak kosanlari bulursun. Ve yine iman edenlere sevgi bakimindan en yakin olarak da: "Biz hiristiyanlariz" diyenleri bulursun. Çünkü onlarin içlerinde kesisler ve rahipler vardir. Ve onlar büyüklük taslamazlar.

83- Peygamber'e indirilen (Kur'ân)i dinledikleri zaman, onun hak oldugunu ögrendiklerinden dolayi gözlerinin yasla dolup tastigini görürsün. Onlar: " Ey Rabb'imiz iman ettik, bizi de sahitlerden yaz" derler.

84-"Hem biz Rabb'imizin bizi iyi kisilerle birlikte (cennete) sokmasini arzulayip dururken, neden Allah'a ve hak olarak bize gelen seylere inanmayalim!".

85-Böyle demeleri sebebiyle Allah onlari altlarindan irmaklar akan cennetlerle mükafatlandirmistir. Orada ebedî olarak kalacaklardir. Iste iyilik yapanlarin mükafati budur.

86-Inkar edip âyetlerimizi yalanlayanlar da cehennem ehlidir.

87- Ey iman edenler! Allah'in size helal kildigi temiz seyleri haram saymayin. Ve asiri da gitmeyin. Çünkü Allah asiri gidenleri sevmez.

88- Allah'in size verdigi riziklardan helal ve temiz olarak yeyin ve inandiginiz Allah'tan korkun.

89- Allah sizi, kasitsiz olarak yaptiginiz yeminlerinizden sorumlu tutmaz. Fakat kasitli yaptiginiz yeminlerinizden sizi sorumlu tutar. Bozulan yeminin keffareti (cezasi), ailenize yedirdiginizin ortalamasindan on yoksulu yedirmek veya giydirmek yahut da bir köle azad etmektir. Verecek bir sey bulamayan kimse için de üç gün oruç tutmaktir. Iste yemin ettiginiz zaman yeminlerinizi bozmanin cezasi budur. Yeminlerinizi koruyun. Iste Allah âyetlerini size böyle açiklar ki, sükredesiniz.

90 - Ey iman edenler! Içki, kumar, dikili taslar (putlar) ve fal oklari seytan isi birer pisliktir. Bunlardan kaçinin ki, kurtulusa eresiniz.

91 - Seytan, içki ve kumarla sizin araniza düsmanlik ve kin sokmak ve sizi Allah'i anmaktan ve namazdan alikoymak ister. Artik bunlardan vazgeçtiniz degil mi?

92 - Allah'a itaat edin, Peygamber'e de itaat edin. Kötülüklerden sakinin. Eger yüz çevirirseniz, biliniz ki, Peygamber'imize düsen sadece apaçik tebligdir.

93- Iman edip salih amel isleyenler, Allah'tan korktuklari, imanlarinda sebat ettikleri, salih amel islemeye devam ettikleri, sonra Allah'tan sakindiklari, imanlarindan ayrilmadiklari, yine Allah'tan korktuklari ve iyilikte bulunduklari müddetçe, daha önce yediklerinden dolayi kendilerine bir günah yoktur. Allah iyilikte bulunanlari sever.

94- Ey iman edenler! Allah sizi ellerinizin ve mizraklarinizin erisecegi bir avla dener ki, gizlide kendisinden korkanlari meydana çikarsin. Kim bundan sonra saldirida bulunursa onun için aci bir azab vardir.

95- Ey iman edenler, ihramli iken av hayvani öldürmeyin. Içinizden kim kasten onu öldürürse, yaptigi isin vebalini tatmasi için, öldürdügü hayvanin dengi ona cezadir ki, Kâbe'ye ulasacak bir kurban olmak üzere buna yine içinizden iki adaletli kisi hükmeder; yahut (ceza olmak üzere) bir keffarettir ki, ya o nisbette fakirleri doyurmak, yahut onun dengi oruç tutmaktir. Allah geçmisi affetmistir. Fakat kim de bu suçu tekrarlarsa, Allah ondan intikamini alir. Allah damia gâliptir, intikam sahibidir.

96 - Size ve yolculara yiyecek olmak üzere, deniz avi ve onu yemek helal kilindi. Kara avi ise, ihramli oldugunuz müddetçe size haram edilmistir. Huzurunda toplanacaginiz Allah'tan korkun.

97 - Allah, Kâbe'yi, o Beyt-i haram'i, haram ayi, kurbani ve (kurbanlardaki) gerdanliklari insanlar için bir nizam kildi. Bu, Allah'in göklerde ve yerde olan herseyi bildigini ve Allah'in herseyi hakkiyle bilici oldugunu sizin de bilmeniz içindir.

98 - Iyi bilin ki Allah, hem cezasi çok siddetli olandir, hem de çok bagislayici, çok merhametlidir.

99 - Peygamber'in üzerine düsen sadece duyurmadir. Allah, açikladiklarinizi da gizlediklerinizi de bilir.

100- De ki:"Pis olan seyle temiz olan sey bir olmaz, pis olanin çoklugu hosuna gitse bile". Ey selim akil sahipleri Allah'tan korkun ki kurtulusa eresiniz.

101- Ey iman edenler! Açiklandigi zaman hosunuza gitmeyecek olan seylerden sormayin. Eger onlari Kur'ân indirilirken sorarsaniz size açiklanir. Halbuki Allah onlardan geçmistir. Allah çok bagislayan ve çok yumusak davranandir.

102- Sizden önce gelen bir kavim bunlari sormustu da sonra inkâr etmisti.

103- Allah, ne "bahîre"yi, ne "sâibe"yi, ne "vesile"yi ve ne de "hâm"i mesru kilmistir. Fakat küfredenler, Allah'a yalan iftira etmektedirler. Onlarin çogunun akillari ermez.

104- Onlara: " Allah'in indirdigi (kitabi)ne ve peygamber'e gelin" dendigi zaman:" Atalarimizi üzerinde buldugumuz sey bize yeter" derler. Atalari bir sey bilmeyen ve dogru yolu da bulamayan kimseler olsa da mi?

105- Ey inananlar, kendinize dikkat edin. Siz dogru yolda oldugunuz takdirde dogru yoldan sapanlar size zarar veremezler. Hepinizin dönüsü Allah'adir. Yaptiklarinizi size O haber verecektir.

106- Ey iman edenler! Içinizden birine ölüm (emareleri) geldigi zaman, vasiyet sirasinda aranizdaki sahitligin hükmü, kendi içinizden iki adaletli sahit, yahut yeryüzünde yolculuga çikmis iseniz, ölüm (emareleri de) size gelip çatmissa, sizden olmayan diger iki sahit tutmaktir. Eger (bunlardan) süpheye düserseniz, namazdan sonra onlari alikorsunuz. Onlar da Allah'a söyle yemin ederler: "Akraba bile olsa, yemini bir çikar karsiligi satmayacagiz, Allah'in sahitligini gizlemeyecegiz. Aksi halde günahkârlardan oluruz".

107- Eger o iki sahidin bir günah isledikleri anlasilirsa ölene daha yakin olan hak sahiplerinden diger iki kisi onlarin yerine geçerler ve: "Bizim sahitligimiz, önceki iki kisinin sahitliginden daha dogrudur. Biz kimsenin hakkina tecavüz etmedik. Aksi halde biz de zalimlerden olurduk" diye Allah'a yemin ederler.

108- Iste bu, sahitliklerini gerektigi gibi yapmalari, yahut yeminlerinden sonra yeminlerinin kabul edilmemesinden korkmalari için en iyi yoldur. Allah'tan korkun ve emirlerini dinleyin. Allah, dogru yoldan çikan bir toplulugu hidayete erdirmez.

109- Allah, Resulleri topladigi gün:" Size ne cevap verildi? "der. "Bizim bilgimiz yok" derler, "gizlileri bilen yalniz sensin, sen!".

110 - Allah söyle diyecektir: "Ey Meryemoglu Isa! Sana ve annene olan nimetimi hatirla! Hani seni Rûhu'l-Kudüs (Cebrâil) ile desteklemistim. Besikteyken ve kemâle ermisken insanlarla konusuyordun. Sana yaziyi, hikmeti, Tevrat'i ve Incil'i ögretmistim. Iznimle çamurdan kus seklinde bir sey yapmis ve ona üflemistin, o da iznimle kus olmustu. Anadan dogma kör olani ve alaca hastaligina yakalanmis kimseyi iznimle iyilestirmistin. Ölüleri iznimle (hayata) çikarmistin. Israilogullari'na âyetlerle geldigin ve onlardan inkâr edenlerin: "Bu ancak apaçik bir sihirdir" dedikleri zaman seni, onlardan korumustum.

111- Hani Havarilere: " Bana ve Resulüme iman edin" diye ilham etmistim. Onlar da: "Iman ettik, bizim süphesiz müslümanlar oldugumuza sahit ol" demislerdi.

112- Havariler:" Ey Meryemoglu Isa, Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?" dediler. Isa da: "Inaniyorsaniz Allah'tan korkun" dedi.

113- Havâriler: "Istiyoruz ki ondan yiyelim, kalblerimiz iyice yatissin, senin bize dogru söyledigini bilelim ve bunu bizzat görenlerden olalim" dediler.

114- Meryemoglu Isa da: "Allah'im, Rabbimiz, bizim üzerimize gökten bir sofra indir ki, bizim için, önce ve sonra gelenlerimiz için bir bayram ve senden bir mucize olsun. Bizi riziklandir, sen rizik verenlerin en hayirlisisin!" dedi.

115- Allah buyurdu ki:" Ben onu size indirecegim. Fakat bundan sonra içinizden kim inkâr ederse, ben ona âlemlerden hiç kimseye yapmayacagim bir azabi yaparim".

116- Ve Allah demisti ki: "Ey Meryemoglu Isa, sen mi insanlara: 'Beni ve annemi, Allah'tan baska iki tanri edinin' dedin?". "Hâsâ, dedi, sen yücesin, benim için gerçek olmayan birseyi söylemem bana yakismaz. Eger demis olsam, sen bunu bilirsin, sen benim nefsimde olani bilirsin, ben ise senin nefsinde olani bilmem, çünkü gayblari bilen yalniz sensin, sen!".

117- "Ben onlara sadece, senin bana emrettiklerini söyledim. Benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin, dedim. Aralarinda oldugum müddetçe onlara sahit idim, fakat sen beni vefat ettirince onlari gözetleyen

yalniz sen oldun. Sen herseyi görensin.

118- "Eger onlara azab edersen, onlar senin kullarindir, eger onlari bagislarsan, süphesiz sen daima üstünsün, hikmet sahibisin".

119- Allah buyurdu ki: "Bu, sadiklara dogruluklarinin fayda sagladigi gündür. Onlar için altlarindan irmaklar akan, içinde ebedî kalacaklari cennetler vardir". Allah onlardan razi olmus, onlar da O'ndan razi olmuslardir. Iste büyük kurtulus budur.

120- Göklerin, yerin ve bunlarda bulunan herseyin mülkü Allah'indir. O herseye kâdirdir.


MAUN

Bismillahirrahmanirrahim


1- Dini yalanlayani gördün mü?

2- Iste o, öksüzü iter, kakar.

3- Yoksulu doyurmaya önayak olmaz.

4- Vay haline o namaz kilanlarin ki,

5- Kildiklari namazin degerine aldiris etmezler.

6- Gösteris yaparlar onlar,

7-Ve yardimligi sakinirlar (zekati vermezler



MEARİC

Bismillahirrahmanirrahim

1- Bir isteyen, olacak azabi istedi.

2- Kâfirler için onu savacak yok.

3- O, derece ve makamlarin sahibi Allah'tandir.

4- Melekler ve Ruh miktari ellibin yil süren bir gün içinde ona çikar.

5- O halde güzel bir sabir ile sabret.

6- Çünkü onlar onu uzak görürler.

7- Biz ise onu yakin görüyoruz.

8- O gün gök erimis bir maden gibi olur.

9- Daglar da atilmis renkli yün gibi olur.

10- Dost dostun halini soramaz.

11- Birbirlerine gösterilirler. Suçlu o günün azabindan kurtulmak için fidye vermek ister; ogullarini,

12- Esini ve kardesini,

13- Kendisini barindiran, içinde yetistigi tüm ailesini,

14- Ve yeryüzünde bulunanlarin hepsini ki, tek kendini kurtarabilsin.

15- Hayir, o alevlenen bir atestir.

16- Derileri kavurur, soyar.

17- Çagirir, sirtini dönüp gideni,

18- Mal toplayip kasada yigani,

19- Dogrusu insan dayaniksiz ve huysuz yaratilmistir.

20- Kendisine kötülük dokundu mu sizlanir.

21- Kendisine hayir dokundu mu cimrilik eder.

22- Ancak namaz kilanlar bunun disindadir.

23- Onlar ki namazlarini sürekli kilarlar.

24- Onlarin mallarinda belli bir hak vardir,

25- Hem isteyen için, hem de istemekten utanan yoksul için.

26- Onlar ki ceza gününü tasdik ederler.

27- Rablerinin azabindan korkarlar.

28- Çünkü Rablerinin azabindan emin olunmaz.

29- Onlar ki irzlarini korurlar.

30- Ancak zevcelerine ve cariyelerine karsi hariç. Çünkü onlara yaklastiklarinda kinanmazlar.

31- Bundan ötesini isteyenler, var ya iste onlar haddi asanlardir.

32- Onlar emanetlerini ve ahitlerini gözetirler.

33- Sahitliklerinde dürüsttürler.

34- Namazlarina devam ederler.

35- Iste bunlar cennetlerde agirlanirlar.

36- Simdi ne oluyor o inkâr edenlere ki, sana dogru boyunlarini uzatarak kosuyorlar:

37- Sagdan ve soldan bölük bölük.

38- Onlardan herbiri, bir nimet cennetine sokulacagini mi umuyor?

39- Hayir, biz onlari bildikleri seyden yarattik.

40- Artik o dogularin ve batilarin Rabbine yemine ne gerek, elbette bizim gücümüz yeter.

41- Onlari kendilerinden daha hayirli olanlarla degistirebiliriz ve bizim önümüze geçilmez.

42- O halde birak onlari, kendilerine vaad edilen günlerine kavusuncaya kadar dalip oynayadursunlar.

43- O gün kabirlerden hizli hizli çikacaklar, sanki putlara gidiyorlarmis gibi firlayacaklar.

44-Gözleri düsük, kendilerini bir alçaklik saracak da saracak. Iste onlara vaad edilen gün, o gündür.



MERYEM

Bismillahirrahmanirrahim

1- Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd.

2- Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyya'ya olan rahmetini anmadir.

3- Bir zamanlar o, Rabbine gizlice (içinden) yalvarmisti.

4- Söyle demisti: "Ey Rabbim! Süphesiz (artik öyle bir durumdayim ki) benim kemigim zayiflayip gevsedi ve basim(in saçi) bembeyaz alev gibi tutustu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiçbir zaman bedbaht olmadim."

5- "Gerçekten ben, arkamdan yerime geçecek varislerden endisedeyim. Karim da kisir bulunuyor. Onun için katindan bana bir çocuk ihsan et."

6- "Ki bana da mirasçi olsun, Yakub ailesine de mirasci olsun. Rabbim, onu sen rizana kavustur."

7- (Allah söyle buyurdu): "Ey Zekeriyya! Süphesiz biz sana Yahya isminde bir oglani müjdeliyoruz. Bundan önce ona hiçbir adas yapmadik."

8- Zekeriyya: "Rabbim! Karim kisir, ben de son derece kocamisken nasil oglum olabilir?" dedi.

9- (Allah yahut Cebrail ona söyle) dedi: "Dedigin gibidir, (fakat) Rabbin buyurdu ki, bu isi yapmak bana kolaydir. Nitekim bundan önce seni yarattim. Halbuki sen hiçbir sey degildin."

10- Zekeriyya söyle dedi: "Rabbim! Bana alâmet ver." Allah: "Senin alâmetin, sapasaglam oldugun halde, üç gün, üç gece insanlarla konusamaz hale gelmendir." buyurdu.

11- Nihayet (birgün konusamayinca) mihrabdan kavmine karsi çikti da onlara "Sabah ve aksam (Rabbinizi) tesbih edin" diye isaret etti.

12- "Ey Yahya! Kitaba kuvvetle saril" (dedik) ve daha çocukken ona hikmet verdik.

13- Hem de katimizdan bir merhamet ve (günahlardan) paklik verdik, o çok takva sahibi idi.

14- Anne ve babasina karsi iyi davranan bir kimse idi, zorba ve isyankâr degildi.

15- Dogdugu gün, ölecegi gün ve dirilecegi gün ona selam olsun.

16- (Ey Muhammed!) Kur'ân'daki Meryem kissasini da an (insanlara anlat). Hani o, ailesinden ayrilarak (evinin veya mescidin) dogu tarafinda bir yere çekilmisti.

17- Sonra ailesiyle kendisi arasina bir perde koymustu. Biz ona melegimiz (Cebrail)i gönderdik de ona tam bir insan seklinde göründü.

18- Meryem: "Ben senden Rahmân (olan Allah) a siginirim. Eger Allah'dan korkuyorsan (dokunma bana)" dedi.

19- Melek: "Ben, sana temiz bir oglan bagislamak için, Rabbinin gönderdigi bir elçiyim" dedi.

20- Meryem: "Benim nasil çocugum olabilir? Bana hiçbir insan dokunmamistir. Ben iffetsiz de degilim" dedi.

21- Melek: "Bu, dedigin gibidir. Ancak Rabbin buyurdu ki: Bu (babasiz çocuk vermek), bana pek kolaydir. Hem biz onu nezdimizden insanlara bir mucize ve rahmet kilacagiz. Hem, bu önceden (ezelde) kararlastirilmis bir istir." dedi.

22- Nihayet (Allah'in emri gerçeklesti) Meryem Isa'ya gebe kaldi ve o haliyle uzak bir yere çekildi.

23- Sonra dogum sancisi onu bir hurma dalina tutunup dayanmaya zorladi. "Keske bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim" dedi.

24- Melek, Meryem'e, asagi tarafindan söyle seslendi. "Sakin üzülme, Rabbin alt tarafinda bir irmak akitti."

25- "Hurma dalini kendine dogru silkele, üzerine devsirilmis taze hurmalar dökülsün."

26- "Ye, iç, gözün aydin olsun. Eger insanlardan birini görürsen, ben Rahmân (olan Allah)a bir oruç (susmak) adadim. Onun için bugün hiçbir kimseyle konusmayacagim" de.

27- Sonra Meryem onu (Isa'yi) yüklenerek kavmine getirdi. Onlar (hayretler içinde söyle) dediler: "Ey Meryem! dogrusu sen görülmemis bir sey yaptin."

28- "Ey Harun'un kizkardesi! Senin baban kötü bir adam degildi, annen de iffetsiz bir kadin degildi."

29- Bunun üzerine Meryem çocugu gösterdi. Onlar; "Biz besikteki bir çocukla nasil konusuruz?" dediler.

30- (Allah'in bir mucizesi olarak Isa söyle) dedi: "Süphesiz ben Allah'in kuluyum. O bana kitab verdi ve beni bir peygamber yapti."

31- "Beni, nerede olursam olayim mübarek kildi. Hayatta bulundugum müddetçe namaz kilmami ve zekat vermemi emretti."

32- "Beni anneme hürmetkar kildi. Beni zorba ve isyankar yapmadi."

33- "Dogdugum gün, ölecegim gün ve dirilecegim gün selam ve emniyet benim üzerimedir."

34- Iste hakkinda (yahudilerle hiristiyanlarin) ihtilaf edip durduklari Meryemoglu Isa'ya dair Allah'in sözü budur.

35- Çocuk edinmek asla Allah'in sanina yakismaz. O bundan münezzehtir. O, bir seyin olmasini dilerse, ona sadece "ol" der, o da oluverir.

36- "Süphesiz benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz Allah'tir. O halde ona ibadet edin, iste dosdogru yol budur."

37- Ne var ki, firkalar (yahudi ve hiristiyanlar) kendi aralarinda ihtilafa düstüler. O büyük (dehsetli) günü görecek kâfirlerin vay haline!

38- Bize gelecekleri gün, neler isitecekler, neler görecekler! Fakat o zalimler bugün apaçik bir sapiklik içindedirler.

39- (Ey Muhammed!) Insanlarin pismanlik duyacagi ve isin bitmis olacagi (kiyamet) günü ile onlari uyar. Onlar hâlâ gaflet içindedirler, onlar iman etmezler.

40- Süphesiz biz bütün yeryüzüne ve üzerindekilere varis olacagiz. Ve onlar da mutlaka bize döndürüleceklerdir.

{*} Iste budur, ta besikten tekrar dirilmesine kadar öyle dogan ve o sözleri söyleyen bir kuldur. {*} Hakk (olan Allah)in bildirdigine göre Meryem'in oglu Isa {*} ki hakkinda tartisip duruyorlar. Görülüyor ki sûrenin basindan beri ve buradan da sonuna kadar âyetler, hep elif fâsilasiyla biterken, sûrenin bu bölümünde yalniz yedi âyet "Nûn ve Mim" fâsilasiyla islenmis bir çerçeve içine alinmistir. Bu da gösterir ki bu âyetler, bu sûrenin asil maksadini anlatan karar mahiyetindeki âyetlerdir ki, basta Allah'a çocuk isnadini {*} "Allah'in çocuk edinmesi hiçbir zaman olur sey degildir. O'nu tenzih ederiz." âyetiyle reddedip Allah'i tenzih etmekte ve Isa'nin dilinden de {*} "Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na kulluk ediniz. Iste bu dogru bir yoldur." demek suretiyle tevhide davet etmektedir. Bu âyet, ta yukaridaki {*} "Ben Allah'in kuluyum." (19/30) cümlesine atfedilmistir. Dolayisiyla {*} "Allah, benim Rabbimdir, dedi" demek olup Isa'nin konusmasinin bir devamidir (Âl-i Imran Sûresi'nde geçen benzeri âyetin tefsirine de bkz: 3/51). Eldeki Incillerde de kendisine yer verilen bu söz, onun peygamberliginde, davetinin özünü teskil ettigi ve tevhid inancini net bir sekilde ifade ettigi için, burada tekrar sözkonusu yapilmistir. {*} Sonra firkalar kendi aralarinda ihtilafa düstüler. Yahudiler bir türlü söyledi. Hiristiyanlarin kendi firkalari da degisik tartismalarin içine girdiler; bir kismi Allah'in oglu dediler, bir kismi da Allah'in kendisidir, yere indi sonra göge çikti dediler; diger bir kismi ise üçün biri dediler. Saglam bir grup da Allah'in kulu ve peygamberi oldugunu tasdik ettiler. {*} "Vay haline o küfreden kimselerin!{*}"

41- Kur'ân'da Ibrahim'i(n kissasini da) an. Süphesiz ki o, siddik (özü, sözü dogru) bir peygamberdi.

42- O, bir zaman babasina söyle demisti: "Babacigim! Isitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir faydasi olmayan seylere niçin tapiyorsun?"

43- "Babacigim! Dogrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. O halde bana uy da, seni dogru bir yola eristireyim."

44- "Babacigim! Seytana tapma, çünkü seytan Rahmân (olan Allah)a âsî oldu."

45- "Babacigim! Dogrusu ben korkarim ki, sana Rahmân'dan bir azab dokunur da seytana (cehennemde arkadas) olursun."

46- Babasi "Ey Ibrahim! Sen benim ilâhlarimdan yüz mü çeviriyorsun? Yemin ederim ki, eger (onlari kötülemekten) vazgeçmezsen, seni muhakkak taslarim. (gerçektenveya söz ile- sana tas atarim). Haydi uzun bir müddet benden uzak ol" dedi.

47- Ibrahim söyle dedi: "Selâm sana olsun, senin için Rabbimden magfiret dileyecegim. Çünkü o, bana çok lütufkârdir."

48- "Ben, sizden ve Allah'tan baska taptiginiz seylerden çekilip ayrilirim da Rabbime dua (ibadet) ederim. Rabbime yalvarisimda mahrum kalmayacagimi umarim."

49- Ibrahim, kavminden ve onlarin Allah'tan baska ibadet ettikleri seylerden uzaklasinca, biz ona Ishak'i ve (Ishak'in oglu) Yakub'u ihsan ettik. Ve hepsini de peygamber yaptik.

50- Biz onlara rahmetimizden lütuflarda bulunduk. Hepsine de dillerde güzel ve yüksek bir övgü verdik.

51- Kur'ân'da Musa'yi da an; Süphesiz ki o, ihlasli bir kuldu ve gönderilmis bir peygamberdi.

52- Biz ona Tur daginin sag yanindan seslendik ve onu hususi bir konusmada bulunmak üzere kendimize yaklastirdik.

53- Rahmetimizden de ona, kardesi Harun'u bir peygamber olarak ihsan eyledik.

Meâl-i Serifi

53- Rahmetimizden de ona, kardesi Harun'u bir peygamber olarak ihsan eyledik.

Meâl-i Serifi

54- Kur'ân'da Ismail'i de an; çünkü o, vaadine sadik bir kuldu ve gönderilmis bir peygamberdi.

55- Ailesine ve çevresine namaz kilmayi ve zekat vermeyi emrederdi ve Rabbinin katinda hosnutluga ermisti.

56- Kitapta Idris'i de an; çünkü o, çok sadik (özü, sözü pek dogru) bir peygamberdi.

57- Biz onu yüce bir yere yükselttik.

58- Iste bunlar, Allah'in kendilerine nimetler verdigi peygamberlerden, Âdem'in soyundan ve gemide Nuh ile beraber tasidiklarimizin neslinden, Ibrahim ve Israil'in soyundan, hidayete erdirdigimiz ve seçtigimiz kimselerdir. Kendilerine Rahmân (olan Allah)in âyetleri okundugu zaman aglayarak secdeye kapanirlardi.

59- Sonra bunlarin ardindan öyle bir nesil geldi ki, namazi terkettiler, heva ve heveslerine uydular; onlar bu taskinliklarinin karsiligini mutlaka göreceklerdir. (Cehennemdeki "Gayya" vadisini boylayacaklardir.)

60- Fakat tevbe edip iman eden ve salih amel isleyen bunun disindadir. Bunlar cennete girecekler ve hiçbir haksizliga ugratilmayacaklardir.

61- O cennet, Rahmân (olan Allah)in kullarina görmedikleri halde vadettigi "Adn" cennetleridir. Süphesiz O'nun vaadi mutlaka yerini bulacaktir.

62- Onlar orada bos bir söz isitmezler. Ancak "Selam" isitirler. Orada sabah aksam riziklari da hazirdir.

63- Iste kullarimizdan takva sahibi olanlara verecegimiz cennet budur.

64- "(Cebrail dedi ki: Ey Muhammed!) "Biz senin Rabbinin emri olmadikça inmeyiz. Önümüzdeki ve ardimizdaki (bütün geçmis ve gelecek seyler) ve bunlarin arasindakiler hep O'nundur. Rabbin de (seni) unutmus degildir?"

65- O, göklerin, yerin ve aralarindakilerin Rabbidir. O halde, O'na ibadet et ve O'na ibadet etmekte sabirli ol. Hiç sen Allah'in ismini tasiyan baska birini bilir misin?

66- Halbuki insan söyle der: "Ben öldügüm zaman, ileride gerçekten diri olarak (mezardan) çikarilacak miyim?"

67- O insan, daha önce hiçbir sey degilken kendisini yoktan var ettigimizi hatirlamaz mi?

68- Rabbine andolsun ki biz onlari (öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden kâfirleri) seytanlari ile beraber elbette ve elbette mahserde toplayacagiz. Sonra onlari muhakkak cehennemin etrafinda dizleri üstü hazir bulunduracagiz (ki cennetlikleri görüp hasret çeksinler.).

69- Sonra her zümreden Rahmân'a karsi en ziyade isyankâr hangileri ise, muhakkak ayirip atacagiz.

70- Sonra o cehenneme atilmaya layik olanlarin kimler bulundugunu elbette biz daha iyi biliriz.

71- Içinizden hiçbiri istisna edilmemek üzere mutlaka herkes cehenneme varacaktir. Bu, Rabbinin katinda kesinlesmis bir hükümdür.

72- Sonra Allah'dan korkup, sakinanlari kurtaracagiz ve zalimleri de toptan cehennemde birakacagiz.

73- Âyetlerimiz kendilerine apaçik okundugu zaman, o inkâr edenler, iman edenlere dediler ki :"Bu iki zümreden (Mümin ve kâfirlerden) hangisi mevki bakimindan daha iyi, meclis ve topluluk itibariyle daha güzeldir?"

74- Halbuki biz, kendilerinden evvel, mal ve gösterisce daha güzel nice asirlar halkini helak etmisizdir.

75- Onlara de ki: "Kim sapiklik içinde ise, Rahmân ona mal ve evlatça ziyadelik ve azginliginda mühlet verir. Nihayet kendilerine vaad edilen azabi, yahut kiyamet günü cehennemi gördükleri vakit, artik bilecekler kimin mevkii daha fena ve yardimcilari daha zayifmis.

76- Allah, hidayeti kabul edenlere, daha çok hidayet verir. Baki kalacak olan salih ameller, Rabbinin katinda sevap bakimindan da daha hayirlidir, sonuç bakimindan da daha hayirlidir.

77- Simdi âyetlerimizi inkâr eden ve "Elbette bana mal ve evlat verilecektir." diyen adami gördün mü?

78- O (kâfir), gaybi mi bildi? Yoksa Rahmân (olan Allah) katindan bir söz mü aldi?

79- Hayir, asla öyle degil; biz onun söylediklerini yazacagiz ve azabini çogalttikça çogaltacagiz.

80- O söyledigi (mal ve evlat gibi) seyleri de hep elinden alacagiz ve o, tek basina bize gelecektir.

81- Onlar, kendilerine kuvvet ve seref kazandirsin diye, Allah'dan baska ilâh edindiler.

82- Hayir, (zannettikleri gibi degil) tapindiklari ilâhlar onlarin ibadetlerini inkâr edecekler ve aleyhlerine dönüp düsman olacaklardir.

83- Görmedin mi? Biz seytanlari o kâfirler üzerine musallat ettik. Onlari (günaha) kiskirtip duruyorlar.

84- Öyleyse onlarin hemen azaba ugratilmalarini isteme. Biz onlarin (ecel) günlerini sayiyoruz.

85- O gün, takva sahiplerini, heyet olarak Rahmân'in huzuruna toplayacagiz.

86- Suçlulari da susuz olarak cehenneme sürecegiz.

87- (O gün) Rahmân (olan Allah)'in katinda bir ahd almis olan kimseden baskalari sefaat etme hakkina sahip olamayacaklardir.

88- (Yahudilerle hiristiyanlar) "Rahmân, çocuk edindi" dediler.

89- Yemin olsun ki, siz çok çirkin bir sey söylediniz.

90- Az kalsin, söyledikleri sözden gökler çatlayacak, yer yarilacak ve daglar parçalanip dagilacakti,

91- O Rahmân'a çocuk isnad ettiler diye...

92- Halbuki Rahmân'a çocuk edinmek yarasmaz.

92- Halbuki Rahmân'a çocuk edinmek yarasmaz.

93- Göklerde ve yerde bulunan hiçbir kimse yoktur ki (kiyamet günü) Rahmân'in huzuruna kul olarak çikmasin.

94- And olsun ki Allah onlarin hepsini kusatmis, kendilerini ve yaptiklarini bir bir saymistir.

95- Kiyamet günü onlarin herbiri Allah'in huzuruna tek basina çikacaktir.

96- Iman edip, salih amel isleyenler var ya, Rahmân (olan Allah) onlari (gönüllere) sevdirecektir.

97- (Ey Muhammed!) Biz Kur'ân'i senin dilin üzere kolaylastirdik ki, onunla Allah'tan korkup sakinanlari müjdeleyesin, inat edenleri de korkutasin.

98- Hem onlardan önce nice nesilleri helak ettik. (Simdi) onlardan hiçbirini görüyor musun, yahud onlarin hafif bir sesini isitiyor musun?


MUCADELE
Bismillahirrahmanirrahim

1. Kocasi hakkinda seninle tartisan ve Allah'a sikayette bulunan kadinin sözünü Allah isitmistir. Allah, sizin konusmanizi isitir. Çünkü Allah, isitendir, bilendir.

2. Içinizde zihâr yapanlarin kadinlari, onlarin analari degildir. Onlarin analari ancak kendilerini doguran kadindir. Süphesiz onlar çirkin ve yalan bir laf söylüyorlar. Kuskusuz Allah, affedici, bagislayicidir.

3. Kadinlardan zihâr ile ayrilmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin, karilariyla temas etmeden önce bir köleyi hürriyete kavusturmalari gerekir. Size ögütlenen budur. Allah, yaptiklarinizdan haberi olandir.

4. Buna imkan bulamayan kimse, temas etmeden önce araliksiz olarak iki ay oruç tutmalidir. Buna da gücü yetmeyen, altmis fakiri doyurur. Bu (hafifletme), Allah'a ve Resulüne inanmanizdan dolayidir. Bunlar Allah'in hükümleridir. Kâfirler için aci bir azap vardir.

5. Allah'a ve Resulüne karsi gelenler, kendilerinden öncekilerin alçaltildigi gibi alçaltilacaklardir. Biz apaçik âyetler indirmisizdir. Kâfirler için küçük düsürücü bir azap vardir.

6. O gün Allah onlarin hepsini diriltecek ve yaptiklarini kendilerine haber verecektir. Allah onlari bir bir saymistir. Onlar ise unutmuslardir. Allah her seye sahiddir

7. Göklerde ve yerde olanlari, Allah'in bildigini görmüyor musunuz? Üç kisinin gizli konustugu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur. Bes kisinin gizli konustugu yerde altincisi mutlaka O'dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlak O, onlarla beraberdir. Sonra kiyamet günü onlara yaptiklarini haber verecektir. Dogrusu Allah, her seyi bilendir.

8. Gizli konusmaktan menedildikten sonra yine o menedildikleri seyi yapmaya kalkisarak günah, düsmanlik ve Peygamber'e karsi gelmek hususunda gizlice konusanlari görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman seni, Allah'in selamlamadigi bir tarzda selamliyorlar. Kendi içlerinden de "bu söylediklerimiz yüzünden Allah'in bize azap etmesi gerekmez miydi?" derler. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir, ne kötü dönüs yeridir orasi!

9. Ey iman edenler! Aranizda gizli konusacaginiz zaman günahi düsmanligi ve Peygamber'e karsi gelmeyi fisildamayin. Iyilik ve takvayi konusun. Huzuruna toplanacaginiz Allah'tan korkun.

10. Gizli konusmalar seytandandir. Bu iman edenleri üzmek içindir. Oysa seytan, Allah'in izni olmadikça, müminlere hiçbir zarar veremez. Müminler Allah'a dayanip güvensinler.

11. Ey iman edenler! Size: "Meclislerde yer açin." denilince yer açin ki Allah da size genislik versin. Size "Kalkin." denilince de kalkin ki Allah sizden inananlari ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah yaptiklarinizdan haberi olandir.

12. Ey iman edenler! Peygamber ile gizli bir sey konusacaginiz zaman bu konusmanizdan önce bir sadaka veriniz. Bu sizin için daha hayirli ve daha temizdir. Sayet bir sey bulamazsaniz, artik Allah bagislayan ve merhamet edendir..

13. Gizli (özel) bir sey konusmanizdan önce sadaka vermekten korktunuz da mi yerine getirmediniz? Fakat Allah da sizi affetti. Su halde namazi kilin, zekati verin, Allah'a ve Resulüne itaat edin. Allah, yaptiklarinizdan haberi olandir.

14. Allah'in kendilerine gazap ettigi bir toplulugu dost edinenleri görmedin mi? Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.

15. Allah onlara çetin bir azab hazirlamistir. Onlar ne kötü isler yapiyorlar!

16. Yeminlerini kalkan yapip Allah'in yolundan çevirdiler. Onlar için küçük düsürücü bir azab vardir.

17. Onlarin ne mallari, ne de evlatlari, kendilerinden, Allah'dan hiçbir sey savamaz. Onlar ates halkidir. Orada ebedî kalacaklardir.

18. Allah onlarin hepsini tekrar dirilttigi gün, dünyada size yemin ettikleri gibi O'na da yemin edecekler ve kendilerinin bir sey üzerinde bulunduklarini, sanacaklardir. Iyi bilin ki onlar yalancidirlar.

19. Seytan onlari istilâ etmis, onlara Allah'i anmayi unutturmustur. Onlar, seytanin hizbi (partisi)dir. Iyi bilin ki seytanin partisi kaybedecektir.

20. Allah'a ve Resulüne düsman olanlar var ya, onlar en alçaklar arasindadirlar.

21. Allah: "Elbette ben ve elçilerim galip gelecegiz." diye yazmistir. Süphesiz Allah güçlüdür, galipdir.

22. Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babalari, ogullari, kardesleri, yahut akrabalari da olsa Allah'a ve Resulüne düsman olanlarla dostluk ettigini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmis ve onlari kendinden bir ruh ile desteklemistir. Onlari, altlarindan irmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardir. Allah onlardan razi olmus, onlar da O'ndan razi olmuslardir. Iste onlar Allah'in hizbi (dininin yardimcilari)dir. Iyi bil ki, kurtulusa ulasacak olanlar, Allah'in hizbidir.

MÜDESSİR

Bismillahirrahmanirrahim

1- Ey örtüsüne bürünen (Peygamber)!

2- Kalk artik uyar.

3- Sadece Rabbini yücelt.

4- Elbiseni temizle.

5- Pislikten sakin.

6- Yaptigini çok görerek basa kakma.

7- Rabbin için sabret.

8- O sûra üflendigi zaman,

9- Iste o gün pek zorlu bir gündür.

10- Kâfirler için hiç kolay degildir.

11- Tek olarak yarattigim o kimseyi bana birak.

12- Hem ona bol servet verdim.

13- Hem göz önünde ogullar verdim.

14- Hem ona büyük imkânlar sagladim.

15- Sonra da siddetle arzu eder ki daha da artirayim.

16- Hayir, çünkü o bizim âyetlerimize karsi bir inatçi kesildi.

17- Ben onu dimdik bir yokusa sardiracagim.

18- Çünkü o bir düsündü, ölçtü, biçti.

19- Kahrolasi nasil da ölçtü, biçti.

20- Yine kahrolasi, nasil ölçtü biçti.

21- Sonra bakti.

22- Sonra kasini çatti, surat asti.

23- Sonra arkasini döndü ve büyüklük tasladi.

24- "Bu, dedi, baska degil ögretilegelen bir sihirdir."

25- "Bu, sadece bir insan sözüdür."

26- Ben onu Sekar'a (cehenneme) sokacagim.

27- Bilir misin sen, nedir o sekar?

28- Ne geriye bir sey kor, ne birakir.

29- Durmadan derileri kavurur.

30- Üzerinde ondokuz (melek) vardir.

31- Biz o atesin muhafizlarini hep melekler yaptik. Bunlarin sayilarini da ancak kâfirler için bir imtihan kildik ki, kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, iman edenlerin de imani artsin. Kendilerine kitap verilenler ve müminler süpheye düsmesinler. Kalplerinde hastalik bulunanlarla kâfirler de: "Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler. Iste böyle, Allah diledigini sasirtir, diledigini de yola getirir. Rabbinin ordularini ancak Rabbin bilir. Bu, insanlar için uyaridan baska bir sey degildir.

32- Hayir, andolsun aya,

33- Döndügü an o geceye,

34- Ve açtigi sira o sabaha.

35- Kuskusuz o Sekar, büyük belalardan biridir.

36- Uyarmak için insanlari..

37- Içinizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyen kimseleri..

38- Her nefis kendi kazancina baglidir.

39- Ancak amel defterleri sagindan verilenler hariç.

40- Onlar cennettedirler, sorup dururlar.

41- Suçlularin durumunu.

42- "Nedir sizi Sekar'a sokan?" diye.

43- Suçlular der ki: "Biz namaz kilanlardan degildik."

44- "Yoksula da yedirmezdik."

45- "Bos seylere dalanlarla dalar giderdik."

46- "Ceza gününü yalanlardik."

47- "Nihayet bize ölüm gelip çatti."

48- Artik onlara sefaatçilerin sefaati fayda vermez.

49- Simdi o Kur'ân'dan yüz çevirirlerken ne mazeretleri var?

50- Sanki onlar ürkmüs yaban esekleri.

51- Arslandan kaçmaktalar.

52- Hayir, onlardan her kisi kendisine açilmis sayfalar verilmesini istiyor.

53- Yok, yok onlar ahiretten korkmuyorlar.

54- Hayir, hayir, O kur'ân kuskusuz bir ögüttür.

55. Dileyen onu düsünür.

56-Bununla beraber Allah dilemedikçe onlar ögüt alamazlar. Koruyacak da O'dur, bagislayacak da.



MUHAMMED

Bismillahirrahmanirrahim

1- Inkâr edenlerin ve Allah yolundan alikoyanlarin amellerini Allah bosa çikarir.

2- Iman edip salih amel isleyenlerin ve Rableri tarafindan bir gerçek olarak Muhammed'e indirilen kitaba inananlarin kötülüklerini Allah örter ve durumlarini düzeltir.

3- Bu, inkâr edenlerin batila uymalari ve iman edenlerin de Rablerinden gelen gerçege tâbi olmalarindan dolayi böyledir. Iste böylece Allah insanlara kendi misallerini anlatir.

4- Savasta inkâr edenlerle karsilastiginiz zaman hemen boyunlarini vurun. Nihayet onlara üstün geldiginiz zaman bagi siki baglayip esir alin. Sonra harp agirliklarini atip, savas bitince de onlari ya karsiliksiz olarak, ya da fidye ile saliverin. Allah'in emri budur. Eger Allah dileseydi onlardan baska türlü de intikam alirdi. Fakat böyle olmasi sizi birbirinizle denemek içindir. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onlarin amellerini asla bosa çikarmaz.

5- Allah onlari dogru yola iletecek ve durumlarini düzeltecektir.

6- Onlari, kendilerine tanittigi cennete koyacaktir.

7- Ey iman edenler! Eger siz Allah'in dinine yardim ederseniz Allah da size yardim eder ve ayaklarinizi sabit tutar.

8- Inkâr edenlere gelince, artik yikim onlara. Allah onlarin amellerini bosa çikarmistir.

9- Bu onlarin, Allah'in indirdiklerini begenmediklerinden dolayidir. Allah da bunun için onlarin amellerini bosa çikarmistir.

10- Onlar yeryüzünde bir gezmediler mi? Baksalar ya kendilerinden öncekilerin sonlari nasil olmus? Allah onlarin üzerlerine helak yagdirmistir. Bu kâfirlere de onlarin basina gelenlerin benzerleri yarasir.

11- Bu böyledir. Çünkü Allah iman edenlerin yardimcisidir. Inkâr edenlerin ise yardimcisi yoktur.

12- Süphesiz ki, Allah iman edip salih amel isleyenleri, altlarindan irmaklar akan cennetlere koyar. Inkâr edenler ise dünyada zevk edip geçinirler. Hayvanlarin yedigi gibi yerler. Onlarin varacaklari yer atestir.

13- Ey Muhammed! Seni yurdundan çikaran sehirden daha kuvvetli olan nice sehirler vardi ki biz onlari helâk ettik de onlara yardim eden çikmadi.

14- Rabbi tarafindan apaçik bir delil üzerinde bulunan kimse, kötü isleri kendisine güzel gösterilmis de heveslerinin pesine düsmüs kimseler gibi olur mu?

15- Kötülükten sakinanlara vaad edilen cennetin durumu söyledir: Orada bozulmayan temiz sudan irmaklar, tadi degismeyen sütten irmaklar, içenlere lezzet veren saraptan irmaklar ve süzme baldan irmaklar vardir. Onlar için cennette her çesit meyve ve Rablerinden bir bagislanma vardir. Bunlarin durumu, ateste ebedî olarak kalacak olan ve bagirsaklarini parçalayacak kaynar su içirilen kimsenin durumu gibi olur mu?

16- Ey Muhammed! Onlardan seni dinlemeye gelenler de var. Senin yanindan çiktiklari zaman kendilerine ilim verilen kimselere alay yoluyla: "O demin ne söyledi?" diye sorarlar. Iste onlar Allah'in kalplerini mühürledigi kimselerdir. Onlar sadece kendi heva ve heveslerine uyarlar.

17- Dogru yola girenlere gelince, Allah onlarin hidayetlerini artirmis ve onlara kötülükten sakinma çarelerini ilham etmistir.

18- Artik onlar, kiyamet saatinin kendilerine ansizin gelivermesine mi bakiyorlar? Süphesiz onun alametleri gelmistir. Artik kiyamet kendilerine gelip çatinca anlamalari neye yarar?

19- Ey Muhammed! Bil ki, Allah'tan baska hiçbir ilâh yoktur. Hem kendi günahin için, hem de mümin erkekler ve mümin kadinlar için Allah'tan bagislanma dile. Allah, sizin gezip dolastiginiz yeri de duracaginiz yeri de bilir.

20- Iman edenler: "Keske cihad hakkinda bir sûre indirilse." derlerdi. Ama hükmü açik bir sûre indirilip de, içerisinde savas zikredilince kalplerinde hastalik olanlarin ölüm korkusuyla bayginlik geçiren bir kimsenin bakisi gibi sana baktigini görürsün. Oysa onlar için ölüm yasamaktan daha uygundur.

21- Onlarin vazifesi itaat ve güzel söz söylemekti. Sonra is kesinlesince Allah'in emrine sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayirli olurdu.

22- Demek siz is basina gelecek olursaniz yeryüzünde bozgunculuk çikaracaksiniz ve akrabalik baglarinizi koparacaksiniz öyle mi?

23- Iste onlar, Allah'in lanetledigi, kulaklarini sagir, gözlerini kör ettigi kimselerdir.

24- Onlar Kur'an'i düsünmüyorlar mi? Yoksa kalplerinin üzerinde kilitleri mi var?

25- Gerçekten dogru yol kendilerine açikça belli olduktan sonra gerisin geri küfre dönenlere seytan, kötülüklerini güzel göstermis ve onlari uzun emellere düsürmüstür.

26- Çünkü onlar Allah'in indirdigini begenmeyen kimselere: "Bazi islerde biz size itaat edecegiz." demislerdi. Oysa Allah onlarin gizlediklerini biliyordu.

27- Melekler onlarin yüzlerine ve arkalarina vurarak canlarini alirken durumlari nasil olacak?

28- Bu onlarin Allah'i gazablandiran seylere uymalari ve O'nun rizasina sebep olacak seyleri begenmemelerinden dolayidir. Allah onlarin amellerini bosa çikarmistir.

29- Yoksa kalplerinde hastalik olanlar Allah kendilerinin kinlerini hiç ortaya çikarmaz mi sandilar?

30- Ey Muhammed! Eger biz dileseydik onlari sana gösterirdik. Sen de onlari yüzlerinden tanirdin. Andolsun ki, sen onlari sözlerinin üslubundan da tanirsin. Allah ise bütün yaptiklarinizi bilir.

31- Andolsun ki, biz içinizden cihad edenlerle sabredenleri ortaya çikarincaya ve yaptiklarinizla ilgili haberlerinizi açiklayincaya kadar sizi deneyecegiz.

32- Süphesiz ki, inkâr edenler, Allah yolundan menedenler ve kendilerine dogru yol açikça belli olduktan sonra Peygamber'e karsi gelenler Allah'a hiçbir zarar veremeyeceklerdir. Allah onlarin yaptiklarini bosa çikaracaktir.

33- Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin ve amellerinizi bosa çikarmayin.

34- Süphesiz ki, inkâr edip, Allah yolundan saptiran, sonra da kâfir olarak ölenlere gelince Allah onlari asla bagislamayacaktir.

35- Sakin gevsemeyin ve üstün oldugunuz halde barisa çagirmayin. Allah sizinle beraberdir. O sizin amellerinizi eksiltmeyecektir.

36- Dünya hayati ancak bir oyun ve eglenceden ibarettir. Eger iman eder kötülükten sakinirsaniz, Allah size mükâfatinizi verir. Ve sizden bütün mallarinizi harcamanizi da istemez.

37- Eger sizden onlarin tamamini isteyip de sizi zorlasaydi cimrilik ederdiniz. Bu da sizin bütün kinlerinizi ortaya çikarirdi.

38-Iste sizler Allah yolunda harcamaya çagrilan kimselersiniz. Içinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama cimrilik eden ancak kendi zararina cimrilik eder. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eger siz Hakk'tan yüz çevirirseniz Allah yerinize baska bir kavim getirir. Sonra onlar sizin gibi olmazlar.



MÜLK

Bismillahirrahmanirrahim

1- Mutlak hükümranlik elinde bulunan Allah, yüceler yücesidir ve O'nun her seye gücü yeter.

2- O, hanginizin daha güzel is yapacaginizi denemek için ölümü ve hayati yaratti. O, üstündür, bagislayandir.

3- O, yedi gögü, birbiri üzerine yaratti. Rahmân'in yaratmasinda bir aykirilik, uygunsuzluk görmezsin. Gözünü döndür de bak, bir bozukluk görüyor musun?

4- Sonra gözünü tekrar tekrar döndür (bak). Göz (aradigi bozuklugu bulmaktan) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.

5- Andolsun biz, en yakin gögü kandillerle donattik ve onlari, seytanlar için taslamalar yaptik. Ve onlar için alevli ates azabini hazirladik.

6- Rablerini inkâr edenler için cehennem azabi vardir. Ne kötü gidilecek yerdir o!

7- Oraya atildiklarinda, onun kaynarken çikardigi ugultuyu isitirler.

8- Az daha öfkeden çatlayacak. Her ne zaman oraya bir topluluk atilsa, onun bekçileri onlara: "Size korkutucu bir peygamber gelmemis miydi?" diye sorarlar.

9- Derler: "Evet, bize uyarici geldi ama biz yalanladik ve Allah hiçbir sey indirmedi, siz ancak büyük bir sapiklik içindesiniz." dedik.

10- Ve derler ki: "Eger biz dinleseydik, yahut düsünüp anlasaydik su çilgin atesin halki arasinda bulunmazdik!"

11- Böylece günahlarini itiraf ederler. (Artik) o çilgin ates halki (Allah'in rahmetinden) uzak olsunlar!

12- Fakat daha görmeden Rablerinden korkanlar var ya, iste onlar için bagislanma ve büyük bir mükâfat vardir.

13- Sözünüzü ister gizleyin, ister açiga vurun; bilin ki, O, gögüslerin özünü bilir.

14- Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince isleri görüp bilmektedir ve her seyden haberdardir.

15- O size yeri boyun eger kildi. Haydi onun omuzlarinda (daglarinda, tepelerinde) yürüyün ve Allah'in rizkindan yeyin. Dönüs ancak O'nadir.

17- Yoksa siz, gökte olanin üzerinize tas yagdiran bir kasirga göndermeyeceginden emin misiniz? Tehdidim nasilmis bileceksiniz.

18- Andolsun, onlardan öncekiler de yalanladilar. Ama beni inkâr nasil oldu?

19- Üstlerinde kanatlarini açip yumarak uçan kuslari görmüyorlar mi? Onlari Rahmân'dan baskasi tutmuyor. Dogrusu O, her seyi görmektedir.

20- Rahmân olan Allah'a karsi su size yardim edecek askerleriniz hani kimlerdir? Inkârcilar, ancak derin bir gaflet içinde bulunmaktadirlar.

21- Allah size verdigi riz iverse, size rizik verecek olabilen kimdir? Hayir, onlar azginlik ve nefrette direnip durmaktadirlar.

22- Simdi yüz üstü kapanarak yürüyen mi dogru gider, yoksa dosdogru yolda yürüyen mi?

23- De ki: "Sizi yaratan, size kulaklar gözler ve gönüller veren O'dur. Ne kadar az sükrediyorsunuz!"

24- De ki: "Sizi yerden üreten O'dur ve O'na toplanip götürüleceksiniz."

25- (Onlar): "Dogru iseniz bu tehdit ne zaman olacak?" diyorlar

26- De ki: "(O'na ait) bilgi, Allah'in yanindadir. Ben ancak apaçik bir uyariciyim."

27- Onu yakin görünce inkâr edenlerin yüzleri kötülesti. Ve: "Iste çagirip durdugunuz sey budur!" dendi.

28- De ki: "Baksaniza, eger Allah beni ve benimle beraber olanlari öldürse, yahut bize merhamet etse, kâfirleri aci bir azabdan kim kurtarabilir?

29- De ki: "O çok merhametlidir. O'na inanmis, O'na dayanmisizdir. Yakinda kimin apaçik bir sapiklik içinde oldugunu bileceksiniz."

30-De ki: "Baksaniza, eger suyunuz çekilse, size kim bir akarsu getirebilir?"



MUMİN

Bismillahirrahmanirrahim


1- Hâ Mîm.

2- Bu kitabin indirilisi, çok güçlü ve her seyi bilen Allah tarafindandir.

3- O, günah bagislayici, tevbe kabul edici, azabi siddetli, kerem sahibi Allah'tandir ki O'ndan baska ilâh yoktur. Hem dönüs O'nadir.

4- Allah'in âyetleri hakkinda ancak kâfirler mücadele ederler. Simdi onlarin beldeler içinde dönüp dolasmalari seni aldatmasin.

5- Onlardan önce Nuh kavmi, arkalarindan da çesitli topluluklar yalanlamislardi. Her ümmet, kendi peygamberlerini yakalamak kastinda bulundu. Hakki batilla gidermek için bosuna mücadele ettiler. Ben de onlari tuttum, aliverdim. (Bak o zaman) azabim nasil oldu?

6- Iste o nankörlük eden kâfirlere Rabbinin (azab) sözü öyle hak oldu. Onlar, mutlaka cehennemliktirler.

7- Arsi tasiyanlar ve onun etrafindakiler, Rablerinin hamdiyle tesbih ederler ve O'na inanirlar. Iman etmisler için de söyle bagislanma dilerler: "Ey Rabbimiz! Rahmetin ve ilmin her seyi kusatmistir. O, tevbe edip senin yoluna uyanlari bagisla, onlari cehennem azabindan koru."

8- "Ey Rabbimiz! Hem onlari, hem onlarin atalarindan, zevcelerinden ve zürriyetlerinden iyi olanlari kendilerine vaad buyurdugun Adn cennetlerine koy. Süphesiz çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan sensin."

9- "Onlari fenaliklardan koru. Sen her kimi fenaliklardan korursan, o gün muhakkak onu rahmetinle yarligamissindir. Iste asil büyük kurtulus da budur."

10- O kâfirlere mutlaka söyle bagirilacaktir: "Elbette Allah'in bugzu, sizin nefislerinize bugzunuzdan daha büyüktür. Çünkü siz imana davet ediliyordunuz da inkâr ediyordunuz."

11- Kâfirler diyecekler ki: "Ey Rabbimiz! Sen bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Simdi günahlarimizi anladik. Fakat çikmaya bir yol var mi?"

12- (Onlara söyle cevap verilir): "Bu azab size su sebeptendir: Siz tek Allah'a davet edildiginiz zaman inkâr ettiniz. Ama O'na ortak kosulunca inandiniz. Artik hüküm, o yüce ve büyük Allah'indir."

13- Size âyetlerini gösteren, sizin için gökten bir rizik indiren O'dur. Fakat onlari ancak gönül verip düsünenler anlar.

14- O halde siz, dini Allah için halis kilarak hep O'na yalvarin. Isterse kâfirler hoslanmasinlar.

15- O dereceleri yükselten Ars'in sahibi Allah, o bulusma gününün (kiyametin) dehsetini haber vermek için kullarindan diledigi kimseye emrinden ruh (melek) indiriyor.

16- O gün onlar kabirlerinden meydana firlarlar. Kendilerinin hiçbir seyi Allah'a karsi gizli kalmaz. "Bugün mülk kimindir?" (diye sorulur. Cevaben): "Tek ve kahhar olan Allah'indir." (denir).

17- Bugün her nefis kazandigi ile cezalanacaktir. Bugün zulüm yoktur. Süphesiz Allah, hesabi çabuk görendir.

18- Yaklasmakta olan o felaket (kiyamet) gününü de onlara haber ver. O dem ki yürekler girtlaklara dayanmistir, yutkunup dururlar. Zalimler için ne isinacak bir dost vardir, ne de sözü dinlenecek bir sefaatçi.

19- Allah, gözlerin hain bakisini da bilir, gönüllerin gizledigini de.

20- Allah hakki yerine getirir. Onlarin O'ndan baska yalvardiklari ise hiçbir seyi yerine getiremezler. Çünkü hakkiyla isiten ve gören ancak Allah'tir.

21- Yeryüzünde bir gezmediler mi? Baksalar ya kendilerinden öncekilerin sonlari nasil olmus? Onlar yeryüzünde gerek kuvvetçe ve gerek eserce kendilerinden daha üstündüler. Öyle iken Allah onlari günahlari sebebiyle tutup aliverdi. Kendilerini Allah'in azabindan koruyacak biri bulunmadi.

22- O, sundandi: Onlara peygamberleri apaçik delillerle geliyorlardi. Ama onlar inkâr ettiler. Allah da tuttu kendilerini aliverdi. Çünkü O'nun kuvveti çok, azabi siddetlidir.

23- Andolsun Musa'yi âyetlerimizle ve açik bir delil ile gönderdik.

24- Firavun'a, Hâmân'a ve Karun'a da onlar: "Bu bir sihirbaz, bir yalancidir" dediler.

25- Bunun üzerine Musa, kendilerine tarafimizdan hakki getirince de: "Onunla beraber iman etmis olanlarin ogullarini öldürün, kadinlarini diri tutun." dediler. Fakat o kâfirlerin tuzagi da hep bosa çikmaktadir.

26- Bir de Firavun: "Birakin beni, öldüreyim Musa'yi da o Rabbine dua etsin. Çünkü ben onun, dininizi degistirmesinden veya yeryüzünde bir bozgunculuk çikarmasindan korkuyorum" dedi.

27- Musa da: "Ben hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a siginirim" dedi.

28- Firavun ailesinden imanini saklayan bir adam da söyle dedi: "Bir adami, Rabbim Allah dedigi için öldürecek misiniz? Halbuki o size Rabbinizden delillerle gelmistir. Hem o bir yalanci ise çok sürmez, yalani boynuna geçer. Fakat dogru ise size yaptigi tehditlerin birkismi olsun basiniza gelir. Süphe yok ki Allah asiri giden bir yalanciyi dogru yola çikarmaz."

29- "Ey kavmim! Bugün mülk sizindir. Dünyada yüze çikmis bulunuyorsunuz. Eger gelecek olursa Allah'in hismindan bizi kim kurtarir?" Firavun: "Ben size görüsümden baskasini göstermiyorum ve herhalde ben size dogru yolu gösteriyorum" dedi.

30- O iman etmis olan kimse de: "Ey kavmim! Dogrusu ben sizin hakkinizda Ahzab (önceki çesitli toplumlar)in günleri gibi bir günden korkuyorum."

31- "Nuh Kavmi'nin, Âd'in, Semud'un ve daha sonrakilerin maceralari gibi (bir günün geleceginden korkuyorum). Allah, kullari için bir zulüm istemez."

32- "Ey kavmim! Ben size gelecek o çagrisma gününden (kiyamet gününden) korkuyorum."

33- "O gün arkaniza dönüp kaçacaksiniz. Fakat sizi Allah'tan koruyacak olan yoktur. Her kimi Allah sasirtirsa, artik ona bir yol gösterici bulunmaz."

34- Bundan önce size delillerle Yusuf gelmisti. O zaman da onun size getirdigi

hakikatte süphe edip durmustunuz. Nihayet vefat ettiginde de "Bundan sonra Allah asla peygamber göndermez" dediniz. Iste asiri süpheci olanlari Allah böyle sasirtir.

35- Onlar, kendilerine gelmis bir delil olmaksizin, Allah'in âyetleri hakkinda mücadele ederler. Bu durum, Allah katinda ve iman edenler yaninda büyük bir bugzu gerektirir. Iste Allah, her böbürlenen zorbanin kalbini öyle bir tabiat ile mühürler.

36- Firavun dedi ki: "Ey Hâmân! Bana bir kule yap, belki ben o yollara ulasabilirim."

37- "Göklerin yollarina ulasabilirim de, Musa'nin ilâhinin ne oldugunu anlarim. Ben onu mutlaka yalanci saniyorum." Iste böylece Firavun'a kötü ameli süslü gösterildi de yoldan çikarildi. Çünkü Firavun düzeni hep bosa çikar.

38- O iman etmis olan kimse dedi ki: "Ey kavmim! Bana uyun ki size dogru yolu göstereyim."

39- "Ey kavmim! Bu dünya hayati ancak geçici bir menfaatten ibarettir. Ahiret ise durulacak karar yurdudur."

40- "Her kim bir kötülük yaparsa, ona ancak yaptiginin bir misli ile ceza verilir. Erkek veya kadin, her kim de mümin olarak iyi bir amel islerse, iste onlar cennete girerler. Orada kendilerine hesapsiz rizik verilir."

41- "Hem ey kavmim! Niçin ben sizi kurtulusa davet ederken, siz beni atese davet ediyorsunuz?"

42- "Siz beni Allah'i inkâr etmeye ve bence hiç ilimde yeri olmayan seyleri O'na ortak kosmaya davet ediyorsunuz. Ben ise sizi o çok güçlü ve çok bagislayici olan Allah'a davet ediyorum."

43- "Hiç inkâr edilemez ki, gerçekten sizin beni davet ettiginiz seyin dünyada da, ahirette de bir davet hakki yoktur. Hepimizin dönüsü Allah'adir. Süphesiz haddi asanlarin hepsi cehennemliktir."

44- "Siz benim söylediklerimi sonra anlayacaksiniz. Ben isimi Allah'a havale ediyorum. Süphesiz Allah, kullarini görür, gözetir."

45- Allah o mümini, onlarin kurduklari tuzaklarin kötülüklerinden korudu. Firavun'un adamlarini ise, o kötü azab kusatti.

46- Onlar, sabah aksam atese arzolunurlar. Kiyamet kopacagi gün de: "Firavun hanedanini azabin en siddetlisine tikin!" (denilecektir).

47- Hele ates içinde birbirlerini protesto ederlerken, zayif olanlar, büyüklük taslayanlara: "Hani bizler size tabi idik. Simdi siz bizden bir ates nöbetini savabiliyor musunuz?" derler.

48- Büyüklük taslayanlar da söyle derler: "Evet, hepimiz onun içindeyiz. Allah kullari arasinda hükmünü vermistir."

49- Atestekiler, cehennem bekçilerine derler ki: "Rabbinize dua edin de bir gün olsun bizden azabi biraz hafifletsin."

50- Bekçiler de: "Size peygamberleriniz mucizelerle gelmiyorlar miydi?" diye sorarlar. Onlar: "Evet" derler. Bekçiler: "Öyle ise kendiniz dua edin" derler. Kâfirlerin duasi ise hep çikmazdadir.

51- Biz peygamberimize ve inananlara hem dünya hayatinda hem de sahitlerin sahitlik edecekleri günde (kiyamette) elbette yardim ederiz.

52- O gün zalimlere özür dilemeleri fayda vermez. Onlara lanet vardir, onlara yurdun kötüsü (cehennem) vardir.

53- Andolsun ki biz Musa'ya o hidayeti verdik ve Israilogullarina o kitabi miras kildik.

54- (Bunu) Akli basinda olanlara bir yol gösterici ve bir hatirlatma olsun diye (böyle yaptik).

55- O halde sabret. Çünkü Allah'in vaadi haktir. Hem günahindan dolayi istigfar et ve aksam sabah Rabbini hamdiyle tesbih et.

56- Kendilerine gelmis kesin bir delil olmaksizin, Allah'in âyetleri hakkinda mücadele edenlerin gögüslerinde ancak yetisemeyecekleri bir kibir vardir. Sen hemen Allah'a sigin. Çünkü her seyi isiten ve gören O'dur.

57- Elbette göklerin ve yerin yaratilmasi, insanlarin yaratilmasindan daha büyüktür. Fakat insanlarin çogu bilmezler.

58- Kör ile gören bir olmaz, iman edip salih ameller isleyen kimseler ile kötülük yapan da bir degildir. Ne kadar da az düsünüyorsunuz!

59- Herhalde o saat (kiyamet) muhakkak gelecektir. Onda süphe yok. Fakat insanlarin çogu inanmazlar.

60- Halbuki Rabbiniz: "Bana yalvarin, dua edin ki size karsilik vereyim. Çünkü bana ibadet etmekten kibirlenip yüz çevirenler yarin horlanmis olarak cehenneme gireceklerdir." buyurdu.

61- Içinde dinlenesiniz diye geceyi, göz açici bir aydinlik olarak da gündüzü sizin için yaratan Allah'tir. Gerçekten Allah insanlara karsi bir lütuf sahibidir. Fakat insanlarin çogu sükretmezler.

62- Iste Rabbiniz, her seyin yaraticisi olan o Allah'tir. O'ndan baska ilâh yoktur. O halde (haktan) nasil çevrilirsiniz?

63- Iste Allah'in âyetlerini inkâr edenler böyle çevriliyorlar.

64- Allah, O'dur ki sizin için yeri bir karargâh, gögü de bir bina yapmistir. Size sekil vermis, sonra sekillerinizi güzellestirmistir. Hos nimetlerden size rizik vermistir. Iste Rabbiniz o Allah'tir. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir!

65- Daimî bir hayat sahibi ancak O'dur. O'ndan baska ilâh yoktur. Onun için dini halis kilarak O'na, hep O'na yalvarin. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.

66- De ki: "Bana Rabbimden apaçik deliller geldigi zaman, ben o sizin Allah'i birakip taptiklariniza ibadet etmekten kesinlikle men edildim ve bana âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi."

67- "Sizi (önce) bir topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir aleka (embriyo)dan yaratan, sonra sizi bir bebek olarak çikaran, sonra güçlü kuvvetli bir çaga erismeniz, sonra da ihtiyarlar olmaniz için yasatip büyüten O'dur. Içinizden kimi de daha önce vefat ettiriliyor. (Bunlari Allah) belirli bir süreye ulasasiniz ve aklinizi kullanasiniz diye (böyle yapiyor)."

68- O, hem yasatir, hem öldürür. O, bir sey yapmak isteyince ona sadece "ol!" der, o sey de hemen oluverir.

69- Bakmaz misin simdi Allah'in âyetleri hakkinda mücadeleye kalkanlara! (Haktan) nasil döndürülüyorlar?

70- Kitaba ve Resullerimizi gönderdigimiz seylere yalan diyenler, artik ilerde bilecekler.

71- O zaman boyunlarinda halkalar ve zincirler oldugu halde sürükleneceklerdir.

72- Kaynar suda, sonra da ateste kaynatilacaklardir.

73- Sonra da onlara: "Nerede o ortak kostuklariniz?" denilecek.

74- O Allah'tan baskalari (nerede denilecek). Onlar da diyecekler ki: "Hepsi bizden uzaklasip gittiler. Daha dogrusu biz bundan önce hiçbir seye ibadet etmiyormusuz." Iste Allah, o kâfirleri böyle sasirtir.

75- Bunun sebebi sudur: Çünkü siz yeryüzünde haksiz yere seviniyor ve güveniyordunuz.

76- Içlerinde ebedî olarak kalmak üzere cehennemin kapilarindan girin. Bak ne kötü o kibirlenenlerin yeri?

77- Ey Muhammed! Sen sabret, süphesiz Allah'in vaadi haktir, mutlaka gerçeklesecektir. Onlara yaptigimiz tehdidin bir kismini sana göstersek de veya seni vefat ettirsek de onlar mutlaka döndürülüp bize getirileceklerdir.

78- Andolsun ki biz senin önünden nice peygamberler göndermisizdir. Onlardan kimini sana anlatmisiz, kimini de anlatmamisizdir. Hiçbir peygamber, Allah'in izni olmaksizin bir mucize getiremez. Allah'in emri gelince de hak yerine getirilir. Batil bir dava pesinde kosanlar, iste bu noktada hüsrana ugrarlar.

79- Kimine binesiniz, kimini de yiyesiniz diye sizin için o yumusak basli hayvanlari yaratan Allah'tir.

80- Sizin için onlarda daha nice menfaatler vardir. Onlarin üzerinde gönüllerinizdeki bir arzuya erersiniz. Hem onlar üzerinde, hem de gemiler üzerinde tasinirsiniz.

81- Allah size âyetlerini gösteriyor. Simdi Allah'in âyetlerinin hangisini inkâr edersiniz?

82- Daha yeryüzünde gezip de bir bakmazlar mi? Kendilerinden öncekilerin sonu nasil olmus? Onlar kendilerinden hem daha çok, hem de kuvvetçe ve yeryüzündeki eserlerinin saglamligi bakimindan daha çetindiler. Öyle iken o kazandiklari seyler, kendilerini kurtaramadi.

83- Çünkü onlara peygamberleri, delillerle geldikleri zaman, kendilerinde bulunan ilme güvendiler de o alay ettikleri sey onlari kusativerdi.

84- O zaman hismimizi gördüklerinde: "Allah'in birligine inandik ve O'na sirk kostugumuz seyleri inkâr ettik" dediler.

85- Ama hismimizi gördükleri zamanki imanlari kendilerine fayda verecek degildi. Allah'in, kullari hakkindaki geçe gelen kanunu budur. Iste kâfirler bu noktada hüsrana düstüler.



MUMİNUN

Bismillahirrahmanirrahim

1- Gerçekten müminler kurtulusa ermistir,

2- Onlar ki, namazlarinda husû içindedirler,

3- Onlar ki, bos ve yararsiz seylerden yüz çevirirler,

4- Onlar ki, zekat (vazifelerini) yerine getirirler,

5- Ve onlar ki, iffetlerini korurlar,

6- Ancak esleri ve ellerinin sahip oldugu (cariyeleri) hariç. (Bunlarla iliskilerinden dolayi) kinanmis degillerdir.

7- Su halde, kim bunun ötesine gitmeyi isterse, iste bunlar , haddi asan kimselerdir.

8- Yine onlar ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler,

9- Ve onlar ki, namazlarini muhafaza ederler,

10- Iste asil onlar varislerdir.

11- Ki, Firdevs'e varis olan bu kimseler orada ebedî kalirlar.

12- And olsun biz insani, çamurdan, bir sülâleden (süzülüp çikarilmis çamurdan) yarattik.

13- Sonra onu emin ve saglam bir karargahta (rahimde) nutfe (sperma) haline getirdik.

14- Sonra nutfeyi bir alaka (embrio) yarattik, derken o alakayi bir mudga (bir çignem et parçasi halinde) yarattik, derken o mudgayi bir takim kemik yarattik, derken o kemiklere bir et giydirdik, sonra onu diger bir yaratik olarak tesekkül ettirdik. Yapip yaratanlarin en güzeli olan Allah, pek yücedir.

15- Sonra siz bunun ardindan, muhakkak ki öleceksiniz.

16- Sonra da siz, süphesiz, kiyamet gününde tekrar diriltileceksiniz.

17- Andolsun biz, sizin üstünüzde yedi yol yarattik. Biz, yaratmaktan habersiz degiliz.

18- Gökten uygun bir ölçüde yagmur indirip onu yerde durgunlastirdik. Bizim onu gidermeye de elbet gücümüz yeter.

19- Böylece onun (yagmurun) sayesinde sizin yarariniza hurma bahçeleri ve üzüm baglari meydana getirdik ki, bunlarda sizin için bir çok meyveler vardir ve siz onlardan yersiniz.

20- Tûr-i Sinâ'da (dahi) yetisen bir agaç da meydana getirdik ki, bu agaç, hem yag, hem de yiyenlerin ekmegine katik edecekleri (zeytin) verir.

21- Hayvanlarda da sizin için elbette ibretler vardir. Onlarin karinlarindakilerden size içiririz. Onlarda sizin için birtakim faydalar daha vardir; ayrica etlerini yersiniz.

22- Hem onlara ve hem gemiye yüklenirsiniz.

23- And olsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik. "Ey kavmim dedi, Allah'a kulluk edin. O'ndan baska tanriniz yoktur. Hâlâ sakinmaz misiniz?"

24- Bunun üzerine, kavminin içinden kâfir kodaman toplulugu "Bu, dediler, tipki sizin gibi bir beser olmaktan baska bir sey degildir. Size üstün ve hakim olmak istiyor. Eger Allah (peygamber göndermek) isteseydi, muhakkak ki bir melek gönderirdi. Biz geçmisteki atalarimizdan böyle bir sey duymadik."

25- "Bu, yalnizca kendisinde delilik bulunan bir kimsedir. Öyle ise, bir süreye kadar ona katlanip (durumu) gözetleyin bakalim."

26- Nuh: "Rabbim! dedi, beni yalana çikarmalarina karsi bana yardim et!"

27- Bunun üzerine ona söyle vahyettik: Bizim nezaretimiz altinda ve vahyimizle gemiyi yap. Bizim emrimiz gelip de tandir kaynayinca, her cinsten esler halinde iki tane ve bir de içlerinden, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmis olanlarin disindaki aileni gemiye al. Zulmetmis olanlar konusunda bana hiç yalvarma! Zira onlar kesinlikle bogulacaklardir!

28- Sen, yanindakilerle beraber gemiye yerlestiginde: "Bizi zalimler toplulugundan kurtaran Allah'a hamdolsun" de.

29- Ve de ki: "Rabbim! Beni mübarek bir yere indir. Sen, konuklatanlarin en hayirlisisin."

30- Süphesiz bunda sizin için birtakim ibretler vardir. Çünkü biz, kullarimizi böyle denemisizdir.

31- Sonra onlarin ardindan bir baska nesil getirdik.

32- Bunun üzerine, onlar arasindan kendilerine, "Allah'a kulluk edin; çünkü sizin O'ndan baska bir tanriniz yoktur. Hâlâ Allah'tan korkmaz misiniz? (mesajini ileten) bir resul gönderdik.

33- Onun kavminden, kâfir olup ahirete ulasmayi yalanlayan ve dünya hayatinda kendilerine refah verdigimiz kodaman güruh dedi ki: "Bu dediler, sadece sizin gibi bir insandir; sizin yediginizden yer, sizin içtiginizden içer."

34- "Gerçekten, tipki kendiniz gibi bir besere itaat ederseniz herhalde ziyan edersiniz."

35- "Size, öldügünüz, toprak ve kemik yigini haline geldiginizde, mutlak surette sizin (tekrar) meydana çikarilacaginizi mi vaad ediyor?"

36- "Heyhât o size vaad edilen sey ne kadar uzak!"

37- "Dünya hayatindan baska gerçek yoktur. (Kimimiz) ölürüz, (kimimiz) yasariz; bir daha diriltilecek degiliz."

38- "Bu adam, sadece Allah hakkinda yalan uyduran bir kimsedir; biz ona inanmiyoruz."

39- O Peygamber: "Rabbim, dedi, beni yalanlamalarina karsi bana yardimci ol!"

40- Allah söyle buyurdu: "Pek yakinda onlar pisman olacaklar!"

41- Nitekim, Hak tarafindan korkuç bir ses yakalayiverdi onlari! Kendilerini hemen çepeçevre kusattik. Zalimler toplulugunun cani cehenneme!

42- Sonra onlarin ardindan bir baska nesil getirdik.

43- Hiçbir ümmet, ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.

44- Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik. Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldigi her defasinda, onlar bu peygamberi yalanladilar; biz de onlari birbiri ardindan (yokluga) yuvarladik ve onlari efsâne yaptik. Artik iman etmeyen kavmin cani cehenneme!

45- Sonra birtakim âyetlerimiz ve açik bir ferman ile Musa'yi ve kardesi Harun'u gönderdik.

46- Firavun'a ve ileri gelenlerine de (gönderdik). Bunun üzerine onlar kibire kapildilar ve ululuk taslayan zorba bir kavim oldular.

47- Onun için: Biz, dediler, "kavimleri bize kölelik ederken bizim benzerimiz olan bu iki adama inanacak miyiz?"

48- Böylece onlari yalanladilar, bu yüzden de helâk edilenlerden oldular.

49- Andolsun biz Musa'ya belki onlar yola gelirler diye, o kitabi da verdik.

50- Meryemoglunu ve annesini de (kudretimize) bir alâmet kildik; onlari, yerlesmeye elverisli, sulu bir tepeye yerlestirdik.

51- Ey peygamberler! Temiz ve helal olan seylerden yiyin; güzel amel ve hareketlerde bulunun. Çünkü ben sizin yaptiklarinizi bilirim.

52- "Ve iste bu sizin ümmetiniz bir tek ümmet ve ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise benden sakinin." (denildi).

53- Derken insanlar kendi aralarindaki islerini parça parça böldüler. Her grup, kendinde bulunan ile sevinip böbürlendi.

54- Sen simdi onlari bir zamana kadar gaflet ve sapikliklari ile basbasa birak!

55- Saniyorlar mi ki, onlara verdigimiz servet ve ogullar ile,

56- Kendilerine faydalar saglamak için can atiyoruz. Hayir, onlar isin farkina varamiyorlar.

57- Rablerine olan saygidan dolayi titreyenler,

58- Rablerinin âyetlerine inananlar,

59- Rablerine ortak tanimayanlar,

60- Ve, Rablerine dönecekleri için yapmakta olduklari isleri kalpleri titreyerek yapanlar;

61- Iste onlar, iyiliklere kosusurlar ve iyilik için yarisirlar.

62- Biz hiç kimseyi, gücünün yettiginden baskasi ile yükümlü kilmayiz. Nezdimizde hakki söyleyen bir kitap vardir ve onlar haksizliga ugratilmazlar.

63- Hayir, onlarin kalpleri bu hususta cehalet içindedir. Ayrica onlarin bundan öte birtakim kötü isleri vardir ki, onlar bu isleri yapar dururlar.

64- Nihayet, refah ve bolluk içinde olanlarini sikintiya ugrattigimizda, bakarsin ki onlar feryadi basarlar.

65- Bosuna feryad etmeyin bugün! Zira bizden yardim göremeyeceksiniz.

66- Çünkü âyetlerimiz size okunurdu da, buna karsi siz arkanizi dönerdiniz.

67- Kafa tutardiniz ve geceleyin hezeyanlar savururdunuz.

68- Onlar bu sözü (Kur'ân'i) hiç düsünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha önce geçmisteki atalarina gelmeyen bir sey mi geldi?

69- Yoksa peygamberlerini tanimadilar da bu yüzden mi onu inkâr ediyorlar?

70- Yoksa onda bir delilik oldugunu mu söylüyorlar? Aksine o, kendilerine hakki getirmistir. Halbuki onlar haktan hoslanmamaktadirlar.

71- Eger hak, onlarin kötü arzu ve isteklerine uysaydi, mutlaka gökler ve yer ile bunlarda bulunan kimseler bozulur giderdi. Hayir, biz onlara san ve sereflerini getirdik; fakat onlar kendi sereflerine sirt çevirirler.

72- (Resulüm!) Yoksa sen onlardan bir haraç mi istiyorsun? Rabbinin vergisi daha hayirlidir. O, rizik verenlerin en hayirlisidir.

73- Gerçek su ki sen onlari dogru bir yola çagiriyorsun.

74- Fakat ahirete inanmayanlar ise, israrla yoldan çikmaktadirlar.

75- Eger onlara aciyip da için de bulunduklari sikintiyi giderseydik, iyice körleserek azginliklarinda büsbütün direnirlerdi.

76- Andolsun, biz onlari sikintiya düsürdük de yine Rablerine boyun egmediler, tazarru' ve niyazda da bulunmadilar.

77- Nihayet üzerlerine, azabi çok siddetli bir kapi açtigimiz zaman, bir de bakarsin ki onlar orada saskin ve ümitsiz kalmislardir!

78- Halbuki sizin için o kulagi, o gözleri ve o gönülleri yaratan O'dur. Ne de az sükrediyorsunuz!

79- Ve sizi yeryüzünde yaratip türeden O'dur. Sirf O'nun huzuruna toplanacaksiniz.

80- Ve O, yasatan ve öldürendir; gecenin ve gündüzün degismesi O'nun eseridir. Hâlâ aklinizi kullanmaz misiniz?

81- Hayir, öncekilerin söylediklerinin benzerini söylediler.

82- Dediler ki: "Sahi biz, ölüp de bir toprak ve kemik yigini haline gelmisken, mutlaka yeniden diriltilecegiz öyle mi?"

83- "Yemin ederiz ki, gerek bize, gerekse daha önce atalarimiza böyle bir vaadde bulunuldu; (fakat) bu geçmistekilerin masallarindan baska bir sey degildir!"

84- (Resulüm!) de ki: "Eger biliyorsaniz (söyleyin bakalim), bu dünya ve onda bulunanlar kime aittir?"

85- "Allah'a aittir" diyecekler. "Öyle ise siz hiç düsünüp tasinmaz misiniz?" de.

86- "Yedi kat göklerin Rabbi, azametli Ars'in Rabbi kimdir?" diye sor.

87- "(Onlar da) Allah'indir." diyecekler. "Su halde siz Allah'tan korkmaz misiniz?" de.

88- "Eger biliyorsaniz (söyleyin), her seyin melekûtu (mülkiyeti ve yönetimi) kendisinin elinde olan, kendisi her seyi koruyup kollayan; fakat kendisi korunmayan (buna muhtaç olmayan) kimdir?" diye sor.

89- "(Bunlar da) Allah'indir." diyecekler. "Öyle ise nasil olur da büyülenirsiniz?" de.

90- Dogrusu biz onlara hakki getirdik; onlar ise cidden yalancidirlar.

91- Allah evlat edinmemistir; O'nunla beraber hiçbir ilâh da yoktur. Aksi takdirde her ilâh kendi yarattigini sevk ve idare eder ve bir gün mutlaka onlardan biri digerine galip gelirdi. Allah, onlarin yakistirdiklari seylerden münezzehtir.

92- Allah, gaybi da, açik olani da bilir. O, müsriklerin ortak kostuklari seylerden çok yüce ve münezzehtir.

93- (Resulüm!) De ki: Rabbim! Eger onlara yöneltilen tehdidi (dünyevî sikintiyi ve uhrevî azabi) mutlaka göstereceksen,

94- Bu durumda beni, o zalimler toplulugunda bulundurma, Rabbim!

95- Biz, onlara yönelttigimiz tehdidi sana göstermeye elbette ki kadiriz.

96- Sen, kötülügü en güzel bir tutumla sav, çünkü biz onlarin yakistirmakta olduklari seyi çok iyi bilmekteyiz.

96- Sen, kötülügü en güzel bir tutumla sav, çünkü biz onlarin yakistirmakta olduklari seyi çok iyi bilmekteyiz.

97- Ve de ki: Rabbim! Seytanlarin kiskirtmalarindan sana siginirim!

98- Onlarin yanimda bulunmalarindan da sana siginirim.

99- Nihayet onlardan (müsriklerden) birine ölüm gelip çattiginda, "Rabbim, der, lütfen beni (dünyaya) geri gönder,"

100- "Ta ki, bosa geçirdigim dünyada iyi is (ve hareketler) yapayim." Hayir! Onun söyledigi bu söz (bos) laftan ibarettir. Onlarin gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardir.

101- Sûr'a üflendigi zaman aralarinda artik ne soysop (çekismesi) vardir, ne de birbirlerini sorusturacaklardir.

102- Böylece kimlerin tartilari agir basarsa, iste asil bunlar kurtulusa erenlerdir.

103- Kimlerin de tartilari hafif gelirse, artik bunlar da kendilerine yazik etmislerdir; (çünkü onlar) ebedî cehennemdedirler.

104- Orada disleri siritir halde iken ates yüzlerini yalar.

105- (Allah Teâlâ,) Size âyetlerim okunurdu da, siz onlari yalanlardiniz degil mi?... der.

106- Derler ki: Rabbimiz! Azginligimiz bizi altetti; biz, bir sapiklar toplulugu idik.

107- Rabbimiz! Bizi buradan çikar. Eger bir daha (ettiklerimize) dönersek, artik belli ki biz zalim insanlariz.

108- (Allah) buyurur ki: Alçaldikça alçalin orada! Bana konusmayin artik.

109- Çünkü kullarimdan bir zümre "Rabbimiz! Biz iman ettik; öyle ise bizi bagisla, bize merhamet et, sen, merhametlilerin en iyisisin." diyorlardi.

110- Iste siz onlari alaya aldiniz; sonunda bu davranisiniz size beni yâd etmeyi unutturdu; çünkü siz onlara gülüyordunuz.

111- Bugün ben onlara, sabrettiklerinin karsiligini verdim; onlar, hakikaten muradlarina erenlerdir.

112- (Allah inkârcilara) "Yeryüzünde kaç yil kaldiniz?" diye sorar.

113- "Bir gün veya günün bir kismi kadar kaldik. Iste bilenlere sor." derler.

114- (Allah) buyurur ki: Sadece az bir süre kaldiniz; keske siz (bunu) bilmis olsaydiniz!

115- Sizi sadece bos yere yarattigimizi ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceginizi mi sandiniz?

116- Mutlak hâkim ve hak olan Allah, çok yücedir. O'ndan baska ilâh yoktur. O, bereketli Ars'in sahibidir.

117- Her kim Allah ile birlikte diger bir tanriya taparsa -ki bu hususla ilgili hiçbir delili yoktur o kimsenin hesabi ancak Rabbinin nezdindedir. Surasi muhakkak ki, kâfirler kurtulusa eremezler.

118- Resulüm! De ki: "Rabbim, bagisla ve merhamet et! Sen merhametlilerin en iyisisin."
MÜMTEHİNE

Bismillahirrahmanirrahim

1. Ey inananlar! Benim de düsmanim, sizin de düsmaniniz olan kimseleri dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçegi inkar ettikleri, Rabbiniz Allah'a inandiginizdan dolayi Resulü ve sizi (yurdunuzdan sürüp) çikardiklari halde siz onlara sevgi ulastiriyorsunuz. Eger benim yolumda savasmak ve benim rizami kazanmak için çiktinizsa içinizde onlara sevgi mi gizliyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediginiz ve açiga vurdugunuz her seyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa dogru yoldan sapmis olur.

2. Sayet onlar sizi ele geçirirlerse, size düsman kesilecekler, size ellerini ve dillerini kötülükle uzatacaklardir. Zaten inkar edivermenizi istemektedirler.

3. Kiyamet günü yakinlariniz ve çocuklariniz size fayda vermezler. Çünkü Allah aranizi ayirir. Allah yaptiklarinizi görendir.

4. Ibrahim'de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için güzel bir misal vardir, onlar kavimlerine demislerdi ki: "Biz sizden ve sizin Allah'tan baska taptiklarinizdan uzagiz. Sizi tanimiyoruz. Siz bir tek Allah'a inanincaya kadar sizinle bizim aramizda sürekli bir düsmanlik ve nefret belirmistir." Yalniz Ibrahim'in babasina: "Senin için magfiret dileyecegim, fakat senin için Allah'tan (gelecek) hiçbir seyi (önlemeye) gücüm yetmez." demesi hariç. Rabbimiz! Yalniz sana dayandik, sana yöneldik. Dönüsümüz de ancak sanadir.

5. "Rabbimiz! Bizi inkar edenler için bir fitne kilma, (onlara maglub etme!) bizi bagisla! Ey Rabbimiz! Yegane gâlib ve hikmet sahibi ancak sensin."

6. Andolsun, onlarda sizin için, Allah'i ve ahiret gününü arzulayanlara güzel bir örnek vardir. Kim yüz çevirirse süphesiz Allah, zengindir, hamde layik olandir.

7. Olur ki Allah sizinle düsmanlariniz arasinda yakinda bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok bagislayan, çok merhamet edendir.

8. Allah sizi, din hakkinda sizinle savasmayan ve sizi yurtlarinizdan çikarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Çünkü Allah adalet yapanlari sever.

9. Allah sizi, ancak sizinle din hakkinda savasan, sizi yurtlarinizdan çikaran ve çikarilmaniz için yardim eden kimselere dost olmaktan men eder. Kim onlarla dost olursa iste zalimler onlardir.

10. Ey iman edenler! Mümin kadinlar hicret ederek size geldigi zaman, onlari imtihan edin. Allah onlarin imanlarini daha iyi bilir. Eger siz de onlarin inanmis kadinlar oldugunu ögrenirseniz onlari kâfirlere geri döndürmeyin. Bunlar onlara helal degildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onlarin (kocalarinin) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiginiz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadinlari nikâhinizda tutmayin, sarfettiginizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. Allah'in hükmü budur. Aranizda O, hükmeder, Allah bilendir, hikmet sahibidir.

11. Eger eslerinizden biri, sizden kâfirlere kaçar da siz de savasta galip durumda olursaniz, esleri gitmis olanlara ganimetten, harcadiklari kadar verin. Inandiginiz Allah'a karsi gelmekten sakinin.

12. Ey Peygamber! Inanmis kadinlar sana gelip Allah'a hiçbir seyi ortak kosmamalari, hirsizlik etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarini öldürmemeleri, elleri ile ayaklari arasinda bir iftira uydurup getirmemeleri, iyi bir iste sana karsi gelmemeleri hususunda sana bey'at ederlerse onlarin bey'atlarini al ve onlar için Allah'tan magfiret dile. Süphesiz Allah, çok bagislayan, çok merhamet edendir.

13. Ey inananlar, Allah'in gazab ettigi kimselerle dostluk etmeyin. Kâfirler, mezarlik halkindan nasil ümidi kesmisse, onlar da ahiretten öyle ümidi kesmislerdi



MUNAFİKUN

Bismillahirrahmanirrahim

1- Münafiklar sana geldikleri vakit: "Sahitlik ederiz ki sen muhakkak Allah'in elçisisin." derler. Senin mutlaka kendisinin elçisi oldugunu Allah bilir ve Allah münafiklarin yalanci olduklarina sahitlik eder.

2- Yeminlerini kalkan yapip (insanlari) Allah'in yolundan çevirdiler. Onlarin yaptiklari ne kötüdür!

3- Bunun sebebi sudur: Onlar inandilar, sonra inkar ettiler, bu yüzden kalblerinin üzeri mühürlendi. Artik onlar anlamazlar.

4- Onlari gördügün zaman kaliplari hosuna gider, konusurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki dayanmis keresteler gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanirlar. Onlar düsmandir, onlardan sakin. Allah onlari kahretsin! Nasil olup da döndürülüyorlar?

5- Onlara: "Gelin, Allah'in Resulü sizin için magfiret dilesin." denildigi zaman baslarini çevirirler ve onlarin, büyüklük taslayarak yüz çevirdiklerini görürsün.

6- Onlara magfiret dilesen de, dilemesen de onlar için birdir. Allah onlari bagislamayacaktir. Çünkü Allah, yoldan çikmis bir toplumu yola iletmez.

7- Onlar öyle kimselerdir ki: "Allah'in elçisinin yaninda bulunanlari beslemeyin ki dagilip gitsinler." diyorlar. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah'indir, fakat münafiklar anlamazlar.

8- Diyorlar ki: "Andolsun, eger Medine'ye dönersek, daha üstün olan, daha alçak olani oradan mutlaka çikaracaktir." Üstünlük, ancak Allah'a, O'nun elçisine ve müminlere mahsustur. Fakat münafiklar bilmezler.

9- Ey Inananlar! Mallariniz ve çocuklariniz sizi Allah'i anmaktan alikoymasin. Kim bunu yaparsa iste onlar ziyana ugrayanlardir.

10- Birinize ölüm gelip de: "Rabbim, beni yakin bir süreye kadar erteleseydin de sadaka verip iyilerden olsaydim!" demesinden önce, size verdigimiz riziktan (Allah) için harcayin.

11-Allah süresi geldigi zaman hiç bir cani ertelemez. Allah yaptiklarinizdan haberdardir.



MURSELAT

Bismillahirrahmanirrahim

1- Andolsun birbiri ardinca gönderilenlere,

2- Büküp devirenlere,

3- Yaydikça yayanlara,

4- Seçip ayiranlara,

5- Bir ögüt birakanlara,

6- Gerek özür için olsun, gerek uyari için,

7- Herhalde size vaad olunan kesinlikle olacaktir.

8- Hani o yildizlar silindigi zaman,

9- Gök yarildigi zaman,

10- Daglar savruldugu zaman,

11- Elçiler, tayin edilen vakitlerine erdirildikleri zaman,

12- Bunlar hangi güne ertelendiler?

13- Hüküm gününe..

14- Bildin mi, nedir o hüküm günü?

15- O gün yalanlayanlarin vay haline!

16- Biz, öncekileri helak etmedik mi?

17- Sonra geridekileri de onlara katariz.

18- Biz suçlulara böyle yapariz.

19- O gün yalanlayanlarin vah haline!

20- Biz sizi âdi bir sudan yaratmadik mi?

21- Onu saglam bir yerde oturttuk.

22- Belli bir süreye kadar.

23- Demek ki biçimlendirmisiz. Ne güzel biçimlendireniz biz.

24- O gün yalanlayanlarin vay haline!

25- Yeryüzünü bir tokat (toplanma yeri) yapmadik mi?

26- Gerek diriler, gerekse ölüler için.

27- Orada yüksek yüksek daglar oturtup da size bir tatli su sunmadik mi?

28- O gün yalanlayanlarin vay haline!

29- (Kiyameti yalanlayanlara söyle denir): "Haydin gidin o yalanladiginiz seye dogru."

30- "Haydi gidin o üç çatalli gölgeye (cehenneme)."

31- O, ne gölgelendirir, ne alevden korur.

32- O, saray gibi kivilcimlar atar.

33- Sanki o kivilcimlar, sari sari (erkek deve sürüleridir).

34- O gün yalanlayanlarin vay haline!

35- Bugün, konusamiyacaklari gündür.

36- Kendilerine izin de verilmez ki, özür beyan etsinler.

37- O gün yalanlayanlarin vay haline!

38- Bu, iste o hüküm günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya topladik.

39- Bir hileniz varsa beni atlatin.

40- O gün yalanlayanlarin vay haline!

41- Kuskusuz takva sahipleri gölgeler altinda ve pinar baslarindadir.

42- Canlarinin çektiginden türlü meyveler arasindadirlar.

43- (Onlara): "Yaptiklariniza karsilik afiyetle yiyin, için" (denir).

44- Iste biz güzel amel isleyenleri böyle mükafatlandiririz.

45- O gün yalanlayanlarin vay haline!

46- Yiyin, zevklenin biraz, çünkü siz suçlularsiniz.

47- O gün yalanlayanlarin vay haline!

48- Onlara: "Rüku edin" denildigi zaman etmezler.

49- Vay haline o gün yalanlayanlarin!

50-Artik bundan (Kur'an'dan) sonra hangi söze inanacaklar?



MUTAFFİFİN

Bismillahirrahmanirrahim

1- Eksik ölçüp tartanlarin vay haline!

2- Onlar insanlardan kendilerine bir sey aldiklari zaman tam ölçerler.

3- Kendileri baskalarina bir sey ölçtükleri veya tarttiklari zaman eksik ölçer ve tartarlar.

4- Onlar tekrar diriltileceklerini zannetmiyorlar mi?

5- Büyük bir gün için.

6- Öyle bir gün ki, insanlar o gün Rabblerinin huzurunda divan duracaklar.

7- Hayir hayir, kötülerin yazisi muhakkak Siccin'dedir.

8- Bildin mi sen, Siccin nedir?

9- Yazilmis bir kitaptir o.

10- Vay haline yalanlayanlarin o gün!

11- Onlar ceza gününü yalanlayanlardir.

12- Onu ancak siniri asan ve günaha düskün olanlar yalanlar.

13- Ona âyetlerimiz okundugu zaman, "eskilerin masallari" der.

14- Hayir hayir, öyle degil. Aksine onlarin kazandigi günahlar kalplerinin üzerine pas olmustur.

15- Hayir hayir, dogrusu onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar.

16- Sonra onlar muhakkak cehenneme girecekler.

17- Sonra da onlara: "Iste bu, yalanlayip durdugunuz seydir" denilecek.

18- Hayir hayir, iyilerin yazisi muhakkak Illiyyîn'dedir.

19- Bildin mi sen, Illiyyîn nedir?

20- Yazilmis bir kitaptir o.

21- Allah'a yaklastirilmis melekler ona tanik olurlar.

22- Haberiniz olsun ki, iyiler nimet içindedir.

23- Tahtlar üzerinde etrafa bakarlar.

24- Yüzlerinde nimet ve mutlulugun sevincini görürsün.

25- Onlara damgali saf bir içki sunulur.

26- Onun sonu misktir. Iste ona imrensin artik imrenenler.

27- Karisimi Tesnim'dendir (En üstün cennet sarabindandir).

28- Allah'a yakin olanlarin içecekleri bir kaynaktir o.

29- Dogrusu o suç isleyenler inananlara gülüyorlardi.

30- Onlara ugradiklari vakit birbirlerine göz kirpiyorlardi.

31- Evlerine döndükleri zaman zevklenerek dönüyorlardi.

32- Müminleri gördükleri vakit; "iste bunlar sapiklar" diyorlardi.

33- Oysa onlar müminler üzerine bekçi olarak gönderilmemislerdi.

34- Iste bugün de inananlar kâfirlere gülecek.

35- Koltuklar üzerinde etrafa bakacaklar.

36-Nasil, kâfirler yaptiklarinin cezasini buldular mi?



MUZZEMMİL

Bismillahirrahmanirrahim

1- Ey örtünen! (Peygamber)

2- Gecenin birazi hariç olmak üzere geceleyin kalk (namaz kil).

3- Gecenin yarisinda kalk, yahut yarisindan biraz eksilt.

4- Veya bunu artir ve agir agir Kur'ân oku.

5- Dogrusu biz, senin üzerine agir bir söz birakacagiz (Kur'an vahyedecegiz).

6- Çünkü gece kalkisi hem daha etkili, hem de söz bakimindan daha saglamdir.

7- Çünkü gündüz senin için uzun bir mesguliyet vardir.

8- Rabbinin adini an ve bütün gönlünle ona yönel.

9- O, dogunun ve batinin Rabbidir. Ondan baska tanri yoktur. O halde yalniz O'nu vekil tut.

10- Baskalarinin diyeceklerine sabret, güzellikle onlardan ayril.

11- O yalanlayici zevk ve refah sahiplerini bana birak, onlara biraz mühlet ver.

12- Zira bizim yanimizda bukagilar var, bir cehennem var.

13- Bogaza duran bir yiyecek, elem verici bir azap var.

14. O gün yer ve daglar sarsilacak, daglar erimis bir kum yiginina dönecek.

15. Dogrusu biz size taniklik edecek bir elçi gönderdik. Nitekim Firavun'a da bir elçi göndermistik.

16. Firavun o elçiye isyan etmisti. Biz de onu agir bir yakalayisla yakaladik.

17. Peki inkâr ederseniz, çocuklari ihtiyarlatacak o günden (kiyamet gününden) kendinizi nasil kurtaracaksiniz?

18. O günün dehsetinden gök yarilir. Allah'in sözü kesinlikle gerçeklesmistir.

19. Iste bu bir ögüttür. Artik dileyen Rabbine bir yol tutar.

20-Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden daha azinda, yarisinda ve üçte birinde kalktigini, seninle beraber bulunanlardan bir toplulugun da böyle yaptigini biliyor. Gece ve gündüzü Allah takdir eder. O, sizin onu sayamayacaginizi bildi de sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'in lütfunu arayan baska kimseler ve Allah yolunda savasan daha baska insanlar olacagini bilmistir. Onun için Kur'ân'dan kolayiniza geldigi kadar okuyun, namazi kilin, zekati verin ve Allah'a güzel bir borç verin (Hayirli islere mal sarfedin). Kendiniz için gönderdiginiz her iyiligi, Allah katinda daha hayirli ve sevapça daha büyük olarak bulacaksiniz. Allah'tan bagis dileyin. Kuskusuz Allah bagislayandir, merhamet edendir.
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6