[COLOR="DarkRed"][SIZE="4"]Ah aklım!
Her şeye idare edebilen gücün nasıl da yok oldu. Hani bir yerde iki olmaz ya, aşk da öyle yaptı, kapladı her bir yanı akıl zerre kalmadı.
Akıl bütün mantığına rağmen, meğer tadını kaçırırmış hayatın.
Ama aşk öyle bir hale getirdi ki acısı mı lezzetinden büyük, lezzeti mi acısından anlayamadım.
Lezzeti de ölçülmez acısı da.
O ne lezzet ki tadını bir an hissetmek, aşkı bir an temaşa etmek, o kadar sıkıntıyı o sancıyı elinin tersiyle ittiriyor insana.
Aşka düştüğü an doğuyor insan, aşka düştüğümde doğdum bende, ondan öncesini bilmiyorum, o can’dı bu ten kafesinde, o can’dı ve can verdi ten kafesime, renkler değişti dünyamda, mana maddeyle buluştu, bakışlarım da değişti, tenimin rengi de. Zerre bir umut bile neler yapmıştı bana, bir gün sevgiliye kavuşmak umudu bal gibi tatlandırmıştı hayatımı. Bakışlar onun için, gülüşler onun için,velhasıl her hareket ve her şey onun için, neredeyse aynaya bakınca bile onu gördüm.
“Ballar balını buldum” dedim.
Arının balına bakarken zehirini hiç farketmedim, ve bu zehri hiç bilmeyerek O’nu sevdim. Benim için hayır mıdır şer midir bunu hiç düşünmedim.
Bal çalınmıştı ağzıma, susadım su içtim; bal yedim, susadım su içtim hep daha fazlasını istedim, içten gelen sevgimle defalarca “can” dedim O’na...
İsmini kimse benim kadar güzel söyleyemedi.
İsmimi kimse onun kadar güzel söyleyemezdi.
Anladım ne din, ne de yasalar yasaklayamazdı aşkı; yürekler Allah’a aitti çünkü.
Ya Büyük Sahra’da güneşin altındaydım ya da Sibirya’da karın altında...
Derlerdi ki iştahla yemek yerken hatırlayıp sevileni, yemek boğazda düğümleniyorsa, derin uykularda görülen rüyadan sonra bir daha uyku girmiyorsa gözlere, adı anıldığında ne dediğini bilmezleştiriyorsa insanı işte O’dur Aşk.
Sevgi iki heceydi, Aşk tek hece.
Ben TEK’e düşmüştüm.
Olan oldu bana, bana ne yaptığını ihtimal ki hiç anlamadı. Anlamadığı için suçsuzdu. Ama anlamadığı için yine de o suçluydu.
Belki aşk hiç suçlamamanın adıydı. Bunu da ben başaramadım.
Aklın istilasına uğradım zaman zaman. Aşk’ı kalbimle değil aklımla onaylamaya çalıştım.
Oysa aşkın kaldıramadığı tek yük akıldı, şüpheydi. Bunun önünü almamın imkanı yoktu. Bir aşk tarafım vardı bir de akıl, ikisi arasında kalmıştım.
Meğer Aşk indiği kalbi ya ihya ediyordu ya da yok...
Bütün yaşadıklarımı yok etmek için bütün yazdıklarımı yaktım yok ettim, eğer şu kalbim kalmasaydı geride bu Aşk hiç yaşanmamış olacaktı, O’nu yok edemedim.
Geçmişimin ve geleceğimin teminatı diye düşündüğüm aşk bir yalana dönüşmüştü.
Yalan düşmüştü Aşkımın orta yerine, yalandan ve ihanetten başka, ne düşseydi bu Aşka yemin ederim kaldırabilirdim.
“Ölmezler ki kurtulsunlar, yaşayacaklar ki yansınlar” Yenilendim yandım.
Ölüm diyordum Rabbim. Şimdi. Ne olursun!
Ölüm de uzaktı uyku kadar...
Rabbim dedim, kalbimin asıl sahibi sen değil misin?
O’nu ona ait olmayan o yerden alabilirsin; ama onu senden çok sevmemiştim ki.
Ve gece yarılarında yardım et dedim. Sessiz çığlıkla haykıra haykıra. Al bu Aşk’ı kalbimden diye yalvardım. Kur’anın kalbi Yasin gibi temizle kalbimi.
O’ndan nefret edebilmek için dua ettim.
Oysa “Rabbin girmediği tek kalp nefret dolu bir kalptir” buyrulmuştu. Hep hata ettim.
Onunla aramızda ki davayı hesabın büyük gününe bıraktım.
Ben garip aşık-ı şeyda iken
Terk-i can etmen vefa mı bana
Bi-vefa bi-vefa bi vefa
Can’ımı kaybetmiştim, kaybedecek hiçbir şeyi olmayandım... acıyan yerlerimin daha az acıyacağı ümidini de kaybettim.
Sessizce yenilgiye evet dedim.
Beslenmeyen herşey ölüme mahkumdu.
Aşkın da imanın da ateşi eğer beslenmezse sönüyordu.
Can’ım gurbete gitmişti, aslında O sadece gitmişti, gurbeti ben yaşıyordum.
Beslenemiyordu Aşk.
Gurbete giden Can değil belki de Aşk’tı, dönmeyi becerememişti bir türlü.
Haber kuşum hislerimdi, bütün gücüyle ayakta duran ve yıkılmayan... aldığım habere göre Aşk’ın Can’ı gidiyordu.
Ne yazık ki ancak ebedi olduğu zaman adına Aşk denilen o duygu belki Aşk bile değildi.
Mürebbimin dediğine göre sevmek için göze ve söze gerek yoktu, insan görmeden de konuşmadan da sevebilirdi.
Bu yolun yalan olduğunu bilseydim çıkar mıydım.
Yıllar geçti... Aşk ter u taze ama Can yok.
Aşk can verdi
[/SIZE][/COLOR]
[SES]http://www.fileupyours.com/files/106162/www_antoloji_com_324706_398.MP3[/SES]