Uyku gibidir yaşam; rüyalar görürsün kabuslara terlersin.. Bilirsin rüyadır kabustur; görmeye devam edersin.
Elbet uyanırsın.....
Mahmurluğun geçene kadar gitmez serden etkisi.. Düş de olsa kabus da.. Gitmez yüzünü yıkayıncaya kadar sersemliği..
Sonra uyuyamazsın.....
Her uykusuzluk bi düş kırığı hikayesidir. Geceler bilir bunu bir tek; bi de içindeki velet.. Senin rüyan kabusudur onların. Onlardan yana olmak düşer payına.. Çeker gidersin rüyandan valizini bile almadan..
Birden sirenler öter.... .
Bütün kıyıların bombalanmaktadır.. Sığınaklar kitlenmiştir yirmibeş kere.. Haklı çıkmaktan usanmışsındır.. Haklarını teslim eder haksız kalırsın..
Susarsın....
Yeniden bi daha en baştan susarsın... Konuştukça haklısındır; sustukça haksız.. Haklı olmak kanatır.. Kendini bağışlamak her zaman daha kolaydır.. Susarsın.. Haksızsındır.. Suçlar eline ayağına dolanır.. Sus'arsın.. Susar'sın sustukça.. Dilin damağın kurur..
Gidersin....
Uçuruma itersin kendini.. Sevdanın adı kördüğüm olur.. Cevaplar sorulara bir beden küçük gelir.. İkmale kalırsın.. İkmal deposu vedalarla doludur.. İtaat edersin.. Gidersin her yerden..
Geberirsin....
Gene açar kuşlar.. Gene öter çiçekler.. Gene solar böcekler.. Denklem yanılır.. Ama baştan yazılır: kuşlar uçar çiçekler açar böcekler öter.. Sensiz de döner devran her nasılsa.. Lanet olasıca...
O sıra.....
Elbet uyanırsın.....
Sonra uyuyamazsın.....
Birden sirenler öter.....
Susarsın.....
Gidersin.....
Geberirsin.....
Yaşanamayan her şey için ağız dolusu küfür var dilimde.
Arada geliyorlar herkes gibi bana da!
Ona-buna değil, kendine isyan benimkisi.
‘‘Olsaydı fena olmazdı’’dan çok daha fazlasını taşıyorum içimde.
Bir sessizlik süreci ve arkasından kıyametler kopuyor.
Ilıman bir iklimde dondurucu bakışlar, kurak cehennem.
Her şeyi zehirleyip gitmek varken duruyorum ve şaka yollu gülüyorum hayata. Birden çok, çoktan az kırıntılarla yetinmekten bıkanların yazısı bu!
Gecenin kör zamanı ayyuka çıkan sinir sisteminin derin düşüncelerle zedelenmesi; bir nebze de şehrin içinde kaybolmak! Gücün yetmiyorsa tek çare susmak. Beceremeyenler için değil.
Benim gibi, kendinden geçmiş bir çok kişi gibi. Dediğim gibi.
Ağız dolusu küfür var dilimde.!
İçimde uzayan bir uçurum olur gözlerin,
Büyüttüğüm boşluğuma her baktığım an..
Usul bir mevsim ilişir avuçlarıma,
Sancıyan parmaklarımla yokluğuna tutunamam..
Yüzümde yitikliğimin nasırlaşan izleri,
Dilimde eksik kalmış sesler var.
Üstüme bıraktığın bunca kül, rüzgara ağıt tutuşturur.
Gözyaşımda bir yolcu ; sabırsız ve durgun,
Nefesine sevda solur, dokunamam.
Örtümün altında bir ölüyle dolaşıyorum.
Gece geçmiyor yaralarıma vurmadan,
Aydınlığın terkettiği çocuğum.
Siyah üstümde sayıklıyor ayrılığı..
Kızıl kıyamet bir düş tutuşuyor alnımda,
Bıraktığın suslar var dudağımda.
Titrek bir türkü olursun, konuşamam..
Paramparça düşler kurur koynumda,
Çürümüş yeminler düşer, susuz toprağıma.
Rüyalardan tel örgü yapar alnım,
Yastığımda uçsuz uçurumlar çoğalır.
Ayaklarım boşluğa uzanır, uyuyamam..
Vurgun damlar, gidilmemiş yollara,
Gece aylar karanlığın büyüttüğü çocuklar.
Hangi hıçkırık kırılmaz ki bu ayazda,
Çare tüketen kuyular yaslanmış içime,
Soluğumda mevsimsiz bir bahar !
Kurak iklimlerin çöl gazelleri dilimde.
Bağrımın kefesinde düşler düşer tuzaklarıma,
Ellerimde kan kaybı binlerce yalan..
Fırtına bağlı saçlarımda bir telaş.
Çözülmez sen gözlerime dokunmadan..
Asi gelir hezeyan yokluklar,
Üstüme yapışır bu bulanık hasret.
Gözyaşım söyler sessiz lisanımı,
Tenimdeki bu firardan kurtulamam..
İstemem toplama dağılmış canlarımı,
Siyahı ver bana, gerisi senin olsun.
Kurumuş güller yeşermez gözyaşıyla,
Gömülmüş bir düş olur adın.!
Aklım yitik bir liman boşluğunda,
Kaskatı bir çığlık şimdi odam,
İçimdeki bu mezarla yaşayamam..
Sende yaram var sevgilim, tüm acımasızlığıyla hiç kapanmicak olan bir yara..
Ama bende de sonsuz umut var..
Kırık dökük yaşanmışlıklar arasında varolan bir ton anı ve biz..
İleriye bakabilmek seninle güzel, yada seninle olabilmek..
Hep olanları değilde olabilecekleri düşlemek seninle..
Yada seni görebilmek yanıbaşımda..
Bu kadar bişey işte sende olan yaram..
*
Bir sahil şehrinde olduğumuz günler..
Geride bıraktığımız gölgelerden çok ama çok uzak kaldığımız zamanlarımız olucak..
Kimbilir bazen masumca seveceğiz birbirimizi, yada şiddetle tartışacağız..
Ama en güzelide birbirimize olan inancımız..
Her zaman bir ortayol bulabileceğimize inanmamız..
Seni ben yine özledim.
Yine.. yine.. yeniden.
Sanki ilk kez tanışmışcasına en baştan duygularımızı ifade etmek gibi bişey bu..
Günlerin hesabını yapmadan, sanki hergün ilk günmüş gibi yaşamak..
Ve sorgulamamak hiçbirşeyi..
Senin ben bana baktığın gözlerini seviyorum..
İnancımı kaybetmişken her şeye dair, aklıma düşüyorsun ve kendime geliyorum..
Senin yaşanmışlıklarını biliyorum ben..
Yollarda nasıl yürüdüğünü de..
Yada tatlıyı tuzluyu hangi kararda sevdiğini,
Nelere düşkün olduğunu,
Nelerden hazetmediğinide..
Çünkü bensin aslında sen..
*
Bazen ağlar gibi gülmelerim oluyor..
Yada hayatımda çıkmaz yollarım..
Tıpkı bana geldiğin güne şükrettiğim gibi Tanrımada şükrediyorum..
Dilimdeki dualarimda artık sende oluyorsun kimi zaman..
Çünkü seni görebileceğim güne kadar, senin ellerini tutabileceğim an'a kadar buralardan gitme niyetim ey yüzünü göremediğim..
Bekliyorum, çünkü bekleniyorum..
Bitti;
Bitmeliydi belki;
Parçalanmış hayatlarımız bütün kalmış bir hayali kabullenemezdi. Mutluluğa kurulabilecek ütopyalar için ruhumuzda beslediğimiz tebessümler, ölüm tehlikesi olan tellerde asılı kalmıştı. Bir hayat izdüşümünde son viyadükte kaybetmiştik birbirimizi. Şimdi yok saydık bizi..
Birbirimize kayıp olmak hayatta var olma oyunumuzdu demek ki. Sen gitmeliydin. Bense; gitme demekten öteye gitmemeliydim. Öyle ya gitme desem de dinlemezdin..
Başaracağım!
İçimde de bitecek artık. Bu kadarını sen istedin gözümde değerin olmayacak, biteceksin içimde, bitireceğim seni!
Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında
Öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan
Saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda
Acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman
Acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim.
Ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın
Başından başlayabilirim.
Yüzleri aklıma kazıdım bütün yüzsüzlüklerine rağmen ..
Sığındığım her limanda reddedildim,eskimiş filikalarımla..
Çıkarı için birbirini yiyenler arasında çıkmazlardayım..
Dudaklarımda yeniden başladığım sigaram,bi duman daha aldım ölüme inat ..
Payıma düşeni aldım hayattan biraz hüzün,birazcık gözyaşı..
Acıyı tattı hücrelerimin herbiri,tek tanığım fersiz bi sokak lambası ..
Soruların muhattabı olmaktan bıkmışken,içimde volta atan soru işaretleriyle doluyum..
Aynada baktığım çökmüş bu yüz benim mi.. ?
Bu kaçıncı eziyet ettiğim kül tablası.. ?
Sigaramdan çektiğim kaçıncı nefes.. ?
Kaçıncı kendime küsüşüm..?
Avucumu kanattığım kaçıncı kalem..?
Saçmaladığım kaçıncı kelam..?
Kaçıncı intihar provam..?
Yüksek dozda yalnızlık aldım bu gece..
Sessizce ölmek istiyorum ..!