Us konusunda İbn Sinâ ayrı bir düşünce ortaya atmıştır. Ona göre us beş türlüdür. Özdeksel us
bütün insanlarda ortak olup
kavramayı
bilmeyi sağlayan bir yetenektir. Bir yeti olarak işlek us
yalın
açık ve seçik olanı bilir
eyleme yöneliktir
durağan bir güç niteliğinde değildir. Eylemsel us
kazanılmış verileri kavrar ve ikinci aşamada bulunan ustan daha üstündür. Kazanılmış us
kendisine verilen ve düşünebilen nesneleri bilir. Aşama bakımından usun olgunluk basamağında bulunur. Bu aşamada usun kavrayabileceği konular kendi özünde de vardır. Kutsal us
usun en yüksek aşamasıdır. Bütün varlık türlerinin özünü
kaynağını
onları oluşturan gücü
başka bir aracıya gereksinme duymadan
bir bütünlük içinde kavrar.
İnsan
ayrıntıları duyularla algılar
tümelleri usla kavrar. Tümelleri kavrayan yetkin us
nesneleri anlama yeteneği olan etkin usa olanak sağlar. İnsan usunun algıladığı ayrıntılar
kendi varlıkları dolayısıyla değil
nedenleri yüzünden vardır. Us
bu kavranabilir nesneleri kazanabilmek için ilkin duyu verilerinden yararlanır. Sonra duyu verilerini usun genel kurallarına göre işlemden geçirir
yargıları ortaya koymada onları aşar.
Yaratılış konusunda İbn Sinâ
varlığın sıralı düzeninde
"bir'den bir çıkar" ilkesine dayanır. İlk "bir"
zorunlu varlık
Tanrı'dır. O'nun varlığı yalnız kendisini gerektirir. Var olma
Tanrı'nın özünden gelen gerekimdir. İlk neden ilk gerçekliktir. Tanrı'dan ilk us ortaya çıkar. Çokluk bu usla başlar. Bundan da felek ve nefsin usları türer. Her ustan da
o usun özü ve cismi oluşur. Us cismi aracısız olarak devindiremeyeceği için
uslar sırasının sonunda etkin us
akıl bulunur. Ondan da dünya ile ilgili nesnelerin maddesi
cisimlerin biçimleri ve insan özleri doğar. Etkin us
tümünün yöneticisidir. Yaratılış önsüzdür ve yeri de maddedir. Madde
soyut ve tüm varlığın öncesiz olanı
nefsin eylem alanı
sınırı ve tüm parçaların kaynağıdır. İlk us
kendisini ve zorunlu varlığı bilir. Buradan ikilik doğar. İlk us kendinde olanaklı
ilk varlık için ise zorunludur. Her tikel feleğin ilk kımıldatıcısı vardır. İlk kımıldatıcıları eyleme sokan tinsel varlıklardır. Her feleğin de iyiliğini düşünen kımıldatıcı bir nefsi vardır. Nefsin eylemi
etkin usa ulaşır.
Evrenin varlığı
zorunlu olan
Tanrı'yı gerektirir. Başka bir varlığın etkisiyle var olan evren sonsuz olamaz. Devinme
nesnenin özünde saklı güçten doğar. Her nesnenin özünde devindirici bir güç vardır. Nesne kendini kendinin etkin öznesi değildir. Bu güç
nesneye biçim de kazandırır.














İnsan







Yaratılış konusunda İbn Sinâ
















Evrenin varlığı



