04-13-2007, Saat: 01:34 PM
Hüzün öylesine dilsiz ki...
Ay ışığı parıltısıyla parlayan Gözlerini göremesem de, yıldızlara
bakarken aramanı isterim gözlerimi gözlerinde...
Yürek vurgunu nedir bilir misin?
İsyan etti mi yüreğin diline ve yürek ülkendeki yarayı anlatabildi mi
dudakların?
Kelimeler ihanet etti mi hiç sana onlara en çok ihtiyacın olduğunda?
Beni hep o anlarda terkettiler...
Lal olur dilin, mühürlenir yüreğin, sessizlik çok kalabalık gelir
yüreğine ve gözlerin yere eğer bakışlarını,
duymasın ister hiç kimse ızdırabını...
Hiç hayal kurdun mu gecenin karasına aldırmadan...
Gökyüzünün en uçuk mavisi kadar saf ve yapmacıksızca...
Dokundun mu bulutlara...
Yağmur tenine düşünce titredin mi, üşüdün mü sensizliğe?
Her adımın ayrılık oldu mu senin?
Kaldırımlarda dinlemek ayakkabılarının sesini...
Ellerin cebinde olmalı ve bedeninin yanında olmamalı düşüncelerin
Hayat bazen beklenilmeyen rüzgarlar estirir hayatımızda. Ya sizi ya sevdiklerinizi savurur etrafa, sanki bir daha buluşamayacaksınız gibi. Karamsarlıklar arasında savrulan gözyaşları hep saklanılmak ister.
"Mutlaka görüşecektir ayrılanlar, mutlaka aranacak ve mutlaka mektuplar yollanacaktır". Yalanlar söylenir karşılıklı, gitmeden önce mutlu olmak için. Belki de ayrılığın acısını unutturmak için.
Kalakalmıştır yola çıkan tek başına. Ne bekliyordur kendisini, sevdiklerinden ayrılmak neyin uğrunadır acaba. Kafada soru işaretleri , gerisinde sevenler , gelecekte bilinmeyene başlamıştır yolculuk.
Araya önce saatler girer, özlersiniz. Sonra günler girer, haftalar ve aylar derken artık ayrılanlar ayrılmıştır. Artık görüşseniz bile ayrısınızdır, Paylaşılanlar azalmış, görüşler değişmiş, zevkler bile farklılaşmıştır. Hayat mücadelesi artık ayırmıştır gidenle kalanı.
"O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer." diye avunur gidenler. Herkes geride boşluk bırakıp gittiğini düşünür. Ama doldurulmuştur o boşluklar. Sadece anılar kalmıştır belleklerde.
----------------------------------------------------------------
Gökkusağını perde yapmalı, güneş ışınları ile raks etsin diye,
Ve tüm renkleri kuşamalı tek tek mavinin enginliğinden,yeşilin koynuna
Sarının hüznünden beyazın duruluğuna atlamalı, paylaşmalı tüm renkleri ve yaşamalı
Herkesten habersiz..Sesizce...Sessiz ama tiz çığlıklar sarmalı bizi
Tıpkı yokluklarda atılanlar gibi, aralarındaki fark,biri kederdendi şimdiyse sevinçten...
Bir bedende iki yürek taşımayı öğrenmeli, birde yeni ufuklar yerleştirmeli gözlerimizin alacağı her yere..
Ve yeni yollarda yürümeli beraber el ele
Coşkuyla,umutla,sevgiyle
peki gitmmek mi zor, kalmak mı_???????????
Ay ışığı parıltısıyla parlayan Gözlerini göremesem de, yıldızlara
bakarken aramanı isterim gözlerimi gözlerinde...
Yürek vurgunu nedir bilir misin?
İsyan etti mi yüreğin diline ve yürek ülkendeki yarayı anlatabildi mi
dudakların?
Kelimeler ihanet etti mi hiç sana onlara en çok ihtiyacın olduğunda?
Beni hep o anlarda terkettiler...
Lal olur dilin, mühürlenir yüreğin, sessizlik çok kalabalık gelir
yüreğine ve gözlerin yere eğer bakışlarını,
duymasın ister hiç kimse ızdırabını...
Hiç hayal kurdun mu gecenin karasına aldırmadan...
Gökyüzünün en uçuk mavisi kadar saf ve yapmacıksızca...
Dokundun mu bulutlara...
Yağmur tenine düşünce titredin mi, üşüdün mü sensizliğe?
Her adımın ayrılık oldu mu senin?
Kaldırımlarda dinlemek ayakkabılarının sesini...
Ellerin cebinde olmalı ve bedeninin yanında olmamalı düşüncelerin
Hayat bazen beklenilmeyen rüzgarlar estirir hayatımızda. Ya sizi ya sevdiklerinizi savurur etrafa, sanki bir daha buluşamayacaksınız gibi. Karamsarlıklar arasında savrulan gözyaşları hep saklanılmak ister.
"Mutlaka görüşecektir ayrılanlar, mutlaka aranacak ve mutlaka mektuplar yollanacaktır". Yalanlar söylenir karşılıklı, gitmeden önce mutlu olmak için. Belki de ayrılığın acısını unutturmak için.
Kalakalmıştır yola çıkan tek başına. Ne bekliyordur kendisini, sevdiklerinden ayrılmak neyin uğrunadır acaba. Kafada soru işaretleri , gerisinde sevenler , gelecekte bilinmeyene başlamıştır yolculuk.
Araya önce saatler girer, özlersiniz. Sonra günler girer, haftalar ve aylar derken artık ayrılanlar ayrılmıştır. Artık görüşseniz bile ayrısınızdır, Paylaşılanlar azalmış, görüşler değişmiş, zevkler bile farklılaşmıştır. Hayat mücadelesi artık ayırmıştır gidenle kalanı.
"O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer." diye avunur gidenler. Herkes geride boşluk bırakıp gittiğini düşünür. Ama doldurulmuştur o boşluklar. Sadece anılar kalmıştır belleklerde.
----------------------------------------------------------------
Gökkusağını perde yapmalı, güneş ışınları ile raks etsin diye,
Ve tüm renkleri kuşamalı tek tek mavinin enginliğinden,yeşilin koynuna
Sarının hüznünden beyazın duruluğuna atlamalı, paylaşmalı tüm renkleri ve yaşamalı
Herkesten habersiz..Sesizce...Sessiz ama tiz çığlıklar sarmalı bizi
Tıpkı yokluklarda atılanlar gibi, aralarındaki fark,biri kederdendi şimdiyse sevinçten...
Bir bedende iki yürek taşımayı öğrenmeli, birde yeni ufuklar yerleştirmeli gözlerimizin alacağı her yere..
Ve yeni yollarda yürümeli beraber el ele
Coşkuyla,umutla,sevgiyle
peki gitmmek mi zor, kalmak mı_???????????