Çocukluğum çıraklıkta geçti,
Kir-pas içinde.
Gençliğim korsan yürüyüşlerde, mitinglerde.
Hapse erken düştüm,
Copla erken tanıştım,
Küçük voltalardan bıktım, usandım!
Şimdi uçsuz bucaksız ovalarda,
Adımlarımı saymadan,
Geriye döüp bakmadan,
Usanmadan, bıkmadan,
Deli taylar gibi koşmak istiyorum!
Ve görüyorsun ki;
Aşkı beceremiyorum
Beni kendi halime bırak, yavrucuğum,
Ben yolumu nasıl olsa bulurum
Upuzun çayırlarda,
Yalınayak koşmak istiyorum.
Saçlarım rüzgara konuk,
Yüzüm dağlara döük
Göğsümün çeperini,
Ölümle sınayan esaret,
Ve yüreğimi yararcasına zorlayan cesaret;
Kıyasıya vuruşsun istiyorum!
Koşmak koşmak istiyorum, sevgilim
Döemezsem, affet
Firari gecelerin azmanı olmuşum,
Bütün istasyonlarda afişim durur.
Beni bir çocuk bile bulur
Dokunma bana, çıldırırsın!
Dokunma bana, ellerin tutuşur!
Koşmak istiyorum;
Eksozların, molozların,
Yağmaların kıyısından.
Onca insafsızlıkların,
Onca haksızlıkların,
Manzarasızlıkların, parasızlıkların,
Allahsızlıkların kıyısından
Kimseye ve hiçbir şeye değmeden,
Ciğerlerimi yok edercesine koşmak istiyorum!
Koşmak istiyorum;
Şiirimin ve yumruğumun namusuyla
Kavgaya karışmadan, tutuklanmadan
Ve küfür etmeden
Kafamı kırarcasına koşmak istiyorum!.
Avucunu son bir defa,
Ağlamadan tutmak istiyorum;
Gözlerim yüzüne küskün,
Sazım sevgine suskun
Saati ayrılığa kurmuşum,
Olmaz teslimiyet!
Ziyan aklımı senle bozmuşum,
İçerim felaket!.
Kurşunlara geleyim istiyorum,
Ölmek ölmek istiyorum, sevgilim
Sağ kalırsam, affet!
Firari acıların uzmanı olmuşum.
Bütün telsizlerde adım okunur;
Beni bir korkak bile vurur
Dokunma bana, fişlenirsin!.
Dokunma bana, sen de yanarsın!
Kir-pas içinde.
Gençliğim korsan yürüyüşlerde, mitinglerde.
Hapse erken düştüm,
Copla erken tanıştım,
Küçük voltalardan bıktım, usandım!
Şimdi uçsuz bucaksız ovalarda,
Adımlarımı saymadan,
Geriye döüp bakmadan,
Usanmadan, bıkmadan,
Deli taylar gibi koşmak istiyorum!
Ve görüyorsun ki;
Aşkı beceremiyorum
Beni kendi halime bırak, yavrucuğum,
Ben yolumu nasıl olsa bulurum
Upuzun çayırlarda,
Yalınayak koşmak istiyorum.
Saçlarım rüzgara konuk,
Yüzüm dağlara döük
Göğsümün çeperini,
Ölümle sınayan esaret,
Ve yüreğimi yararcasına zorlayan cesaret;
Kıyasıya vuruşsun istiyorum!
Koşmak koşmak istiyorum, sevgilim
Döemezsem, affet
Firari gecelerin azmanı olmuşum,
Bütün istasyonlarda afişim durur.
Beni bir çocuk bile bulur
Dokunma bana, çıldırırsın!
Dokunma bana, ellerin tutuşur!
Koşmak istiyorum;
Eksozların, molozların,
Yağmaların kıyısından.
Onca insafsızlıkların,
Onca haksızlıkların,
Manzarasızlıkların, parasızlıkların,
Allahsızlıkların kıyısından
Kimseye ve hiçbir şeye değmeden,
Ciğerlerimi yok edercesine koşmak istiyorum!
Koşmak istiyorum;
Şiirimin ve yumruğumun namusuyla
Kavgaya karışmadan, tutuklanmadan
Ve küfür etmeden
Kafamı kırarcasına koşmak istiyorum!.
Avucunu son bir defa,
Ağlamadan tutmak istiyorum;
Gözlerim yüzüne küskün,
Sazım sevgine suskun
Saati ayrılığa kurmuşum,
Olmaz teslimiyet!
Ziyan aklımı senle bozmuşum,
İçerim felaket!.
Kurşunlara geleyim istiyorum,
Ölmek ölmek istiyorum, sevgilim
Sağ kalırsam, affet!
Firari acıların uzmanı olmuşum.
Bütün telsizlerde adım okunur;
Beni bir korkak bile vurur
Dokunma bana, fişlenirsin!.
Dokunma bana, sen de yanarsın!