
İki tırnak işareti arasına sığan bir kaç kelimeydin sen


Gerçeklerde aramıyorum artık seni

Kırgınım yalnızca hatta adı aşk ile başlayan cümleler kulağımı tırmalayan rahatsız edici birer ses artık.
Mülteci bir kaçaklığım vardı eskiden



Cümlelerin sonuna nokta koymak hep bana düşse de

Noktalar acıttı kalbini

Şu üç harfi biraraya getirip gelişi güzel zikretmeyi de sevmiyorum ama

a-ş-k biraz sabır

Şimdi oturduğum şehrin gözlerine yağmur doluyor


Sanırım denge üzerine kuruluydu dünya ve dengeler altüst olduğunda gökyüzünün kalbinde bile kocaman bir delik açılabiliyordu.
Acılarımız mı bizi eğiten


Binlerce soru sormak geliyor içimden

Elimdeki kahve bitmiyor bir türlü


Ne çıkar?
Kalbim ahşap evlerin tahta arasından sızan damlaları gibi usul usul yürüyor gözlerime

Hani bazı hikayelerin sonunu kimse bilmez herkes kendine göre bir son uydurur ya

Kimisi için cümle sonuna konulan

Bir hikaye de noktalama işaretini doğru yerde kullanmak mühimdir aslında


ne yeni bir satır başının müjdecisi ne de anlamlı bir öykünün yardımcısıdır.
Aslında çokta zor değildir bir hikayeyi nerede bitirdiğine bakmadan bitirebilmek


hikayeyi her okuduğunuzda bir urgana atılmış gemici düğümü gibi çarpar dilinize...
Kanar diliniz

Çok mutlu bitmese de


Ama mutlaka bir sonu olmalı.
İki nokta üst üste ( : )