Ben nice ayrılıklar gördüm ömrümce
Kuşlar gördüm; kırılmış kolu, kanadı
Ayrı düşmüş sevdiğinden kuşlar gördüm
Hiç bir ayrılık bana bu kadar komadı
Her satırı
Mendireğe dizili karabataklara benzeyen
Bir mektup bırakarak
balıkçı koyundan
sisler icinde uzaklaşan kayık gibi
bir sabah usulca ayrıldın
Durgun bir sudur aslında deniz
ki çocukların acemi oltalarını denedikleri
kuytu bir iskelenin
tahtaları altına yazdıgım
ayrılık siirini okudukca
dalgalanır...
Tütünümdeki kül gibi uçsa ayrılık
Gölgesi yanaşmasa gece düşlerimize
Mutluluk sarhoşuyken,
Arsız ve çılgınken senle,
Uçsa gitse, ayrılabilme ihtimalinin kırık iç çekişleri.
AYRILIK
Hasret poyrazlarında şimşek gibi savurur,
Kanatır sözlerimi, derler MORDUR ayrılık.
Hüznü mısralarımda sevdan ile kavurur,
Susturur dillerimi, bil ki KORDUR ayrılık
Yine seversin demiştin
Ne ayrılıklar yaşarsın yine
Hep zor gelir insana gitmek
Bu da benden olsun ey yitik sevgili:
Böylesi ayrılık için önce
Böyle derin sevmek gerek! ...
Böylesi ayrılık sarhoşluktur gülüm
Görmemiş sarhoşluğu hem
Yada ölüm..
Ayırdına ancak uyanınca varırsın
Belki de artık hiç uyanamazsın
Gözlerin beni yakar, dualar Arş'a çıkar,
Sözlerin beni yıkar, ayrılık var ayrılık var,
Ne yaparsan yap yollara çıkmaza çıkar,
Gözlerin beni yakar, dualar Arş'a çıkar,
Sözlerin beni yıkar, ayrılık var ayrılık var...
İçimde cehennem, dört yanım duvar
Sineme sığmayan bir hasretim var.
Eridim mum gibi, ben azar azar
Bu ayrılık değil ölümdü sanki
Ayrılık dendimi, çare yok olur
Gece düşman, aşk perişan sevdiğim.
Geçen zaman, zulüm olur yol olur
Çıkar yare, çıkmaz yoldur sevdiğim...