Yapraklar dökülüyor gözlerimden bir yaş gibi.
Veda ediyor dallarına sarı yapraklar.
Yaşlar dökülüyor gözlerimden bir yaprak gibi…
Veda ediyor umutlarıma yalnız yaşlar.
Hüzün var sanki havanın neminde bu sabah
Çiçekler hüznü teneffüs ediyor.
Elveda sevinçler elveda dallar.
Umutlar elveda hüzün çiçeği diyor.
Yanmam hiçbir şeye sana yandığım gibi…
Gam yemez ruhum bedenimden yoksun hüzün çiçeği.
Hazin umutların sonu, bitkin yağmurun umudu.
Yüreğim yorgun, elveda hüzün çiçeği.
Çok güzel ve içten duyguların şelale olduğu güzel yüreklerin sesleri bunlar.
Yüeğinize sağlık. Yüreğinizdeki sevgi eksik olmasın.
Ah sağır kalbin bir duysa sesimi BAK BURADAYIM...
Böyle olmayacak biliyorum,sevda böyle yarım kalmayacak..Sesimi duymazsan, hissetmessen eğer ellerimi ellerinde daha uzun süre bitecek..yazık can verecek baharın yeşili..
Yeni bir hüzün çiçeği açacak,yine bir hüzün çiçeği..Alıştığım yalnızlık gelecek,gece yine beni kollarına alacak..Bitecek sevgili,bir çiçek solacak eğer duymazsan haykırışlarımı..
Ama eğer duyarsan beni,bak işte o zaman..o zaman aşkın güler yüzü yerleşecek adınla kalbimin gizli köşesine..Aydınlığın ışıltısı gözbebeklerimde sana geleceğim..Yüzümün hüznü senin gülüşünle gececek,işte o zamanda bitecek..Ama koskoca bir yalnızlık bitecek..Tüm güzel duygular bir bir dirilecek..
Can vereceksin sevgili,bana hayat vereceksin..baharlar hep bahar olacak..Umudun,sevincin tatlı seyrini göreceksin yüreğimde..
sen sonunu farkedemediğin pembe düşlerin hüzün çiçeği
sana yalansız yasaksız sevdalandım
gökyüzünden yıldızlar kaydı
her yıldızda senin nur yüzünü aradım
anlatamaz hiçbirşey hüzünlü gözlerindeki o saf güzelliği
anlayamaz hiçkimse benim kadar yüreğindeki saflığı içtenliği
aşkı isyanı görmedin mi sevdiğim
denizlerin kayaları parçalayan deli dalgalarında
benim şefkatli ellerim gibi okşamadımı rüzgar saçlarını
içinde bir hüzünle uzaklara bakıp usulca ağladığında
ve seninde dilinde yüreğinde dile gelmedimi sevdam
seninde canını acıtmadımı bu suskunluk bu durgunluk
bıkmadın mı artık gölge gibi seni takip eden yalnızlığından
sen karanlık dünyama giren tek aydınlık
adını ezberlettim göçmen kuşlara
kurak toprakların yağmura özlemi gibi özledim seni
bir kaç damla yaş süzüldü gözbebeklerimden
karıştı denizlerin tuzlu sularına
bir posta güverciniyle gönderdim sana yüreğimi
serseri kurşunlara hedef seçtim
beni özlemine mahkum eden zalim kaderi
ilkbaharımı yaşıyor gibiyim şimdilerde
herşey bir başka güzel görünüyor aşkın varken yüreğimde
sensizlik diye bir şey yok benim için
tekrar birleşeceği o günü bekliyor sana hasret ellerim
şefkat kollarını açıp bana koşacağın güne hazırlanıyor kalbim
Daha ağıtlar yakmadım sevgili
Daha geçmedim gazellere
Daha demedim aşkımın destanını
Buz gibi ellerim
Cepsiz giydim aşkı üzerime
Hüzün nerden bulaştı yüreğime bilemedim...
bazen ağlamaklı olur gece,
hüznün yüzünü taşır karanlığında,
bazen susar..
bazen de kusar içindekilerini..
açarken süngülerini gece,
yine başladı seni anlatmaya,
anlatabildiği kadar yalnızlığı..