Adamın biri kitapcıya gider ve tezgahtara:
- "Evin reisi erkektir adlı kitap var mı?" diye sorar.
Tezgahtar cevap verir :
- "Maalesef beyefendi masal kitabı satmıyoruz."
------------------------------------------------------------------
İki adam oturmuş, kendi unutkanlıklarını konuşuyorlar... Biri;
-Artık o kadar unutkan oldum ki, bazen merdivenin ortasında duruyorum, aşağı mı iniyordum, yukarı mı çıkıyordum hatırlayamıyorum...
“-Yapma yahu?... Bir doktor var, sen de ona git... Ben çok faydasını gördüm...”
-Kim o doktor?...
“-Dur... Hani bir aşk hikayesi vardı, adam dağları deliyordu... Kimdi o?...”
-Ferhat...
“-Hah... Onun sevgilisinin adı neydi?...”
-Şirin...
Adam sevinir, mutfağa doğru seslenir:
“-Şiriiin... Şu benim gittiğim doktorun adı neydi?...”
-----------------------------------------------------------------
İncili Çavuş, Osmanlı elçisi olarak Fransa kralına gönderildiğinde, elbiseleri yamalı imiş...
Kral öfkelenmiş:
“-Bana, senden başka gönderecek adam bulamadılar mı?...”
İncili cevap vermiş:
“-Osmanlılar, adama göre adam gönderirler...”
-------------------------------------------------------------
Adam, karısının kedisinden nefret etmektedir. Kadın evde
yokken arabaya attığı gibi uzak bir mahalleye bırakır hayvanı.. Eve
geri gelir bakar bizimki kanepenin üzerinde mışıl mışıl
uyuyor..
Ertesi hafta daha uzağa bırakır.. Geri gelir bizimki
gene kanepenin
üzerinde!..
Bir hafta sonra daha da uzağa bırakır, geri gelir, gene
evde!..
En sonunda alır hayvanı gider, gider, gider.. Akşam
evin telefonu
çalar.. Karısı telefonu açar. Karşısında kocası.
"Alo? Necla kedi evde mi?"
"Evdeee.."
"Versene şu lavuğu bana yolu tarif etsin.."
------------------------------------------------------------
Dursun telefona bakmış; arayan acil servisten arayan Doktor Temel;
Demiş ki;
“-Dursun Bey, karınız ciddi bir trafik kazası geçirdi... Size hem iyi hem kötü haberlerim var...”
Dursun şaşkın şaşkın dinlerken Temel devam etmiş;
“-Kötü haber şu ki, iki kolunu ve iki bacağını kaybetti... Hayatının geri kalan kısmında yemek yerken ve tuvaleti kullanırken sürekli yardıma muhtaç olacak...”
Dursun yıkılmış, güç bela konuşmuş;
“-İyi haber ne peki?...”
Doktor Temel,
“-Şaka yapıyordum... Karınız öldü...”
- "Evin reisi erkektir adlı kitap var mı?" diye sorar.
Tezgahtar cevap verir :
- "Maalesef beyefendi masal kitabı satmıyoruz."
------------------------------------------------------------------
İki adam oturmuş, kendi unutkanlıklarını konuşuyorlar... Biri;
-Artık o kadar unutkan oldum ki, bazen merdivenin ortasında duruyorum, aşağı mı iniyordum, yukarı mı çıkıyordum hatırlayamıyorum...
“-Yapma yahu?... Bir doktor var, sen de ona git... Ben çok faydasını gördüm...”
-Kim o doktor?...
“-Dur... Hani bir aşk hikayesi vardı, adam dağları deliyordu... Kimdi o?...”
-Ferhat...
“-Hah... Onun sevgilisinin adı neydi?...”
-Şirin...
Adam sevinir, mutfağa doğru seslenir:
“-Şiriiin... Şu benim gittiğim doktorun adı neydi?...”
-----------------------------------------------------------------
İncili Çavuş, Osmanlı elçisi olarak Fransa kralına gönderildiğinde, elbiseleri yamalı imiş...
Kral öfkelenmiş:
“-Bana, senden başka gönderecek adam bulamadılar mı?...”
İncili cevap vermiş:
“-Osmanlılar, adama göre adam gönderirler...”
-------------------------------------------------------------
Adam, karısının kedisinden nefret etmektedir. Kadın evde
yokken arabaya attığı gibi uzak bir mahalleye bırakır hayvanı.. Eve
geri gelir bakar bizimki kanepenin üzerinde mışıl mışıl
uyuyor..
Ertesi hafta daha uzağa bırakır.. Geri gelir bizimki
gene kanepenin
üzerinde!..
Bir hafta sonra daha da uzağa bırakır, geri gelir, gene
evde!..
En sonunda alır hayvanı gider, gider, gider.. Akşam
evin telefonu
çalar.. Karısı telefonu açar. Karşısında kocası.
"Alo? Necla kedi evde mi?"
"Evdeee.."
"Versene şu lavuğu bana yolu tarif etsin.."
------------------------------------------------------------
Dursun telefona bakmış; arayan acil servisten arayan Doktor Temel;
Demiş ki;
“-Dursun Bey, karınız ciddi bir trafik kazası geçirdi... Size hem iyi hem kötü haberlerim var...”
Dursun şaşkın şaşkın dinlerken Temel devam etmiş;
“-Kötü haber şu ki, iki kolunu ve iki bacağını kaybetti... Hayatının geri kalan kısmında yemek yerken ve tuvaleti kullanırken sürekli yardıma muhtaç olacak...”
Dursun yıkılmış, güç bela konuşmuş;
“-İyi haber ne peki?...”
Doktor Temel,
“-Şaka yapıyordum... Karınız öldü...”
