Yalnızlığın hangi tarafındayım bilinmez...
En çok da yabancıyım kendime.Saklandıkça yaşadığım yalanlardan...
Gözümü her açtığımda hissettiğim korku; avuçlarıma damlayan bir
hayal kırıklığı
bir acı oldu...
Nasıl yürüdüm
ne zaman geldim ben bu yalnızlığa?...
Daha kapıyı bile çalmamıştım
ne çabuk açtın... Müsadenle yüreğimi aramaya geldim
kendi kimliğimde yitirdiğim yalnızlığımda...
Doğuştan mı yalnızım
yoksa yalnızlığım da mı doğdum? Ne zaman geldim unuttuğum bu zaman kavramından
bu bomboş kalabalıklardan sıyrılıp... Beni buraya getiren hayallerim
umutlarım
göz yaşlarım
hayal kırıklıklarım ve yıkımlarım....biliyorsun...
Eğer gelmeseydim kalacaktım enkazın altında. Kusura bakma rahatsız ettim seni yalnızlığım. Eğer yalnız değilsen ben gideyim...Ama ben ne zaman gelsem sen yalnızsın...Yok hayır biliyorum
uzun zamandır buradayım. Her gitmek istediğimde senden
aslında hiç gidemediğimi anladım sana dönüşlerimde... Sanki bir kördüğüm oldun boğazıma düğümlenen...
Madem geldim anlatayım izninle...
Bir hayal kapısında doğdum.Yalan insanların adına sevgi dedikleri ve iki dudak arasında tükettikleri yaşamda buldum kendimi...
Neye uğradığımı anlamamıştım daha. Taptım
inandım
güvendim sadece iki dudak arasında dökülen cümlelere
harcanan yüreğimin eridiğini göre göre. Göz göre göre... Aslında gözüm kör olmuştu
kulağım duyardı sadece.
Bense yüreğimde yanan ateşin kor olmasını seyrettim ve kendi küllerimden yeniden doğmaya çalıştıkça
bir tokat daha yedim yalan hayattan. Öleceğimi bile bile
göre göre
göz göre göre
kör olduğumu bile bile...
Şimdi anlıyorum
çok iyi anlıyorum
ama neye yarar; kör olmuş gözlerim
yüreğimi arar olmuşum yalnızlığımda...
Ve yine ve şimdi yüreğimde yanan ateşin adına hayal koydum.
Çünkü sevgi sadece dudaklardaki cümlelerde yaşanan yalan olmuş...
Ne umut
ne sevgi cümlelerde anlam bulamazdı yüreğimdeki kadar...
Ama su gibi akan zaman
bir nehir oldu şimdi gözlerimde
gittikçe
uçuruma akan. Her geçen gün yaşadığım yaşanmamışlıkları
yalanları
tokat gibi vursan da yinede yanındayım yalnızlığım
Yüreğimdeki Mavi için...
Umutlarımı aramaya geldim
hayallerimi
yüreğimi aramaya geldim...
Nasıl yürüdüm ne zaman geldim ben bu yalnızlığa...?
En çok da yabancıyım kendime.Saklandıkça yaşadığım yalanlardan...
Gözümü her açtığımda hissettiğim korku; avuçlarıma damlayan bir
hayal kırıklığı

Nasıl yürüdüm

Daha kapıyı bile çalmamıştım


Doğuştan mı yalnızım





Eğer gelmeseydim kalacaktım enkazın altında. Kusura bakma rahatsız ettim seni yalnızlığım. Eğer yalnız değilsen ben gideyim...Ama ben ne zaman gelsem sen yalnızsın...Yok hayır biliyorum


Madem geldim anlatayım izninle...
Bir hayal kapısında doğdum.Yalan insanların adına sevgi dedikleri ve iki dudak arasında tükettikleri yaşamda buldum kendimi...
Neye uğradığımı anlamamıştım daha. Taptım




Bense yüreğimde yanan ateşin kor olmasını seyrettim ve kendi küllerimden yeniden doğmaya çalıştıkça




Şimdi anlıyorum



Ve yine ve şimdi yüreğimde yanan ateşin adına hayal koydum.
Çünkü sevgi sadece dudaklardaki cümlelerde yaşanan yalan olmuş...
Ne umut

Ama su gibi akan zaman


uçuruma akan. Her geçen gün yaşadığım yaşanmamışlıkları

tokat gibi vursan da yinede yanındayım yalnızlığım

Yüreğimdeki Mavi için...
Umutlarımı aramaya geldim


Nasıl yürüdüm ne zaman geldim ben bu yalnızlığa...?