Gel bugün, küçük bir buse kondur yüreğime ve son bulsun anlamsızlıklarım.
Gel, bir parça olsun sen olsun nefesimde,
Gel de, sen olayım olmasak da...
Gel az...
Gelirsen azlarım eksilecek,
Gel de çoğalayım!
Şimdi tüm sustuklarımı sustum!
Gel bir,
Bir dokun,
Bir sar.
Küçük ruhlu bir şeyim ben. Parmak uçlarımda taşıdığım bir yürek var. Bir de mesafeler var aşamadığım. Çarpıntım da var gerçi, koşmalıyım varmak için, koşarsam düşerim yar! Sen gel bu yüzden. Hazana inat, yansın tüm ışıklar. Şehrimde bahardanlıklar yansın.
Soğuk bir sabaha uyanışımda, geçmez dakikalar. Dört duvarlara yankı olur çığlıklarım. Lakin bir haber salsan an'ıma, çığlıklarım susar yar. Gel sustur(konuştur) beni.
Sadık değildir karabasanlar yalpalandıklarına, gölgenle kaybolacaklar verilmiş andları var. Gel, kov yar!
Sığındım yine kendime.
Son olan birşeyler var.
son/söz/"son"du/söylendi/son desem yaraşacak belki. Ama yok, benim en en çok sana sarılasım var...
Gel...
Gelecek biri olmaksızın yazılmış satırlardır bunlar... Ne beklediğim, ne geleceğim, ne gideceğim var...
Dokunma bana,kapanmamış yaralarla doluyum..
Canımı acıtma,bir yarada sen açma..
Sevme beni yoğun duygularımda boğulursun..
İsteme beni yasaklarla boğuşursun engellerle doluyum..
Çözmeye çalışma sakın,seninle karışır iiice kaybolurum..
Güvenmiosan kendine inandır beni aşkın warlığına..
Sonucunda öele bi aşk yaşatırım ki vazgeçemesiin tutkun olurum..
Yıkabilirsen duvarlarımı sakın bırakma beni tüm tutkularım ve
Gücümün arkasında halen minik bir çocuğum,büyütmezsen kaybolurum...
Ben yalnızlıklar insanıyım sen rahatça okurken bunları ben seni düşünür Kederlenirim.....
..Yokluğun bir rüzgardır şimdi eser gönlümün soğuk duwarlarına her gece..Göz yaşlarım yağmurlara karışır,yağmurlar gözyaşlarıma.....
Gel, bir parça olsun sen olsun nefesimde,
Gel de, sen olayım olmasak da...
Gel az...
Gelirsen azlarım eksilecek,
Gel de çoğalayım!
Şimdi tüm sustuklarımı sustum!
Gel bir,
Bir dokun,
Bir sar.
Küçük ruhlu bir şeyim ben. Parmak uçlarımda taşıdığım bir yürek var. Bir de mesafeler var aşamadığım. Çarpıntım da var gerçi, koşmalıyım varmak için, koşarsam düşerim yar! Sen gel bu yüzden. Hazana inat, yansın tüm ışıklar. Şehrimde bahardanlıklar yansın.
Soğuk bir sabaha uyanışımda, geçmez dakikalar. Dört duvarlara yankı olur çığlıklarım. Lakin bir haber salsan an'ıma, çığlıklarım susar yar. Gel sustur(konuştur) beni.
Sadık değildir karabasanlar yalpalandıklarına, gölgenle kaybolacaklar verilmiş andları var. Gel, kov yar!
Sığındım yine kendime.
Son olan birşeyler var.
son/söz/"son"du/söylendi/son desem yaraşacak belki. Ama yok, benim en en çok sana sarılasım var...
Gel...
Gelecek biri olmaksızın yazılmış satırlardır bunlar... Ne beklediğim, ne geleceğim, ne gideceğim var...
Dokunma bana,kapanmamış yaralarla doluyum..
Canımı acıtma,bir yarada sen açma..
Sevme beni yoğun duygularımda boğulursun..
İsteme beni yasaklarla boğuşursun engellerle doluyum..
Çözmeye çalışma sakın,seninle karışır iiice kaybolurum..
Güvenmiosan kendine inandır beni aşkın warlığına..
Sonucunda öele bi aşk yaşatırım ki vazgeçemesiin tutkun olurum..
Yıkabilirsen duvarlarımı sakın bırakma beni tüm tutkularım ve
Gücümün arkasında halen minik bir çocuğum,büyütmezsen kaybolurum...
Ben yalnızlıklar insanıyım sen rahatça okurken bunları ben seni düşünür Kederlenirim.....
..Yokluğun bir rüzgardır şimdi eser gönlümün soğuk duwarlarına her gece..Göz yaşlarım yağmurlara karışır,yağmurlar gözyaşlarıma.....