Geçmiş zaman bilinmez ,

Dün dü ayrılık , belkide daha önce
Kimbilir hiç yaşanmadı belkide
Belkide hala yaşanıyor
ve
Belkide ayrılıklar kapıda , işte o puslu memleket Adana da ...

Boynu bükük bir papatya misali , senden vazgeçmekmi ? Asla diyebilmek için neler vermezdim , diyebilmeler ve ardından gelen o ayrılıklar . O koskoca zamana neler sığmadıki , saatlermi durdu anlamadım , öyle olsa gerek . Onu görebilmek , issedebilmek ve dokunbilmek uğruna yaşamak yaşamak yaşamak .

Sorunda burda yaa !!! Yaşamak ?? Ama nasıl ??

Uzatıyorum sana tüm dilekleri , tüm yüreğimi ama sen uzanıp alamıyorsun , yada ben uzatamıyorum işte . Öyle ne bileyim .



Adana ? Seni ne anlayabildim , nede yaşayabildim . Öylesine geçtin ömrümden ama ben seni neden sevemedim . Sevdimde sevemedim , sevdimde müsade etmedin , ya sonra ?

Sonrası Adana Bir Ayrılık . Neye yarar gönüller suskun ve sevgi susuz kalmış bu bedende , sen yada ben ne farkederki . Yürek işte ... Sen ne dersen de , Neşeli türküler yüselmiyor . Sorsana kendine neden acaba ...?

keskin bir poyrazla
pulları dökülür göğün
acısı dayanılmaz
suyuna düşer gülümüz
sigara altına bir demli çay
umut olsun türkümüz ..

ve son olarak diyor ki ;

ey martılar / peşlerine takılmayın teknelerin
neşeli türküleri yükselmiyor dönenlerin ..................

Adana da boynu bükük bir papatya , Senden vazgeçtim sanma .. Sen yoksun ama ben varım ve burdayım .

Diyebilmeler çok önemlidir , aldanma , aldatma . Zordur sevmek öyle çoçuk oyuncağı değildir .

Deneyin de görün .....

Sevg ...





Unutma buraları , Ben hala Sevgi Adası İçindeyim . Sen göremesende ben ordayım , sen gelemesende ben ordayım .

Sevg ...

Ne sen Adana ' dan bir karşılık bekledin Ne de başkası ..
Bu adana neden böyle yaptı , neden üzdü insanları ..
O Unutmaz oraları , o da gelemese de yüreği orda , kokusu orda hala .. Sen de ordasın ..
Ve ordan hiç ama hiç ayrılma güzel yürekli fırtına ..



Sevmek ..
Ben unuttum onun eski anlamını ..
Ve görsellikte kalmadı ya artık ..
Biz çoğu şeyi görerek öğrendik ..
Su ana kadar duyduğumuzla yetindik ..
Leylayı , mecnunu ..
Daha öyle bi sevgi göremedik ..
Herkes seviyor zaten simdi , herkes sevgi dolu ..
Ama hiç biri leyla mecnunun sevgisinden değil ..
Öğretmedilerki bize leyla mecnun gibi sevmeyi ..
Görmedik onlar gibisini ..
Her sevgi , her agızda sakız , ve anlamı yok ..
Hepsinin sonu ayrılık ..
Sen de bize leyla ile mecnunu anlatmıssın fırtınam ..
O güzel yüreğe bi daha sağlık ..

Yürek işte , Bazen beni bana bile anlatamıyorum , Buna şükür .

Teşekkürler .....

Sevg ...

yüreğine sağlık fırtına....

Yürekler sağolsun ...

Sevg ...

nede haklısın Fırtına; çok haklısın bu haklılığın sadece hakedenler için ...
sevmeyi gerçekten yürekden sevilmeyi çaresiz beklemeyi sadece hakedenler için yaparsın, boynu bükük bir papatya misali...
paylaºımını okur okumaz içide bulunduğum ruh haliyle aklıma gelen Mehmet Kesici'nin ºiiriyle eºlik etmek istiyorum Fırtına yüksek müsadenle ;

Senin, sarı saçların vardı,
Benim, ela gözlerim
Çağ, ilk gençliğim.
Mevsim, baharındaydı
Rüzgar, çiçek kokulu
Yağmur, aºk damlardı
Sen ve ben sırılsıklam

Sende, gülücükler hep
Benim, asık surat'ım
Zaman ilk heycanımdı
Olay, sana vuruluº
Yer, sevda sokağı
Saat, durma noktası
kalp sana çarpardı yar

Senin, güllerin gönca
Bende, avuç dolusu diken
An, anlatılmaz dı
Heycan son doruğunda
Konu, aºkımızdı hep
Sevgimizdi tek cümle
Haykırıºım tek solukta

Senin, umudun vardı
Benim, bir kara bahtım
Hüzün, ince sarardı
Hayal çok uzaklara
Aºk, teze bir fidan
Kol, kırık bir dal
Ateº tütüºtü can

Senin, düºlerin düºtü
Benim, gençliğim yar
Yazgı, böyle olmuºtu
Ördü dört duvar
Aºk, kızıl ötesi
Sevdam tarumar
-daha dündü yar
-bizi kim anlar ......

sevgi adasının sahibi inşallah tez zamanda gelir yanına.O adadan Yapılan çağrıların hayrılışların yankıların yerini mutluluğun sesii gülücükleri alması dileğimle..
saygılar...

yuregıne saglık cok guzel tesekkurler...

yüreğine sağlık fırtına, herzamanki gibi esiyorsun...

Bi an kendimi yine orada, sokaklarda hissettim...
Bu resmi görünce bile içim bi tuhaf oldu, orda sevgi adasına karşı oturup sağlep içmiştik, keşke oraya giden sandallar çalışsaydı o gün... aah aaah

tşkler

yüregine saglikk...tesekkürler..

Bir bekleyişin, bir özleyişin şarkısını yazdık, birbirimizi severek seninle. Gidersek küseriz biliyorsun birbirimize. Nasıl anlatılacaksa bir sevginin büyüklüğü, nasıl yaşanılacaksa bir aşkın hiç yaşanmamışlığı, öyle yaşıyoruz işte. Çırılçıplak, ama utançsız yaşıyoruz tüm aykırılıklara inat bu hayat sahnesinde. Örümcek yalnızlıklarımızla, yaşlı balıkçıların ağlarına takılacağız birgün seninle. Yüreğimizdeki martılarla, sözcüklerimizdeki yaşam pekmeziyle yitik düşlerimiz gün ışığına çıkacak elbet. Yüreğimizde biriktirdiğimiz dualarla bu küçücük dünyada bulacağız birbirimizi elbet günün birinde.

Fırtına öncelikle o güzel duygulu yufka yüreğine sağlık diyorum.o kadar sade yazılmışki her okuduğumda sanki gözümün önünde canlı bir tiyatro oynarmış gibi oluyor.bende bu güzel paylaştığın makalene yorum yapmak istiyorum.keşke tüm insanlarda silaha değilde senin gibi kaleme sarılsaydı dünyanın düzeni apayrı olurdu ozaman.her insanın yüreğinde artçı şoklar oluyordur.işte bu şoklar kişiden kişiye değişir kimisinden az kimisinde çok olur ve kimilerinde ise sürekli şoklar olmaktadır.bende şunu anladımki seninkinde süreklilik vardır.herhangi bir insanda süreklilik şoku olduğu müddetçe devamlı tedirginlikler içindedir.bu yüzden ne gece nede gündüz bu şokları unutmamaktadır.hele yalnız oldunmu hiç aklının ucunda çıkaramıyorsun.anlayacağın çok kötü bir hastalığa yakalanır insan. doktorlara gidiyorsun anlamazlar dilinden hastalığını söylüyorsun hastalığına göre ilaç bizde mevcut değil diyorlar.işte o an tekrar şoklara giriyor insan bi bakmışsınki üstündeki elbiseler islanmış yağmış yağmurlar.anlayacağın bende bu hastalıga yakalanmışım hemde en kötüsünden süreklilik... görüşmek üzere.

Sevgiler....