Bilseydik eğer zamanı geldiğinde adam gibi çekip gitmeyi
Maruz kalmazdık onca terke daha bu bahar başlangıcında
Yorgun gecenin mahşer mateminde tek uykusuz biz olmazdık
Tüm şefkatiyle kucaklarken güneş bizi
Korkudan tan vakitlerinin koynuna sokulmazdık biraz da sıkılarak
Takılı kalmazdık sabahlarda
Göz yaşları dökmezdik en azından utanarak
Ya da birilerinin bize inat ağlamayışlarını yediremeyip
Binbir öfkeyle bir kez daha ağlamazdık
Aramazdık kaybolan ve geri getiremediğimiz hiçbir şeyi kadehlerde
Sigara dumanına sarılıp uçmazdı hayaller
Asılı kalmazdı duygular duvarda öylece boynu bükük
Bilseydik eğer zamanı geldiğinde adam gibi çekip gitmeyi
En azından sevildiğimizi hissederdik
Bir kez olsun adam gibi sevilmemişken…
Bilseydik eğer zamanı geldiğinde adam gibi çekip gitmeyi
Deli dolu aşk şiirleri yazmasını da bilirdik
Çok mürekkep akıtmışken kalemimiz agresif mısralara
Her biri yaradana ağır yüklü aciz bir sitem
Her biri gecenin hilekar galibine türlü küfür
Her biri kanla yazılmış koca bir ömür…
Ah işte bir bilebilseydik
Hiç değilse yerimizi bilirdik
Eşiklerde geçen ömrümüz mezarlık suskunluğuna bürünmüşken
Kabir çığlıklarına özenmişken mırıldandığımız her şarkı
Soyunmuşken her anımız bitmeyen bir son bahara
Bilirdik durmamız gereken yerin kapının hangi tarafı olduğunu
Bilirdik geceye düşen her damlanın
Aslında yücelen onurumuz olduğunu
Küçük görülen koca yüreklerin
Aksine başları öne düştüğünde daha bir asil durduğunu
Ayaklar altına alına gururların
Çiğnendikçe daha daha vakur durduğunu
Bilirdik tükürmenin çiğnemekten daha çok koyduğunu
Bilseydik eğer zamanı geldiğinde adam gibi çekip gitmeyi
Kalmamız gereken zamanıda bilirdik adam gibi...
Maruz kalmazdık onca terke daha bu bahar başlangıcında
Yorgun gecenin mahşer mateminde tek uykusuz biz olmazdık
Tüm şefkatiyle kucaklarken güneş bizi
Korkudan tan vakitlerinin koynuna sokulmazdık biraz da sıkılarak
Takılı kalmazdık sabahlarda
Göz yaşları dökmezdik en azından utanarak
Ya da birilerinin bize inat ağlamayışlarını yediremeyip
Binbir öfkeyle bir kez daha ağlamazdık
Aramazdık kaybolan ve geri getiremediğimiz hiçbir şeyi kadehlerde
Sigara dumanına sarılıp uçmazdı hayaller
Asılı kalmazdı duygular duvarda öylece boynu bükük
Bilseydik eğer zamanı geldiğinde adam gibi çekip gitmeyi
En azından sevildiğimizi hissederdik
Bir kez olsun adam gibi sevilmemişken…
Bilseydik eğer zamanı geldiğinde adam gibi çekip gitmeyi
Deli dolu aşk şiirleri yazmasını da bilirdik
Çok mürekkep akıtmışken kalemimiz agresif mısralara
Her biri yaradana ağır yüklü aciz bir sitem
Her biri gecenin hilekar galibine türlü küfür
Her biri kanla yazılmış koca bir ömür…
Ah işte bir bilebilseydik
Hiç değilse yerimizi bilirdik
Eşiklerde geçen ömrümüz mezarlık suskunluğuna bürünmüşken
Kabir çığlıklarına özenmişken mırıldandığımız her şarkı
Soyunmuşken her anımız bitmeyen bir son bahara
Bilirdik durmamız gereken yerin kapının hangi tarafı olduğunu
Bilirdik geceye düşen her damlanın
Aslında yücelen onurumuz olduğunu
Küçük görülen koca yüreklerin
Aksine başları öne düştüğünde daha bir asil durduğunu
Ayaklar altına alına gururların
Çiğnendikçe daha daha vakur durduğunu
Bilirdik tükürmenin çiğnemekten daha çok koyduğunu
Bilseydik eğer zamanı geldiğinde adam gibi çekip gitmeyi
Kalmamız gereken zamanıda bilirdik adam gibi...